Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Li Yuan'ın gözleri ışıldadı ve kara deliğe doğru birkaç adım geri çekildi. Sol eliyle bir mühür oluşturdu ve ardından kaşlarının arasını işaret etti. Hemen dışarı çıkan siyah çizgiler kısıtlamaya dönüştü ve etrafına yerleşti.

Doğrudan yardım etmek için yetişimi yeterli değildi ama yeterli zamanı bulup kısıtlamaları yerleştirebilirse kısa bir süreliğine dışarıdan kimse içeri giremeyecekti.

Sonuç olarak Wang Lin için bir geri çekilme yolu açabilirdi.

Wang Lin'in bakışı, üçüncü adıma dair ipuçları gördüğü zaman Shengong Hu'ya baktığı gibi değildi. Bakışları, Kan Atası'nı mühürlemiş ve iki tane Hayali Yin yetişimcisi öldürmüş biri olarak yetişim seviyesi sayesinde özgüven ile doluydu. Bu her şeyi içinde barındıran bir bakıştı.

Orta yaşlı adam alayla gülümsedi. Wang Lin'e doğru baktığında durmak yerine bir adım daha attı. Bu adımla büyük mesafe aştı ve doğruca Wang Lin'e yaklaştı.

"Ne şaka ama, gerçekten de Yıldırım Semavi Alemi'nde 10,000 adım mesafelik yasak bölge yaratıp insanları tehdit etmeye cüret eden birisi var!" Fakat tam konuştuğu anda Wang Lin'in bakışıyla birlikte aniden duraksadı.

Bu bakış, soğuk bir sakinlikle doluydu. Sanki ölü bir insana bakan bir bakıştı bu.

Fakat orta yaşlı adam için çok farklıydı. Vücudu aniden durdu. Sanki etrafındaki her şey aniden yok olmuştu ve geriye sadece bu bakış kalmıştı.

Bakışta öldürme isteği yoktu, sadece sakinlik vardı. Fakat bu sakinlik, orta yaşlı adamın zihnini titretti. Vücudundaki bütün has enerji, bu bakıştan gelen kriz hissini engellemek için çılgınca etkinleşti.

Alnında soğuk terler oluştu. Bu bakışa maruz kaldığı anda hemen içinin görüldüğünü hissetti. Sanki çıplaktı.

Bu, son derece güçlü bir histi. En sonunda derisi kaybolmuş ve iç organları ile has ruhunun ortaya çıkmış olduğu hissine kapıldı.

Ek olarak, bu hissiyat güçlendikçe has ruhunun sanki çarpıcı bir değişim geçiriyor olduğu hissine kapıldı. Sanki ruhu, has ruhundan silinmişti ve şu an sadece bir has enerji yığınıydı.

Yetişimci olduğundan beri hiç böyle bir hissiyat yaşamamıştı. Sanki vücudu ve has ruhu katman katman yok oluyordu. En sonunda kendi varlığını bile hissedemediği illüzyonuna bile kapıldı.

Göğsünden bir ağız dolusu kan geldi, yüzü hastalıklı bir şekilde kızardı ve hemen kan öksürdü. Bu, gözlerinin tekrar berraklaşmasına neden oldu ama gözlerinde aynı zamanda korku da vardı.

Wang Lin'in ona bakmasının üzerinden çok kısa bir süre geçmişti ama orta yaşlı adamın kan tükürmesine neden olmuştu. Olaylar o kadar hızlı gelişti ki kimse ne olup bittiğini anlamadı.

Orta yaşlı adam kan tükürdüğü anda Wang Lin harekete geçti. Sakince bir adım attı ama orta yaşlı adamın ifadesi hemen değişti ve hiç tereddüt etmeden geri çekilmeye başladı.

Nedenini bilmiyordu ama sanki Wang Lin'in adımının has ruhuna indiğini hissetti. Bu hissiyat onun beynini allak bullak etti. Biraz önce ileri yürümesinin sebebi orada dört kişi ve Tang Yanfeng'in olmasıydı, o yüzden korkmamıştı. Fakat şuan güçlü bir Maddi Yang yetişimcisi ile karşı karşıya olduğunu hissetmişti.

Eğer geri çekilmezse hiç şüphesiz ölecekti.

Wang Lin'in ifadesi sakindi. Adımını attıktan sonra ayağını kaldırdı ve orta yaşlı adama doğru on adım daha attı. Ardından adamın yüzü soldu. Sanki bu adımların her biri yıldırımdı ve zihnini sarsıyordu.

Geri çekilişi adeta kontrolsüz bir hal aldı, istemsizce kaçıyordu.

Kalp atışının hızlandığını hissetti ve Wang Lin'in her adımıyla birlikte daha da şiddetleniyordu. Kalbinin çatlaklarla dolduğunu hissetti.

On adım sonra Wang Lin durdu, ayağını kaldırdı ve orta yaşlı adam soğuk gözlerle bakarak indirdi. Bu adımla birlikte orta yaşlı adam bir ağız dolusu kan tükürdü ve delirmiş gibi hızla geri çekilmeye uğraştı.

Wang Lin'in çizdiği sınırdan dışarı çıktığını fark etmemişti bile. Wang Lin'in son adımı yere indiğinde adamın kalp atışı sınırına dayandı.

Güm, güm, güm...

Kalbi dağıldı. Vücudundaki has enerji kontrolden çıktı ve doğruca has ruhunu parçaladı.

Çevredekiler tamamen sessizdi. Tang Yanfeng'in gözlerinde büyük bir ihtiyat belirdi. Yetişime başladığından beri kendisiyle aynı seviyedeki birine karşı hiç bu kadar temkinli olmamıştı.

Sadece temkinli değildi, aynı zamanda şaşkındı. Orta yaşlı adamı kolayca öldürmüş olabilirdi ama bunu sadece tek bir bakış ve on adımla yapmak zordu. Bu büyü onun derin bir nefes almasına neden oldu.

İçgörüsü sayesinde orta yaşlı adamın ölümünün has enerji ile alakalı olduğunu görebilmişti. Karşı tarafın has enerji kontrolü çok ustacaydı. Çevredeki has enerjiyi kullanarak baskı yaratmış ve en sonunda orta yaşlı adamın kalbini ezmişti.

Yanındaki kadının da yüzü düşmüştü. 10,000 adımlık yasaklı bölge tam önündeydi ama ileri adım atmaya cesaret edemedi.

Sanki bu bölge gerçekten de ölüm bölgesiydi!

Wang Lin bakışlarını orta yaşlı adam ile birlikte yasaklı alana giren genç adama çevirdi.

Genç adamın yüz ifadesi soldu. O, orta yaşlı adamdan daha zayıftı. Hayali Yin aşamasına yeni girmişti ve yetişimi bile henüz dengeli değildi. Wang Lin'in bakışını görünce hiç tereddüt etmeden 10,000 adımlık alandan geri çekildi ve konuştu, "Kıdemli, lütfen beni suçlama. Küçük yanlış yaptığını biliyor. Şu andan itibaren küçük bu alana adımını atmayacak. Eğer sözümden dönersem beni de biraz önceki adam gibi cezalandırabilirsin!!"

Konuşurken sol elini kaldırdı ve has enerjisi etkinleşti. Serçe parmağı hemen patlayarak kanlı bir sise dönüştü.

Wang Lin gence baktı ve bakışlarını çevirdi.

Bunun ardından genç adam rahat bir nefes aldı ve kalbi hala güm güm atıyordu. Serçe parmağına kıyasla hayatı daha önemliydi. Hayali Yin aşamasına girmenin verdiği heyecan tamamen kaybolmuştu. İçinden kendi kendine bir daha ki sefere daha dikkatli hareket etmesi gerektiğini söyledi!

Wang Lin yasaklı bölgenin dışındaki diğer insanlara bakmadı. Arkasını döndü ve Li Yuan'ın girdiği kara deliğe doğru yürüdü.

Tam o anda Tang Yanfeng aniden selendi, "Yoldaş yetişimci, lütfen bana ismini bahşet!"

"Xu Mu!" Wang Lin'in sesi kara delikten yükseldi. Ardından formasyondan ışık geldi ve giriş tamamen mühürlendi.

"Xu Mu... bu ismi unutmayacağım!" Tang Yanfeng saldırmak istedi ama kazanacağı konusunda kendinden emin olamadığı için kendini tutmuştu...