Bölüm 946: Şeftali Çiçeği Köyü'nde Parmakla Gösterilen Çocuk

avatar
1158 41

Xian Ni - Bölüm 946: Şeftali Çiçeği Köyü'nde Parmakla Gösterilen Çocuk



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Uzayın genişliğinin içinde parlak bir nebula vardı. Bu renkli nebula durgun gibi görünse de gözle görülmeyen bir değişimin içindeydi.

 

Bu nebula farklı renklerle doluydu ve son derece güzeldi.

 

O gün nebuladan bir ışık ışını çıktı. Bu ışık ışını hızlı değildi ama nebuladan geçtiğinde nebula adeta çalkalanıp kaynamaya başlamıştı.

 

Işık ışınının içindeki kişi Yıldız Pusulası gibi bir hazine kullanmıyordu, vücuduyla hareket ediyordu.

 

Bu kişi yeşil cübbeliydi ve 30 yaşlarındaydı. Görünüşü sıradandı ve onunla ilgili göze çarpan bir özellik yoktu. Sadece yaydığı antik bir mizaç vardı.

 

Bu kişi sanki on binlerce yıl yaşamış gibiydi.

 

Wang Lin yol boyunca yürüdü. Uzaysal Bükülme'yi kullanmadan yıldızların arasında sakince yürüdü.

 

Boşluktan geri dönmesinin üzerinden dört gün geçmişti.

 

Dört gün önce Qing Shui ile birlikte Usta Alevkıvılcımı'nın yardımıyla boşluktan geri dönüş için bir geçit açmışlardı. Wang Lin boşlukta olup bitenlerden çok fazla bahsetmemişti. Yi Muzi, Wudo Chan ve Aya Bakan Yılan'ın nerede olduklarına dair çok fazla detaya girmemişti.

 

Usta Alevkıvılcımı çok fazla soru sormamıştı ama Aya Bakan Yılan konusunda kaşları çatılmıştı.

 

Wang Lin Usta Alevkıvılcımı ile çok fazla takılmadı. Özel bir meseleyi bahane ederek ayrılmaya karar verdi. Usta Alevkıvılcımı uzun süre sessizce düşündükten sonra Wang Lin'i kalmaya zorlamadı. Wang Lin'in yetişim seviyesi daha yüksek olmasına rağmen antik tanrı vücudunu görememişti ama Wang Lin'den gelen güçlü bir aura onu şok etmişti.

 

Bu aura o an korkutucu olsa da zamanla son derece dehşet verici bir boyuta ulaşacaktı.

 

Geri döndükten sonra Qing Shui'nin üzerindeki mührü hızla çözüldü. Ne de olsa semavi has enerjisi gerçekte kaybolmamış, sadece baskılanmıştı.

 

Qing Shui yetişimini tekrar kazandıktan sonra Usta Alevkıvılcımı'nın yanında kalmadı. Yıldızların arasında kayboldu ve nereye gittiği bilinmiyordu.

 

Normalde ikisi ayrılırken hiç etkileşim kurmamışlardı ama Wang Lin Qing Shui'nin gelip kendisini bulacağını biliyordu. Ne de olsa Qing Shui henüz Xuan Bao'nun hafızasını araştırmamıştı.

 

Boşlukta olup bitenleri düşününce Wang Lin son derece büyük pişmanlık hissetti. Luo Chen'in hayatı, mührün dışındaki dalgalar ya da Semavi Alem'in sırları hala zihninde tazeydi.

 

Onu en çok şaşırtan şey Göğe Başkaldıran Boncuk idi!

 

Wang Lin bu boncuğun dört Semavi Alem arasında büyük bir savaşı tetiklemiş olabileceğini hiç düşünmemişti!

 

"Dört Semavi Alem arasındaki savaş kesinlikle bu savaştan çok daha vahşi geçmiş olmalı..." Wang Lin iç geçirerek nebuladan geçti ve ileri doğru baktı. Bir noktada arkasını dördü ve hareketsiz kaldı.

 

Bir an sonra baktığı yerde dalgalanmalar yayıldı ve Qing Shui ortaya çıktı. Wang Lin'e gözlerinde övgüyle baktı.

 

Wang Lin sakin bir ifadeyle gülümsedi. "Kıdemli Kardeş gelmiş."

 

"Şu anki halinle yıldızların arasında gezebilirsin, o yüzden rahatım." Qing Shui bir adım attı ve Wang Lin'in yanına vardı.

 

Wang Lin hemen ondan güçlü bir kan kokusu geldiğini fark etti. Qing Shui'nin yetişiminin öncekinden kat kat daha yüksek olduğunu hissedebiliyordu!

 

"Yolda bazı insanların senden bahsettiğini duydum, o yüzden gidip saklanma konusunda iyi olan bazı Birlik yetişimcilerini öldürdüm!" Qing Shui hiçbir şey yokmuş gibi anlatsa da Wang Lin bunun kesinlikle küçük bir mesele olmadığını söyleyebilirdi!

 

İşin doğrusu olay tıpkı söylediği gibiydi. Birlik'in Katliam Alemi Yıldırım Semavisi Xu Mu'nun peşini bırakmamıştı. Wang Lin boşluğa girmiş olsa da vazgeçmemişler ve etrafta dolanmaya devam etmişlerdi. Fakat dağılmak yerine Yüce Gök yetişimcilerinin bulunduğu yerin yakınında iki ekibe bölünmüşlerdi.

 

Fakat bu Katliam Alemi son derece şanssızdı ve gruplardan birisi Qing Shui ile karşılaşmıştı. Hepsi öldürülmüş ve liderleri de Qing Shui tarafından yutulmuştu.

 

Wang Lin çantasına vurdu ve Xuan Bao'nun has ruhu dışarı çıktı. Onu Qing Shui'ye gönderdi.

 

Qing Shui has ruhu aldı ve sağ elini Xuan Bao'nun kaşlarının arasına yerleştirdi. Sağ eline semavi has enerji aktı ve Xuan Bao uyandı. Acıklı çığlıklar yükseldi ve has ruhu kıvrandı.

 

Qing Shui'nin ifadesi kasvetliydi ve gözleri kapalıydı. Uzun bir an sonra gözlerini açtı ve yüzünde bir buz katmanı oluştu. Xuan Bao'nun has ruhunu tekrar Wang Lin'e gönderdi.

 

Wang Lin konuşmadı ve Xuan Bao'nun has ruhunu yakaladı. Bu has ruh bilincini kaybetmişti ve bir semavi has enerji kaynağından farksızdı.

 

Eskiden o gururlu, Tian Bao'nun küçük kardeşi olan semavinin sonu bu olmuştu. İster semavi ol isterse bir yetişimci, eğer biraz dikkatsiz davranırsan bu duruma düşebilirdin. Eğer farklı olmak istiyorsan en güçlü olman gerekiyordu.

 

Wang Lin has ruhu çantasına koydu ve Qing Shui'ye baktı. Qing Shui'nin ifadesi normale döndü ama hala bir nebze vahşilik duruyordu. Xuan Bao'nun has ruhundan bir ipucu bulmuştu!

 

Qing Shui Wang Lin'e baktı ve yavaşça konuştu, "Xu Mu, bir eşyayı almak için Birlik'in Katliam Alemine gitmem lazım. Benimle gelmek ister misin?"

 

Wang Lin biraz düşündükten sonra karşılık verdi, "Kıdemli Kardeş beni on gün bekleyebilir mi?"

 

Qing Shui başıyla onayladı, "Tamam, on gün sonra seni bulmaya geleceğim!" Qing Shui vakit kaybetmedi. Bir adım attı ve boşlukta kayboldu. Bununla birlikte aniden muazzam bir öldürme isteği kayboldu!

 

Wang Lin iç geçirdi. Qing Shui, Xuan Bao'nun has ruhunun içinde birisini bulmuş olmalıydı. Biraz düşündükten sonra yürüdü ve altında dalgalanmalar belirdi ve dünya ile bütünleşti.

 

10 gün istemesinin sebebi halletmesi gereken iki işin olmasıydı!

 

Birlik'in kuzey bölgesinde bir yetişim gezegeni vardı. Bu gezegen kuzey bölgesinin derinliklerindeydi ve savaş alanından uzak kaldığı için çok fazla etkilenmemişti. Bu gezegen ruhsal enerji ile doluydu ve sonsuz ormanlarla kaplıydı.

 

Burası 7. kademe yetişim gezegeniydi!

 

Bu gezegenin etrafında üç tane daha küçük ikincil gezegen bulunuyordu.

 

Bu 7. kademe yetişim gezegeninin çok güzel bir ismi vardı, Karanlık Ay.

 

Karanlık Ay Gezegeninin büyük çoğunluğu ormanlarla kaplıydı ve gezegen boyunca birçok ölümlü köyü dağılmıştı. Ayrıca sayısız dağın içinde birçok yetişim tarikatı bulunuyordu.

 

Gezegenin güney kısmında Gök Dağı adı verilen ünlü bir dağ vardı. Bu dağ çok uzundu ve zirvesi sisle kaplıydı. Zirvenin nerede olduğunu kimse bilmiyordu.

 

Dağa doğru yukarı küçük bir taş merdiven çıkıyordu ve geri kalanı bulutların içindeydi. Burası insana ister istemez Semavi Alem gibi hissettiriyordu.

 

Her sabah dağın zirvesinden çan sesleri çınlıyordu. Bulutların arasında birkaç güzel kuş beliriyor ve Gök Dağı'nda dolanıyordu. Onların cıvıltıları çan sesleriyle karışıyordu.

 

Bu sahne adeta bir tablodan fırlamış gibiydi. Son derece zarif ve gizli bir cennet gibi.

 

Dong... Dong... Dong...

 

Çan sesi zirveden yayılarak adeta bulutları delip geçti. Duyan herkesin kalbinde bir huzur yayıyordu.

 

Dağın eteğinde bir ölümlü köyü vardı. Burada yaklaşık 100 aile barınıyordu. Bu köy şeftali ağaçlarıyla doluydu ve ağaçlar çiçek açmıştı. Hafif bir rüzgar bu şeftali çiçeği kokusunu etrafa yayıyordu.

 

Şeftali çiçeklerinin kokusu insana sakinlik ve huzur veriyordu.

 

Sabahın erken saatlerinde çan sesleri geceden kalan soğuğu adeta süpürüp götürdü. Dumanlar ve köpek sesleri ortaya çıktı.

 

Dumanlar havada uçuşurken adeta gecenin karanlığının son kırıntılarını siliyordu. Bu sahneye uzaktan bakınca adeta hareketli bir resim gibiydi ve kendi alanına sahipti.

 

Wang Lin uzakta sessizce durdu ve ilerideki köye baktı.

 

Duman ve sallanan şeftali ağaçları hareketli, yaklaşık yüz ev durgundu. Hareketli ve durgun şeyler birbiriyle tezat içindeydi, tıpkı acelesiz ve meşgul hayatlar gibi. Bu kasıtsız oluşan kombinasyon Wang Lin'in hem tanıdık hem de yabancı hissetmesine neden oldu.

 

Anımsadığı şey karşısındaki köy değil Suzaku Gezegeni'ndeki çocukluğuydu.

 

Uzaklardan bir tekerleme sesiyle birlikte çan çınlama sesi geldi.

 

"Şeftali ağaçları beyaz çiçek açar. Kız çocuk, bir daoist aile tarafından alınmayacak. Geçen yıl İkinci Lang dağa çıktı ve bir yıl sonra Birinci Lang bir kemik torbası oldu. Kız çocuğun çığlıkları ölüme eşlik eder ama tabutu aile olarak alır... Şeftali ağacı beyaz çiçek açar ve çocuklar daoistler tarafından alınmamalıdır. Eğer yaşımı sorarsan henüz daomu bulamadım. Köpek havlar, kedi tırmalar, korkan daoist eve döner."

 

Wang Lin'in kulaklarına gevrek çan sesiyle birlikte narin bir çocuk sesi geldi. Bu sesin sahibi bir öküze binmiş köye doğru giden sıkı giyinmiş bir çocuğa aitti.

 

Öküzün burnunda iki tane çan takılı demir bir halka vardı. Öküz yürürken çanlar durmadan çınlıyordu. Öküzün ardında birkaç buzağı vardı.

 

Çocuk Wang Lin'i gördü ama korkmadı ve tekerlemeyi söyleyerek yavaş yavaş ona doğru yaklaştı. Çocuk kafasını eğdi ve koca gözlerini kırpıştırarak konuştu, "Amca, neden buradasın? Kayıp mı oldun?"

 

Wang Lin gülümsedi ve başıyla onayladı. "Burası neresi?"

 

Çocuk ileriyi gösterdi ve narin bir sesle konuştu, "Burası Şeftali Çiçeği Köyü!" Konuşurken öküzün üstünde köye doğru ilerledi. Tekerleme sesi yankılanmaya devam etti...

 

Wang Lin iç geçirdi. Tekerleme sesi kulaklarına girdiğinde etrafında bir hüzün yükseldi. Mırıldandı, "Karanlık Ay Gezegeni, Gök Dağı'nın altındaki bir köy... Bu olmalı."

 

Wang Lin'in kulaklarında memleket hasreti çeken ölmekte olan bir arkadaşının çağrısı yankılandı.

 

"Lütfen küllerimi Birlik Yıldız Sistemi'ndeki Karanlık Ay Gezegeni'ne götür. Gök dağı adı verilen bir dağ var. Dağın altında bir köy olduğunu hatırlıyorum. Lütfen küllerimi oraya götür..."

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44722 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr