Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace

Bu şahıs çok uzun süredir erken aşama Merkez Oluşturma’da tıkanmıştı, bu da dış tarikat öğrencilerini idare eden kişi olması için iç tarikattan atılma nedeniydi.

Wang Lin’in yetişim hızı kendisine bir umut kazandırmıştı.

‘Tarikat dış tarikat öğrencilerinin ölümünü önemsemiyor, yani canını alırsam sorun olmaz. Ayrıca bu kişi bir bağımsız yetişimci, dolayısıyla öldükten sonra, kimse peşinden gelmeyecek. Qian Mu, suçu bana atma; çok hızlı yetişim yaptığın için kendini suçla. Merkez Oluşturma aşamasına ulaşana dek bekleseydin, seninle uğraşması zor olurdu, lakin şu anda elimi sallamak kadar kolay!’

Orta yaşlı adam Wang Lin’in mağarasına doğru uçtu ve göz açıp kapayıncaya kadar dışarı ulaştı.

Çevre tamamen sessizdi ve orta yaşlı adam afalladı. Normalde, birisi kapalı kapı eğitimindeyken, kapı tamamen mühürlenirdi, ama Wang Lin’inki sadece yarıya kadar kapanmıştı.

Kapıyı açmak için yeşimini kullanmasına gerek kalmayan orta yaşlı adam cesur bir şekilde girdi. Garip gelse de, geç aşama bir Temel Oluşturma yetişimcisinin dengi olacağını düşünmüyordu, dolayısıyla mağaraya direkt girdi.

Mağaraya girdiği anda, yatakta oturan Wang Lin’in sakince kendisine baktığını gördü.

Orta yaşlı adamın gözleri ışıldadı ve tek kelim etmeden bir mühür oluşturdu. Sessizce Wang Lin’e bir ruhsal enerji huzmesi gönderdi.

Wang Lin’i şimdi öldürmek istemiyordu; hayatına son vermeden önce genç adamı yakalayıp sorgulamak istiyordu.

Wang Lin’in yüzünde alaycı bir ifade belirdi. Boyutsal çantasına vurdu ve kısıtlama bayrağını çıkardı. Bayrağı salladı ve peşi sıra bir kısıtlama ışığı atılıp ruhsal enerji huzmesiyle çarpıştı.

Ruhsal enerji anında çöktü.

“Ölümle oyun oynuyorsun!” Orta yaşlı adam alayla sırıttı ve on santimlik bir kılıç tükürdü. Kılıcı tuttu ve kısıtlama gazına doğru atıldı. Zihninde, bu geç aşama Temel Oluşturma veledi altın çekirdeğinin arıttığı uçan kılıcın gücüne dayanamazdı.

Lakin gülümsemesi dondu. Uçan kılıç kısıtlama gazına değdiği anda, bir çatlama sesi yankılandı. Kılıç ortadan ikiye ayrıldı.

Taş yataktaki Wang Lin, kafasını iki yana salladı ve iç çekti. “Yetişime başladığımda, daha doğmamıştın bile!”

Orta yaşlı adamın yüzü solgundu, kan kustu. Tereddüt etmeden, kaçmak için arkasını döndü ama kısıtlama gazı kendisini çabucak yakalayıp geri çekti.

Orta yaşlı adam konuşmak için ağzını açtı, lakin Wang Lin’in bir tokadından sonra, acınası bir çığlık kopardı ve birkaç kırık dişin yanı sıra ağız dolusu kan kustu.

“Ben Ruh Arıtım Tarikatı’ndanım...” orta yaşlı adam acıdan dolayı dehşete düşmüştü.

Fakat konuşmayı bitiremeden, Wang Lin tekrardan tokatladı. Orta yaşlı adamın gözlerinde bir delilik belirtisi peydahlandı. Yetişime başladığından beri asla böyle aşağılanmamıştı.

“Sonuna kadar savaşacağım!” orta yaşlı adam bağırdı ve ardından altın çekirdeğinde çatlaklar belirdi. Wang Lin’e bakarken gözleri kan çanağına döndü.

“Altın çekirdeğinin patlamasına izin vermek israf olur.” Wang Lin elindeki kısıtlama bayrağını fırlattı ve üç kısıtlama gazı parçası atıldı. Göz açıp kapayıncaya kadar, orta yaşlı adamın bedenine girdiler ve altın çekirdeğini sarmaladılar. Orta yaşlı adamı şoke edecek şekilde, altın çekirdeği bedeninden çıkartıldı.

Wang Lin altın çekirdeği aldı ve yuttu.

Orta yaşlı adamın bedeni titredi. Kan kustu ve zayıfladı. İçten içe çığlık atıyordu, “Temel Oluşturma aşamasında değil!! Temel Oluşturma yetişimcisi değil!”

Bütün ruhsal enerjisi bedeninden çekildi. Dişini sıktı ve tükürükler saçarak bağırmayı becerdi, “Sen... Tam olarak kimsin...”

“Bilmeyi hak etmiyorsun!” Wang Lin orta yaşlı adamın önüne geldi ve alnını işaret etti. Orta yaşlı adamın gözleri ışıldadı ardından gözlerinin feri kayboldu ve düştü.

743.mağaranın dışında, Wang Lin kapıya bir kısıtlama göndermek için elini salladı. Ardından bedeni beyaz bir ışık huzmesine dönüştü ve kapıya doğru atıldı.

Kapıya temas ettiği anda, bedeni kayboldu. Yeniden belirdiğinde, 743.mağaranın içindeydi.

İçeri girebilmesini kısıtlaması sağlamıştı.

“Kim!?” mağaranın içinden bir haykırış koptu. Kasap görünüşlü adam inançsız bir bakışla taş yatakta oturuyordu.

Lakin Wang Lin olduğunu gördükten sonra, öfkelendi, fakat birdenbire üzerine soğuk su dökülmüş gibi hissetti. Wang Lin’in bir kısıtlama vasıtasıyla girdiğini bilmiyordu, dolayısıyla aklına gelen tek şey ışınlanmaydı.

“Kı... Kıdemli...” Sesi titriyordu. Konuşmaya devam edemeden, Wang Lin önüne geldi. Wang Lin kasap görünüşlü adamın alnını işaret ederek, bayılmasına neden oldu.

Adamı yana fırlattıktan sonra, Wang Lin ona bakmakla bile uğraşmadı. Gözleri sağdaki duvara kaydı.

Kısa süre sonra, Wang Lin boyutsal çantasına vurdu ve bir uçan kılıç belirdi. Duvarı işaret etti ve uçan kılıç kazmaya başladı.

Ezilen taş sesleri odayı doldurdu ve kısa süre sonra, bir kişinin emekleyerek geçebileceği kadar yer açıldı.

Yol açan uçan kılıçla birlikte, Wang Lin tünele girdi. Tünel 100 metreden uzundu ve tünelin sonunda altın renginde parlayan bir oda bulunuyordu.

“Ruh damarı cevheri deposu!” Wang Lin’in gözleri ışıladı. Keyifliydi.

Uçan kılıcı işaret etti ve karşılık olarak sanki zeki gibi uçan kılıç bir uğultu kopardı ve çabucak tünelden geri döndü. Göz açıp kapayıncaya kadar, mağaraya geri ulaştı ve kasap vari yetişimcinin yanına saplandı.

Kılıç anında bir kısıtlama oluşturan parçacıklara patlayarak, kasap vari yetişimciyi kıstırdı.

Wang Lin girişteki duvara bastırdı ve tünelin duvarları harekete geçti. Çok geçmeden arkasındaki tünel iz bırakmadan kayboldu.

Mağaranın içinden bakıldığında bile, ters bir şey görülemezdi.

Wang Lin sağ eliyle bir mühür oluşturdu ve ruh damarı cevheri deposunun üzerine bir kısıtlama yerleştirdi. Bu kısıtlama743.mağaraya girmek için kullandığıyla aynıydı. Depoya atıldı ve derinliklerinde yeniden belirdi.

Şimdi dağın derinliklerindeydi. Kendisini çevreleyen sayısız ruh taşı cevheri vardı, bu da güçlü bir ruhsal enerji dalgası oluşturuyordu.

Buradaki ruhsal enerji içinde çok fazla safsızlık olduğundan direkt özümsenemezdi. Yetişimcilerin özümsemesinden önce arındırılmalıydı.

Ancak, bu sadece düşük seviyeli yetişimciler için geçerliydi, yani Wang Lin umursamıyordu.

Buradaki ruhsal enerjinin yoğunluğu öyle bir dereceye ulaşıyordu ki güçlü yetişimcilerin oluşturduğu baskıya benzer bir hissiyat oluşturmuştu. Ne var ki, tamamı sadece doğal ruhsal enerjiydi, dolayısıyla bir yetişimcinin yaydığı baskıyla kıyaslanamazdı.

Wang Lin içeri atılında anında baskıdan etkilendi. Bu baskı bütün dağ üzerine çökmüş gibi hissettiriyordu.

Bununla birlikte, bu dağ sadece üzerinde değildi; Wang Lin’in bedenine her yönden baskı uyguluyordu.

Sonuç olarak bedeninden çatlama sesleri geldi. Endişelenmek yerine, Wang Lin olağanüstü derecede mutluydu. Bu tam da aradığı baskıydı. Bu baskı altında, parçalanmış Has Ruh’nunu yeniden oluşmaya başladığını hissedebiliyordu.

‘Bütün yolu kat edeceğim!’ Boyutsal çantasına vurdu ve üç zirve kalite ruh taşı çıktı. Wang Lin bir kükreme koparmadan önce derin bir nefes aldı ve ardından üç zirve kalite ruh taşı patladı.

Muazzam miktarda ruhsal enerji açığa çıktı ve çevredeki ruhsal enerjiyle birleşti. Wang Lin’in hissettiği baskı ansızın birkaç kat arttı.

Wang Lin’in her yerinden kanlar akıyordu, ama gözleri keyifle kaplıydı.

‘Hala biraz daha lazım!’ Wang Lin dişlerini sıktı ve iki zirve kalite ruh taşı daha belirip patladı. Adeta kaynayan yağa bir kaşık su eklenmiş gibi, ruh damarı kontrolü kaybetti.

Wang Lin’in üzerindeki baskı büyük ölçüde arttı.

Bu muazzam baskı altında, Wang Lin’in Has Ruh’unun parçaları yavaşça kırılmış bir aynanın parçaları yerine koyuluyormuşçasına birleşiyordu.

Aynı zamanda, akılalmaz miktarda ruhsal enerji Wang Lin’in bedenine girdi. Çay etki alanı ve mühür bile durduramamıştı.

Wang Lin’in yetişimi son derece yüksek hızla düzelmeye başladı.

Geç aşama Temel Oluşturma’dan atılım!

Merkez Oluşturma, tamamlandı!

Erken aşama Merkez Oluşturma’dan atılım!

Orta aşamaya!

Geç aşamaya!

Erken aşama Kadim Ruh’a!

Ruh damarının cevheri sönükleşmeye başladı ve depodaki ruh taşları hızla yayılan toza dönüştü.

On nefes süresi!

Sadece on nefeslik sürede! Sadece on nefeslik sürede, dağda büyüyen bütün ağaçlar solmuştu.

Dağın içindeki bütün ruhdamarı sönükleşip sadece on nefeslik sürede kayboldu. Dağ artık işe yaramaz bir ruh damarıydı.

O anda, bu dağda yetişim yapan binlerce dış tarikat öğrencisi gözlerini açtı. Hepsi odalarındaki ruhsal enerjinin kaybolduğunu hissetmişti. Bunun ardından, altlarından güçlü bir çekim kuvveti gelerek, bedenlerindeki ruhsal enerjiyi  çekti.

Dehşete düşmüş şekilde, bütün dış tarikat öğrencileri mağaralarından ayrılmak için çeşitli yöntemler kullandı. Artık mağaralarında durmaya cüret edemiyorlardı.

Dağın derinliklerindeki ruh damarında, Wang Lin aniden gözlerini açtı. Anında ışınlandı ve kayboldu. Yeniden belirdiğinde, çoktan dağın dışındaydı. Etrafında dış tarikat öğrencileri vardı. Hepsi yüzlerindeki şok ve korkuyla birlikte konuşuyordu.

Herkes yalnızca az önce yaşanan garip olay hakkında sahip olduğu varsayımlardan bahsediyordu.

Kasap vari yetişimciye gelirsek, Wang Lin parçalanmış kılıcı dışarı çıkmasına izin vermek adına kısıtlamayı çözmek için kontrol etmişti. Kasap vari yetişimci Wang Lin’i görünce, anında dehşete düştü.

Ancak, Wang Lin bir soğuk bakışıyla, hemen saygılı tavrını takındı ve ses çıkarmaya cüret edemedi.

Tam o anda, genç adama birisi baktı. Kafasını çevirdi ve dost canlısı bir gülümsemeyle kendisine bakan o güzel kadını gördü.

Wang Lin kaşlarını çattı. Bu kadınla uğraşacak zamanı yoktu. Soğukça baktı ve ardından bakışlarını çekti.

‘Orta aşama Kadim Ruh’un zirvesi!! Az önceki hareketimin bu denli yenilenmemi sağlayacağını beklemiyordum. Ve bunun yanı sıra, Has Ruh’um da iyileşmeye başladı. Tamamen iyileşmese de, artık etki alanımı kullanabilirim!’  Wang Lin derin bir nefes aldı. Bakışları sakindi.

Ancak, bütün bunlara rağmen, kazandığı ölüm kalım deneyimi daha da önemliydi.

Dağdaki devasa değişim iç tarikatın dikkatini çekti. üç kişi ortaya çıktı. Birisi öfkelenmeden dahi bir baskı yayan beyaz saçlı bir üstat idi. Bağırdı, “Hepiniz, kapayın çenenizi!”