Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Büyük adamdan çıkan iblis ruhu, Wang Lin'in kanından oluşan Antik Şeytan'a baktı. Daha sonra delici güçle dolu keskin bir çığlık attı. İblis ruhu aniden büyük adama doğru geri çekildi ve büyük gözleri, benzeri görülmemiş miktarda iblis alevi çıkardı.

Daha sonra bir adım attı ve arkasında iblis ruhun dev bir illüzyonu ortaya çıktı.

Wang Lin'in kanından oluşan Antik Şeytan'ın gözleri aydınlandı. Dikkatsizce elini salladı ve aniden şeytani bir sis ortaya çıktı. Şeytani sis, büyük adamın etrafını çevrelerdi ve gökyüzüne doğru atıldı.

Aynı anda şeytani ruhsal enerjinin bir görüntüsü gökten indi ve tüm Gök Şeytan Şehri'ni kapladı. Antik Şeytan ve iblis arasında gökyüzündeki sis içerisinde bir savaş başladı.

Gök gürültüsü seslerinin patlamaları göklerde yankılanıyordu. Bazen iblis alevi gökyüzünü dolduruyor bazense şeytani ruhsal enerji bölgeyi silip süpürüyordu.

Wang Lin lotus pozisyonunda yere oturdu. O, yetişim yaparken gökyüzüne doğru bakıyordu. Sanki gözleri, gökyüzündeki sisi delebiliyordu ve doğrudan sisin içerisinde olan savaşı görebiliyordu.

Bu sahne, Wang Lin'in kalbinin titremesine neden oldu. Antik Şeytan ve paramparça olan iblisin saldırıları dünyayı ikiye bölmek için yeterli güce sahipti. Tüm bu büyüler Wang Lin'in zihninin derinliklerine gömülmüş olan Antik Tanrı Tu Si'nin anılarını bir kez daha yüzeye çıkardı.

Wang Lin'in gözleri daha da parlak hale gelmeye başlamıştı. İzlemeye devam ederken yetişim yapmaktan vazgeçti. Bunun yerine eli, bilinci dışında Antik Tanrı Tu Si'nin anılarından çeşitli büyülerin ardından farklı farklı mühürler oluşturdu.

Bu mühürleri oluşturmasına rağmen arkalarında hiçbir saldırı gücü yoktu.

Fakat o sırada has ruhuyla gizemli bir bağlantı sayesinde Şeytan Ruh Diyarı'nın dışındaki Doğu Şeytan Ruh Denizi'nden sayısız kilometre uzaklarda küçük bir gezegende baskıcı bir güç patlak verdi.

Kızıl saçlı bir kafa ile asıl beden aniden gözlerini açtı. Gözleri sanki tüm gökyüzünü içeriyormuş gibi görünüyordu. Gözlerini açıldığında, eli hareket etmeye başladı ve çeşitli mühürler oluşturdu.

Asıl bedenin kızıl saçları uçuştu ve kaşları arasındaki yıldızlar titredi. Eli değişmeye devam ettikçe yıldızlar daha sık bir şekilde titremeye başladı. Sonra ellerini iki tarafa uzattı ve "Em!" diye seslendi.

Tek kelimesiyle üzerinde bulunduğu küçük gezegen titremeye başladı. Ruhsal enerji şeritleri gezegenin derinliklerine doğru hareket etti ve Asıl Beden tarafından emildi.

O sırada Wang Lin de Şeytan Ruh Diyarı'nda aynı hareketi yaptı. Gökyüzündeki kalın sise baktı ve hafifçe gülümsedi.

'Antik Şeytan ve paramparça olmuş iblis arasındaki savaş, bazı Antik Tanrı büyülerini anlamamı sağladı. Asıl Beden'in elde ettiği faydalar tahmin bile edilemez.'

Bu savaş üç gün sürdü. Wang Lin'in kaybettiği kan zaten yenilenmişti çünkü semavi ruhsal enerji vücudunu çevrelemiş ve daha fazla kan oluşturmak için kemik iliğini canlandırmıştı. Semavi ruhsal enerji vücudundan geçerken o zirveye ulaştı.

Sakince gökyüzüne bakarken sağ eli bir mühür oluşturdu ve yukarı doğru işaret etti. Yeraltı nehri aniden onun etrafında ortaya çıktı. Nehrin içinde sayısız kopmuş uzuv görülebiliyordu ve oradan gelen sürekli devam eden bir ağlama vardı.

"Paramparça olmuş iblis, her ne kadar zayıf olsam da ben, yani Wang Lin, öyle kolay bir şekilde öldürebileceğin birisi değilim!”

Wang Lin çantasına vurdu ve elinde Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı belirdi. Onu yeraltı nehrine attı.

Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı yeraltı nehrine girdiğinde 100 milyon ruh parçası ortaya çıktı.

Wang Lin'in gözleri parladı ve Kısıtlama Bayrağı'nı çıkardı. Bu bayrak Göksel Ceza'ya karşı kullandığında hasar görmüş ve içindeki birçok kısıtlama yok olmuştu. Çok fazla kısıtlama kalmamasına rağmen Wang Lin yine de yeraltı nehrine attı.

Ondan sonrasında Semavi Kılıç çıktı! Xu Liguo son derece isteksiz olmasına rağmen o sırada Wang Lin'i reddetmeye cesaret edemedi. Sadece sonsuz bir şekilde kalbinde iç çekebilir ve 'Unut gitsin. Gök Şeytan Şehri'ne döndük bile. O küçük güzellik 10 yıldır beni bekliyor; onun sadık olup olmadığını merak ediyorum... ' diye düşünebilirdi ve bunu düşündüğü an, Wang Lin tarafından yeraltı nehrine atıldı. Yarımay Bıçağı da onu takip etti.

Sonrasında Ruh Kırbaççısı, kılıç kınları ve Mo Yang'ın kılıcı. En sonunda savaş arabası ve gizemli resmin yanı sıra, Wang Lin sahip olduğu hazinelerin neredeyse tamamını yeraltı nehrine attı.

Yeraltı nehrinin içindeki sayısız hazine çok kaotik ama bir o kadar da güçlü bir kuvvet oluşturdu. Sonra Wang Lin derin bir nefes aldı ve parmağını kaşlarının arasına bastırdı. 130.000 katliam enerjisi şeridi onu koruyan 130.000 yaşam mührüne dönüştü.

Gözleri hala gökyüzüne kilitlenmişti. O sırada gözlerini çattı ve tereddüt etmeden gökyüzüne uçtu. Eli, yere doğru uzandı ve yeraltı nehri havaya uçtu ve yoğunlaşarak sarı bir ışığa dönüştü!

Bu sadece Wang Lin'in tüm hazinelerini taşımakla kalmıyor aynı zamanda içerisinde Dao'sunu da içeriyordu.

Sarı ışığı taşıyan Wang Lin atıldı. O sırada gökyüzünde kalın siste büyük adamın zırhının birçok parçası kopmuştu. Birçok kez geri çekilmek zorunda kaldı ve gözlerindeki iblis alevi zayıfladı, ancak çılgın kükremeler çıkarmaya devam etti.

Wang Lin'in kanından oluşan Antik Şeytan'ın gözleri aydınlandı. Atıldı ve birbiri ardına büyü kullanmaya devam etti. Büyük adam kan kustu ve bir kez daha geri çekilmek zorunda kaldı.

"Ölümünle yüzleş!" Antik Şeytan'ın illüzyonu kanlı vücuda girmeden önce bir çığlık attı. Daha sonra şeytani bir ışık huzmesine dönüştü ve büyük adamın tüm vücudunu kuşattı.

Şeytani ışıkla çevrili olmak, iblis ruhunun büyük adamın kaşları arasında yeniden ortaya çıkmasına neden oldu. İblis keskin bir çığlık attı ve ses dalgası yaydı. Ses dalgasının etkisi altında şeytani ışık bir an için durakladı. Sonra iblis ruhu Antik Şeytan'a berbat bir görünüm verdi ve büyük adama geri döndü.

O sırada büyük adam kaçmak için geri çekildi!

Wang Lin bu anı bekliyordu! Bir meteor gibi gökyüzüne atıldı. Elindeki sarı ışık parladı ve göz açıp kapayıncaya kadar kalın sisin içine girdi. Antik Şeytan'ın saldırı menzilini terk etmeye çalışan büyük adama doğrudan saldırdı.

O geri çekilirken büyük adam Wang Lin'in yaklaştığını fark etti. Wang Lin'i dikkate layık görmediği için gözlerinde bir küçümseme göstergesi vardı. Geri çekilirken sağ elini Wang Lin'e doğru salladı!

Eli bir rüzgar yarattı ve daha sonra Wang Lin'in vücudunun etrafındaki 130.000 yaşam mührü çökmeye başladı. 10.000, 20.000, 50.000, 80.000…

Yaşam mühürleri çökerken Wang Lin'in gözleri soğumaya başladı. 130.000 yaşam mührünün hepsi çöktüğü anda kendisini ileriye doğru atılmaya zorladı ve büyük adamın önüne geldi. Sonrasında Wang Lin tereddüt etmeden elindeki sarı ışığı attı.

Büyük adam soğuk bir nefes verdi. Sonra elini yumruk yapıp sarı ışığa vurdu. Bu sarı ışığı paramparça etmek istiyordu!

Ancak sağ elini sarı ışığa vurduğu anda yüz ifadesi büyük ölçüde değişti. Sarı ışığın içinde çok fazla sayıda farklı aura vardı ve hepsi bir ilahi his ve Dao şeridi tarafından zorlukla birleştirilmişti. Bir şekilde onu tehdit edebilecek bir güç oluşturmuştu.

Her şey normal olmuş olsaydı belki de onu gerçekten tehdit etmezdi. Ancak, zaten yaralanmış olmasına rağmen yalnızca daha fazla yara almak için Antik Şeytan ile büyük bir savaş başlatmıştı. Ayrıca iblis kulesini kaybettikten sonra, ilahi hisleri zırhın içinde sıkışıp kalmıştı. İlahi hissini yayamadı ve bu yüzden de büyülerinin çoğunu kullanamadı.

Sarı ışığın gücü arttı ve büyük adam istemeden bir an için durdu. Bu duraklamanın bedeli, Antik Şeytan'ın oluşturduğu şeytani ışıktı ve onu tamamen yuttu!

Bu şeytani ışık, dünyadaki tüm canlıları arındırabilen ve Antik Şeytanlara ait olan son derece güçlü bir büyüydü. Büyük adam acı dolu bir şekilde inledi ve büyük miktarda iblis enerjisi salmaya başladı. Bu iblis enerjisi hemen arındırıldı ve arkasında tek bir iz dahi bırakmadı.

İblis, büyük adamın kaşlarından çıktı ve bağırdı. "Bei Luo, eğer beni öldürürsen, usta bunun için seni kesinlikle affetmeyecek!” Ayrıca bir ışık huzmesine dönüşmeden ve zırhın içine girmeden önce tamamen çıktı.

Bunu yaptıktan hemen sonra zırh, büyük adamın vücudunu terk etti. Zırh, canavarca miktarda iblis enerjisi ile çevriliydi ve şeytani ışıktan hızla kaçmak üzereydi. O an, 'Generali kurtarmak için dağı terk et' iblis ruhunun aklından geçen düşünceydi. Her ne kadar vücudu kaybedecek olsa da zırh kaybolmadığı sürece bir gün elbet iyileşebilirdi. En fazla başka bir vücut bulmak zorunda kalacaktı.

Ayrıca vücut olmadan iblis ruhu büyüleriyle kaçabileceğine inanıyordu!

Büyük adam zırhı kaybettikten sonra, tüm vücudu şeytani ışık altında aşınmaya başladı. Sonra gözleri karardı ve gökten düştü.

Zırh, iblis enerjisinin neredeyse tamamını şeytani ışıktan kaçmak için harcadı.

İblis çok mutluydu. Şeytani ışıktan kurtulduğu sürece hızlı bir şekilde kaçmak için bir büyü kullanabilirdi. Ancak mutlu olduğu an mutluluğu birden yok oldu. Wang Lin'in sağ eli yıldırım gibi hareket etti ve zırhı atıldığı an yakaladı.

Wang Lin işlerini halletmek için ne gerekiyorsa yapardı. Yaptığı tüm planlardan sonra bu sözde paramparça olmuş iblisin son anda kaçmasına nasıl izin verebilirdi? Eğer iblis bugün kaçarsa, Gök Şeytan Şehri'ne saklanmadığı sürece sonsuza dek iblisin çılgın intikamıyla yüzleşmek zorunda kalacaktı.

Ayrıca, Wang Lin, Antik Şeytan'ın son anda ona yardım edeceğine inanıyordu. Aksi takdirde, Antik Şeytan hiç ortaya çıkmamış olurdu. Wang Lin'in kurnazlığı sayesinde, tüm bunları kolayca görebiliyordu.

Sağ eliyle zırhı yakaladığı anda Wang Lin iblis ruhunun vücuduna girmesini bekliyordu, bu yüzden has ruhunun içindeki kalan Semavi Yükseliş Meyvesi'ni aktifleştirdi. Wang Lin'in gözleri aniden kan kırmızısına döndü ve bütün vücudu inanılmaz bir çılgınlık haline girdi.

"Kaçmayı başaramayacaksın!" Wang Lin bağırdığında zırhı sürükleyerek sağ elini zırhla birlikte geri çekti. İblis ruh, zırhtan çıktı ve Wang Lin'e acımasızca baktı. İblis ruh Wang Lin'in avucuna girmeden ve Wang Lin'in has ruhuna doğru atılmadan önce kükredi.

O sırada zırh siyah şeritlere dönüştü. Wang Lin'in etrafını sardı ve sonra tekrar zırh haline geldi.

Wang Lin şimdi bir dizi siyah zırh giyiyordu, gözleri kan kırmızısıydı ve saçları rüzgar olmadan hareket ediyordu. Bedeninin içinde has ruhu, Semavi Yükseliş Meyvesi'nin yardımıyla zirveye ulaşmıştı. İblis enerjisinin çoğunu kaybetmiş olan iblis ruh ile bir savaş başlattı.

Şeytani ışık dağıldı ve Antik Şeytan'ın kan gölgesine geri döndü. Gözlerinde hayranlıkla Wang Lin'e baktı ve gülümsedi. "Ne iyi bir strateji ama... İblis ruhuna karşı koymak için has ruhu uyarmak. Eğer sana yardım edersem planladığını yapmış olurum, ama eğer sana yardım etmezsem o zaman önceki yapılan savaşın bir anlamı kalmayacak. Sana kesinlikle yardım edeceğimi düşündün... İyi, bu senin talihin ve bu yüzden sana yardım edeceğim!” Antik Şeytan konuşurken Wang Lin'i yakaladı. Vücudu aşınmış ama henüz ölmemiş olan büyük adamı da yakaladı. Sonra Antik Şeytan bir ışık huzmesine dönüştü ve Gök Şeytan Şehri'nin dışındaki Ejderha Gölü'ne doğru hareket etti.