Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

Liu Wenju kalktı ve bir parça yeşimtaşı çıkardı. Yeşimtaşını havaya fırlatıp eliyle çabucak birkaç mühür oluşturdu. Ardından bir ağız dolusu öz enerjisi tükürüverdi ve yeşimtaşı havada dönmeye başladı.

Wang isimli yaşlı kadın da bir parça yeşimtaşı fırlatmıştı. Fırlattığı yeşim ile ilk yeşim kaynaştı. O sırada yeşimtaşı dönmeye devam ediyordu ve gökkuşağı renginde ışıklar salıverdi. Gökkuşağı rengindeki ışığın ışınları yere düştü ve yeşimden bir ışık diski oluşturuncaya kadar on metre yarıçapındaki her şeyi kapladı.

Liu Wenju Wang Lin’in grubu olan dörtlüye bakıp söylendi. ‘’Siz dördünüz, Wang Lin harici, oluşacak güçlü dalgalardan diğer iç tarikat öğrencilerini korumakla görevlisiniz, bu yüzden düşmemeye dikkat edin. Ayrıca, Huang Long ve siz üçünüz, her biriniz 2 öğrenciden sorumlu olacaksınız. Shang Guan, siz ikiniz ve Wang Lin taraflar arasındaki dengeyi sağlamaktan sorumlu olacaksınız.’’

Bununla birlikte, diske adım atmış ve yaşlı kadın da peşinden gelmişti.

Diğerleri çabucak Liu Wenju’nun emirlerini uyguladı ve sorumlu oldukları öğrencileri alıp diskin içine yürüdüler. İki Temel Oluşturma Üstadı ve Wang Lin kenarlarda dururken bir üçgen oluşturdular.

Liu Wenju derin bir nefes aldı. Eliyle bir mühür oluşturmuştu ki bağırdı: ‘’Yüksel!’’

Çevreleri titremeye başladı. Işık diski de yükselmeye başladı, ardından muazzam bir hızla uzaklara doğru uçuşa geçti.

Hızları, uçan kılıçlardan birkaç kat daha fazlaydı. Hareket etmeye başladığı andan sonra, iç tarikat öğrencileri daha fazla dayanamamıştı. Eğer onlara biri yardım etmese, çoktan düşmüşlerdi.

İç Tarikat öğrencilerin yaşadıkları baskı, gizemli bir yöntemle Shang Guan, Song Yu ve Wang Lin’e devredilmişti.

Wang Lin devasa bir gücün bedenine çarptığını hissetti. Neredeyse düşüyordu, ancak bedenini dengelemek için Çekim Gücü Tekniğini kullanarak kurtuldu. Buna rağmen, vücudunun sanki fırlayacakmış gibi titrediğini hissediyordu.

Shang Guan ve Song Yu’ya baktığında; iki üstadın çok rahat olduğunu, birazcık bile gerilmediklerini fark etti. Wang Lin gizlice iç geçirirken içinden düşünüyordu. ‘’ Temel Oluşturma üstatları olmalarına şüphe yok, karşılaştırılabileceğim bir şey değil.’’

Si Tu Nan kayıtsızca söylendi: ‘’Özel bir şey değil. Sadece bir hava yolculuk tekniği. Geçmişte, hava yolculuk tekniğini kullandığım zaman, 10,000 kişiyi taşıyabilirdim ve insanları dengede tutmama gerek olmazdı!’’

Wang Lin ağlasa mı gülse mi bilemiyordu. ‘’Her zaman kendinle karşılaştırmana gerek yok. Zaten güçlü olduğunu biliyorum.’’

Si Tu Nan öfkeyle homurdanmaya başladı, ‘’Bedenimi aldığım zaman, senin gibi bir gençle bile uğraşmayacağım. Eğer beni duyan tek kişi olduğun gerçeği olmasaydı, seninle konuşmazdım.’’

Çok geçmeden, ışık diskinin hızı daha da artmıştı. Wang Lin zar zor vücudunu istikrarlı bir şekilde tutmayı başardı. Genç adam bütün zaman boyunca gizlice söylenmişti. Hemen sonra, aniden önlerinde siyah bir bulut belirmişti.

Bu siyah bulut oldukça garipti. Işıklar bulutta kavisleniyordu ve hızı da yüksekti. Işık diskiyle çarpışacakmış gibi görünüyordu. Liu Wenju’nun yüzü kötüleşirken söylendi: ‘’Shang Guan, Song Yu, Wang Lin, üçünüz, kendinizi sabit tutun!’’

Bununla birlikte, derin bir nefes aldı ve bir mühür oluşturdu. Işık diski bir anlığına durakladı, ardından hızla siyah bulutların etrafında yay çizerek hareket etti.

Bu ani duraksama ve ışık diskinin tekrardan harekete geçmesi, üzerinde bulunan herkesin üstünde muazzam miktarda baskı oluşturmuştu. Neredeyse herkes hemen yere düşmüştü. Hatta iç tarikat öğrencilerinden birkaçı uçurulmuştu, bunlardan birisi de Wang Lin’in istikametine uçurulmuştu.

Wang Lin çoktan vücudunu sabit tutmayı başarabilmişti. Ani bir şekilde durup tekrardan harekete geçince, patlama kuvveti bedenini dengesizleştirmiş ve geri çekilmesine sebebiyet vermişti.

Soğuk bir enerji göğsündeki gizemli boncuktan çıktı ve genç adamın bedenine girdi. Enerji vücudunu baştan sonra dolaştıktan sonra, diskin üzerindeki bedenini dengelemesine yardımcı oldu.

Uçurulan iç tarikat öğrencisi Wang Lin’in önüne ulaştığında, genç adam öğrencinin yüzündeki korku dolu bakışı görebiliyordu. Hiçbir şey söylemeden, Wang Lin öğrencinin elini yakaladı ve bir dönüşle, tekrar diskin içine fırlattı.

Bütün bunları yaptıktan sonra, rahat bir nefes verebildi. Bu soğuk enerjinin Si Tu Nan’dan geldiğini biliyordu. Si Tu Nan’a teşekkür edecekken, siyah buluttan gelen ses kulaklarına ulaştı.

‘’Heng Yue Tarikatı’ndan kardeşlerim, hepiniz Yuan Dao Tarikatı’mın atası, Pun Nanzi, ile tanıştınız mı?’’

Wang Lin kafasını döndürdüğünde, siyah buluttan devasa bir kırkayağın çıktığını gördü. Önünde, üstat Ou Yang vardı, Ou Yang’ın arkasında da, küstah ifadeleriyle 7-8 kişi dikiliyordu.

Aralarından üçü güçlü auralarını ortaya çıkardılar ve soğukça Liu Wenju ve Wang isimli yaşlı kadına bakmaya başladılar.

Konuşan kişi, üç güçlü olandan siyah yüzlü adamdı.

Liu Wenju’nun ifadesi sertleşmişti. Bir şey söylemedi ve çabucak ışık diskini daha da hızlandırdı, başlarını çevirme fırsatları dahi olmadan siyah buluttan uzaklaşmışlardı. Çok geçmeden, geniş siyah bulut sadece gökyüzündeki siyah bir nokta haline almıştı.

Uzun süre sonra, manzara değişmeye başlamıştı. Mekan değişimini yansıtan yer yer çorak topraklar görülmeye başlamıştı. Işık diski, sanki bir şey arıyormuş gibi, alanın üzerinde bir süre daire çizmişti. Aniden, dağın zirvesine ulaşana kadar hızlanmış ve yavaşça yere inmişti.

Işık diski yere indiği anda, bütün iç tarikat öğrencileri yere düşmüş ve kusmaya başlamıştı. Yüzleri oldukça solgundu.

Wang Lin de başının döndüğünü ve göğsünün sıkıştığını hissediyordu.

Liu Wenju bir mühür oluşturdu ve bir teknik kullandı. O anda, tüm dağ sallanmaya başlamış ve dağın içinde bir çatlak belirmişti. Bir şey demeden, Liu Wenju çatlağın içine zıpladı.

Wang isimli yaşlı kadın çevresine bakınıp peşinden gitti.

Geri kalan herkes üstatların yardımıyla çatlağa girmişti. Çatlağın içine girdikten sonra, çatlak yavaşça kapandı.

Wang Lin girdiği anda, mağarayı ilahi hissiyle taradı ve birkaç taş oda dışında hiçbir şey olmadığını fark etti.

Liu Wenju herkes sakinleşene kadar bekledi ve ciddi bir ifadeyle söylenmeye başladı: ‘’Çoğunuz daha fazla yemek yemeye ihtiyaç duymadığınız bir gelişim seviyesine ulaştınız.  Çok düşük seviyede olan ve yemek yeme ihtiyacı olanlara gelirsek, oradaki taş odada birkaç yıl yetecek kadar yiyecek var. Ben ve ata Wang kapalı kapı eğitimi yapacağız ve diğer meselelerle ilgilenmeyeceğiz. Ayarlamalarınız için üstatları dinleyin.’’

Wang isimli yaşlı kadın Wang, karamsar bir ifadeyle konuşmaya katıldı: ‘’Heng Yue Tarikatı’m 100 yıllığına kapalı kapı eğitimine giderecek, ardından ismimize sürülen lekeyi temizleyeceğiz. Şu andan itibaren, eğer bir öğrenci sonraki katmana ulaşmak için ilahiye ihtiyaç duyarsa, üstatlardan alabilir. Önümüzdeki yüzyıla kadar, önemli bir şey olmazsa, hiçbir öğrenci ayrılamaz. Huang Long’un üçlü grubu, siz çocuklar da kapalı kapı eğitimine katılmalı ve olabildiğinde kısa zamanda Temel Oluşturma aşamasına ulaşmayı denemelisiniz.’’

Huang Long’un üçlü gurubu olumlu manada kafa sallamıştı.

Liu Wenju’nun bakışları iç tarikat öğrencileri arasında gezinmiş ve konuşmaya koyulmuştu, ‘’Lu Song, iç tarikat öğrencilerinden sen sorumlusun. Wang Lin, beni takip et. Senin için özel bir yer ayarlayacağım.’’