Bölüm 263: Yüz Yıl İçinde Ölecek

avatar
3575 23

Xian Ni - Bölüm 263: Yüz Yıl İçinde Ölecek


Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace


Gökyüzü kararıyordu ve büyük kulaklı yetişimciyle küçük yetişimci Wang Lin’in dükkanına varana kadar, hava çoktan kararmıştı. Ne var ki, caddenin kenarlarından gelen ışıklar vardı.

 

Xu Tao dalgınca kendine geldi. Bir süre tereddüt ettikten sonra, çabucak çevresini inceledi ve ayaklandı. Wang Lin’i gördüğünde, yüzünde heyecanlı bir ifadeyle hemen diz çöktü, tek kelime edemiyordu.

 

Wang Lin’in ifadesi aynı kaldı. Konuşurken Xu Tao’ya bakmadı bile, ‘’16 yıllık bağlılığına karşılık hayatını kurtardım. Gidebilirsin.’’

 

Xu Tao birkaç kez daha secde edip fısıldamadan önce biraz tereddüt etti, ‘’Nazikliğiniz için teşekkür ederim. Sonsuza kadar hatırlayacağım!’’ Bununla birlikte, ayaklandı ve ayrılmak için kapıyı açtı.

 

Tam o anda, Wang Lin kaşlarını çattı ve söylendi, ‘’Xu Tao, geri dön. Ayrıca, kapıyı kapatmakla uğraşma.’’

 

Çabucak geri gelirken Xu Tao titredi ve kafa karışıklığını gözler önüne seren ifadesiyle Wang Lin’e baktı.

 

Wang Lin elindeki şarabından bir yudum aldı ve sakince devam etti, ‘’Kenarda dur. Misafirlerimiz var.’’

 

Xu Tao Wang Lin’in yanında durduğu sırada ifadesi hafifçe değişti. Kapıya bakarken gözleri seğirdi.

 

Kısa süre sonra, yaklaşan yumuşak adım sesleri duyulabildi. Çok geçmeden, büyük kulaklı bir yetişimci Wang Lin’in öncesinde gitmesine izin verdiği küçük yetişimciyle birlikte içeri girdi.

 

Xu Tao’nun yüzünde anında dehşete düşmüş bir bakış açığa çıktı. Bu büyük kulaklı yetişimcinin kralı sarayda saklanmaya zorlayan kişi olduğunu hemen fark etti. İçi direkt kaosa büründü, lakin Wang Lin’e baktıktan sonra, kendisini geri adım atmamak için zorladı.

 

Küçük yetişimci dükkana girdikten sonra hemen bir kahkaha patlattı ve bağırdı, ‘’Usta, beni yaralayan işte o!’’ Küçük yetişimci kafasını çevirdi ve ustasının o kişiye değil, aksine çevrelerindeki tahta oymalara baktığını bulunca şaşırdı.

 

Wang Lin hala konuşmamıştı. Kaygısızca şarabını içiyordu. Bakışlarını çekmeden önce ikiliye sadece baktı.

 

Büyük kulaklı yetişimci dikkatle her oymaya baktı ardından dikkati aniden iki oymaya odaklandı. Bu iki oyma Beyaz Bulut Tarikatı’ndan orta yaşlı adamla yaşlı kadına aitti.

 

Büyük kulaklı yetişimci oymalara uzun süre baktı, ardından gülümsedi. Bir yabancı gibi davranmıyordu. Kollarını salladı ve Wang Lin’in karşısına oturdu.

 

‘’Yetişimci dostum, benim de katılmama ne dersin?’’ Büyük kulaklı yetişimci kibarca bir bardak çıkardı.

 

Wang Lin karşısındaki adama baktı ve şarap şişesini ileri fırlattı. Büyük kulaklı yetişimci şişeyi yakaladı ve bir bardak koydu. İçtiğinde, gözlerinde garip bir ışık belirdi ve mırıldandı, ‘’Leziz!’’

 

Wang Lin kıkırdadı. ‘’Beğendiğine göre, o zaman şişenin geri kalanını hediye edeceğim.’’

 

Büyük kulaklı yetişimci bir kahkaha attı. Hediyeyi reddetmedi. Kendisine bir bardak daha koydu ve içti. Uzun bir süre sonra, iç çekti ve söze girdi, ‘’Yetişimci dostumun yetişimi benden daha yüksek. Ölümlü dünyayı ölümlüye dönmek için kullanmak, gerçekten hayran oldum.’’

 

Wang Lin sağ elini salladı ve avucunda bir şarap şişesi belirdi. Bir yudum aldı ve karşılık verdi, ‘’Yetişimci dostum gökleri kavramak için bir öğrenciyle ebeveynin duygularını kullanarak bir ölümlüye dönüyor. Sonuç benimkisiyle aynı, yani hayran olmaya gerek yok.’’

 

Büyük kulaklı yetişimcinin gözlerindeki garip ışık Wang Lin’e bakarken derinleşti. Onayladı ve devam etti, ‘’Görünüşe göre hata yapmamışım. Öğrencimden duyduktan sonra, burada benimle aynı alemde başka birisinin olduğunu, bu başka birisinin başkentte Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmaya çabaladığını tahmin etmiştim.’’

 

Wang Lin sessizce gülümsedi.

 

Büyük kulaklı yetişimci hafifçe gülümsedi, ‘’Yetişimci dostum, bir yarış yapmaya ve kim mistik Ruh Oluşturma aşamasına ilk ulaşacak görmeye ne dersin?’’ diye sordu.

 

Wang Lin büyük kulaklı yetişimciye hafifçe gülümsedi ve söylendi, ‘’Eğer içimde bir yarışma algısı kazanırsam, korkarım ki hayatım boyunca asla Ruh Oluşturma aşamasına ulaşamam. Yetişimci dostum, sözlerin gerçekten vahşice.’’

 

Büyük kulaklı yetişimci kollarını sallayıp birleştirdiği sırada bir kahkaha patlattı. Söylendi, ‘’Burada senin kulvarında bir yetişimciyle karşılaşmayı beklemiyordum. Güzel! Benim ismim Zhou Wutai. Seni ne olarak çağırmalıyım?’’

 

Wang Lin şarap şişesini aldı, bir yudum içti ve yanıtladı, ‘’Wang Lin!’’

 

Zhou Wutai gülümsedi ve sözlerine devam etti, ‘’Yetişimci dostum Wang, yüz yıl içinde kesinlikle Ruh Oluşturma aşamasına ulaşacaksın. Seni bugün erkenden tebrik ederim!’’

 

Wang Lin karşılık verdiği sırada ifadesi sakindi, ‘’Yetişimci dostum Zhou erken konuşuyor. Benim bakış açıma göre, Ruh Oluşturma aşamasına ulaşabilip ulaşamayacağın belli olmasa da, öğrencin kesinlikle yüz yıl içinde ölecek.’’

 

Zhou Wutai’nin gözleri ışıldadı, lakin sessizliğini korudu.

 

Küçük yetişimci Wang Lin’e vahşi bir bakış atmak istiyordu, ama ustasının onunla epey tanıdık göründüğünü fark edince, öfkesini bastırdı. Homurdandı ve Wang Lin’in gerçekten neyin daha iyi olduğunu bilmediğini düşündü. İlk defa ustasının biriyle böyle konuştuğunu görüyordu. Bunun üzerinde, bu kişi sadece minnettar olmamakla kalmıyor, böyle vahşi sözler bile sarf ediyordu.

 

Xu Tao bile Wang Lin’in sözlerinin birazcık abartı olduğunu hissetti. Daha da ihtiyatlı bir tavır takındı, büyük kulaklı yetişimcinin öfkeleneceğinden korkuyordu.

 

Lakin onu şaşırtan şey büyük kulaklı yetişimci düşünmeyi bitirdikten sonra, yalnızca delirmemekle kalmadı, aksine hüzünlü bir gülümseme sergiledi.

 

Küçük yetişimcinin yetişim seviyesiyle, büyük kulaklı yetişimci ve Wang Lin arasında geçen savaşı fark etmesi mümkün değildi. Xu Tao’ya gelirsek, sadece bir ölümlüydü, dolayısıyla, bu karşılaşmanın ne kadar tehlikeli olduğunu hissedebilmesi imkansızdı.

 

Büyük kulaklı yetişimci girdiğinden beri nazik olsa da, niyeti bütün zaman boyunca kötüydü. Söylediği her söz ve yaptığı her hareket kötü niyetle kaplıydı.

 

Başlangıçta, Wang Lin’in rekabetçi şansını kışkırtmak istemişti. Başarılı olursa, o vakit Wang Lin’le daha fazla uğraşmasına gerek kalmazdı, zira Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmak için, kişi gökleri kavramak adına ölümlüye dönmeliydi ki bu da sakin bir kalp gerektirirdi. Wang Lin’in rekabetçi ruhu alev alınca, o zaman darboğazda kalacak ve asla Ruh Oluşturma aşamasına ulaşamayacaktı.

 

Wang Lin bir gün bu engelden kurtulmayı başarsa dahi, yıllar geçmiş olurdu. Bu, büyük kulaklı yetişimcinin ne kadar hilekar olduğunu gösteriyordu.

 

Planı Wang Lin tarafından bozulsa da, büyük kulaklı yetişimci pes etmedi. Wang Lin’i yüz yıl içinde başarıya ulaşacağı konusunda tebrik etmeye devam etti. Bu da Wang Lin için hazırlanmış başka bir tuzaktı.

 

Daha önce aynı şeyi yaşlı adam da söylemiş olsa dahi, büyük kulaklı yetişimciden çok farklıydı. Yaşlı adam Wang Lin’inden çok daha yüksek yetişim seviyesindeydi ve Wang Lin o zaman önemli bir darboğazda değildi. Dolayısıyla Wang Lin için zihinsel bir engel oluşturmak yerine, güvenini arttırmıştı.

 

Şimdi bu sözler arasındaki fark büyük kulaklı yetişimciden gelmeleriydi. İkisi de aynı sözler olsa da, anlam tamamen farklıydı.

 

Wang Lin gerçekten bunu ciddiye alırsa, o zaman yıllar geçerken yüz yıl içinde Ruh Oluşturma aşamasına ulaşamazsa, içindeki lanetten kurtulmak adına ani bir aydınlanma kazanmadığı sürece başka bir şansı olmazdı.

 

Büyük kulaklı yetişimcinin ona saldırıp durduğunu görünce, Wang Lin sonunda karşılık verdi.

 

İlk olarak büyük kulaklı yetişimcinin yüz yıl içinde Ruh Oluşturma’ya ulaşıp ulaşmayacağının belirsiz olduğunu söyledi. Bu büyük kulaklı yetişimcinin hafifçe düzenlenmiş haliydi, ama sonuç aynıydı.

 

Ancak, bu Wang Lin’in karşı saldırısının önemli kısmı değildi. Son cümlesi gerçek karşı saldırısıydı.

 

Yüz yıl içinde, bu küçük yetişimci kesinlikle ölecekti! Bu tek cümle büyük kulaklı yetişimci ve küçük yetişimcinin usta-öğrenci ilişkisinin temelini işaret ediyordu.

 

Büyük kulaklı yetişimci, Zhou Wutai, usta ve öğrenci ilişkisini kavrayarak bir ölümlüye dönmüştü. Düşüncelerini harekete geçirme arzusunu kullanmış, bir öğrenci kabul etmişti. Bir oğlu eğitmek için sevgiyi, ona yardım etmek için nazikliği, onu sevmek için kalbini ve Ruh Oluşturma aşamasına girmek için öğrencisini kaybetmenin trajedisini kullanıyordu. Büyük kulaklı yetişimcinin şimdiye kadar yaptığı her şey bu usta öğrenci ilişkisi içindi.

 

Sonunda kendi etki alanını hissettiğinde ve Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmak üzere olduğunda, o gün harekete geçeceği ve şahsen öğrencisini öldüreceği gün olacaktı. Bütün kalbiyle büyüttüğü öğrencisini öldürmeli ve ardından hissettiği üzüntüyü nihayetinde Ruh Oluşturma aşamasına girmek için kullanmalıydı.

 

Yolu duyguyla dolu belirmişti, lakin acımasızdı da, ancak bu acımasızlığın içinde, duygu vardı. Bu yöntem normal birisinin yapabileceği bir şey değildi. En azından Wang Lin’in yapabileceği bir şey değildi.

 

Bu yüzden son cümlesi gerçek karşı saldırısıydı. İlk olarak, öğrencisinin yüz yıl içinde öleceğini söylemişti ki bu tekrardan yüz yıllık zaman sınırını getiriyordu. İkinci olarak, büyük kulaklı yetişimcinin gerçek acımasız doğasını açığa çıkartmış ve gelecekte hissettiği üzüntüyü yaşatmıştı. Aynı zamanda, küçük yetişimcinin içinde hafif bir iz bırakmıştı.

 

Büyük kulaklı yetişimci, Zhou Wutai, Wang Lin’e baktığı sırada acı acı gülümsedi ve ayaklandı. Ellerini birleştirdi, ardından Xu Tao’ya seslenmeden önce biraz tereddüt etti, ‘’Kralına söyle tapınağıma istediğim şeyi üç gün içinde göndersin, ben de bu meseleyi uzatmayayım.’’ Bununla birlikte, ayrılmak için arkasını dönmeden önce Wang Lin’e bir kere daha baktı.

 

Küçük yetişimci tamamen afallamıştı ve çabucak ustasını takip etti. Bugün olağanüstü derecede garip hissetti çünkü ustası normaldeki gibi hareket etmiyor ve intikamını almıyordu.

 

Aynı zamanda, Wang Lin’in sözlerini, yüz yıl içinde öleceğini, düşünmeden edemiyordu. Bunu düşünürken, titremeden edemedi. Kafasını kaldırdığında, ustasının nazikçe ona baktığını gördü ve yüreği istemsizce ısındı.

 

‘’Fu Er, bunu çok düşünmene gerek yok. Neden şekeri yemek yerine kaldırdın?’’ Büyük kulaklı yetişimcinin sesi nazikti ve güvenceyle kaplıydı.

 

Küçük yetişimci yanıt verdiği sırada gözleri kızardı, ‘’Öğrenciniz sonsuza kadar saklamaya karar verdi.’’

 

Büyük kulaklı yetişimci küçük yetişimcinin kafasını okşarken gülümsedi. Küçük yetişimciyi yönlendirip Wang Lin’in caddesinden çıktıkları sırada sessizce gülümsedi.

 

Wang Lin dükkanda oturuyordu. Düşüncelerinde kaybolmuştu. Uzun bir süre sonra, gülümsedi ve çok düşünmemeye karar verdi, yoksa ölümlüye dönüşme yolunun sonu yaklaştığı sırada fazla düşünmek işini bozardı.

 

O anda, Xu Tao tamamen donmuştu. Başlangıçta, Wang Lin’in sadece bir uzman olduğunu düşünüyordu. Yoksa nasıl olabilirdi de yaptığı oymalar saraydaki iki ölümsüzü o kadar şaşırtabilirdi?

 

Ardından dikkatle gözlemlemiş ve Wang Lin’in dükkanına bir şey olmadığını görmüştü. İki ölümsüz sessizleşmiş ve tekrardan hiç oymalardan bahsetmemişlerdi.

 

Hatta majesteleri bile Wang Lin’e her yeni yılda hediyeler götürmesini emretmişti. On yılı aşkın zamandır bunu yaptığından, tehlikeyle karşılaştığında, aklına ilk gelen kişi Wang Lin’di.

 

Lakin Wang Lin’in kralı sarayında saklanmaya zorlayan ve ölümsüzlerin engellemeye cüret edemediği kişiyi bu kadar kolayca pes etmeye zorlayacak kadar güçlü olduğunu hiç hayal etmemişti.

 

Birkaç gün önce, majestelerinin hayatını kurtarmak için Yağmur Çanı’nı verebilmek istediği söylenmeliydi.

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr