Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Mor sisin içinde, Açgözlü'nün gözleri hafifçe açıldı ve soğuk bir ışık yaydı.

'Bu garip şeytani canavarlar gerçekten çok güçlü olsa da, yedi sihirli İğnem onu kontrol ettiği sürece, benden kaçamayacaklar! Bu kral canavarı kontrol etmek, tüm sürüyü kontrol etmek demek! Bu şeytani canavar grubu çok garip. Eğer onları düzgün kullanırsam, o zaman yaşlı adam Ling Tianhou geldiğinde bile, onunla başa çıkmanın bir yolunu bulacağım!' Açgözlü'nün gözünde bir gurur vardı.

Gelgit Uçurumu'na girdikten sonra kendi planlarını yapmaya başlamıştı. Bunlardan biri bir sıranın bütünleştirilmesini gerektiriyordu. Ancak, aniden sivrisinek canavarlarıyla karşılaşmıştı. İlk başta korkmuştu, ama sonra çok mutlu olmuştu.

Açgözlü asla sabit bir ikametgaha sahip değildi; her zaman yıldızların arasında başıboş dolaşıyor, hazinelerin olduğu yere yöneliyordu. "Açgözlü'nün gittiği her yerde hazineler vardır.” sözünün geldiği yer burasıydı.

Hayatında çok fazla yere gitmişti, bu yüzden bu sivrisinek canavarlarını daha önce de görmüştü!

Onları ilk kez çok ıssız bir gezegende görmüştü. Açgözlü birinin kovalamasından kaçıyordu ve antik aktarım dizisinden yeni çıkmıştı. Ortaya çıkar çıkmaz, asla unutamayacağı bir şey görmüştü!

Sadece bir gezegenin olduğu gri gazla dolu geniş bir alandı. Bu gezegen mordu!

Gezegenin etrafında yoğun bir şekilde bir araya getirilmiş sayısız sivrisinek vardı. Verdikleri baskı o kadar güçlüydü ki, Açgözlü geri dönmek için dizilişi kullanmakta hiç tereddüt etmedi.

O korkunç canavarlarla yüzleşmektense onu takip eden düşmanla yüzleşmeyi tercih ederdi.

Gelgit Uçurumu'nun çatlaklarındaki sivrisinek canavarlarını gördükten sonra, bir fikir hemen aklına geldi. Sonra dikkatli bir şekilde hayat hazinesini, Yedi Sihirli İğne'yi gönderdi. Onları dikkatli bir şekilde çatlağa göndermek için ilahi hissini kullandı.

Tüm sivrisinek canavarları kış uykusundaydı. Açgözlü'nün kalbi, onlarla en son karşılaştığından beri sivrisinek canavarlarından hala korkuyordu. Çok dikkatliydi çünkü onları uyandırmaktan korkuyordu.

Sonunda kral sivrisinek canavarını buldu. İğneler kral sivrisineğin içine girdiği anda, hemen çatlaktan geri kaçtı.

O sırada Chen Long'un grubu aniden sivrisinekler tarafından tuzağa düşürüldü! Mor sise gelince, Açgözlü'nün önemli bir parçasıydı!

Açgözlü, Da Lou Kılıç Tarikatı'nın öğrencilerine baktı ve içinden sırıttı.

'Yaşlı adam Ling Tianhou'nun öğrencileri arasında, Chen Long hariç, geri kalanların hepsi çöp! Bu yaşlı adam, Şeytan Ruh Diyarı'na geldiğimden beri Gelgit Uçurumu'na üç kez geldi. Sonunda bu mor sisin içinde, Ling Tianhou ve Tian Yunzi'nin gözlerinin bile kırmızıya dönmesine neden olan bir nişan olduğunu belirledim!'

'Ancak, bu nişan biraz garip. Gözlemlerime göre, sadece belirli bir zamanda ortaya çıkacak ve bazı fedakarlıklar gerektirecek gibi görünüyor...' Açgözlü'nün gözleri, Chen Long da dahil olmak üzere Da Lou Kılıç Tarikatı'nın öğrencilerini rastgele süzüyor gibiydi.

'Eğer vücutlarındaki kılıç enerjisi hakkında endişelenmeseydim, bu beş küçüğü çoktan yakalamıştım. O zaman onları yüz yıl boyunca burada sıkışıp kalmak yerine, kendilerini isteyerek feda etmeye zorlardım, böylece onları endişelendirirdim!'

Wang Lin semavi kılıcın üzerinde durdu ve yavaşça diğer taraftan mor sise yaklaştı. Kısa bir süre sonra, uzaktaki mor sisi tespit etti. Bu mor sis, o kadar yoğundu ki neredeyse katılaşmıştı. Yolu tamamen engelliyordu. Bu sisin içinden geçmezlerse, Ateş Şeytan Ülkesi'ndeki çıkışa ulaşamazlardı.

"Wang Lin, kılıcımın ilahi hissi hala bu mor sise nüfuz edemiyor. Bu mor sis çok garip, ama aynı zamanda içeride sıkışıp kalan insanların seni ilahi hisleriyle algılayamayacağından emin olabilirsin.” Zhou Yi'nin ilahi his mesajı semavi kılıcın içinden geldi.

Wang Lin başını salladı ve düşünmeye başladı. Onu Gelgit Uçurumu'ndan yukarı iten baskı her zaman vardı. Kendini stabilize etmek için vücudundaki semavi ruhsal enerjiyi aktive etmek zorunda kaldı.

Mor sise baktı ve kaşlarını çattı. Tam o anda, küçük dalgalar çantasından geldi. Çantayı kontrol etmek için ilahi hissinin bir kısmını böldü ve hemen sivrisinek canavarını gördü. Sivrisinek canavarı huzursuzdu ve gözlerinde kırmızılıklar bile vardı.

Wang Lin'in ilahi hissini fark ettikten sonra, bir çığlık attı.

Wang Lin oldukça şaşırdı ve ilahi hissini geri çekti. Sivrisinek canavarı her zaman çok itaatkardı ve nadiren bu kadar endişeli olurdu. Biraz düşündükten sonra çantasına vurdu  ve sivrisinek hemen dışarı çıktı.

Ortaya çıktığı anda, bir çığlık attı ve mor sisin içine uçtu. Wang Lin gözlerini kıstı. Hemen semavi kılıçtan dışarı adım attı ve sivrisinek canavarına yaklaştı.

Zhou Yi şaşırdı ve hızlı bir şekilde takip etti.

Mor sis, sivrisineği hiç etkilemedi. Sise girdi ve ortadan kayboldu.

Wang Lin şok olmuştu. Sivrisinek canavarına ne olduğunu bilmiyordu. Neyse ki, sivrisinek canavarı ile olan bağlantısı hala mevcuttu. Wang Lin biraz düşündü. Şu anda sivrisinek canavarı için endişelenmenin zamanı değildi. Kendine odaklanırken bir nefes verdi ve yavaşça yukarı doğru uçtu. Semavi kılıcın içinde Zhou Yi, Wang Lin'in etrafında dolaştı. Kılıcının ilahi hissini yaydı, etrafındakileri gözlemledi.

Açgözlü, yetişimcinin mor sise girdiğini fark etmedi. Wang Lin'in ve Ling Tianhou'nun ilahi hissinin etkisini tespit edebilmesinin nedeni, şok dalgasının doğrudan duvarlardan geçebilmesiydi. Bunu tespit edebilmesinin tek nedeni buydu.

Wang Lin yavaşça sisin içinde uçtu ve son derece tetikteydi. İlahi hissinin mor sis içinde neredeyse hiçbir etkisi yoktu. Önünde tek görebildiği şey kalın sisti. Bir milyon yaşam mührü alnında parladı ve vücudunu kapladı. Eğer bir kriz oluşursa, ona harekete geçmesi için fırsat verecekti.

Zhou Yi, Wang Lin'in etrafında dolandı. Uçarken, aniden bir ilahi his mesajı gönderdi.

“Wang Lin, beş kilometre ileride boş bir alan var ve içeride altı kişi var! Bunlardan biri güçlü bir yetişime sahip ve diğer beşinin giydiği kıyafetler biraz tanıdık geliyor!”

"Altı kişi!” Wang Lin'in gözleri parladı.

“Sana göstereceğim!” Zhou Yi'nin ilahi hissi Wang Lin'in vücuduna girdi ve Wang Lin'in ilahi hissini sise sürükledi. Büyük miktarda mor sis geçtiler ve beş kilometre uzaklıktaki boş alana girdiler. Wang Lin'in önündeki sis dağıldı ve sonra gözlerinin önünde altı yetişimci belirdi!

“Bunlar onlar!” Wang Lin anında bu altı kişinin kimliğini belirledi!

O anda, ortada oturan yaşlı adam aniden gözlerini açtı. Gözleri altın bir ışık vardı ve bağırdı: "Hangi yetişimci o? Bu yaşlı adamın adı Açgözlü'dür!”

Açgözlü'nün çığlığı hemen çevredeki Da Lou Kılıç Tarikatı öğrencilerinin ifadelerinin büyük ölçüde değişmesine neden oldu ve aniden ayağa kalktılar. Ancak, Chen Long yapmadı ve gözlerinde gizemli bir ışık vardı. Biri daha yakından baksa, gözlerindeki sevinci görebilirdi!

Zhou Yi, Wang Lin'in ilahi hissini mor sise geri getirdi ve ortadan kayboldu. Açgözlü'nün ifadesi çirkindi ve soğuk bir şekilde homurdandı. Çantasına vurdu, ama bir an tereddüt ettikten sonra bir büyülü hazine çıkarmadı.

Diğerinin ilahi hissi son derece garipti, bu da onu belirsiz yapıyordu. Bu ilahi his sadece ilk aşama Yükseliş yetişimcisi gibi görünüyordu, ama içinde başka bir ilahi his daha vardı. Bu ikinci ilahi his son derece güçlüydü ve hatta çok keskin bir kılıç niyetine sahipti!

Diğerinin yeteneklerini bilmeden, Açgözlü düşmanı kışkırtmaya istekli değildi, özellikle de hala yaralıyken. Orijinal yetişimi Hayali Yin aşamasındaydı, ama şimdi sadece Yükseliş'in son aşamasının zirvesindeydi. Bu sayısız yıl boyunca, hala zirveye ulaşamamıştı.

Bu, Situ Nan'ın çok güçlü olduğu anlamına gelmiyordu, sadece Hayali Yin aşamasındaki herhangi bir yetişimci yetişimden düşerse, onu tekrar elde etmek için birkaç kat daha fazla çaba harcaması gerekiyordu! Sonuçta, Hayali Yin ve Maddesel Yang, ilk ve ikinci adımlar arasındaki önemli adımlardı. Kelebeğin kozasından çıktığı an gibiydiler.

Situ Nan için bile, Göğe Başkaldıran Boncuk içindeki gizemli bir güç tarafından beslendiği ve yeteneğinin çok şaşırtıcı olduğu gerçeği olmasaydı, yetişimini geri kazanamazdı.

Bununla birlikte, Açgözlü'nün yetişimi, Yükseliş'in son aşamasının zirvesiyle sınırlı olsa da, yetişimi, Yükseliş yetişimcisinin sahip olabileceği bir şey değildi. Sayısız yıl boyunca elde ettiği hazineler de eklenirse, bir Hayali Yin yetişimcisinin bile onu öldürmek için çok çaba harcaması gerekirdi. Bir an için dikkatsiz olsalar, Açgözlü'nün kaçmasına izin verirlerdi.

Zhou Yi, Wang Lin'in ilahi hissini geri getirdi ve kendi bedenlerine geri döndüler.

"Bu altılının beşi Da Lou Kılıç Tarikatı'nın öğrencileri ve sonuncusu... Açgözlü denen birisi!” Wang Lin Açgözlü hakkında çok fazla açıklama yapmadı.

"Da Lou Kılıç Tarikatı! Evet, tanıdık gelmesine şaşmamalı... Da Lou Kılıç Tarikatı!! Wang Lin, ne yapmayı planlıyorsun?” Zhou Yi'nin soğuk sesi semavi kılıçtan geldi.

Wang Lin biraz düşündü ve "Kıdemli, bunu garip bulmuyor musun... Bu Açgözlü'nün yetişim seviyesi çok yüksek ve Ling Tianhou'nun tüm öğrencileri onun kılıç enerjisinin bir parçasına sahip. Küçüğünüz ayrıca yüz yıl önce ortadan kaybolduklarını da biliyor. Bütün bunları hesaba katarsak, küçüğünüz yüzde seksen emin ki, eğer yüz yıl boyunca burada sıkışıp kalmadılarsa, burada kalmak için bir nedenleri olmalı!” dedi.

"Ayrıca Kıdemli, Da Lou Kılıç Tarikatı'nın öğrencilerinden birinin gözlerinde bir sevinç parıltısı ortaya çıktığını fark ettiniz mi? Yetişim seviyesini kontrol ettim ve Yükseliş'in ilk aşamasında olduğunu keşfettim. Yükselişe ulaşan kişilerden hangisi son derece kurnaz değil ki? Bu kadar bariz bir sevinç gösterdiğine göre... Bu sevinç bakışı bariz bir sinyal.”

Wang Lin hafifçe gülümsedi ve gözlerinde bir bilgelik parlaması vardı. Analiz etti "Da Lou Kılıç Tarikatı'nın bu öğrencisi çok ilginç. Bize Açgözlü ile müttefik olmadıklarını söylemek için bu sevinci kullanıyor. Bu yardım için bir talep olmalı.”

Zhou Yi'nin silueti semavi kılıcın üzerinde ortaya çıktı. Wang Lin'e, gözlerinde şok ile anlamlı bir şekilde baktı. İlk kez, Wang Lin'in korkunçluğunu hissetti! Wang Lin'in yetişim seviyesi sadece Yükselişin ilk aşamasındaydı. Eğer Wang Lin'e Yükseliş Kristali'ni vermemiş olsaydı, Wang Lin muhtemelen yaşam ve ölüm imtihanını geçmeyi başaramazdı.

Zhou Yi'nin zihninde, Wang Lin doğru ve duygusal bir gençti. Minnettar olmasına rağmen, Wang Lin onunla aynı statüye sahip değildi.

Ancak, Zhou Yi'nin onun hakkındaki fikri, Wang Lin'nin sözlerini duyduktan sonra büyük ölçüde değişti.

'Bu çocuğun plan becerisi derin ve çok keskin gözlemler yapıyor; bu nadiren gördüğüm bir şey! Bu bilgelik son derece korkunç, özellikle de bu kadar kararlı davranılırsa . Bu yetişim seviyesine sadece bin yıl içinde ulaşabilmek, kesinlikle şans değil! Daha önce onu gerçekten hafife aldım!'