Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Wang Lin Yeryüzü Alevi Gezegeninin 100,000 kilometre yakınına girdiğinde dünya ile bütünleşmedi. Bunun yerine adım adım yürüdü ve giderek hızlandı. Dünya ile bütünleşmemesinin sebebi bu savaşın onun için son derece önemli olmasıydı!

Her adımda kalbi sakinleşti ve gözlerinde korkunç bir sükunet oluştu. Attığı her adımla birlikte savaşma isteği giderek yükseldi!

Wang Lin ilerledikçe bu savaşma isteği çılgınca arttı! En sonunda Wang Lin'in arkasında bir fırtına oluştu. Bu fırtına çok güçlüydü ve Wang Lin'in savaşma isteğini barındırıyordu!

"108 Semavi ünvan arasından 36 Göksel Semavi ünvanından birini istiyorum!" Wang Lin'in gözleri soğudu. Kazanmak istiyordu!

108 semavi ünvanı rekabetinde bu ilk adımdı. Gerçek yarış öncesinde Güney Bölgesinde buna hak kazanmalıydı!

Savaş isteğinden oluşan fırtına çılgınca yayıldı. Bu şok edici aura dünya ile bütünleşti ve fırtınanın içinde dönen siyah ve beyaz balık belirdi. Bu fırtına binlerce kilometreyi kapladı ve genişlemeye devam etti!

Savaş isteği Wang Lin'in kalbinden doğuyordu. Şu an kalbi öldürme isteğiyle doluydu. Siyah saçları dalgalandı ve o anda bir semavi şeytan gibi görünüyordu!

Üzerindeki beyaz elbise kar beyazı değil kemik beyazıydı!

Sadece kazanmak değil, tam anlamıyla kazanmak zorundaydı. Ancak bu şekilde Xiang ailesi onu yardım isterken ciddiye alacaktı!

"Wan Er..." Wang Lin'in gözlerindeki savaşma isteği zirve yaptı. Fakat bu savaşma isteğinin içinde bir nebze üzüntü de vardı ve bu hüzün Wan Er içindi.

Li Muwan'ın son gözyaşı damlası düşerken etrafındaki hayali dünyanın tamamen yıkılışını hala hatırlıyordu. Bu yalnızlık ve hüzündü.

Yükseliş aşamasına ulaştığında vazgeçmeyi reddettiği için göklere karşı geldiği duygu kırıntısını asla unutmayacaktı.

Yüce Gök Yıldız Sistemi'ne gelişi ve tüm kavgaları Wan Er'i diriltmek içindi! Xiang ailesinden kadının sözleri zihninde sayısız gök gürültüsü gibi yankılanıyordu. Yüce Gök Yıldız Sistemi'ne gelmesinin temel sebebi buydu!

Kaybedemezdi!

Ayrıca Qing Shui'nin testi de vardı. Wang Lin'in kaybetme lüksü yoktu!

Sahip olduğu güçlü inanç ve yenilmez savaşma isteğiyle birlikte has enerjisi çılgınca deveran etti. Arkasındaki fırtına büyüdü ve yin yang balıkları daha da hızlı döndü!

Bu güçlü savaşma isteği çılgınca yayıldı ve yeryüzü alevi gezegeninin 10,000 kilometre çevresinde yankılandı! Wang Lin adım adım yürüdü ve yavaş yavaş hızlandı. Yıldırımdan, bir meteordan ve hatta bir ışık ışınından daha hızlıydı!

Bu hızla doğruca gezegenin 30,000 kilometrelik alanına girdi!

O anda savaşmakta olan iki yetişimcinin yüzü soldu ve dehşetle doldular, birbirlerini öldürmeyi bile unuttular. Kafalarını bu korkunun kaynağına doğru çevirdiler!

O anda sadece o ikisi değil, 10,000 kilometrelik alan içindeki herkes uzaklara doğru bakarken yüz ifadeleri değişti. Yıldırım Semavi Tapınağı'nın elçileri bile kalplerinin hızlandığını hissettiler ve kanları adeta katılaştı. Sadece has enerjileri vücutlarında çılgınca hareket etti. Eğer bunu yapmasalar direnemeyeceklerdi!

Yetişim ailelerinin ataları hemen gözlerini açtılar. Uzaklara doğru baktılar ve gözleri şaşkınlıkla parladı.

"Ne güçlü bir savaşma isteği!"

Sadece bununla kalmamıştı. Diğer bütün yetişim ailesi üyeleri de uzaklara doğru şaşkınlıkla baktılar. Vücutlarındaki ruhsal enerji kontrolden çıkarak çılgınca etkinleşti.

Bu engin ve akıl almaz savaşma isteği karşısında bunu yapmasalar kalpleri buna direnemeyecekti. Bu savaşma isteği çok güçlü, çok şiddetli ve eziciydi!

Savaş!

Adeta kulaklarında "savaş" kelimesi yankılandı. Bu kelime sessiz olsa da bütün yetişimcilerin zihinlerinde titreşti. Zayıf olan yetişimciler hemen kan kusarak yara aldılar!

Savaşma isteklerini kaybettiklerinde direnilmez bir düşünce zihinlerini işgal etti!

Shengong Hu'nun gözleri şişti ve aniden ayağa kalktı. Ruhunun derinliklerinden direnilemez bir hissiyat sel gibi aktı. Zihninde adeta uzaklarda ilkel bir canavar oraya doğru geliyormuş hissi uyandı. Bu sonsuz savaşma isteği onun kanının kaynamasına neden oldu. Sanki nefes alıyordu ve eğer nefesi vermezse yaralanacaktı!

Anahtar nokta bu değildi. Asıl nokta bu savaşma isteğinin içinde son derece tanıdık bir hissin olmasıydı. Bu aura, kalbindeki acı hisle birleşince vücudu karmaşık bir hisle yıkandı.

"Saygıdeğer... Lord!!" Shengong Hu'nun vücudu titredi. En başta yüzüstü bırakıldığını düşünmüş, lorduna olan inancı kaybolmuş ve kandırıldığını hissetmişti. Fakat o anda vücudunun içinde onu daha da heyecanlandıran bir güç belirdi ama bu sefer içinde bir isteksizlik vardı!

"Groooaaaah!" Shengong Hu vücudunu saran bir kükreme kopardı. Bu aura içindeki bütün karmaşık duyguları yuttu ve en sonunda savaşma isteğine dönüştü. Bu savaşma isteği büyük bir ejderha gibi fırladı.

Sadece o değildi. O anda Zhan Konglie de ayağa kalktı ve ileriye doğru baktı. Shengong Hu gibi Xu Mu'yu tespit etme becerisi yoktu ama savaşma isteğinin içinde hissettiği tanıdık aura onun tahmin yürütmesine olanak sağladı. Bu savaşma isteğini ve Zhan ailesinin sarsılma doğasını taşıdığı için adeta kınından çekilmiş bir kılıç gibiydi. Shengong Hu'nun serbest bıraktığı savaşma isteğinden sonra ondan da muazzam bir savaşma isteği patladı.

Bu savaşma isteği de bir ejderhaya dönüştü ama bu bir kılıç enerjisi ejderhasıydı ve vücudundan dışarı çıktı!

Vücudundan yoğun bir öldürme isteği patlayan Tang Yanfeng ayağa kalktı. Tüm vücudu adeta bir yıldırım gibi savaşma isteğinin geldiği yöne doğru fırladı. Gözleri soğuktu ve öldürme isteği sarsıcıydı!

Bu öldürme isteği ve savaşma isteği kaynaşarak bir fırtına oluşturdu. Bu, Shengong Hu ve Zhan Konglie'nin savaşma istekleriyle kaynaştı ve onlara doğru gelen savaşma isteğiyle yüzleşmek için ileri atıldı!

Bu baskı altındayken savaşma isteği ateşlenenler sadece onlar değildi. Bir an sonra yıldırım gibi sarsılmaz auralar eşliğinde onlarca savaşma isteği yükseldi.

Bu sahne çevredeki yetişimcileri adeta şok etmişti!

Sadece Yıldırım Semavi Tapınağı'ndan mor cübbeli yaşlı adam hala sakindi. Gözleri kapalıydı ve bir değişiklik yoktu.

Çeşitli savaşma isteği fırtınaları harekete geçerek Wang Lin'in savaşma isteğiyle çarpıştı. Bu süreçte patlamalar oldu ve sanki on binlerce kilometrelik alandaki her şey titredi. Beyazlar içindeki Wang Lin adım adım yaklaştı!

Oraya vardığında üzerine doğru gelen savaşma isteği yavaşça baskılandı. Soğuk bakışları, öldürme isteği ve muazzam savaşma isteği hepsini acımasızca bastırdı!

Bir kükreme eşliğinde Tang Yanfeng ileri fırladı. Elinde şok edici bir kılıç enerjisi yayan kırmızı bir kılıç belirdi. Vücudunda has enerjisi dönerken etrafında çeşitli büyüler ortaya çıktı. Bunlar kızıl nilüfere dönüştü ve Wang Lin'e doğru fırladı!

Arkasında bu savaşma isteği tarafından ezilmemiş bazı yetişimciler de Wang Lin'e doğru hücum etti!

Wang Lin'in gözlerinde soğuk bir parıltı oldu ve bir adım attı. Sağ elini kaldırdı ve vücudunun içindeki has enerji fırtına gibi dışarı aktı. Erken aşama Nirvana Kahini yetişimi vücudundan dışarı aktı ve bölgeyi kapladı!

Has enerjisi çılgınca yayılırken, Tang Yanfeng'in gözlerinde bir dehşet belirtisi oluştu. Onun Maddi Yang aşamasından Nirvana Kahini aşamasına ulaşmış olacağını hiç hayal etmemişti!

Gözlerinde bu korku belirdiği anda, Wang Lin oraya geldi ve bir Göklerin Vuruşu kullandı. Bu saldırı Tang Yanfeng'in kırmızı kılıcı ile çarpıştı ve onun parçalanmasına ve parçalarının savrulmasına neden oldu.

Wang Lin iki parmağıyla bir kılıç oluşturarak Tan Yanfeng'in bütün büyülerini kırdı. Tang Yanfeng'in etrafındaki bütün kızıl nilüferler yerle bir oldu.

Patlamalar yankılanırken Wang Lin'in iki parmağı durmadı ve doğruca Tang Yanfeng'in göğsüne bastırdı. Bir gümbürtü oldu ve Tang Yanfeng kan tükürerek geriye savruldu. Vücudundan sesler yükseldi ve yıldırım patlaması oldu. Has ruhu yaralandı ve geriye doğru savruldu.

Tüm bunlar akıl almaz bir hızla gerçekleşti. Erken aşama Nirvana Kahini yetişimine sahip olan Wang Lin hiç efor harcamadan zirve Maddi Yang yetişimcisini defetmişti. Eğer öldürme niyeti olsa Tang Yanfeng ölmüş olacaktı!

Parmaklarını çekti ve ardından üçüncü gözünü açarak bir ışık hüzmesinin yayılmasına neden oldu. Tang Yanfeng'i takip eden yetişimcilere doğru döndü. Yetişimcilerin yüzlerindeki ifadeler değişti ve büyüleri has enerjiye geri döndü. Hepsi de kan tükürdü ve geriye doğru sendeledi!

Wang Lin soğuk gözlerle yavaşça konuştu, "Ben, Xu Mu, Güney Bölgesinin 108 kişilik kontenjanından birinciliği istiyorum!"

Çevredeki yetişimciler arasından birisi hemen bağırdı, "Xu Mu!"

"Şeytan efendi Xu Mu!"

"O Xu Mu, onu bizzat görmüştüm!"