Bölüm 13 : Sen De Geliyorsun!

avatar
8062 38

A Will Eternal - Bölüm 13 : Sen De Geliyorsun!


Çevirmen : Clumsy 

 

Denetim Departmanı ve Fırınların düşmanlığı yıllara dayanıyordu. Çok fazla gerginlik yaşansa da işler hep kontrol altında tutulmuştu. Ufak çaplı yaralanmalardan öteye gidilmezdi.

 

İki ekip arasındaki mücadele bir tütsünün yanışı kadar sürdü. Büyük Şişman Zhang ve diğer şişmanlar, Chen Fei ve ekibini siyah-mavi arası renklere dönene dek dövmüş, Denetim Departmanı ancak ana kapıyı tamir etmek için yeterli ruh taşı ödedikten sonra serbest bırakılmıştı.

 

Ayrılmakta olan Chen Fei ise çitlerin üzerinde oturan Bai Xiaochun’a son bir kez bakmış, gözlerindeki nefret iyice derinleşmişti.  Bai Xiaochun piyasaya çıktığından beri Fırınlar daha da baş belası bir hal almıştı.

 

Bu mücadele hizmetli kısmında da çok ilgi uyandırmıştı. Pek çoğu Denetim Departmanının Fırınlara karşı bir yaptırım uygulayamayacağını öğrenince çok sinirlenmişti. Ancak Hou Xiaomei gibi bunu iyi bir fırsat olarak görenler de vardı.

 

Fırınlar tayfası bu işi tek seferde bırakmayacaktı, bir sonraki ayki sınavda da başlangıç çizgisindeki yerlerini almışlardı.

 

Onları çevreleyen hizmetlilerin bakışları görülmeye değerdi.

 

Büyük Şişman Zhang boğazını temizleyerek çevresindekilere seslendi: “Bayanlar baylar, eğer bizi geçip ilk üçe erişirseniz bizden yer satın almanız gerekmez. Biz bunu yalnızca tarikatımızın iyiliği için yapıyoruz! İyi bir mücadele iyinin de iyisini çıkartır!”

 

Sinirli kalabalığı gören Bai Xiaochun, Büyük Şişman Zhang’a bu tarz bir konuşma yapmasını söylemişti. 

 

Ziller çalınıp zorlu sınav başladığında Fırınlar tayfası ve tüm diğer hizmetliler canları buna bağlıymışçasına koşmaya başladı.

 

Şişmanların ve Bai Xiaochun’un görünemeyecek kadar uzaklaşması çok vakit almadı. Diğer hizmetlilere de acılı gülümsemeler düşmüştü ama hiçbiri yarışı bırakmıyordu.  

 

Anlaşılan Büyük Şişman Zhang’ın sözleri kalplerine dokunmuştu…

 

Ancak galip yine Fırınlar oldu, tabii bu da hizmetli alanında büyük bir münakaşaya yol açtı. Ama yeterli yetişime sahiplerdi ve fiziksel olarak da devasa haldeydiler. Haliyle kimse onlara bir şey söylemeye cesaret edemedi.

 

Fırınlar artık hiç olmadıkları kadar mercek altındaydı. Hâlihazırda hizmetliler arasında tanınan bu topluluğun namı, geçmiş yılların çok daha ötesine geçmişti.

 

İki ay daha geçti ve Fırınlar tayfası zorlu sınavları hiç kaçırmadı. Ayın o günü onlar için ruh taşı ödemesi günüydü.

 

Bai Xiaochun da ruh taşı birikimi konusunda bir hayli heyecanlıydı. Yakında ihtiyacı olan tıbbi bitkileri alacak kadar birikimi olacaktı. Sonuçta sınavlar hız kesmeden devam ediyordu.

 

Şafak vaktiydi. Büyük Şişman Zhang, Üçüncü Şişman Hei ve diğer şişmanlar erkenden uyanmıştı. Bai Xiaochun da onlara katılmış ve dokuz üye üç gruba ayrılmıştı, Büyük Şişman Zhang’ın öncülük ettiği grubun hedefi Kokulu Bulut Tepesiydi.

 

Ancak yolları Denetim Departmanından bir grup tarafından kesildi. Hiçbir açıklama yapmadan kavgaya başlamışlardı. Denetim Departmanı üyeleri sayı olarak avantajlıydı, haliyle kötü bir mücadele oldu. Çok geçmeden yarışın zilleri çalındı, bu durum Büyük Şişman Zhang’ın gözlerini kan çanağına çevirmişti.

 

Sesler duyulduğu anda Denetim Departmanı üyeleri de görevlerini tamamladıkları için kaçışmaya başladı. Büyük Şişman Zhang, Bai Xiaochun ve Üçüncü Şişman çok öfkeli olsalar da kovalamacaya zaman yoktu. Hızlıca Kokulu Bulut Tepesine koşturmaya başladılar. Vardıklarında hiç kimseyi bulamadılar ve tek yapabilecekleri çoktan başlamış olan yarışa katılmak oldu.

 

“O Denetim Departmanı piçleri!” diye lanet okudu Büyük Şişman Zhang. “Burada işimiz bitene kadar bekleyin, tüm Kardeşlerimi çağırıp sizi perişan edeceğiz!” Kendisini o kadar zorluyordu ki bedeni yanıp tutuşuyor gibiydi, görünür bir şekilde incelmişti. Sonucu da patlayıcı bir hızdı tabii.

 

Bai Xiaochun da çok öfkeliydi. Hedefine ulaşmasına yalnızca birkaç ruh taşı kalmıştı. Dişlerini sıkarak tüm gücüyle koşuyordu. Büyük Şişman Zhang ve Üçüncü Şişman Hei’yle arasındaki mesafeyi koruyarak dağ yolundaki hizmetlileri tek tek geçmeye başladı.

 

Dağın tepesine ulaştıklarındaysa önleri kesildi. Zirvede durup girişi kapatan üç kişi vardı.

 

En öndeki isim Chen Fei’ydi, üçüncü Qi Yoğunlaşma seviyesinden iki iriyarı adamla birlikteydi. Bai Xiaochun ve diğerlerini gördükleri anda kükrercesine kahkahalar savurdular.

 

“Büyük Şişman Zhang ve Bai Xiaochun da buradaymış! Eh, endişelenmeyin, hala yerimiz var. İster misiniz?”

 

Büyük Şişman Zhang dişlerini sıktı ve kanlı gözleriyle bağırdı: “Aşağılık! Utanmaz! Seni dalkavuk!”

 

“Hey, burada tarikat kurallarını ihlal etmiyoruz, madem Fırınlar gelebiliyor, Denetim Departmanı da gelebilir!”

 

“Hahaha! Bu iş bundan sonra Denetim Departmanına ait!”

 

Chen Fei ve arkadaşlarının alaycı kahkahalarını dinleyen Bai Xiaochun ve diğerlerinin öfkesi iyice kabarmıştı. Diğer Denetim Departmanı üyelerinin neden kendilerini pusuya düşürdüğü şimdi netleşmişti. Hepsi büyük bir komplonun parçasıydı!

 

Büyük Şişman Zhang korkunç bir kükreme koyuverdi, saldırmak üzereydi. Artık bir kavga kaçınılmazdı. Üstelik böyle bir şeyin gelecekte de yaşanmayacağının garantisi yoktu. Ruh taşları onlardan çalınabilirdi ve bu da onları kaynatmaya yeter de artardı bile.

 

Üçüncü Şişman Hei de aynı oranda öfkelenmişti. İkili saldırıya geçmek üzereyken Bai Xiaochun düşünceli halini tamamlayarak fısıldadı: “En Büyük Abi, sen elinden geldiğince hızlı koşarak onları bitiş çizgisinden geçir. Bugün ruh taşı alamayabiliriz ama hiç değilse o Denetim Departmanı işimizi çalamasın!”

 

Büyük Şişman Zhang’ın gözleri hemen neşe dolmuştu. Bai Xiaochun’un ne kadar sinsi olduğunu bir kez daha idrak etti. İçten bir kahkaha atarak ileriye atıldı. Üçüncü Şişman Hei de parıl parıl gözleriyle, kıkırdayarak onu takip etti.  

 

Yol fazla geniş değildi, ileriye atılan Büyük Şişman Zhang ve Üçüncü Şişman Hei de koca bir duvara dönüşmüştü.

 

Böylece Chen Fei ve diğerlerine doğru yoğun bir rüzgâr akımı başladı.

 

Bai Xiaochun da Büyük Şişman Zhang’ın arkasından geliyor, rüzgâr yaratıyordu.

 

Chen Fei ve arkadaşları o anda saldırıya uğradı. Ancak sonu iyi olmayacaktı. Büyük Şişman Zhang ve Üçüncü Şişman Hei’nin ileri atılışı yaban domuzlarını andırıyordu.

 

Çifte atakları hayaletleri ve tanrıları şok edecek seviyedeydi. Çılgıncasına atılarak Chen Fei ve arkadaşlarını geriye uçurmuşlardı. Chen Fei ve arkadaşları olup biteni idrak ettiğinde öylesine şaşırdılar ki kafatasları çatlayacak gibiydi.

 

Başka bir senaryoda Chen Fei ve arkadaşları yana çekilebilir veya saldırıya karşılık verebilirdi. Ancak burada aşağıya uçmak iyi bir senaryo olmaz, aksine yenilgilerini garantiye alırdı.

 

Bu yüzden öfkeli suratlarla geriye itilmekten başka bir şey yapamamışlardı.

 

Dış Kesim çırağı olmak istemedikleri kesindi. Terfi aldıktan sonra Denetim Departmanından ayrılacak, sıradan çıraklar olup haram kazançlarından mahrum kalacaklardı.

 

“Zhang Abi, yapma!” diye bağırdı alnından terler dökülen Chen Fei. “Söylemek istediğim bir şey var–” Ancak lafı Bai Xiaochun tarafından kesildi.

 

“En Büyük Abi, devam et! Onları bitiş çizgisine it!”

 

Büyük Şişman Zhang karşılık olarak yeni bir kükreme çıkardı ve eskisinden de kuvvetli bir şekilde itmeye başladı. Üçüncü Şişman Hei de ona katıldı, Chen Fei ve arkadaşları artık bitiş çizgisindeydi. Çizgiyi ilk geçen arkadaki iriyarı adamlardan biri oldu, dağın tepesinde ağlamak ister gibi duruyor ancak bunu bile başaramıyordu.

 

Diğer iriyarı herifse acınası bir çığlık atmıştı. Yalpalıyor, göğsünü pişmanlıkla yumrukluyordu.

 

Çizgiyi en son geçense Chen Fei oldu. Ne kadar mücadele etmiş olsa da yol çok dardı ve darbenin etkisiyle çizgiyi geçmek zorunda kalmıştı. Büyük Şişman Zhang ve diğerlerine bakan gözleri cinayet isteğiyle kanlanmış haldeydi.

 

“Bai Xiaochun!!” En çok nefret ettiği isim Büyük Şişman Zhang değildi, bu uğursuz planı başlatan Bai Xiaochun’du.

 

Başından beri tüm olayı izlemiş olan iki Dış Kesim çırağı boğazlarını temizleyip geriledi, söyleyecek bir şeyleri yoktu.

 

Büyük Şişman Zhang ve Üçüncü Şişman Hei ise bitiş çizgisinin önünde gururlu ve içten kahkahalar atmakla meşguldü.

 

“Sonra görüşürüz, Chen Fei!” diyen Büyük Şişman Zhang, karnına vurup yağlarını oynatıyordu. “Hahaha! Gerçi artık hizmetli alanında görüşemeyiz! Hahaha! Seni özleyeceğim! Bir Dış Kesim çırağı olduğun için tebrikler!”

 

Chen Fei ve arkadaşları kan kusmaya çok yakındı, şu anda cinayet işlemekten daha çok istedikleri hiçbir şey yoktu.

 

Bai Xiaochun kalkık çenesiyle son derece hoşnut görünüyordu. “Teşekküre gerek yok beyler. Ejder kapısından atlayan balıklar olduğunuz için tebrikler. Dış Kesim çırakları olarak başarınız ilahi atları andıracak. Biz Kardeşleriniz olarak sizlere içten tebriklerimizi sunuyoruz!”

 

Ama bu cümleleri Kokulu Bulut Tepesinin üzerinden yankılanan yeni bir cümle takip etti.

 

“Tebrike gerek yok, sen de geliyorsun.”

 

Bai Xiaochun, bu sözler kulaklarına dolduğu saniyede titremeye başladı. Gözleri korkuyla dolarken güçlü bir çekim kuvveti dağların üzerinden başlayarak onu sarmaladı ve havalandırdı.

 

Bai Xiaochun, acınası çığlıklar atarken nafile bir çabayla kollarını sınav sınırlarındaki bir ağaca sardı.

 

Bir yandan da, “Abilerim, kurtarın beni!” diye bağırıyordu.

 

Bu gelişme çok hızlı yaşanmıştı. Daha Büyük Şişman Zhang ve Üçüncü Şişman Hei tepki veremeden çatırdama sesleri Bai Xiaochun’un tutunduğu ağacı ikiye böldü. İpi kesilen bir uçurtma gibi havalanan Bai Xiaochun ise dağlardan yukarı doğru dönerek yükselmeye başladı. Bu esnada yukarıda uzun mavi pelerinli, sinirli görünmese de oldukça tehdit edici bir havaya sahip orta yaşlı bir adam belirdi. Bu kişi…

 

Li Qinghou idi.

 

#Hahahah! Denetim Departmanı üyelerini kendi oyunlarıyla vurup zorla Dış Kesime göndermeleri harikaydı. Ama ne yazık ki bedeli ağır oldu. Bai Xiaochun da Fırınları bırakmak zorunda gibi görünüyor. Bakalım neler olacak, okumaya devam!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr