Çevirmen: RassNt
Editör: Alphonse
Yanındaki üç kişi dişlerini sıktı. Eğer şimdi harekete geçmezlerse hayatta kalma şansları olmayacaktı. Birisi bir mühür oluşturdu ve ardından çevredeki bitkiler çılgınca büyümeye başlayarak Wang Lin'e doğru akın etti.
Diğeri ağzını açtı ve tükürdüğü siyah boncuk Wang Lin'e doğru fırladı. Sonuncu yetişimci ise bir mühür oluşturdu ve yüzlerce kukla Wang Lin'e doğru saldırdı.
Fakat o anda su kabağını gönderen yetişimcinin gözleri ışıldadı ve hızla geri çekildi. Fakat bununla birlikte diğer üçü de harekete geçti. Hepsinin aklında aynı fikir vardı.
Dördü de farklı yönlere doğru kaçtı.
Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve Semavi Mühür Damgası harekete geçti. Bütün saldırılar Semavi Mühür Damgası karşısında yerle bir oldu. Damga daha sonra kaçan dört yetişimciden birinin peşine düştü.
Büyük bir gümbürtü oldu. Orada çarptıktan sonra başka birinin peşine gitti. Bölge yüz binlerce altın rün ile doldu ama dört tanesinde zeka kırıntısı vardı.
Wang Lin bu rünlerin arasındaki özel olan dördüne baktı. Gözleri ışıldadı ve aklına cesur bir fikir geldi.
"Eğer Semavi Mühür Damgası ile Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı'nı kaynaştırabilirsem..." Wang Lin'in kalbi tekledi.
Gümbürtü sesleri yankılandı ve bir an sonra Semavi Mühür Damgası geri döndü. Zeka sahibi rünlerin sayısı dörtten yediye yükselmişti!
Wang Lin Semavi Mühür Damgası'nı aldı ve ortadan kayboldu.
Shengong Hu solmuş bir ifadeyle ormanda hızla harekete ediyordu. Ortaya çıktığı anda üzerine bir öldürme isteği kilitlenmişti. Eğer tepkisi hızlı olmasa ve çabucak kaçınmasa da ortaya çıktığı anda ölmüş olacaktı.
Yine de kaçınırken yaralanmıştı. Yüzü soluktu ve hızla kaçtı. Arkasında koca kafalı oğlan onu takip ediyordu.
Koca kafasında o aptal gülümsemesi duruyordu. Shengong Hu'ya doğru soğukça gülümsedi. Elini kaldırdı ve bir mor ışık parlaması attı. Mor ışık hızla onlarca adım büyüklükte mor bir karıncaya dönüştü.
Bu karınca son derece vahşiydi. Ortaya çıktıktan sonra kükredi ve devasa karınca bacaklarıyla ileri doğru harekete geçti. Shengong Hu'dan daha hızlıydı ve ona doğru vahşice saldırdı!
Koca kafalı oğlanın yüzündeki gülümseme daha da soğudu. Önündeki yetişimcinin, yetiştirdiği Engin Göksel Karınca tarafından parçalanacağını görür gibiydi.
Koca kafalı oğlan mırıldandı, "Ne yazık ki çantamı burada açamıyorum. Yoksa hemen has ruhunu alırdım ve Engin Göksel Karıncayı göndermeme gerek kalmazdı..."
Bu kriz anında Shengong Hu'nun gözleri ışıldadı ve arkasını dönerek peşindeki karıncaya doğru yumruk büyüklüğünde bir yıldırım topu tükürdü. Yıldırım gürleyerek karıncaya doğru ilerledi.
Fakat yetişim seviyeleri arasındaki fark büyüktü. Yıldırım tam karıncaya yaklaştığında karınca kıskaçlarını sıktı ve yıldırım topu yerle bir oldu.
Büyük bir gök gürültüsü yankılandı ama karınca bu etkiyi tamamen görmezden gelerek ilerledi. Soğuk bir aura yayılan kıskaçlarını Shengong Hu'ya doğru sıktı.
Shengong Hu acıklı bir gülümseme gösterdi. Ortaya çıktığı andan beri 15 dakika geçmişti ve hayatta kalmak için her şeyini kullanmıştı. Henüz kimseyi öldürememişti ve savaş alanından atılmak üzereydi.
Fakat tam bu anda Shengong Hu'nun gözleri şaşkınlıkla doldu. Tanıdık bir auranın yaklaştığını hissetti. Altın bir ışık parlaması oldu ve gök ve yer soğuk bir sesle doldu.
"Mühür!"
Bu kelimeyle birlikte altın rünler aniden Shengong Hu'nun etrafında yoğunlaştı. Bir gümbürtüyle birlikte karıncanın kıskaçları altın rünleri kıstırdı.
Bir parlamayla birlikte sayısız altın rün kaynaşarak altın bir fırtına yarattı. Fırtına eserken Engin Göksel Karınca titredi ve hızla geri çekildi.
Koca kafalı oğlanın yüzündeki aptal gülümseme anında dondu ve ileri doğru baktı. Yüzü düştü ve hiç tereddüt etmeden geri çekildi.
Shengong Hu'nun arkasındaki ormandan Wang Lin dışarı çıktı. Önünde Semavi Mühür Damgası süzülüyordu ve yumuşak altın bir parıltı yayıyordu.
"Lordum!" Shengong Hu'nun yüzü saygıyla doldu.
Wang Lin başını aşağı yukarı salladı ve bakışlarıyla geri çekilen koca kafalı oğlanı süzdü. Soğuk bir tonla konuştu, "Kaçmaya mı çalışıyorsun!?" Bir adım attı ve hemen yüzlerce adım ileri gitti. Semavi Mühür Damgası doğrudan harekete geçti.
Koca kafalı oğlanın yetişim seviyesi Wang Lin gibi erken aşama Nirvana Kahini seviyesiydi. Wang Lin'in ilk üç imtihandaki performansını görmüştü, o yüzden şimdi onu görünce son derece korkmuş ve onu kızdırmak istememişti.
Koca kafalı oğlanın aptalca gülümsemesi çoktan gitmişti ve hızlıca bağırdı, "Yoldaş yetişimci Xu Mu, bu bölgeden ayrılacağım. Neden beni hedef alıyorsun? Yetişim seviyemiz aynı, eğer savaşırsak yaralanacaksın. Xu Ting'e bu iyiliği yapma!"
Wang Lin'in gözleri soğuktu. İleri adım atarken elini kaldırdı. Elinde bir Göklerin Vuruşu belirdi ve merhametsizce elini savurdu. Koca kafalı oğlanın ifadesi büyük oranda değişti. O geri çekilirken Engin Göksel Karınca kükredi ve koca kafalı oğlanın önüne geçti. Göklerin vuruşu karıncaya dokunduğunda karınca yerle bir oldu!
Semavi Mühür Damgası parladı ve altın rünlerden birisi yıkılan karıncanın üzerine geldi. O altın rün hemen zeka ile doldu.
Koca kafalı oğlanın ifadesi soluktu. Hızla geri çekilirken eliyle bir mühür oluşturdu ve bağırdı, "Semavi büyü, Kucak Açma!" Bununla birlikte etrafında bir dalgalanma yayıldı. Bununla birlikte etrafı değişmeye başladı. Farklı vahşi canavarlar belirmeye başladı ve hepsi de öfkeli kükremeler eşliğinde Wang Lin'e doğru koştu.
"Yıldırım gücümü test etmek için sizi kullanacağım!" Wang Lin'in sesi kış rüzgarı gibiydi. Koca kafalı oğlanın kulağına ulaştığında onu titretti. Yeryüzü imtihanı sırasında Wang Lin'in yıldırım ruhunu nasıl yuttuğunu anımsadı. Acı bir hisle birlikte büyüsünü yaptıktan sonra hızla geri çekildi.
Wang Lin'in gözleri aniden değişti. İnsanı titreten bir yıldırım hızla toplanmaya başladı.
"Göklerin ve yerin yıldırımı tamamen benim kontrolüm altında!" Wang Lin gökyüzüne baktı. Kaşlarının arasından antik yıldırım ejderhası has ruhu çıktı ve kükredi.
Groooaaar!
Antik yıldırım ejderhasının kükremesi bir kez daha tüm dünyada yankılanarak yıldırımı kontrolü altına aldı! Bu kükreme gökleri delen yıldırım gibiydi. Savaş alanındaki bütün yetişimcileri şok eden bir şok dalgası gönderdi!
Bütün savaş alanı sanki deprem oluyormuş gibi sallanmaya başladı. Tüm dünya alt üst oldu ve güneş ile ay yer değiştirdi!
Xu Ting o sırada siyah sisin içine girmiş ve gülümseyerek bir yetişimciyi kovalıyordu. Yetişimciyi yutmaya hazırlanırken aniden antik zamanlardan gelen kükremeyi duydu ve savaş alanındaki titreşimi hissetti. Etrafındaki sis bu kükremenin gücüyle aniden yerle bir oldu. Yüzünde şaşkın bir ifadeyle sisin içinden çıkmaya zorlanırken gözleri uzaklara doğru baktı.
Kaçan yetişimci ise bir ağız dolusu kan tükürdü ve yüzü soldu. Yetişimci adeta gökyüzünün bu yıldırım gürlemesiyle çöktüğünü ve yere doğru baskı uyguladığını hissetti!
Ormanda altı parmaklı yetişimci uzun bir ağacı içinde saklanmış halde avını bekliyordu. Fakat o anda yıldırım gürlemesi gökyüzünde yankılandı. Aniden yüzü soldu, adeta bir kuvvet ruhuna hücum etmiş ve saklanma yerinde dışarı çıkmaya zorlanmıştı. Gözlerinde korkuyla uzaklara doğru baktı.
"Bu... Bu Xu Mu'nun yeryüzü imtihanında serbest bıraktığı gürleme!!"
Zhan Konglie bu sesi duyduğunda ormanda ilerliyordu. Vücudu titredi ve hemen yetişime oturdu. Bir an sonra gözleri ışıldadı. Yüzü keyifle doldu ve ses doğru koşturdu.
O anda savaş alanındaki bütün yetişimciler bu yıldırım kükremesini duydu. Sanki gökyüzü çökecek gibiydi. Gökyüzü aniden renk değiştirirken yükseklerde yıldırım belirdi ve uzaklarda toplandı.
Yeryüzü adeta kıyamet günü gelmiş gibi sallandı!
Sadece savaş alanı değildi. Dışarıda, Yıldırım Semavi Tapınağı'nda sekizgen ağaç parçası havada şiddetle sallandı. Yıldırım ışımaları belirdi ve onun içinde gezinmeye devam etti. Gökyüzünde sanki çağrı almış gibi yıldırım dalları belirdi. Hepsi de sanki bir şeye tapınma içgüdüsüyle ağaç parçasına doğru yaklaştı!
Usta Alevkıvılcımı aniden ayağa kalktı ve sekizgen ağaç parçasına baktı. İfadesi kasvetliydi ve elleriyle bir mühür oluşturdu. Ağaç parçasına sayısız mühür geldi ve ardından sekizgen ağaç parçası yavaş yavaş sallanmayı kesti.
O anda çevredeki yetişimcilerin aklında farklı farklı düşünceler oluştu.
Kükremeden sonra Wang Lin'in antik yıldırım ejderhası has ruhu vücuduna geri döndü. Vücudunu sayısız yıldırım kuşattı. 500 kilometrelik alan adeta yıldırım cehennemine döndü!
Çatırdama sesleriyle birlikte çok sayıda yüksek ağaç yıkıldı ve alevlere boğuldu. O anda Wang Lin'in gözleri yıldırımla doluydu ve etrafı yıldırım kaplıydı. Wang Lin adeta bütün yıldırımların lordu gibiydi!
Sağ elini kaldırdı ve kaçarken adeta aklını yitiren koca kafalı oğlanı işaret etti.
"Yıldırım, yok et!"
Wang Lin'in işaretiyle birlikte gürlemeler yankılandı. Ardından çevredeki yıldırım vahşice koca kafalı oğlana doğru aktı. Eğer birisi havadan izlese bölgedeki bütün yıldırımın tek bir noktada daraldığını görecekti. Yoğunlaşma noktası koca kafalı oğlandı!
Yıldırım büyük bir hızla aniden yaklaştı. Koca kafalı oğlanın gözlerinde çaresizlik vardı. O anda göklerin bütün yıldırımıyla yüzleşme illüzyonu içindeydi. Sonraki an yıldırım vücuduna akın etti!
Savaş alanında bir kez daha büyük bir gümbürtü koptu. Koca kafalı oğlanın vücudu alev aldı ve havaya yükseldi. Vücudundan geriye hiçbir şey kalmamıştı!
Epik Novel © 2017 | Tüm hakları saklıdır..