Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Yıldırım Semavi Alemi, Birlik Yıldız Sistemi'nin Yağmur Semavi Aleminden daha büyüktü. Daha doğrusu Yıldırım Semavi Alemi, Yağmur Semavi Alemine göre daha iyi muhafaza edilmişti. Buradaki kara parçalarından birinin sınırında sürekli yıldırım saçan bir dağ vardı.

Yıldırım patlaması, dağdan sürekli gümüş yıldırım saçan bir görüntü oluşturuyordu. Bunu gören birisi şok olurdu.

Gökyüzü karanlıktı ve ara sıra dağa yıldırım düşüyordu. Sanki gökyüzü ve dağ birbirine bağlanmıştı. Gök gürültüleri sürekli yankılanıyordu ve uzun bir süre dağılmıyordu.

Dağın ortasında bir mağara vardı. Bu mağarada Wang Lin lotus pozisyonunda oturmuş yaralarını iyileştiriyordu.

Semavi muhafız da mağaranın girişinde yetişim yapıyordu.

O gün, Wang Lin gözlerini açtı ve altın bir ışık saçıldı. Karşısındaki 10 farklı parça sanki devasa bir el onları tutuyormuş gibi yavaşça havada süzüldü.

Wang Lin düşünmeye başladı. Yıldırım Semavi Alemi'ne ait köken aletin nasıl bir şey olduğunu daha önce görmemişti. Fakat tahminine göre bu parçaların bir köken alete ait olma ihtimali 70% idi.

Wang Lin elini kaldırdı ve parçalardan birini aldı. Ona dikkatlice baktıktan sonra koydu ve başka bir parça aldı. Bu şekilde her bir parçayı kalbine kazıdı ve ardından gözlerini kapattı.

Kısıtlamaları tespit ettiği gibi zihninde en doğru kombinasyonu tespit etmeye çalıştı.

Zaman yavaşça aktı. Bir saat sonra gözlerini tekrar açtı. Önündeki parçalara bakarken kaşları çatıldı.

"Bu parçaların eksiksiz bir büyülü hazine oluşturma ihtimali yok, bazı parçalar eksik gibi." Bir an sessizce düşündükten sonra elini salladı. Parçalar semavi ruhsal enerji ile sarıldı ve hareket etmeye başladı. Parçalar, bir vazo biçimi oluşturmak için birbirine bağlandı.

Her parçanın arasında yara gibi görünen çatlaklar vardı ve kusurlu bir güzellik hissi veriyordu. Ek olarak, vazonun bir kenarında onun tamamlanmasını engelleyen bazı parçalar eksikti.

Uzun bir süre sonra Wang Lin elini salladı ve parçalar bir kez daha ayrıldı. Ardından onları çantasına attı.

"Xu Fenghan Hayali Yin yetişimcisiydi, neden bir çantası yoktu..." Xu Fenghan'ı öldürdükten sonra bu detay kafasını karıştırmıştı.

O öldükten sonra vücudu dağılmıştı. Wang Lin ilahi hissini yaymış ve geriye çanta kalmadığını fark etmişti.

Bu garip bir durumdu.

"Onun yetişim seviyesi çok yüksekti. Yıldırım Semavi Alemi'ne seyahati için herhangi bir büyülü hazine hazırlamamış olsa da en azından bazı haplar getirmiş olmalıydı. Dahası, eğer burada bir şeyler bulsaydı onları elinde tutamazdı..." Wang Lin'in kaşları çatıldı ve tamamen kafası karıştı.

"Bilmediğim bir sebep olmalı ya da yabancıların bilmediği bir depolama yöntemi!" Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve Yeraltı Nehri'nin içindeki iblis lotusunu düşündü!

"Acaba..." Wang Lin'in gözleri parladı ve tek bir düşünceyle Yeraltı Nehri'nin etrafında belirmesine neden oldu. Yeraltı Nehri, onun daosundan şekillenmişti, o yüzden boyutu değişebilirdi. Wang Lin sağ eliyle Yeraltı Nehrine vurdu ve içindeki çok miktarda kızgınlık ruhunun Xu Fenghan'ın iblis lotusunu çekmesini sağladı.

Parlak gözlerle iblis lotusuna baktı. Bu şey Yeraltı Nehri'nde çok uzaklaşırsa ortadan kaybolacaktı. Sadece Yeraltı Nehri'nin içindeyken çözünmesi yavaşlıyordu.

O anda iblis alevi çoktan sönmüş ve geriye çıplak lotus kalmıştı. Wang Lin eliyle bir mühür oluşturdu ve gözlerinde semavi ruhsal enerji toplandı.

Lotusa baktı!

Lotusun içinde bulanık bir aura görünüyordu ama bu aura ölü değildi ve yavaş yavaş dönüyordu. Wang Lin ona baktığında dönüşü hemen hızlandı ve içinden hafif bir kükreme duyuldu. Wang Lin'in bakışlarından çıkmak için gizemli bir yöntem kullanıyor gibiydi.

Wang Lin'in gözleri soğudu ve soğukça homurdandı. Bakışları çekmedi ve hatta garip auraya çıkma fırsatı verdi. Siyah gaz dışarı çıktı ve hemen bir iblise dönüşerek Wang Lin'i yutmayı denedi.

İblis, Wang Lin'i yutmayı denediği anda vücudu hemen inanılmaz bir şey keşfetmiş gibi titredi. Bir çığlık attı ve hemen iblis lotusuna geri dönmek için arkasını döndü.

Fakat artık çok geçti!

Wang Lin'in has ruh harekete geçti ve onu yıldırım patlamaları saçarak takip etti. İblisi kıskıvrak yakaladı. İblis endişeli çığlıklar atarak Wang Lin'in vücuduna doğru çekildi.

"Bir Dağılmış İblis'i arıtamam ama böyle küçük bir iblisin hiçbir şansı yok!" İblisin çığlığı yıldırım tarafından yutulurken Wang Lin'in gözleri sakindi. Çığlık giderek zayıfladı ve en sonunda tamamen kayboldu, iblis has ruh tarafından yutuldu.

Sıradan yetişimciler böyle yutma becerilerine sahip değildi. Normalde bu, bazı şeytani yetişim yöntemlerinden geliyordu. Wang Lin ise bunu bir Ruh yutucu olduğu için yapabiliyordu.

İblisi yuttuktan sonra gözlerinden bir nebze iblis enerjisi barındıra karanlık bir parıltı yayıldı. Fakat hemen gözleri yıldırım parıltısına bürünerek iblis enerjisini dağıttı ve Wang Lin normale döndü.

Dudaklarını yaladı. O anda has enerjisinin tamamen yenilenmekle kalmayıp bir miktar arttığını hissetti. Sanki has enerjisi sıkıştırılmıştı.

Siyah gaz kaybolduktan sonra lotusun içi artık bulanık değildi ve Wang Lin onun içinde başka bir boşluk olduğunu görebiliyordu. İçeride, parlak ışıklar saçan dört tane kristal gibi berrak boncuk vardı. Fakat dengesiz görünüyorlardı, her an kırılacak gibilerdi.

O anda, Wang Lin o tarafa bakınca kristal boncuklardan birisi dağıldı ve yok oldu.

Diğer boncuklarında aynı şekilde dağılacağını gören Wang Lin sağ eliyle hemen içeri uzandı ve iki boncuğu kavradı. Tam üçüncüyü de kavrayacakken boncuk dağıldı.

Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve iki boncukla birlikte sağ elini çekti. Onları dışarı çıkardıktan sonra boncuklar dağılma hissini bıraktı. Wang Lin ilahi hissiyle boncukların içine girdi ve hemen şok oldu.

"Ne ilginç bir büyü, daodan şekillenen bir şeyi çanta olarak kullanıyor." Wang Lin derin bir nefes aldı ve Xu Fenghan'ın neden çantaya sahip olmadığını anladı.

"Kendi daonu kullanarak kendi boşluğunu yaratıyorsun ve değerli şeyleri içinde maksimum güvenlikle saklıyorsun. Bu cidden çok pratik."

O anda, lotus kristal boncukları ve siyah gazı kaybettikten sonra hızla kurudu. Sanki binlerce yıl geçmişti; tamamen kurudu ve en sonunda yok oldu.

Wang Lin bakışlarını çekti ve kristal boncuklardan birini kırdığında bir hap şişesi ortaya çıktı. Şişe mumla mühürlenmişti, yani daha önce açılmamıştı. Şişenin üzerinde son derece zarif bir "Xu" kazınmıştı.

Mührü açtıktan sonra dışarı yayılan semavi ruhsal enerji kokusu hem fiziksel hem de mental bir rahatlama hissi yaşattı. Şişede sadece bir tane hap vardı ve Wang Lin hapın etkisini bilmese de kesinlikle normal bir hapa benzemiyordu.

Ona uzun bir süre baktıktan sonra hapı çantasına koydu ve diğer boncuğu kırdı. Bir ışık parlaması oldu ve bir tılsım ortaya çıktı. Bu tılsım son derece sıradan bir görüntüye sahipti.

Üzerine zencefil kullanılarak basit bir rün çizilmişti.

"Bu da ne..." Wang Lin irkildi ve tılsımı alarak dikkatlice baktı. Yetişimin ilk başlarında düşük seviye yetişimciler tarafından kullanıldığını gördüğü tılsımlara benziyordu.

"Eğer Xu Fenghan onu daosunun içinde sakladıysa normal bir şey olamaz!" Wang Lin'in gözleri kısıldı ve uzun bir süre inceledikten sonra yine de bir ipucu bulamadı.

Bir süre düşündükten sonra tılsımı da koydu ve düşünmeyi bıraktı. Ardından vücudu harekete geçti ve doğruca mağaradan çıktı. Semavi Muhafız onu takip etti ve gölgesiyle kaynaştı.

Yıldırım dağının tam önünde kara parçasının sınırı vardı. Parçanın kenarında yıldırımdan bir alan mevcuttu. Yıldırım dalları, karanlığın içine işleyen paslı zincirleri andırıyordu.

"Yağmur Semavi Alemi'nde aktarım dizileri vardı. Fakat Yıldırım Semavi Alemi'ndeki yıldırım, aktarım dizisi koyulamayacak kadar güçlü, o yüzden seyahat etmek sanırım kişinin ayaklarının gücüne bağlı." Wang Lin düşündü, bu parçadan ayrılmak için acelesi yoktu, semavi ruhsal enerji dalgalanması olan her yeri dikkatlice aradı.

Uçarken ifadesi aniden değişti. Karşıdan ona doğru iki tane kılıç enerjisi ışını geliyordu. Bu kılıç enerjisi ışınlarının içinde bir adam ve bir kadın vardı.

Adam mavi elbiseliydi, mavi şeritle bağlanmış uzun saçlara sahipti. Otuzlu yaşlarındaydı ve sıra dışı bir görünüşe sahipti. Kadın 28 yaşında görünüyordu ve onun görüntüsü de güzel olmasına rağmen anka gibi gözleri habisti ve biraz asabi bir tipe benziyordu.

O ikisi uçarken göz ucuyla Wang Lin'e baktılar ve istemsizce durdular. İlahi hislerini dikkatlice yaydılar ve Wang Lin'in sadece Yükseliş'in son aşamasının zirvesinde olan bir yetişimci olduğunu görünce hafiften rahatladılar. Birbirlerine baktılar ve hiçbir şey söylemeden uzaklaştılar.

O ikisi Wang Lin'in yetişimini değerlendirirken Wang Lin de onların yetişimine bakmıştı. İkisi de Yükseliş'in son aşamasının zirvesindeydi ve henüz aşmamışlardı.

Artık doygunluk noktasına gelmiş Wang Lin'e kıyasla o ikisi henüz has ruhlarında çok fazla has enerjiye sahip değillerdi.

Herhangi bir çatışmaya girmek istememişler ve hemen ayrılmışlardı. Wang Lin tek bir bakış attıktan sonra gözlerini çekmiş ve yere bakmaya devam etmişti.

Yıldırım Semavi Alemi sayısız defa açılmıştı, o yüzden her seferinde hasat giderek azalıyordu. Fakat bir hasat bulduğun zaman onun üst kalite bir hazine olma ihtimali çok yüksekti.

Wang Lin Yağmur Semavi Alemi'ni tecrübe etmişti, o yüzden çok daha kolaydı. Kısa sürede bir ay geride kaldı. Wang Lin bu süreçte sadece üç ya da beş yetişimciyle karşılaşmıştı.

Onların arasında hiç Hayali Yin yetişimcisi yoktu. Çoğu Yükseliş aşamasındaydı ve hatta bir tane Ruh Dönüşümü vardı.

Wang Lin bir aylık süreçte kara parçasını tamamen aradı ve hiçbir şey bulamadı. Biraz düşündükten sonra aramayı bıraktı ve tüm hızıyla başladığı noktaya doğru gitti.

O gün Wang Lin uçarken gözleri aniden kısıldı. Uzaklarda, yerde aniden bir kısıtlama formasyonu belirdi.

Kısıtlama gizli olsa da Wang Lin gibi bir kısıtlama uzmanı için gün gibi açıktı. Daha önce buradan geçerken bu kısıtlamanın orada olduğunu hatırlamıyordu.