Bölüm 73: Tian Shui Şehri

avatar
5656 42

Xian Ni - Bölüm 73: Tian Shui Şehri


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Wang Lin derin bir nefes aldı. Geçen dört yılın, ikincisinde Qi Yoğunlaştırması’nın zirvesine ulaşmıştı. Kalan yıllarını da Temel Oluşturma aşamasına ulaşmayı deneyerek geçirmişti, ancak bir başarı elde edememişti.

 

Fakat Temel Oluşturma aşamasına ulaşmayı denemeyi devam ettirdiği için, gerçek bedeniyle gelişim seviyesi arasındaki boşluk çok daha azalmıştı. 3.katmandaymış gibi gözükmek yerine, artık 8.katmandaymış gibi gözüküyordu.

 

Genç adam mırıldandı, ‘’Temel Oluşturma…’’ Kararını verirken gözleri parladı. Boyutsal çantasını tokatladı ve aşırı abartılı görünen bir uçan kılıç çıkardı. Uçan kılıç önünde durmadan önce bir kere genç adamın etrafında dönüverdi.

 

Wang Lin kılıcın üzerine zıpladı. Bedeni harekete geçmiş ve bir ışık huzmesine dönüşerek kaybolmuştu.

 

Yerde yatan yaratıklar nihayet biraz rahatlayabilmiş ve çabucak dağılmışlardı.

 

Wang Lin Heng Yue Dağı’nın etrafından dolaşıp hızla uçtu. Dağlar, ovalar, ormanlar ve köyler üzerinden geçerken Wang Lin’e oldukça küçük görünüyordu.

 

Göz açıp kapayıncaya kadar, doğduğu köy görüşüne girmişti. Wang Lin bir an düşündü, ardından kafasını bile döndürmeden köyün üzerinden uçarak geçti.

 

Heng Yue Dağı, Zhao ülkesinin kuzeyinde bulunuyordu. Çoğu insanın küçük köylerde yaşadığı, oldukça ücra bir konumdaydı. Wang Lin’in hedefi buradan 10,000 kilometre uzaktaki şehirdi. Bu şehir Tian Shui Şehri olarak anılıyordu ve Zhao ülkesinin kuzeyindeki en büyük şehirdi.

 

Wang Lin sadece Tian Shui Şehrini duymuştu. Öğretmeni, orada 100,000 kişilik bir ordunun olduğunu söylemişti. Wang Lin çocukluğundan beri hep oraya gitmek istemişti.

 

Ölümsüz dünyasına katılmadan önce, en büyük hayali; eyalet sınavında kendini kanıtlamak, ardından başkentte yüksek rütbeli bir görevli olmak ve ailesini de yanına getirmekti.

 

Wang Lin’in kafasında küçükken ki istekleri yankılandı. Şehre doğru uçarken, dudaklarını kıvırarak gülümsedi.

 

On gün sonra, Wang Lin havada süzülürken, Si Tu Nan alaycı kahkahasıyla birlikte havayı dalgalandırması şaşkına dönmesini sağlamıştı.

 

‘’Bunca gündür dümdüz uçtuğu görünce, yolu bildiğini düşünmüştüm, ancak görünüşe göre bilmiyormuşsun! Hahaha!’’

 

Wang Lin öfkeyle homurdandı, ‘’Bu ormanlara girmemi istemeseydin, şimdiye kadar kesinlikle şehri bulmuş olurdum!’’

 

Si Tu Nan kahkaha attı. ‘’Yolunun üzerinde bir sürü orman vardı, yani bu boncuğun özümseyebileceği biraz tahta elementi bulma şansın var demek. Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.’’

 

Wang Lin konuşmak üzereydi, ancak birdenbire kendini durdurdu. Aşağıdaki yolda bir vagon treni görmüştü.

 

Liu San, Tian Shui şehrinin Aziz Eskort servisinin lideriydi. Bedeni çok iri olmasa da, oldukça güçlüydü. Yüksek derece teknik Dağ Bölen Avuç İçi tekniğinde ustalaşmıştı ve Tian Shui şehrinin uzmanlarından biri olarak görülüyordu. Normalde iş için gelmeyecekti.

 

Ancak bu sefer, sevkiyat çok önemliydi ve çok fazla dikkat çekiyordu. Bu yüzden Kuzey Ailesi gelmesini istemişti.

 

Liu San arkadaş edinmeyi seven samimi birisiydi. Eskort takımındaki herkes ona çok yüz veriyordu. Şu anda gururla atını sürüyordu. Bu sevkiyat çoktan teslim edilmişti ve yoldaki bir sürü hırsıza rağmen, hepsi saldırmaya korkmuş ve tehlike oluşturmamışlardı. En tehlikeli kriz, Yeşilorman haydutları saldırdığında yaşanmıştı, ancak Liu San’ın burada olduğunu gördüklerinde, biraz yüz vermişler ve saldırmayarak, onu, gururlandırmışlardı.

 

Gözlerini kapatıp biraz rahatladı. Tian Shui şehri tam önlerindeydi, yani Kuzey ailesinin verdiği görev tamamlanmış olarak düşünülebilirdi.

 

Liu San’ın sağındaki atta çok güçlü genç bir adam oturuyordu. Kahkaha atıp, ‘’Lider, bu büyük teslimatı hallettik mi, Kuzey Ailesinin bize ne kadar bahşiş vereceğini düşünüyorsun?’’

 

Siyah tenli bir adam da konuşmaya katıldı, ‘’Lider, bu sevkiyat bu kadar önemliyken, kârın makul bir kısmını alabilmemiz gerekiyor, değil mi?’’

 

Liu San konuşanlara bakıp söylendi, ‘’Kuzey ailesi bizi ne zaman aldattı? Sadece bekle ve gör. Endişelenmeye gerek yok.’’

 

Genç adam korkmamıştı. Atını sıvazlayıp söylendi, ‘’Tamam, liderin sözleri sayesinde, rahatladım.’’

 

Siyah tenli adam bir kahkaha patlattı. Tam konuşmak üzereydi ki, yüzü çirkinleşti, ‘’Lider, orada dikilen figürü sen de görüyor musun?’’

 

Liu San bakışlarına odaklandı ve yolun karşısında dikilen figürü gördü. Onun da yüzü çirkinleşti. ‘’Yang Sen, git neler olduğunu sor. Eğer yardıma ihtiyacı varsa, biraz para ver. Sonuçta, herkes zor zamanlar geçirmiştir.’’

 

Yang Sen kafasını kaldırdı. Atını yönlendirdi ve figüre doğru ilerledi. Yaklaştığında, yavaşlamak yerine, daha da hızlandı.

 

Liu San bunu gördüğünde, kaşlarını çattı. Yang Sen işini iyi yapsa da, bir şeyler yaptığı zaman, diğerlerini kendinden düşük bir pozisyonda olmaya zorluyordu.

 

Siyah tenli adam bir kahkaha patlattı. ‘’Yang Sen hızlanmaktan cidden korkmuyor, fakat kabul etmeliyim ki gerçekten iyi at sürüyor.’’

 

Bu kişinin önündeki figür Wang Lin’den başkası değildi. Vagon treninden birisinin üzerine doğru geldiğini fark etti. Gelen kişi, çabucak önüne varmıştı.

 

Yang Sen bu yabancının nasıl göründüğünü görecek kadar yakınındaydı. Karşısındaki figür oldukça genç olsa da, ayrıca oldukça sakindi de. Hızından pek de korkmadığı için bu genci içinden takdir etti. Atını çevirdi ve otlatmak için Wang Lin’in yanına yönlendirdi.

 

Wang Lin’i geçtikten sonra, birkaç adım geri gelip, ellerini birleştirdi ve konuşmaya başladı, ‘’Ben Tian Shui şehrinin Aziz Eskortlarından Yang Sen, yardıma mı ihtiyacın var dostum?’’

 

Wang Lin’in bakışları Yang Sen’i süzdü. Aynı şekilde o da ellerini birleştirdikten sonra konuşmaya başladı, ‘’Tian Shui Şehrine nasıl gideceğimi bulmaya çalışıyordum. Sizi rahatsız ettiysem özür dilerim.’’

 

Yang Sen şaşırmıştı. Wang Lin’e birkaç kez baktı, özellikle de eline ve kafasına. Gülümseyerek konuşmaya koyuldu, ‘’Sorun yok. Tian Shui şehri çok uzak da değil. Tian Shui şehrinde ne yapmaya gidiyorsun kardeşim?’’

 

Yang Sen, Wang Lin’e biraz daha baktı. O anda, arabalar yanlarına ulaştı ve arabaların oradan bir bağırış duyuldu: ‘’Yang Sen, neler oluyor?’’

 

 

Yang Sen atını döndürüp karşılık olarak bağırdı, ‘’Dövüş sanatları bilmeyen bir çocuk Tian Shui şehrine nasıl gideceğini soruyor.’’

 

Liu Sen dizginleri tuttu ve hızlıca yanlarına geldi. Wang Lin’e bakarken gözleri parladı ve hemen konuşmaya başladı, ‘’İsmin ne arkadaşım?’’

 

Wang Lin ellerini birbirine kenetleyerek konuşmaya başladı, ‘’Merhaba, eskort lideri. Benim adım Wang Lin. Bu, evden ayrıldığım ilk sefer, bu yüzden eskort liderinin bana Tian Shui şehrinin nerede olduğunu söyleyebileceğini umuyorum.’’

 

(3/3) İki gündür yardırıyor muyuz ne :D Hatalarım varsa lütfen yorumlarda belirtiniz :)

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr