Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

Kendisinden başka hiç kimse Wang Lin'in Dao kalbini bilmiyordu.

Wang Lin, Liu Mei'nin görünümünden sonra kasvetli hissetti. Suzaku ülkesi işte bu kadar büyüktü ve varlığı gezegenin her yerindeki her insan tarafından hissedilebilirdi.

Yetişim seviyesi yükseldikçe bu hissin daha çok farkına varıyordu. Suzaku'da kısa bir süre kalsa da bu tehlike hissi kalbine kazınmıştı.

İster bütün hizmetçilerin dilsiz olduğu semavi mağarada olsun ister Kırmızı Kelebek ile dövüşü sırasında olsun, nefes almasını zorlaştıran bu devasa baskıyı hissetmişti.

Bu gökyüzü kocaman siyah bir bulut tarafından kaplanmış da o siyah bulutu delip geçecek gücü olmadığı sürece direnmenin hiçbir yolu yokmuş gibi hissettirmişti.

Suzaku ülkesi, Suzaku gezegeninin yüce hükümdarıydı.

Ancak Wang Lin'in bakış açısından, Suzaku ülkesi hükümdar olsa da orada bir ölüm izi vardı. Bu gerçek bir ölüm aurası değildi, histi. Ülke değişimden yoksundu ve değişmeden ölüyordu.

'Korkarım ki Suzaku sonuna ulaştı...' Wang Lin kafasını kaldırıp uzaklara baktı. Baktığı yön, Suzaku'nun olduğu yerdi.

İki gün sonra, dış tarikattaki yarışma başladı. On binlerce öğrenci yüzlerce arenaya dağıldı. Bir günde her arenada düzinelerce dövüş oluyordu. Bu dış tarikat öğrencilerinin arasında bağımsız yetişimciler ve yetişimci ailelerinden gelen yetişimciler de vardı. Hepsinin hedefi iç tarikata katılmaktı.

Tek bir kural vardı, o da kazanmaktı. Dış tarikat öğrencilerinin yaşayıp yaşamamasını zerre umursamıyorlardı. Yeteneğin varsa herkesi öldürebilirdin ve umursamazlardı.

Hatta ne kadar çok öldürürsen iç tarikata katılma şansın o kadar artar diye bir söylenti vardı. Dövüştüğü herkesi öldüren biri olursa iç tarikata katılma şansı akıl almaz derecede yüksek olurdu.

Bu söylenti her yarışma başlangıcında yayılırdı. Uzun zaman önce yarışma boyunca her rakibini öldüren iblis vari bir adam varmış. Kazanamasa da nihayetinde iç tarikata kabul edilmiş.

Bir tek sıra dışı olay bu söylentinin orman yangını gibi yayılmasına neden olmuştu.

Her yarışmadan sonra dış tarikat öğrencilerinin ancak yarısı hayatta kalırdı. Kaybedenler sonraki yarışmaya kadar kalabilmeyi sağlamak için daha fazla ruh taşı öderdi.

Bunca yıl boyunca kaç tane dış tarikat öğrencisinin öldüğünün kaydı tutulamaz veya bilinemezdi. Her yarışmadan sonra tarikattaki ana ruh bayrağı sayısız ruh kazanırdı.

Tüm Ruh Arıtma Tarikatı, bu zalim yöntem sayesinde güçlenmeye devam etmişti.

Her gün büyük miktarda dış tarikat öğrencisi ölmüştü. 100'den fazla dövüş arenasında kan sel olup akmıştı. Wang Lin, geçen bu günlerde dikkatle gözlem yapmıştı. Biri her öldüğünde ruhu arena tarafından emilip yok oluyordu.

Wang Lin kendi dövüş gününde, dövüş arenasına nazikçe süzüldü. Siyah cübbe giyen bir Çekirdek* Oluşturma iç tarikat öğrencisi bu arenayı yönetiyordu. Soğuk bir şekilde Wang Lin'e baktı ve Wang Lin'in yetişim seviyesinin onunkine yakın olduğunu fark edince şok oldu. Bu yetişim seviyesine ulaşabilen pek dış tarikat öğrencisi yoktu. "8972 numara, dövüş!” dedi. (Ç.N: Önceki çevirmen merkez olarak çevirmiş, doğrusu çekirdek.)

Çevredeki öğrencilerden bir bağırış duyuldu, sonrasında öğrencilerin arasından kısa ve şişman bir öğrenci bir köfte gibi fırlayıp arenaya indi. Konuşmadı. Ortaya çıktıktan hemen sonra eli bir mühür oluşturdu ve alev topları ortaya çıktı, sonra Wang Lin'e doğru ateş yağmuru gibi hücum ettiler.

'Geç aşama Temel Oluşturma...' Wang Lin kafasını salladı. Bu yarışma için yetişim seviyesini Çekirdek Oluşturma orta aşamaya sabitlemişti. Elini salladı ve sahneden atladı.

Sahneden atladığı an kısa ve şişman öğrencinin bedeni titredi. Tüm alevler kayboldu ve öğrenci kendinden geçti.

Wang Lin onu öldürmemişti; Temel Oluşturma'daki bir küçüğü öldürmek utanç verici olurdu.

Zaman geçtikçe birçok dış tarikat öğrencisi ölmüştü. Yedi gün sonra savaşların üstesinden gelebilen 100 kişi dışında, kalan dış tarikat öğrencilerinin yarısı ölmüştü.

Kalanlar ya önceden pes edenlerdi ya da iki taraf da ağır yaralandığından yaşayanlardı.

Bu yedi gün boyunca, dış tarikat öğrencileri arasından dört kişi insanların ilgisini çekmişti.

Bu dörtlünün arasında Çekirdek Oluşturma geç aşamada, gri saçlı ve yaşlı bir adam vardı. Karşılaştığı herkes aynı teknikle öldürülmüştü. Tek yaptığı kişiye işaret edip 'öl' sözcüğünü söylemekti ve düşmanı yığılıp ölüyordu.

Wang Lin bu tekniği gördüğü an Ji Alemini düşünüp şok olmuştu. Fakat yakından baktığında bu teknik Ji Aleminden farklıydı.

'Ölüm büyüsü mü?' Bir süre düşündükten sonra, Wang Lin büyünün adını tahmin etti.

Şeytanlar Denizi'nde Ji Alemi ölüm büyüsüyle karıştırılmıştı. Bu sayede öğrenmişti.

Bu ölüm büyüsünü yetiştirmek çok zordu. 500 yıllık yetişiminde bu ilk görüşüydü.

Diğer bir kişiyse çok küçük ve zayıf genç bir adamdı. Yalnızca Çekirdek Oluşturma ilk aşamada olsa da vahşi bir hayvan gibiydi. Biri teknik kullanmadan önce ruhsal enerji akışını tespit edebiliyordu ve ona göre hareket ediyordu.

Kendinden daha güçlü biriyle dövüşseydi bunun pek bir yararı olmazdı ama aynı yetişim seviyesindeki insanlara karşı muazzam bir avantajdı.

Wang Lin bu yetenekli kişiyi takdir edemeden duramadı. Hatta onu öğrencisi olarak alma dürtüsü bile vardı ama hemen bu fikri kafasından atmıştı.

Üçüncü kişi Wang Lin'in aşina olduğu biriydi. Mağara 743'deki kasap vari yetişimciydi. Sayısız insanı öldüren bir tılsım hazinesi vardı. Dövüştüğü herkes tılsım tarafından öldürülmüştü.

Son kişiyse, Wang Lin'in ta kendisiydi. Yarışmada hiç zorlanmamış ve kolunu sallamasıyla her öğrenciyi bayıltmıştı. Bu da doğal olarak herkesin dikkatini çekecekti.

Lakin bu Wang Lin'in bilerek yaptığı bir şeydi. İç tarikata girdiğinde garip görünmemesini sağlayacaktı.

Liu Mei'ye gelince, önemli işleri olduğunu varsaymıştı. Yarışmada ortaya çıkmasa da bir şekilde iç tarikata girebilecekti.

Zaman hızla aktı ve yedi gün daha geçti. 100 kadar öğrenciden sadece dördü kaldı.

Kalan dört kişi Ruh Arıtma Tarikatı'nın gözüne yakalananlardı.

Bugün Wang Lin'in savaş günüydü. Rakibinin sahneye gelmesini izlerken sahnede durup garip bir gülümseme sergiledi.

Gelen kişi yabancı değildi, mağara 743'deki kasap vari yetişimciydi.

Bu dövüşü yöneten kişi iç tarikattan Oluşan Ruh'un ilk aşamasında bir yetişimciydi. Favorileri ağıran orta yaşlı bir adamdı. Etrafına baktı ve soğuk bir şekilde "Dövüş, başlasın!" dedi.

Konuşmayı bitirdiği an kasap vari yetişimci acı acı gülümsedi ve, "Pes ediyorum!" dedi.

Oluşan Ruh'taki yetişimci şaşırdı. Kasap vari yetişimciye baktı ve sordu, "Pes mi ediyorsun?"

Kasap vari yetişimci hemen başını salladı ve "Pes ediyorum!" dedi. Sonra hızla sahneden indi. İçinden düşünürken kalbi deli gibi atıyordu, 'O veledin vücuduma yerleştirdiği kısıtlama hala duruyor. Tek bir düşünceyle beni öldürebilirdi!'

Sahneden indikten sonra Wang Lin'i memnun etmeye çalışmak için gülümsedi.

Wang Lin de gülümsedi ve sahneden çıkmadan önce başını hafifçe salladı. Oluşan Ruh'taki yetişimci düşünceli bir şekilde Wang Lin'e baktı ve sonra ikinci dövüşü yönetmeye devam etti.

Ölüm büyüsünü kontrol eden ihtiyarla iyi sezgileri olan genç adamın arasındaki dövüş hızlıydı.

Genç adam ölüm büyüsüne azıcık bile direnememişti. Artık dayanamadığında iç tarikattan gelen bir ruhsal enerji ışını tarafından kurtarıldı.

Bu raddede dış tarikat yarışmasında iki kişi kalmıştı, Wang Lin ve Sima isimli ihtiyar.

İkisi arasındaki dövüş ikinci gün başladı.

Sima'nın gözleri sahnede dururken kasvetliydi. Bugün için uzun zamandır ölüm büyüsünü yetiştirmişti. İç tarikata girdiğinde Oluşan Ruh'unu oluşturmak için bir şansı olacaktı.

Dahası, Ruh Arıtma Tarikatı'nın ruh bayrağı ölüm büyüsüyle çok uyumlu olurdu. Ustasına göre ikisini de aynı anda yetiştirirse gücü uzun zamandır kayıp efsanevi Ji Alemine yakın olacaktı.

Ustasını düşündüğünde gözleri fanatiklikle doldu. Ustası 'öl' sözcüğünü söyleyerek tüm Oluşan Ruh yetişimcilerini öldürebiliyordu ve sadece bir kaç Ruh Oluşumu yetişimcisi bundan kaçabilirdi.

Aklında, ustasının Ruh Dönüşümü'ndeki yaşlı canavarlara meydan okuma kabiliyeti vardı. (E.N: Ruh Değişimi - Ruh Dönüşümü olarak değiştirildi.)

"Ölüm büyüsü. Birinin senden daha yüksek yetişim seviyesi olmadığı sürece ölüm büyüsüne direnemezler. Ölüm büyüsünün, yetişimcilerin Ji Alemini taklit etmeye çalıştıkları antik yetişim dünyasından geldiği söylenir. Söylentiye göre ölüm büyüsünü en sonuna kadar geliştirmek Ji Alemi şeridi kazandırırmış."

Ustasının sözleri, Sima son rakibine bakarken kafasında yankılandı.

Qing Mu adlı genç adamı bir tehdit olarak görmedi. Öldürme niyeti gözlerinde parladı ve, "Öl!" dedi.

Ölüm büyüsü, sözcüğü söylediğinde Wang Lin'e doğru fırladı.