Bölüm 490: Doğudan Gelen Mor Qi

avatar
3014 19

Xian Ni - Bölüm 490: Doğudan Gelen Mor Qi


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Göksel Kader Tarikatı'ndan on binlerce kilometre uzaktaki kayalık ormanda uzun saçlı bir genç adam bir ağaç kütüğünün üstünde oturuyordu. Bu kişi kalın bir aurayla çevriliydi. Uzaktan bakılınca bulanık görünüyordu.

 

Bu kişi sükunet dolu ormanda aniden gözlerini açtı. Onu çevreleyen pus içindeki gözleri iki parlak ay gibiydi.

 

O an göğün aniden rengi değişti ve tüm bulutlar deli gibi dağılıp açık bir gökyüzü ortaya çıkardılar.

 

Bu kişi elini kaldırıp hafifçe salladı. Etrafındaki aura deli gibi köpürmeye başladı ve nihayetinde tüm yönlere dağıldı.

 

Çatlama sesleri dalgaları, tüm kayalık ormanda sayısız çatlak belirirken duyuldu. Çatlama sesleri, tüm kayalık orman toza dönüşüp yok olana kadar yavaş yavaş şiddetlendi.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar etraftaki kayalık orman kaybolup geride yalnızca uzun saçlı genç adamın oturduğu kütüğü bıraktı.

 

Bu kişinin gözleri güçle emmeye başladığında yıldızlar kadar parlaktı. Dağılan tüm aura hızla ona geri dönüp ağzından bedenine girdi.

 

Bu sahne bir bulut ejderhasının bulutları yutup denizi içmesi gibiydi. Tüm aura bedenine geri çekildiğinde genç adam göklerle yeri sarsan bir kahkaha patlattı.

 

Gülerken ayağa kalktı. Figürü büyük değildi fakat ay ışığının altında göğü sırtlayabilecekmiş gibi görünüyordu. Figürü, insanların kalplerinde ebedi bir görünüm  bırakırdı.

 

"Mor bölüm... Ben geliyorum!" diye mırıldandı genç adam. Bu kişi Wang Lin'di!

 

Wang Lin'in su kadar dingin gözlerle ileri adım atıp kütüğün tepesinden kayboldu. Havada yüzlerce metre yüksekte belirdiğinde gümüş ışık belirip onu engellemek için güçlü bir kuvvet sergiledi.

 

Şu anda olduğu yer üç ay önceki sınırıydı. O zaman en fazla bu kadar gidebilmişti. Ancak şu anda ifadesi sakindi ve yavaşlamaktansa göğü delen bir meteor gibi hızlandı.

 

Buna tepki olarak gümüş ışıktan gelen güç akıl almaz bir dereceye yükselip Wang Lin'in bedenini bir anlığına duraklattı.

 

Uzaktan bakılınca gümüş bir dağ göğe doğru yükseliyor gibiydi ve Wang Lin dağın zirvesindeydi. Gümüş ışık bir koni gibi yere yayılıp 10 kilometrelik alanı kapladı.

 

Wang Lin'in ifadesi, sağ baş parmağını kaldırırken sakindi. Işık ışınları, gök tüm rengini kaybetmiş gibi görünecek kadar parlak olana kadar baş parmağında toplandı. Dünyada geriye kalan tek şey bu baş parmak gibiydi.

 

Wang Lin ışıl ışıl parlayan gözleriyle başının 7 santim üstündeki gümüş ışığa baş parmağını bastırdı.

 

Baş parmağı gümüş ışığa değer değmez bir parlama gerçekleşti ve  sayısız çatlak ışık perdesinde belirdi. Uzaktan bakılınca gümüş dağ çökmek üzereymiş gibi görünüyordu.

 

Ama göz açıp kapayıncaya kadar tüm çatlaklar kayboldu ve gümüş ışık perdesi normale döndü. Wang Lin'in ifadesi karardı. Gümüş ışık perdesinin üzerinde bir kere daha Ölüm Parmağı'nı kullandı.

 

Yüksek sesli bir kükreme etrafta yankılandı, sonra gümüş ışık perdesi şiddetle sallandı ve sayısız çatlak bir kere daha üzerinde belirdi.

 

Ancak çatlakların belirdiği anla neredeyse aynı anda gümüş ışık parladı ve tüm çatlaklar kayboldu.

 

Wang Lin'in yüzü karardı. Homurdandıktan sonra sağ işaret parmağını kaldırdı ve gözleri şeytani bir ışık saçtı.

 

Wang Lin usulca mırıldandı, "Şeytani Parmak!" Şeytani ışık dalgaları etrafta belirip Wang Lin'e doğru akın etti. Aynı anda bedenindeki semavi ruhsal enerji işaret parmağına doğru hareket etti.

 

'Situ bir keresinde yetişim seviyem ne kadar yüksek olursa Şeytani Parmak'ın o kadar güçlü olacağını söylemişti. Ruh Dönüşümü'nün orta aşamasına ulaştığımdan bu büyü öncekinden katlarca daha güçlü. Kesinlikle bu formasyonu kıracağım!'

 

Bedeninde semavi ruhsal enerji kabarırken Wang Lin'in ten rengi değişti ve elinde alevle birlikte bir kötülük hissi ortaya çıktı.

 

Wang Lin'in elindeki alevden muazzam bir şeytani aura çıktı. Bu şeytani aura etrafı aydınlatan mor bir parıltı yaydı.

 

Bir iblis lordu doğmuş gibiydi. Wang Lin şu anda bir şeytani aurayla kaplıydı. Tüm semavi ruhsal enerji parmağında toplanıp şeytani alev için yakıta dönüştü. Bu süreç Wang Lin'i hiç rahatsız etmedi. Onun yerine onu çok rahat hissettirdi ve çok bağımlılık yapıcıydı.

 

Çok geçmeden elindeki mor alev git gide daha parlak hale geldi. Üç ay önce kullandığı aleve kıyasla bu alev katlarca daha büyüktü.

 

Wang Lin parmağını ileri işaret etti. O an parmağı başının 7 santim üstündeki gücü ve gümüş ışık perdesini delip geçti.

 

Parmağı ışık perdesini delip geçtiği an merkezde Wang Lin'in parmağı olacak şekilde mor alev deli gibi yanmaya başladı. Bir kağıt parçası ateşe verilmiş gibiydi, yanma başladığında deli gibiyi yayılırdı.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar mor alev yayılıp ışık perdesini yukarıdan aşağıya yaktı. Üç nefeslik süreden sonra mor alev yere kadar her şeyi yakıp bir daire yarattı. Bu daire, Wang Lin'in kapana kısıldığı bölgeydi.

 

Wang Lin buz gibi gözleriyle uzağa soğuk bir bakış attı. Yapması gereken ilk şey Göksel Kader Tarikatı'na dönmekti fakat bulunduğu yeri bilmiyordu ve nasıl geri döneceğine dair hiçbir fikri yoktu.

 

O an gözleri parladı ve sonra çantasına vurdu, bir ruh bayrağı dışarı uçtu. Ruh bayrağını salladı ve bir has ruh dışarı çıktı.

 

Wang Lin sakince konuştu, "Cao Yidou!"

 

Has ruh sallandı ve sonra aniden gözlerini açtı. Önce Wang Lin'e, sonra da çevresine baktı. Etrafta bakarken gözleri aniden parladı, bu gözlerinin daha da parlak hale gelmesini neden oldu.

 

Has ruh hemen bağırdı, "Burası... Burası Tian Yun Gezegeni!"

 

Cao Yidou, Wang Lin'in Ceset Tarikatı'na gittiğinde aldığı kişiydi. Tian Yun Gezegeni'ni bilmiyordu ve kolaylıkla kaybolabilirdi. Bu yüzden aklına bir fikir geldi ve Cao Yidou'nun sadakatle onu takip edip rehberliğini yapmasını sağlamak için ona bir Ruh Dönüşümü bedeni bulmaya söz verdi.

 

Wang Lin hemen sordu, "Cao Yidou, buradan Göksel Kader Tarikatı'na nasıl gidileceğini biliyor musun?"

 

Cao Yidou iyice düşündükten sonra batıya işaret etti ve konuştu, "Göksel Kader Tarikatı, buradan yaklaşık 300.000 kilometre batıda olmalı."

 

Wang Lin başını kaldırıp Cao Yidou'nun işaret ettiği yöne baktı. Sonra Cao Yidou'yu kaldırdı ve batıya doğru deli gibi ilerledi.

 

Wang Lin'in hızı sınırına ulaştı, uçuşu kara boyunca yankılanan sağır edici kükreme ve sonik patlama dalgaları yarattı. Wang Lin, son hızda Göksel Kader Tarikatı'na doğru uçarken gökte ilerleyen bir çizgi gibi görünüyordu.

 

Uçarken gözleri git gide soğuklaştı. Buraya geldiği günden beri mor bölümün insanları onu bastırmaya çalışıyordu. Wang Lin her seferinde katlandı ama nihayetinde durumu değiştirmek için bir kereliğine otoriter davrandı. Ancak Zhao Xingsha dışarıdan yardım alıp Wang Lin'i mor bölümden çıkardı ve nihayet onu kapana kıstırdı.

 

Wang Lin'in yetişimi atılımın kıyısında olmasaydı ve yeteri kadar semavi yeşime sahip olmasaydı orada gerçekten yıllarca hapis kalırdı. Özgür kalana kadar yaşam ve ölümü elinde olmazdı.

 

'Tarzım hep 'Biri bana bulaşmazsa ben de ona bulaşmam.' olmuştur fakat bana uğraşmaya cüret ederlerse onları öldürürüm!' Wang Lin'in gözleri Göksel Kader Tarikatı'na doğru ilerlerken buz gibi soğuktu. Bir noktada bedeni hafifçe titredikten sonra ışınlandı.

 

Böyle böyle Wang Lin o andan sonra yol boyunca ışınlandı. İkinci günün öğleninde uzakta Göksel Kader Tarikatı'nı gördü.

 

Şu anki Göksel Kader Tarikatı son derece canlı ve kutlama yapanların neşeli sesleriyle doluydu. Yedi bölümde devam eden sayısız ziyafet vardı ve her türden semavi meyve ve şarap ikram ediliyordu.

 

Yedi günlük kutlamadan sonra Tian Yunzi dao öğretecekti. Daha sonra sarı ve mor bölümler gerçek öğrenci pozisyonları için mücadele edecekti. Bunlar, bu ay boyu süren kutlamayı doruk noktasına ulaştıracaktı.

 

Mor bölümde birisi bulutları mor bölümün alanına toplamak için güçlü bir büyü kullandı. Sonra o kişi bulutları toprak kadar katı yapmak için bir büyü kullandı.

 

Tüm mor bölümün üstünde onu Semavi Alem'miş gibi gösteren bu bulut katmanı vardı. Beyaz bulutların üstünde sayısız küçük masa vardı ve birçok mor bölüm öğrencisi bulutlardaki misafirlere hizmet ediyordu.

 

Mor bölümde kutlama yapanların hepsi Tian Yun Gezegeni'ndeki tarikatlardan gelen insanlardı. Bu insanlar arasında yüksek yetişim seviyeli insanlar vardı fakat sayıları çok değildi. Bu tarikatlar Tian Yun Gezegeni'nin en zayıf tarikatlarıydı ve kutlama sürecinde yalnızca mor bölümde kalabilirlerdi.

 

Mor bölümün üstündeki bulutlarda kıdemli çırak kardeş Zhao Xingsha doğal olarak baş pozisyonda oturuyordu. Sağında ikinci kardeşi sonra üçüncü kardeş ve ondan sonra da son aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisi dördüncü kız kardeş oturuyordu. Daha sonrasında üç boş yer vardı.

 

Beşinci kız kardeş kapalı kapı yetişimi cezasındaydı, altıncı kardeş dışarıda maceralara atılıyordu ve geri dönmemişti ve yedinci kardeş Wang Lin ortalıklarda yoktu. Bu yüzden üç boş yer vardı.

 

Zhao Xingsha'nın solunda çeşit çeşit farklı kıyafetler giymiş altı kıdemli oturuyordu. Bu altı kişinin hepsi Tian Yun Gezegeni'ndeki tarikatların baş kıdemlileriydi. En güçsüzü Yükseliş'in ilk aşamasındaydı ve en güçlüsü Yükseliş'in son aşamasının zirvesindeydi.

 

Ama buna rağmen tarikatları çok güçlü olmadığından yalnızca burada oturabiliyorlardı.

 

"Bugün ustanın doğum günü kutlamasının yedinci günü ve yarın ustanın dao öğreteceği gün. Millet, mor bölümüm size doğru düzgün hizmet edemediyse umarım umursamazsınız!" Zhao Xingsha yüzünde bir gülümsemeyle ayağa kalktı. Şarap bardağını elinde tuttu, herkese saygısını sundu ve daha sonra hepsini tek seferde içti.

 

Zhao Xingsha'nın sözleri düz olmasına rağmen bir büyünün yardımıyla 50 kilometre içerisindeki herkes onu duyabildi. Etraftaki insanların hepsi şarap bardaklarını kaldırdı ve onlar da saygılarını sundu.

 

Tam o an doğu tarafından bir mor ışık ışını geliyordu ve doğrudan buraya doğru ilerliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr