Bölüm 25: Verilen Görevi Kabul Etmek

avatar
5437 9

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 25: Verilen Görevi Kabul Etmek


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

 

Çalışma alanlarına ölüm sessizliği hakimdi. Oldukları yerde şaşkınlıktan taş kesilen insanlar, bakışlarını birer birer taş platformda dikilen gence çevirdiler.

“Gerçekten kazandı…”

Lin Xiao da ortaya çıkan sonuç karşısında şaşkınlığa düşmüştü. Vücudu bir kaç saniye sonra şiddetle titremeye başladı, yüzünde hayrete düşmüş bir ifade vardı.

Lin Dong’un herkesi şaşırtma şekli akıl almazdı.

Taş platformun altında duran Lin Xia, kalbinin geçirdiği şoktan kurtulmak istercesine göğsüne vurdu, gözlerini Lin Dong’a dikti. Lin Hong’la karşılaşması beraberlikle sonuçlanmıştı ama Lin Dong, Lin Hong’u ezip geçmeyi başarmıştı. Bu olay kendisinin bile Lin Dong’u yenemeyeceğini gösteriyordu.

Yarışmanın gerçek kazananı, arkadan gelip herkesin önüne geçen Lin Dong’tu!

“Gerçekten de babasının oğlu…” Lin Xia’nın yanında duran Lin Ken kendi kendine mırıldandı.

Taş platformun kenarında duran Lin Hong’un yüzü bembeyaz kesilmişti. Boş boş bakıyordu, olayların aniden ters dönmesini idrak edemiyor gibiydi. En kötü kabuslarında bile, ayaklarının altında bir çöp parçası gibi ezdiği Lin Dong’a karşı kaybedeceğini görmemişti.

Bu sonucu kabullenemiyordu.

“İmkansız!”

Üzerindeki bakışlar sanki bedenine binlerce iğne saplanıyor gibi hissettiriyordu. Durmadan gözü seğiriyordu, yüzü şekilden şekle giriyordu. Öfkeyle gürledi ve ayağını sertçe taş platforma atıp Lin Dong’a saldırmaya hazırlandı.

Lin Dong kaşlarını çattı. Yarışma sona ermişti ama Lin Hong inatçılık etmişti, sonucu kabullenemiyordu. Aniden ileri adım attı, yumrukları demirden yapılma kerpetenler gibi ileri uzandı, Lin Hong’un saldırısını karşılamaya hazırlandı. Lin Hong’u yeniden platformdan dışarı atacaktı ki bir ses yankılandı.

“Defol lan!”

Göklerden uçarak inen figür, şahin pençeleri gibi elleriyle Lin Dong’u yakaladı. Şaşkın genç yumruklarını geri çekti, ama diğer şahıstan kurtulamıyordu çünkü şahin pençesi gibi elleri Lin Dong’un omzuna yapışmıştı.

“Lin Mang!”

Olayların akış yönü seyirciyi merak ve şaşkınlık içerinde bıraktı. Saldırganın kimliğini tespit eden Lin Mang öfke içinde haykırdı.

“Asıl sen defol git! Oğluma dokunmaya kalkma sakın!”

Lin Ken’in sözleri ağzından çıkar çıkmaz başka bir figür Lin Dong’un önünde, taş platformda belirdi. Bu Lin Xiao’ydu.

“Lin Xiao, cidden bana karşı koyabileceğini mi düşünüyorsun?” oğlunu korumak üzere gelen Lin Xiao’yu gören Lin Mang dalga geçti. Avucunda biriken Yuan Gücünü Lin Xiao’ya doğru fırlattı, Yuan Gücü havayı yarıp geçti ve ortaya gök gürültüsüne benzer bir ses çıktı.

“Defol git!”

Lin Mang’ın saldırısıyla karşılaşan Lin Xiao’nun ifadesi karardı. Şaşırtıcı bir şekilde, kılını dahi kıpırdatmadı, yumruğunu ileri uzattı ve Lin Mang’ın saldırısına karşılık verdi.

“Güm!”

Çarpışmanın merkezinden devasa bir kuvvet ortaya çıktı, taş platformun üzerindeki tozlar patlamayla havaya fışkırdı. Bütün kalabalık bir kez daha dona kalmıştı, Lin Mang kuvvetin etkisiyle geri itiliyordu.

Göksel Yuan Gücüne sahip olan Lin Mang şok edici bir şekilde geri itilmişti!

Araya girmeye hazırlanan Lin Ken olduğu yere çakılıp kaldı.

Koltuğunda oturan Lin Zhentian da öfke ve endişeyle patlamak üzereydi ki, o da aynı Lin Ken gibi donup kaldı.

“Gücün?!”

Lin Mang dengesini kaybetmemeye çalışırken tökezledi. içinde fırtınalar kopuyordu. Lin Xiao’ya bakarken yüzü dehşete düşmüş bir ifadeye büründü.

“Yaralar iyileşince, güç akar ve eski yerini alır. Gençler için yapılan Aile Yarışmasında böylesine rezil bir manzaraya mı sebep oluyorsun? Baba ile oğulu kolayca ezebileceğini mi düşündün sen?” dedi Lin Xiao, sözleri buz gibi soğuktu.

“Üçüncü kardeşim, gücünü geri mi kazandın?”

Platformun alt kısmında duran Lin Ken’in yüzü mutlulukla aydınlandı. Göksel Yuan Gücüne sahip olan kullanıcıların sayısı bir gurubun ayrıcalığını belirleme de önemli rol oynardı. Lin ailesinde şimdiye kadar Göksel Yuan Gücüne ulaşan, kendi dahil 3 kişi vardı. Bu kadar küçük bir sayıyla bile Qingyang Şehrinde önemli bir sırlamaya sahiptiler. Lin Xiao tamamen iyileştiğine ve gücü geri geldiğine göre Lin ailesinde bir tane daha Göksel Yuan Gücü Kullanıcısı olacaktı.

Çalışma bölümdekiler de bu sebep yüzünde oldukça heyecanlıydılar. Bu günden itibaren Lin ailesinin gücünün mükemmel derecede artacağını anlamışlardı.

Koltuğunda oturan Lin Zhentian nihayet kendini topladı ve hızlıca platforma doğru yürüdü. Lin Xiao’nun kolunu çekiştirdi ve avucundaki Yuan Gücünü görünce neşeli kahkahalara boğuldu.

“Güzel, sonunda beni hayal kırıklığına uğratmadın!”

Lin Zhhentian, Lin Xiao’nun omuzlarını sıvazladı. Lin Dong yaşlı adamın kızarmış gözlerini fark etmişti. Lin Zhentian’ın bu olay yüzünden çok duygulandığı belliydi.

“Lin Mang, bu kadar insanın içinde ortaya atılıp bencil duyguların yüzünden araya karışma cesaretini nereden buluyorsun? Lin ailesini tamamen utanç kaynağı haline getirme niyetinde misin?” Lin Zhentian’ın gözleri dolmuştu ama arkasını dönüp Lin Mang’a bakınca ifadesi değişti, sesi öfke kaynıyordu.

Lin Zhentian’ın sesini yükselttiğini gören Lin Mang’ın yüz ifadesi değişti. Lin Zhentian’ın, Lin ailesi üzerideki otoritesi tamdı ve her zaman sözünün eri olan saygı değer bir adamdı. Lin Mang Göksel Yuan Gücüne ulaşmış olsa da Lin Zhentian’a karşı gelmeye cesaret edemezdi, sessizce boyun eğdi.

“Baba, lütfen bu meseleyi şimdilik boş ver. Sonuçta etrafta bir sürü misafir var.” dedi Lin Xiao sessizce.

Lin Zhentian derin bir nefes aldı ve kalbindeki hiddeti boğmaya çalıştı. Elinin tek hareketiyle emretti: “Bu meseleyi kendi aranızda çözmenize izi veriyorum. İşiniz bitince arka tarafa gelip beni görün!”

Sözlerini bitirir bitirmez arkasını döndü ve gitti, ayaklarını yere sertçe basarak adım atması henüz yatışmadığını gösteriyordu.

Bu manzaraya tanık olan Lin Ken kendini gülmeye zorladı ve acı bir gülümsemeyle Lin Mang ve Lin Xiao’ya baktı. Onca yıl geçmesine rağmen hala beyinsizlerin tekiydiler, dahası tartışmalarına çocuklarını da alet etmişlerdi…

Lin ailesinin arka taraftaki bahçesi, Lin ailesi için önemli bir alan sayılırdı. Normal şartlar altında, dışarıdan gelen kimse bu alana giremezdi.

Arka taraftaki devasa bahçede birkaç figür dikiliyordu. Merkezde oturan adam kızgınlığı gözlerinden okunan Lin Zhentian’dı. Yanındaysa ailenin diğer üyeleri Lin Ken, Lin Xiao ve Lin Mang vardı.

Lin Xiao’nun arkasında duran Qing Tan ve Lin Dong bu korkunç atmosferde yüksek sesle nefes almaya dahi cüret edemiyorlardı.

“Lin Mang, gerçekten de kendini aştın. Bir yetişkin olarak, Lin ailesinin gençlerinden birine saldırıda bulundun. Lin ailesini küçük düşürme niyetinde misin?” kalabalığa bakan Lin Zhentian haykırarak konuştu ve yumruğunu sertçe masaya vurdu.

“Baba, düşüncesizlik ettim.”

Lin Mang derin bir nefes aldı ve özür diledi. Lin Hong’un Lin Dong tarafından son derecede aşağılanmasından sonra kendine gelememişti. Çocukluğundan beri Lin Xiao’yla tartışırdı, aralarının kötü olması oğullarına da yansımıştı.

“Baba, ikinci kardeşim gerçekten de düşüncesizce davrandı. Ama lütfen bu kadar kızgın olma.” Lin Ken iç çekti, en büyük kardeş olarak araya girmesi gerekliydi.

“Üçüncü kardeşimin yaraları nihayet iyileşti ve Göksel Yuan Gücünü yeniden kazandı. Bu kutlanacak bir mutluluk. Böyle kızgın olmamalısın.”

Bu sözleri duyan Lin Zhentian yumuşadı. Başını Lin Xiao’ya çevirdi ve kırgın bir şekilde konuştu: “Yaraların çok daha önce iyileşebilirdi ama sen gururunun sağlığının önüne geçmesine izin verdin...”

(Lin Xiao’nun Lin ailesinden gelen tüm yardımı geri çevirmesinden bahsediyor.)

Lin Xiao başını salladı ve kendini gülümsemeye zorladı.

“Ne olursa olsun, yaralarının tamamen iyileştiğini duymak mutlu edici. Lin Ailesi oldukça geniş bir alana yayıldı, şimdi daha çok adama ihtiyacımız var. Bundan sonra bize yardım etmek için geri dönmelisin. Sonuçta, biz aileyiz.” Dedi Lin Zhentian.

“Tamam!” Lin Xiao biraz tereddüt etse de başını salladı. Gücünü geri kazandığına göre geri dönüp Lin ailesine yardım etmesi gerektiğini biliyordu.

Lin Xiao’nun teklifini geri çevirmediğini gören lin Zhentia memnuniyetle başını salladı. Biraz tereddüt etti ve şöyle dedi: “Son zamanlarda Alevli Malikane ile epeyce meşgul olduk. Oraya git ve yönetime yardımcı ol. Eğer yardıma ihtiyaç duyarsan, Lin Ken orada olacak.”

Lin Zhentian’ın sözlerini duyan Lin Mang’ın yanağı seğirdi. Lin ailesi Qingyang Şehri civarlarında birkaç işle uğraşıyordu. Alevli Malikane ise en önemli olanıydı. Aslında bakılırsa, Lin ailesinin gelirinin yüzde 50 ila 60’ı Alevli Malikaneden elde ediliyordu. En önemlisiyse, Alevli Malikane daha önce onun emrindeydi…

Lin Mang durumdan oldukça hoşnutsuz olsa da Lin Zhentian’a karşı gelmeye cüret edemezdi. Özellikle de onu sinirden köpürttükten sonra…

Alevli Malikanenin emri altına gireceğini duyan Lin Xiao oldukça şaşırmıştı. Bu malikanenin Lin ailesi için taşıdığı önemin farkındaydı. Biraz tereddüt ettikten sonra kabul eder biçimde başını salladı.

Talimatlarını kesinleştiren Lin Zhentian başını çevirdi ve nazikçe Lin Dong, Lin Xia ve gözünün ucuyla da Lin Hong’a baktı. Yumuşak bir gülümsemeyle şöyle dedi: “Lin Dong’un bugün gösterdiği performans muhteşemdi. Doğruyu söylemek gerekirse bu aile yarışmasında birincilik tacını giymeyi hak eden o. Ödül olarak da, Dövüş Sanatlarının tüm kaynaklarını size getirmesi için birini görevlendireceğim. Orada bulunan tüm kaynakları kullanmakta özgürsünüz. Eğer üçünüzün ihtiyacı olan başka bir şey olursa, dedenize söylemeyi ihmal etmeyin. Umarım siz üçünüzün Qingyang Şehir Avı’na kadar hızla gelişmeye devam edersiniz ve Lin Ailesini onurlandıracak zaferler elde dersiniz.”

Lin Ailesinin Dövüş Sanatları kaynaklarına ulaşım hakları olduğunu duyan Lin Dong’un gözleri parladı…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44450 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr