Bölüm 864: Son Kişi

avatar
1618 38

Xian Ni - Bölüm 864: Son Kişi



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Semavi ünvan yarışmasına katılan Nirvana Kahini yetişimcileri de vardı ama sayıları çok değildi. Çoğu ailelerinin atası sayılıyordu, o yüzden aileleri tarafından dizginlendikleri için bütün hareketleri ve kararlarında temkinli olmaları gerekiyordu.

 

Eğer bu insanlar küçüklerle doldu bir yarışmada dövüşürse, küçüklerden rol çaldıkları için kötü bir şöhretle yüzleşebilirlerdi. Sonuç olarak bu onları tamamen negatif anlamda etkileyecekti.

 

Ne de olsa çoğu insan Yıldırım Semavi Tapınağı'nın yaptığı bu 108 ünvan yarışmasının hedefinde savaşma isteğiyle dolu küçüklerin olduğunun farkındaydı! Bu belli bir ifadeyle söylenmemiş olsa da bazı detaylardan anlaşılabiliyordu.

 

Sonuç olarak Nirvana Kahini yetişimcilerinin katılma oranı seyrekti. Güney Bölgesinde birkaç tane vardı ve hepsi de çeşitli klanların ataları oldukları için Wang Lin'e karşı bir kin gütmelerine gerek yoktu.

 

Ne de olsa "Xu Mu" ismi çok ünlüydü ve "Şeytan Efendi" ismi hala kan kokuyordu. Xu Mu daima düşük bir profilde gitse de şimdi bunun tam tersi davranıyordu. Birinciliği istediği belliydi, o yüzden bunu ona vermek gerekecekti. Onunla rekabete girip arada bir husumet oluşturmanın gereği yoktu.

 

Yedi gün hızla geçti. Bu yedi günde Wang Lin Yeryüzü Alevi gezegenindeki bir yetişim ailesinin hazırladığı konutta yetişim yaptı. Yüce Gök Yıldız Sistemi'nin finallerine kendini hazır tutmak için zirve durumunda kalmaya devam etti!

 

Bu yedi günde ona gelen ilk kişi Shengong Hu oldu. Wang Lin'e yetişim durumunu sormadı, sadece daoyu sordu ve bir nebze kazanç ile oradan ayrıldı. Wang Lin'e karşı saygıyla baş selamı verdi. Önceki kadar güçlü bir hürmet olmasa da şu anki Wang Lin onun onayını kazanmıştı.

 

Shengong Hu gittikten sonra başkaları da ziyarete geldi. Dördüncü güne kadar sessizlik hakimdi. Yetişimci sessizce yetişim yapmak istemişti ama onu rahatsız eden birisi çıktı ve bu kişi Nangong Han idi.

 

Nangong Han'ın amacı Wang Lin'i Uzaysal Bükülme konusunda sıkmaktı. Her gelişinde Wang Lin'e bir baş ağrısı yaratıyordu. En sonunda Wang Lin adamdan o kadar sıkıldı ki Xu Liguo'yu serbest bıraktı.

 

Wang Lin ona Xu Liguo'nun da Uzaysal Bükülme'yi bildiğini söyledi. Nangong Han'ın kendisine inanıp inanmadığını umursamadan ayrılarak yetişim yapmak için sessiz bir yer buldu.

 

Zavallı Xu Liguo. Nangong Han Wang Lin'e inanmasa da Xu Liguo'yu oldukça kabul edilebilir buldu, o yüzden Xu Liguo'yu kendisiyle sonu gelmez bir konuşmaya zorladı.

 

En başta Xu Liguo umursamadı ama zaman geçtikçe buna daha fazla katlanamadı. En sonunda durum son derece acı verici bir hal aldı. Nangong Han'ı yenemezdi ve ona direnmeye cüret edemezdi, o yüzden ayrılamadı. Tek yapabildiği Nangong Han ile ters düşmemek ve bu işkenceye katlanmaktı, yedi günün hızla geçmesini ve efendisinin geri dönmesini umdu.

 

Yedinci günde Wang Lin gözlerini açtı ve ortadan kayboldu. İlahi hissini yaydı ve Xu Liguo'nun yerini buldu. Fakat Xu Liguo'yu gördüğünde kaşlarını çattı.

 

Xu Liguo'nun iblis vücudu bulanıklaşmış ve çökmüştü. Onun tam karşısındaki Nangong Han konuşmaya devam ediyordu.

 

Trans halindeki Xu Liguo Wang Lin'i gördü. Heyecanla doldu ve umutsuzca ona doğru koştu. Eğer gözlerinden yaş aksa o anda ağlardı.

 

"Efendim, nihayet geri döndün. Küçük Xu bir daha asla kafasında planlar yapmayacak. Lütfen efendim, beni tekrar yanına al. Bu adam korkunç birisi. Efendim, beni terk etme, Küçük Xu senden ayrılamaz..." Xu Liguo'nun sesi son derece acıklıydı.

 

Wang Lin onu ilk defa böyle berbat bir halde görmüştü. Sağ elini salladı ve Xu Liguo çantanın içine geri döndü. Ardından bakışları Nangong Han'ın üzerine geldi.

 

Nangong Han'ın ruh hali gayet iyiydi ama garip bir ifadesi vardı. Elini ovuşturdu ve başıyla onayladı. "Kardeş Xu, hazine ruhun son derece iyi. Onu gördüğüm anda iyi anlaşacağımızı anlamıştım. İleride birlikte beraber iyi vakit geçirmemiz lazım."

 

Wang Lin kaşlarını çattı, ardından döndü ve bir adım atarak ortadan kayboldu.

 

Nangong Han'ın yüzü pişmanlıkla doldu. Hemen peşine düşerken içten içe düşündü, "Ne kadar iyi bir hazine ruhu. Ne yazık ki bu Xu Mu'yu yenemem, aksi halde onu hemen çalardım!”

 

Güney Bölgesinde diğer 107 kişinin seçimi bitmişti. Mor cübbeli yaşlı adam siyah bir taş aldı ve onu kırdı. Sayısız ışık kristali zerresi ortaya çıktı ve hayali bir formasyon ortaya çıktı.

 

Bu formasyon çok büyüktü, 1,000 adımdan daha genişti. Mor cübbeli adam önden yürürken diğer iki yeşil cübbeli elçi onu takip etti. Formasyonun içinde kayboldular.

 

Seçilen 108 kişi de formasyona girdi. Wang Lin onlardan biriydi ve Shengong Hu, Zhan Konglie gibi toplam 108 kişi vardı.

 

Formasyon parladı ve 108 insanla birlikte ortadan kayboldu.

 

Yıldırım Semavi Tapınağı, Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde son derece güçlü bir varlıktı. İnsanlar nesiller boyunca Yıldırım Semavi Tapınağı için nüfuzlarını genişleterek bu organizasyonun Yüce Gök Yıldız Sistemi'ndeki en güçlü kuvvetlerden biri olmasını sağlamıştı!

 

Yıldırım Semavi Tapınağı'nın konumu bir gizemdi, kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Elçiler bile sadece özel bir formasyon aracılığıyla oraya gidebiliyordu. Geri dönmenin başka bir yolu yoktu.

 

O anda Yıldırım Semavi Tapınağı'nın etrafındaki 100,000 kilometrelik alan kısıtlanmıştı. Yıldırım Semavi Tapınağı'nın hizmetçileri ve elçileri alanı doldurmuştu. Yıldırım Semavi Tapınağı için semavi ünvan yarışması son derece önemli bir meseleydi. Bu alanda dövüşmek yasaktı ve eğer bu kuralı çiğneyen olursa Yıldırım Semavi Tapınağı hemen araya girecekti.

 

Yıldırım Semavi Tapınağı'nın etrafında dört büyük aktarım dizisi vardı. Bu aktarım dizilerinden birisi aydınlandı ve kuzey formasyonundan figürler ortaya çıktı. Kuzey Bölgesine giden elçilerin rehberliğinde katılımcılar birer birer dışarı çıktılar.

 

Yetişimcilerin hepsi sakindi, buraya gelmiş olmaktan heyecan duyan çok az kişi vardı. Ortaya çıktıklarında savaşma isteğiyle doldular.

 

Tam o anda güney ve batı transfer dizileri de parladı ve aynı anda çok sayıda insan ortaya çıktı. Wang Lin bunlardan biriydi. Dışarı çıktığında etrafa baktı ama ifadesi hiç değişmedi.

 

Yıldırım Semavi Tapınağı bir ölümlü krallığının imparatorluk sarayına benziyordu. Son derece görkemliydi ve kısıtlamalarla kaplıydı. Wang Lin bu kısıtlama dalgalanmalarını hissedince gözleri kısıldı.

 

Kısıtlama kavrayışı sayesinde buradaki kısıtlamaların korkunç dereceye ulaştığını hissedebiliyordu. Sahip olduğu yetişimle bile eğer bu kısıtlamalara koşarsa hiç şüphesiz ölecekti!

 

Olay sadece Yıldırım Semavi Tapınağı değildi. Wang Lin etrafa baktığında kaşları daha da çatıldı. Her bir ot, her bir bitki ve hatta bulutlar güçlü kısıtlamalar barındırıyordu!

 

Etrafı inceleyen sadece Wang Lin değildi. Neredeyse bütün yetişimciler aynısını yaptı. Doğu formasyonu aniden aydınlandı ve herkesin dikkati o yöne çevrildi.

 

Doğu taraftaki formasyon şiddetle parladı ve üç figür dışarı çıktı. Bunlar Yıldırım Semavi Tapınağı'nın gönderdiği elçilerdi. Yüzlerinde son derece kasvetli ifadeler vardı ve hızla aktarım dizisinden çıktılar. Hatta birisi gözlerinde korkuyla arkasına baktı.

 

 Wang Lin'in gözleri kısıldı. Aynı zamanda doğu aktarım dizisinden güçlü bir kan kokusu geldi. Aktarım dizisi aydınlandı ve dışarı sadece bir kişi çıktı!

 

"Beklemeye gerek yok, geriye kalan 107 kişiyi öldürdüm!"

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr