Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Wang Lin yağmuru izlerken düşündü ve zihninde Qing Shui'nin verdiği miras yankılandı. Gözleri parladı ve adeta yağmurlu gecedeki işaret ışığına dönüştü.

"Bu yağmurun canlı ya da ölü olması umurumda değil. Sadece onun gökyüzünden geldiğini hatırlamalıyım!" Wang Lin kafasını kaldırdı ve gökyüzündeki bulutlara baktı. Yeryüzünü kaplayan yağmur, bu bulutlardan geliyordu.

"Gökyüzünde sadece bulutlar var!"

Yağmur bulutlardan geliyor!

Wang Lin düşünürken ilahi hissini yaydı ama yağmurla bütünleşmedi. Bunun yerine ilahi hissi gökyüzüne gitti ve bulutlara girdi. Orada büyük miktarda dünyanın has enerjisini tespit etti!

Bu has enerji dengesizdi ve sürekli kendi içinde çarpışıyordu. Her çarpıştığında yeryüzüne büyük miktarda yağmur damlası düşüyordu.

Wang Lin'in gözleri parladı, vücudu titreşti ve dağdan ayrıldı. Sanki merdiven tırmanır gibi yağmurlara bastı ve doğruca bulutlara girdi.

Bulutlara girdiği anda yağmurun içinde şimşekler çaktı ve sonsuz bir gürültü yankılandı. Fakat bu yıldırım Wang Lin'i engellemedi.

Bulutlara girdikten sonra ilahi hissini bulutların içinde daha fazla yaydı. Kavramaya devam ederken gülümsedi. Bir an sonra bulutlardan çıktı ve ardından gezegenin diğer tarafına vardı.

Burada çok miktarda su buharı havaya yükseliyordu. Bu buhar görünmezdi ve Wang Lin ilahi hissiyle ancak tespit edebildi. Su buharı havaya yükseldiğinde ince bulutlar oluşturdu ama bu bulutları çıplak gözle görmek zordu.

"Anladım!" Wang Lin iç geçirerek kollarını açtı ve yeri işaret etti. Vücudundan has enerji çıktı ve dünyadaki su buharı daha da yoğunlaştı. Buhar bununla birlikte hızlıca yoğunlaştı. Wang Lin'in elleri arasındaki boşluk bozuldu ve bir an sonra kara bulutlar oluştu!

Kara bulutlar hızlıca yoğunlaştı. En sonunda bir grup kara bulut aniden Wang Lin'in ellerinde şekillendi!

İlahi hissiyle bulutları yokladığında bulutların içinde yıldırım oluştu. İlahi hissi bulutları sarsarak gümbürtülerin yankılanmasına ve yağmur yağmasına neden oldu.

Nirvana Kahini yetişimcilerinin kanunlara dikkat etmesi gerekiyordu; ikinci adım yetişimcileri güçlü kılan asıl şey buydu! Fakat kanunlar ebediydi ve kavraması son derece zordu!

Aynı zamanda çok fazla ikinci adım yetişimci olmamasının sebebi buydu. Hatta bazı kanunları kavramış ve yetişim seviyesi artmış olan yetişimciler de vardı. Fakat en sonunda ilerleme kaydedememişler ve büyüleri güçlü olmamıştı. Bunun ana sebebi, kavradıkları kanunların aktif değil pasif olmasıydı!

Wang Lin kanunun kıyısına dokunmuştu. Gülümseyerek elini salladı. Bulutlar yavaşça saydamlaştı ve en sonunda yok oldu.

Gülerek dağın tepesine geri döndü. Orada durdu ve gökyüzündeki bulutlara baktı. O anda yağmur hala yağıyordu ama Wang Lin'e yaklaştığında su buharına dönüştü. Kısa süre sonra Wang Lin'in etrafında bir bulut katmanı oluştu.

Bu sahne tıpkı Usta Alevkıvılcımı'nın geldiği zaman gibiydi. Fakat Wang Lin'in etrafındaki bulutlar inceydi. Usta Alevkıvılcımı'nın bulutları adeta emir vermesi halinde dünyayı yerle bir edebilecek gibi duruyordu.

Fakat eğer Usta Alevkıvılcımı'nın ilahi hissi gelse ve bu sahneyi görse kesinlikle şok olacaktı. Çünkü bu bulut bir has enerji büyüsüyle yapılmamıştı, kanun iziydi.

Kanunun gücüyle yaratılmıştı. Bu kasti bir eylem değildi, kişinin etrafındaki uzayın incelikle değişmesine ve böylece yağmur damlalarının bulutlara dönüşmesiyle meydana gelmişti. Bu bulut sonsuz güce sahip bir büyüydü!

"Semavi İmparator Bai Fan gerçekten tanrı gibiydi!" Wang Lin iç geçirdi. Yağmur Daveti'ni Qing Shui'den miras almıştı. Bu semavi büyü Semavi İmparator Bai Fan'dan gelmişti. Bu büyüyü kavramak bile onun kanunun kıyısına dokunmasını sağlamıştı.

Bu sıradan bir semavi büyünün yapamayacağı bir şeydi. Bu etkiye çok az sayıda semavi büyü sahipti!

"Yağmur bulutlardan geliyor ve bu bulut da sudan geldi. Fakat rüzgar olmadan bulut oluşamaz!" Bu miras Qing Shui'den gelmişti ve Wang Lin'e kavrayış sağlamasa da ona kanunların bilgisini vermişti. Bu yüzden Wang Lin Qing Shui'ye karşı daha da minnettar oldu.

"Situ'nun eskiden kanunu kontrol ettiğini düşünmemiştim..." Wang Lin'in zihninde Situ Nan'ın Göğe Başkaldıran Boncuk'tan çıkışı aklına geldi. Situ bağırdığında yağmur yağıyordu, "Bas git!"

O anda yağmur bulutlara geri dönmüş ve hızlıca dağılmıştı. Gökyüzündeki bütün bulutlar yerle bir olmuş ve berrak bir gökyüzü ortaya serilmişti!

Yıllar önce o anda Wang Lin sadece Situ Nan'ın vücudundan gelen anlatılamaz bir etki hissetmiş ve bu etki gökyüzünü titretmişti. Sanki bütün canlılar bir adım geri çekilmiş ve ona boyun eğmişti.

Bu sadece hissettiği durumdu. Ne de olsa o zaman Wang Lin'in yetişim seviyesi çok düşüktü, o yüzden niteliğe sahip değildi!

Ama şimdi düşününce Situ Nan belli ki kanunu kavramıştı. Wang Lin bunu düşündü ve hafızasına bakarak her şeyi net şekilde gördü.

"Demek öyleydi..." Wang Lin Göğe Başkaldıran Boncuk'u ilk elde ettiği 1,000 yıl öncesini düşündü. Göğe Başkaldıran Boncuk'ta bir bulut vardı!

Bu bulut miktarını artırmak için dünyadaki su buharını özümsemeliydi. Şimdi düşününce Wang Lin durumu anladı ve acı acı gülümsedi.

İşin doğrusu etrafında daima bir şey vardı ama belli bir seviyeye gelmeden onu fark edemeyecekti. Görse bile aydınlanamayacaktı.

O anda Wang Lin tam anlamıyla kavradı.

"Nihayet bin yıl sonra Göğe Başkaldıran Boncuk'un su kanunu kısmını anladım... Bu kısım Göğe Başkaldıran Boncuk'un ortaya çıkardığı ilk aşamaydı... Şimdi bile onda tam anlamıyla uzman değilim ve sadece kavrayabildim." Wang Lin kaşlarının arasına dokundu ve pişmanlık hissetti.

Gökyüzünden düşen yağmura baktı ve elini hafifçe sallayarak mırıldandı, "Dağıl!"

Bununla birlikte bulutlar el hareketi doğrultusunda uçtu. Dünyadaki bütün yağmur damlaları aniden titredi ve çok miktarda bulut ortaya çıktı. Sanki bütün bulutları geri iten güçlü bir rüzgar vardı.

Bu rüzgarın etkisiyle gökyüzündeki bütün bulutlar dağılmaya başladı. Bir gök gürültüsünün ardından adeta devasa bir el gökyüzünü süpürdü ve bütün bulutlar tamamen kayboldu!

Gezegenin üzerinde berrak bir gökyüzü ortaya çıktı!

Güneş her yeri ısıttı. Yeryüzünden toprak kokusu kalktı. Yağmurdan sonra hala gezegene düşen su damlaları vardı.

Ufukta bir gökkuşağı belirdi. Bu adeta Semavi Alem'den bir sahne gibiydi.

Bu atmosferde vahşi canavarlar bile kükremedi. Bunun yerine gökyüzüne doğru uludular.

Ufukta kuşlar cıvıldadı. Belli ki uzun yağmur sezonu onlara uçma fırsatı vermemişti.

Wang Lin'in gözleri sakindi. Sağ eliyle bir mühür oluşturdu ve 10 adım önünde aniden siyah rüzgar belirdi. Bu rüzgar iki siyah ejderhaya dönüştü ve ejderhalar soğuk hava püskürttü. Soğuk hava sis ile kaynaşarak bulutları oluşturdu ve ardından su damlaları yoğunlaştı. Dünyanın has enerjisi bulutlara doğru aktı.

Wang Lin'in tek bir emriyle yağmur tüm dünyaya dağılacak ve Yağmur Daveti ortaya çıkacaktı!

Sağ elini salladı ve bulutlar kayboldu. Siyah ejderhalar da kayboldu ve her şey normale döndü.

Koca kafalı oğlan bunu görünce göz bebekleri küçüldü. Sessizce düşünüyordu ve Wang Lin'e karşı olan saygısı artmıştı.

Lei Ji kavrayışından uyandı ve gözleri parladı. Kalbinde bir dalgalanma yükseldi ve düşündü, "Bu kanun gücü. Onu sadece çok güçlü yetişimcilerin büyülerinde gördüm."

Bunu düşünürken Wang Lin'i takip etme konusunda daha da heveslendi.

Ta Shan ise adeta tüm bunlara karşı gözünü yummuş gibiydi. Gözleri kapalı bir halde yetişime devam etti.

Wang Lin yere oturdu. Gözleri sakindi. Yağmur Daveti'ni kavramıştı, o yüzden sırada en çok ilgisini çeken büyü vardı, Büyülü Cephane!

O anda batı ve kuzey bölgelerinin kesiştiği sınırda hızlıca hayali bir figür belirdi. Bu figür o kadar hızlıydı ki sık sık bir parlamayla ortadan kayboluyordu.

Sadece o değil, yıldızların arasında sayısız figür hareket halindeydi. Etraflarında yayılan dalgalanmalar vardı ve bu onların daha hızlı hareket etmesine sebep oluyordu.

Figürler batı bölgesine girdikten sonra çok geçmeden bir Yüce Gök yetişimcisi grubuyla karşılaştı. Ekibin lideri altı parmaklı yetişimciydi. Ekibiyle birlikte kuzeye doğru gidiyordu. Batı bölgesi Yüce Gök'ün kontrolündeydi ve bir semavi olarak doğal olarak kuzeye gidip bir yol açmalıydı.

Oraya doğru giderken son derece temkinliydi. İlahi hissini yaymıştı, o yüzden eğer bir sıkıntıyla karşılaşırsa hemen fark edecekti.

Figürler altı parmaklı yetişimci ve arkasındaki yüz yetişimciyi görünce hepsi de onlara doğru döndü.

Altı parmaklı yetişimci aniden bir tehlike hissetti. Altıncı parmağından acı dalgaları geliyordu ve dehşete düşerek hemen durdu. Fakat tam o anda onlara doğru sayısız figürün geldiğini gördü.

Bir bakışla göz bebekleri küçüldü. Çantasına vurdu ve bir mesaj rünü çıkartarak onu kırdı. Geri çekilmek yerine ileri hücum etti ama o anda hayali figürlerin yarısı altı parmaklı yetişimcinin etrafını sardı. Diğerleri ise arkasındaki yetişimcilere gitti.

Acıklı bağırışlar ve büyü dalgaları yankılandı. Bir an sonra altı parmaklı yetişimci panikle geri çekildi ama tam bu sırada vücuduna büyük miktarda siyah gölge girdi.

Her hayali figür vücuduna akın ettiğinde vücudu titredi. Onlarca adım kaçtıktan sonra durdu. Gözlerinde garip bir bakış belirdi ama bir an sonra normale döndü.

Vücuduna bakarken yüzünde garip bir gülümseme belirdi ve mırıldandı, "Bu beden kabul edilebilir!"

Arkasındaki Yüce Gök yetişimcileri birer birer ortaya çıktı. Hepsinin de yüzünde garip gülümsemeler vardı.

"Gizemli Tapınak'ın Yüce Gök'ü imha etme planı yakında başlayacak... Bu büyük değişimden sonra, görevimiz sadece Xu Mu olmayacak; Yüce Gök yetişimcilerinin kalanları yok edilmeli! Dört Azizden, Siyah Zalim iblis Aziz ve Göksel Dao Köken Aziz geldi. Bu sefer Yüce Gök yetişimcileri bizim Birlik Yıldız Sistemi kapımızdan içeri girmenin kolay olmadığını anlayacak!"