Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Kılıç enerjisinin üstünde duran birisi vardı. Üzerindeki büyük, sarı cübbe rüzgarla dalgalandı ve oldukça zarif görünüyordu. Bu yetişim seviyesinde birisinin dış görünüşü artık gerçek yaşını yansıtmayacaktı. 30 yaşlarında görünüyordu ve sıradan bir yüzü vardı. Fakat kısık gözlerinde bir soğukluk parıltısı belirdi.

Vücudundan zengin has enerji çıkıyordu. Hayali Yin aşamasının zirvesinde olduğu belliydi. O yaklaştığında önündeki insanlar hemen dağıldı ve onun yolundan çekildi.

10,000 adımlık alana giderek yaklaştı. Bu toz dairesini görmüyor ya da anlamını bilmiyor değildi ama hızını hiç azaltmadan ilerlemeye devam etti.

Has enerjisi tozun geriye doğru dağılmasına neden oldu.

Bu sahne çevredeki bütün yetişimcilerin dikkatini üzerine topladı. Bildikleri üzere Wang Lin güçlü bir yetişimciydi ve bu sarı cübbeli yetişimci de güçlüydü. O ikisi semavi formasyonun üzerindeki kara delik için kesinlikle kapışacaktı.

Bu tarz savaşlar sık görülmüyordu. Hatta o ikisinin dövüşte ciddi yaralanacağını ve bundan çıkar sağlayabileceğini düşünenler bile vardı.

Li Yuan'ın ifadesi hafiften değişti. O endişeli olsa da Wang Lin'in sakin sesi kulağına ulaştı. "Kardeş Li, sen önden git!"

Li Yuan konuşmadı ve doğruca kara deliğe girdi. O içeri girdiği anda sarı cübbeli genç adam yaklaştı.

Wang Lin sakin gözlerle sağ elini kaldırdı ve boşluğa doğru salladı. Aniden mor bir yıldırım belirdi. Mor yıldırımla birlikte etrafında mor bir sis oluştu. Mor yıldırım, mor sis ile birlikte sarı cübbeli yetişimciye doğru fırladı.

Genç adamın göz bebekleri hemen küçüldü. Wang Lin'i görmemiş değildi ama onun ailesindeki statüsü özeldi ve aile üyeleri ona yakınlardı, o yüzden Wang Lin'i çok önemsememişti.

Bir kahkahayla birlikte elini pençe formuna getirdi ve ortaya çıkan beş siyah gaz şeridi yıldırıma doğru fırladı. Beş siyah gaz şeridi hemen yıldırımın etrafını sardı.

"Yut!" Sarı cübbeli adamın bağırmasıyla birlikte siyah gaz şeritleri hemen beş tane siyah ejderhaya dönüşerek yıldırımı yuttu. Göz açıp kapayıncaya kadar yıldırım yutuldu ve genç adamın yanına geri döndü.

Siyah ejderhalar genç adamın etrafında dolanırken hemen büyümeye başladılar. Göz açıp kapayıncaya kadar 500 adım uzunluğunda ejderhalara dönüştüler. Sonuç olarak genç adamın aurası aniden arttı.

Sarı cübbeli genç adam yavaşça konuştu, "Yoldaş yetişimcinin saldırısı oldukça iyi. Lütfen benim, Tang Yanyun'un semavilerden kalan deliği keşfetmesi için bekle. Ne dersin?" Genç adamın böyle bir şey söylemesi son derece zordu. Eğer Wang Lin'in yetişim seviyesi ondan yüksek olmasa ve Maddi Yang aşamasındaki kardeşiyle eşit olmasa böyle bir şeyi asla söylemezdi.

Bunu dediği anda yakınlardaki yetişimcilerin ifadeleri değişti. İçlerinden biri bağırdı, "Tang ailesi!! Güney Bölgesinden Tang ailesi mi!?"

O anda bütün yetişimciler bir şey fark etmiş gibiydi.

Wang Lin sakince adama baktı ve konuştu, "Buna hakkın yok!"

Tang Yanyun irkilmişti. Karşı tarafın bu teklifi reddedeceğini ve kendisinin Tang ailesinden olduğunu duyduğunda ifadesinin nasıl değişeceğini önceden düşünmüştü. Fakat bu adamın bu kadar kibirli olacağını hiç tahmin etmemişti.

İfadesi kasvetli bir hal aldı ve güldü. "Eğer öyleyse seni rahatsız etmeyeceğim." Bununla birlikte geri çekilmeye başladı ve içten içe düşündü, "Onun yetişim seviyesi benden daha yüksek. Şimdilik geri çekileceğim ve kardeşimin gelmesini bekleyeceğim. O zaman hamlemi yapabilirim."

Tang ailesi Semavi Alem mirasçısı bir aile olmasa da küçük bir aile sayılmazdı. Yıldırım Semavi Alemi'ne onlardan gelen birçok kişi vardı ve ayrılmak yerine beraber takılıyorlardı. Onun buraya gelme sebebi tamamen gözcülük yapmaktı.

Wang Lin'in ifadesi normaldi ve bir adım ileri yürüdü. Bir adım atmasıyla birlikte çevresindeki 10,000 adımlık alan zengin has enerji ile doldu. Hızı yüksek değildi ve sakince Tang Yanyun'a doğru yürüdü.

Tang Yanyun'un ifadesi sertleşti ve hemen geriledi. O anda Wang Lin ağzını açtı ve sakince konuştu, "Benim yıldırımım senin yutabileceğin bir şey değil!"

Konuştuğu anda, Tang Yanyun'un yanındaki siyah ejderhalardan acı dolu kükremeler geldi. Vücutları yıldırım ile doldu ve içlerinden patlamalar duyuldu.

Bir anda siyah ejderhalardan birisi patladı. Bunun ardından gelen dört tane daha patlamayla birlikte geriye kalan siyah ejderhalar da patladı.

Bu yoğun kuvvetin etkisiyle birlikte Tang Yanyun'un ifadesi büyük ölçüde değişti. İki eliyle bir mühür oluşturdu ve kaşlarının arasında bir siyah ejderha izi belirdi. Vücudundan siyah gaz şeridi çıktı ve etrafını sararak onun patlama etkisinden korunması için çabaladı.

Soğuk bir nefes aldı ve alnında soğuk terler oluştu, kalbi öfkeyle doldu. Herhangi bir düşmanlık göstermediğini hissetti ve karşı tarafın, düşüncelerini anlamasının pek mümkün olmadığını düşündü.

Fakat daha konuşmasına fırsat olmadan Wang Lin'in gözleri soğudu. Wang Lin sağ elini kaldırdı ve elinin arkasındaki Canavar Kemiği Dövmesi hareketlenmeye başladı. Wang Lin'in parmağı boyunca ilerleyerek ileri fırladı.

Bir anda Wang Lin'in önünde devasa bir Canavar Kemiği Dövmesi belirdi ve dört boynuzundan soğuk bir aura saçıldı. Ortaya çıktığı gibi Tang Yanyun'a doğru saldırdı.

Tang Yanyun mutsuz bir ifadeyle geri çekildi ve kaşlarının arasındaki siyah ejderha bir kez daha parlarken siyah sis oluştu. Bu sefer daha fazla has enerji dışarı çıktı ve ardından kaşlarının arasındaki siyah iz tamamen oradan ayrıldı. Ardından siyah ejderhaya dönüşerek ağzını açtı ve canavar kemiğini yutmak için hazırlandı.

Bu siyah ejderha 1,000 adım uzunluğa sahipti ve ortaya çıktığı anda doğal bir baskı yaydı. Üzerine rünler çizilmiş sayısız ejderha puluna sahipti.

Sanki dünyayı yutmaya çalışıyordu ve sonsuz has enerji dalgalanmaları yaydı.

"Has ejderha, yut!" Tang Yanyun bağırdıktan sonra hiç durmaksızın geri çekildi.

Fakat siyah ejderha yutmayı denediği anda, canavar kemiğinin iki boş göz yuvasında hayalet alevleri belirdi. Bunun ardından canavar adeta canlandı ve bir anda habis bir aurayla doldu. Bu aura çok güçlüydü ama bir an ortaya çıktıktan sonra hemen hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu.

Tüm bunlar çok hızlı gerçekleşti. Habis aura dağıldığında siyah ejderhanın gözleri aniden dehşete kapılmış gibi kocaman açıldı. Devasa vücudu dondu ve kuyruğundan gri bir renk yayılmaya başladı. Bir anda bu grilik tüm vücudunu sardı.

Bu, taş rengi bir griydi!

Büyüyle yaratılan siyah ejderha bir anda taşa dönüştü. Etrafındaki has enerji bile taşa dönüştü!

Siyah ejderha gökyüzünden aşağı düştü ve gümbürtüyle yere çarptı.

Bu sahne herkesin afallamasına neden oldu. Çevredeki herkes nefesini tuttu ve ne yapacağını bilemedi!

"Bu... Bu ne tür bir hazine..." Tang Yanyun gözlerinde dehşetle taş heykelin parçalarına baktı.

Dairenin dışındaki yetişimcilerin kalpleri hızlandı ve gördüklerine inanamadılar. Kalpleri korkuyla kasıp kavruldu. Tozdan oluşan 10,000 adımlık alan sanki içeri yarım adım bile atmaya cesaret edemeyecekleri ilkel bir canavar gibiydi.

Birinci adım bütün yetişimciler istemsizce geri geri gitti. Sanki 10,000 adımlık mesafe yeterli gelmemişti ve etkilenmekten korkmuşlardı.

O ikisinin yaralanmasıyla fırsat kollama düşüncesine sahip olanlar soğuk terler içinde kaldılar ve hemen bu fikri kafalarından attılar.

Özellikle Zhao ailesinden gelen kardeşler içeri girmedikleri için kendilerini şanslı hissettiler, aksi takdirde kesinlikle ölmüş olacaklardı. Bu 10,000 adımlık mesafe artık bir mesafe değil yasaklı ölüm alanıydı!

O anda yetişimciler Wang Lin'in görünüşünü akıllarına kazıdılar. Wang Lin artık zihinlerinde derin bir yer edinmişti.

Wang Lin bir adım ilerledi ve sağ elini kaldırdı. Hemen canavar kemiğini geri çekti ve elinin arkasında dövmeye dönüştü. Hızını düşürmeden bir adım attı ve Tang Yanyun'un önünde belirdi. İki parmağı has enerji ile doldu ve onları bastırmaya hazırlandı.

Tang Yanyun'un vücudu titredi ve gözleri dehşetle doldu. Hiç tereddüt etmeden kaçmayı düşündü ama Wang Lin soğukça homurdandı. Yoğun has enerji hemen toplandı ve bütün ani hareket türleri imkansız hale geldi.

Bu büyü, Wang Lin'in icat etmiş olduğu bir şeydi. Has enerji baskısını kullanarak bütün hareket büyülerini kullanışsız kılıyordu.

Parmakları doğruca Tang Yanyun'un kaşlarının arasına indi. O anda uzaklardan ışık ışınlarının geldiği görüldü ve onların içinden bir kükreme yükseldi.

"Onu öldürürsen onunla birlikte gömülürsün!"

Wang Lin parmağını dokundururken hafifçe kaşlarını çattı ve Tang Yanyun'un vücuduna akın eden has enerji onun bir anda yıkılmasına neden oldu. Bir kan sisine dönüştü ve has ruhu bile dağıldı.

"10,000 adımlık alana giren herkes ölür!" Wang Lin arkasını döndü ve kara deliğe doğru yürüdü.

10,000 adımlık alan onun yasaklı bölgesiydi. O orada olduğu sürece kimse giremezdi! Wang Lin şu an böyle bir şey söyleme kudretine sahipti!

O anda kara delikten Li Yuan'ın bağırma sesi geldi ve hemen figürünün dışarı fırladığı görüldü. O ortaya çıktıktan sonra önce parçalanmış siyah ejderha heykeline, ardından Wang Lin'e baktı ve bir ilahi his mesajı gönderdi. "Kardeş Xu, içerideki bütün hazineleri topladım. Ayrıca gizli bir geçit buldum ama nereye gittiğini bilmiyorum!"

Gökyüzünden ışık ışınları indi ve dört tane figür ortaya çıktı. İçlerinde kadın ve erkekler vardı. Onlardan birisi çok yakışıklıydı ama dudakları inceydi ve gözleri mutsuzdu.

Eğer Shengong Hu orada olsaydı onun Tang Yanfeng olduğunu bilirdi, Semavi Alem kapısında kendisiyle dalga geçen kişiydi!

"10,000 adımlık yasaklı alan mı? Sen kim olduğunu sanıyorsun?" Tang Yanfeng'in yanındaki orta yaşlı adamlardan birisi alayla güldü ve alanın içine adım attı! Arkasındaki kibirli ifadesi olan bir genç de bu alana girdi.

Wang Lin sakin bir ifadeyle döndü ve orta yaşlı adama baktı.