Bölüm 214 Yüzleşme

avatar
496 2

Yeşil Karga - Bölüm 214 Yüzleşme


Bölüm 214


Parça 1


   Karanlık bir mağaranın derinlerinde duyulabilen iki ses vardı. Biri tavandan damlayan ufak su tanelerine aitti. Diğeri ise demir bir kafeste ağlayan küçük bir kıza aitti.


Nasıl, neden, niçin bilmiyordu. Hatırlamıyordu. Tek hissettiği korkuydu.


Korkuyorum korkuyorum korkuyorum korkuyorum korkuyorum.

Zihninde dönüp duran tek kelime aklını kaybetmemesinin tek nedeniydi. Ailesi, arkadaşları bütün köyü gözlerinin önünde öldürüldü. Yeni yeni öğrenmeye başladığı iyileştirme büyülerini deneyip durdu ama kimseyi kurtaramadı. Her şey bir an da olup bittiği için hala kabullenmesi zor geliyordu.


Suçlu suçlu suçlu...


Zihninde duymaya başladığı sesleri bastıramıyordu. Küçük kalbi her an parçalanacak gibiydi. Gözlerinden artık yaş akmıyordu tek nedeni akacak yaş kalmamasıydı. Kaç dakika? Kaç saat? Kaç gün? Kaç ay? bilmiyordu. Arada bir gelen aynı yüz ondan büyü yapmasını istiyordu ama asla kabul etmedi. Ne kadar kırbaçlansa da ne kadar işkence edilse de ne kadar acı çekse de katillere yardım etmektense acı çekmeyi kabul etti.


Ağladı acı içinde bağırdı ama asla isteklerini kabul etmedi. Günün hangi anıydı bilmiyordu ama yalnız olduğu anlar artık daha rahattı. Tavana baktı hafif parlayan ufak kristaller ona yıldızları hatırlatıyordu.


Annesinin sözleri zihninde canlanıyordu.


'Reiko ne zaman yalnız hissedersen yıldızlara bak hem her zaman yanında olacaklardır hem de her zaman sana yol göstereceklerdir. Bu sonsuz gökyüzünün karanlığında parlayan yıldızlar bizlerin umudu.'


Küçük kız gülümsemeye çalıştı ama nasıl gülümseyeceğini bile hatırlamıyordu istemsiz akmaya başlayan göz yaşlarını sildi. Annesinin bu sözlerinin onu kurtarmasını istiyordu ama hiçbir işlevleri yoktu.


Her geçen gün zihni giderek kararıyordu delilikten sadece bir adım uzaktaydı.


Reiko.


Zihninde bir ses ona erişti. Kendi sesi gibiydi ama aynı zamanda farklı hissettiriyordu. Korktu irkildi ama kaçmadı.


'aaa'


Konuşmayı denedi ama konuşamadı. Uzun süredir konuşmamanın getirdiği bir etki olmalıydı. Kurumuş dudaklarını tekrar harekete geçirdi ama olmuyordu. Bir saat boyunca denedi çabaladı ve sonunda konuşmayı başardı. Çok akıcı değildi ama yine anlaşılırdı.


'Yardım et lütfen yardım et, daha fazla dayanamayacağım. YARDIM ET.'


Haykırdı yardım istedi. Kimden neyden yardım istediğini bilmiyordu ama ona elini uzatacak herkese el uzatmaya hazırdı. Bir kıkırdama duydu. Vücudundan sızan büyüsü etrafını sarıyordu. Sıcak, uzun bir aradan sonra vücudu sıcaklığı hissetti. Sıcaklık onu sarıp sarmalıyordu. Zihni karanlığı bulanıyordu. Gözleri giderek ağırlaşıyordu. Direnmedi kendini bu hisse bıraktı. Sonunda mavi gözleri kapandı ve birkaç saniye sonra tekrar açtığında gözlerinde yeni bir parıltı vardı. Yeni doğmuş bir hayatın belirtisi. Her şeyden herkesten daha güçlü hissediyordu. Sanki kendinde eksik gördüğü her şeye bir an da sahip olmuş gibi hissediyordu. Tüm acısı üzüntüleri artık yok gibiydi. Sanki artık bambaşka biriydi. Daha güçlü daha özel ve en önemlisi yardım dilenmeyecek biriydi. Ayağı kalktı üstünde ki neredeyse olmayan elbise parçalarından kurtuldu elleriyle kafesin parmaklıklarını tuttu.


'HEYY İSTEDİĞİNİZ GİBİ SİZİ İYİLEŞTİRECEĞİM AŞAĞI  GELİP BENİ ÇIKARIN'


Sesi mağarada yankılanıyordu. Kısa bir süre sonra gelen takırtılardan sonra birkaç kişi yaklaşıyordu.


'Haha demek aylar sonra pes etmeye karar verdin. Hmmm neden çıplak olduğunu merak ediyorum ama şimdiye kadar fark etmediğimize yazık fazla güzel bir vücudun var. Belki biraz eğlenebiliriz.'


Diğer iki kişi de onla beraber gülüyordu. Cebinden bir anahtar çıkarıp kapısını açtı. Karşısında duran küçük kıza yaklaştı ve omuzlarını tutup süzdü.


'Hehee'


Yavaşça dudaklarını boynuna doğru götürürken boynunda ki damarın tek hamlede ısırılıp parçalanmasıyla kendini geri attı. Akan kanı eki eliyle durdurmaya çalışırken diğerleri panikledi ama hareket edemiyorlardı. Yerden çıkan sert kökler tüm vücutlarını çoktan sarmıştı.


'Çıt, çıt, çıt birazdan kırılacak olan kemiklerinizin çıkaracağı sesler buna benzer olacak.'


Kökler giderek sıklaştı ve ikisinin tüm kemiklerini parçaladı. 3 ölünün arasından korkunç bir tatmin duygusuyla geçerken bir tanesinin pelerinini alıp kendini sardı. Yürümeye devam etti ve dışarı çıktı. Küçük bir ateşin etrafında oturan 6 kişiye doğru yürüdü.


'Abilerim buraya bakın.'

Sevimli bir tonda söylediği sözler o güzel suratıyla uyumluydu. Akşam olması işleri daha güzel kılıyordu. Hepsi sesin sahibine şaşkınlıkla döndü. Üzerinde ki pelerini yavaşça yere bıraktı. Dudaklarını yaladıktan sonra konuşmaya başladı.


'Hadi biraz eğlenelim.'


Yerden yükselen kalın kökler hepsini bir an da yakaladı ve ağızlarında girip içeriden parçalayarak çıktılar. Yüzünde ki tatmin duygusu tarif edilemezdi. Bir süre sonra zihni bulanmaya başladı sanki bastırılıyordu. Başını tuttu.


'Sakin ol bak her şey artık iyi neden tekrar yüzeye çıkmaya çalışıyorsun.'


Zihni kararmaya başladı ve bayıldı. Kısa bir sonra gelen haydutların peşindeki birlik küçük kızı oradan alıp güvenli bir yere götürdü. Küçük kız tekrar gözlerini açtığında artık güvendeydi ama neden nasıl niçin olduğunu hatırlamıyordu.

Zaman hızla geçti. 


Aradan geçen belirsiz bir yıl sayısı sonra karanlık ormana bir bitkiyi bulmak için bir maceracı ile beraber geldi ama çok geçmeden ghoul'lar tarafından saldırıya uğradılar ve maceracı da öldü. Ormanın içinde yalnız başına koşmaya devam ederken içinde bir şeylerin hareketlendiğini hissedebiliyordu. Görüşü bulanıklaşırken karanlık orman yeşil bir ışıkla kısa süreliğine aydınlandı. Kendine gelmesine yardımcı olmuştu bu ışık koşmaya devam ederken dev bir ghoul tarafından ağaca fırlatılan bir insan gördü. Hayattaydı ama baygın ve pek de iyi durumda sayılmazdı bulduğu kişi. Kendini topladı ve  bulduğu kişiyi korumak için etraflarını bir bariyerle sardı. Umutsuz bir denemeydi. Bariyer uzun süre dayanmayacaktı ama yine de korumaya devam etti bir yandan da elinden geldiğince iyileştiriyordu bulduğu kişiydi.


  Umutsuz bir çırpınış dedi aklında bir ses, kurtarsan bile bir kez yenildi ne yapacak ki? dedi ses sözlerine devam ederek. Reiko anlam veremiyordu. Belki de başka birinin daha ölümünü izlemek istemediği için çabalıyordu belki de bu sefer kaçmak yerine ölmeyi seçiyordu. Acınası hayatı en azından biraz da olsa anlamlı hale gelsin diye çabalıyordu belki de. Belki de hissettiği suçluluk duygusundan arınmak istiyordu ya da sadece devam edecek isteği kalmadı. Saçmalık dedi aklında ki ses. Aynı esnada Reiko iyileştirmeye çalıştığı kişiyi dizlerine yatırdı. Reiko'nun uzun sarı saçları omzundan aşağı süzülerek dizlerinde ki kişinin yüzüne düştü. Saçlarını yavaşça çektiği sırada kurtardığı kişi gözlerini araladı. Açık yeşil gözleri parlıyordu.


O gün Reiko gerçek bir yıldız bulduğunu düşündü bu onun Kazeru yani yıldızıyla tanışmasıydı...


Parça 2


'Uyandın mı?'


Bir kamp ateşinin yanında yatıyordu hemen karşısında bir sırıtışla oturan mor cadı konuşmasına devam etti.


'Evet ilk aşamayı geçmeyi başardın geçmişinle yüzleştin.'


Reiko şaşkınca yattığı yerden kalktı. Olan biten her şey hafızasına akıyordu tek bir soru işareti bırakmadan her şeyin cevabını aldı.


'Şimdi her şeyi anladığına göre fark etmişsindir. Yavaştan da olsa savaşmayı bilen haline yaklaşıyorsun o senden ayrı biri değil benim yapacağım şey sizi bir hale getirmek olacak. Bunu başardığımız da sana garanti veriyorum o eşyaları kullanmakta sıkıntı çekmeyeceksin.'


Reiko sessizce dinledi. Bakışları ateşten kaldırıp Aiko'ya çevirdi. Açık mavi gözleri daha karanlık bir tondaydı. Suratında kendinden emin bir ifade vardı.


'O zaman başlayalım cadı.'



Devam edecek







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr