Bölüm 8: Çatışma

avatar
5533 8

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 8: Çatışma


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

 

Lin Ailesinin yaşadığı dağlık bölgenin arkasında çok geniş bir orman vardı. Şanslıysanız bir iki iksir bulabilirdiniz. Lin ailesi ne zaman zor durumda kalsa, gençler iksir bulmak için buraya gelirlerdi. Bu ormanın Lin ailesinde oldukça ünlü olduğu söylenilebilirdi.

Böyle zamanlarda ormanın girişi çok kalabalık olurdu. Ormana, Lin ailesinin gençleri gelirdi.

İnsan duvarını aşınca yolu kapatmış bir grup genç göze çarpıyordu. Figürlerin arkasında açık renkli elbiseler giymiş genç bir kız vardı.

Kızın yüz hatları resim tablosunu andırıyordu, yüzü toprağa yeni düşmüş kar tanesi kadar beyazdı. Daha çok genç olmasına rağmen görenleri nefessiz bırakacak güzellikteydi. Hayat dolu olan gözleri bu defa önündeki figürlere kızgın kızgın bakıyordu. Kirle kaplı küçük elinde güzel kokular salan ateş kızılı bir bitki vardı.

“Lin Shan, zorbalık etmeyi kes!”

Dedi Qing Tan kalabalıktan birisine, cıvıl cıvıl olan sesi bu kez öfke doluydu.

“Heh heh, bu Kızıl Güneş Otunu dün biz bulduk, koparmak için bugünü bekliyorduk. Ama sen bize ait olanı aldın, nasıl oluyor da zorbalık eden ben oluyorum?”
Kalabalığın önünde 14-15 yaşlarında bir küçük duruyordu. Kollarını göğsünde kavuşturmuş, kızgınlıktan deliye dönen Qing Tan’ı izliyordu.

“Bu saçmalık!”

Lin Shan’ın gerçekleri çarpıttığını gören Qing Tan’ın yüzü öfkeden kıpkırmızı kesildi. Kızıl Güneş Otunu bulmak için çok uğraşmıştı, bu alçak herif nasıl ondan önce bulmuş olabilirdi ki? Dediği doğru olsaydı bile neden almadan gitti? Birinin daha bulmasını mı bekliyordu?

“Ben saçmalamıyorum…”

Lin Shan, gözlerini, sinirliyken bile çok şirin olan Qing Tan’dan ayırmadı. Yüzünde kocaman bir sırıtışla şöyle dedi: “Qing Tan, Kızıl Güneş Otunu bana verirsen seni bırakırım”

“Aklından bile geçirme!”

Qing Tan dişlerini sıktı. Lin Dong’un hayatı buna bağlıymışçasına kendini eğitime verdiğini biliyordu. Eğer yakında yapılacak olan Klan yarışmasında başarılı olmazsa hem kendisinin hem de ailesinin büyük bir darbe alacağını da biliyordu.

Bu yüzden Lin Dong’un eğitim sürecini hızlandırmak için iksir bulma umutlarıyla hep buraya gelirdi. Zar zor bir salkım kızıl Güneş Otu bulabilmişken bunu o aşağılık herife nasıl verebilirdi!

“Öyleyse tüm geceyi burada geçirebilirsin.” diye kıkırdadı Lin Shan, sonra devam etti: “O Lin Changqiang veledi kaçtığına göre Lin Dong’u bulmaya gitmiştir değil mi? Güzel, onu geçen sefer ki pataklayışımdan çok da memnun kalmamıştım zaten.”

Bu sözleri duyunca Qing Tan’ın küçük yüzü değişti. Lin Dong ve Lin Shan ne zaman karşılaşsa birbirlerini kışkırttıklarını biliyordu. Ne zaman kavgaya tutuşsalar kısa sapı çeken hep Lin Dong olurdu.

“O Kızıl Güneş Otunu bana verirsen Lin Dong’a dokunmam, bu kulağa nasıl geliyor?” Qing Tan’ın yüzünün değiştiğini görünce Lin Shan kahkahalara boğuldu.

“Seni hain!”

Qing Tan dudaklarını ısırdı, gözleri kızarmaya başlamıştı. Bu halini kim görse kalbi kırılırdı. Qing Tan, Lin ailesinden olmasa da, bu kadar güzel ve hayat dolu olduğu için aile üyeleri dahil herkes ona hayranlık duyardı. Qing Shan Şehrinde bile herkes ona imrenirdi.

Kalabalıktaki herkes onun için üzülüp olayların gidiş yönünden memnun olmasalar da, ne bir şey söylemiş ne de bir şey yapmışlardı. Lin Shan, Lin ailesindeki gençler arasında tam bir despottu. Hem hayvansı bir güce sahipti hem de babası Lin ailesinin finansal düzeninden sorumluydu. Bu yüzden kimse ona bulaşmak istemiyordu, onu büyüklere şikayet etseler bile Lin Shan en fazla bir iki gün cezalı kalırdı. Çıkınca da onu ispiyonlayanlardan intikam alırdı. Gençler arasında ona karşı çıkan çok az kişi olmuştu.

“Hadi ama vermiyor musun? Acele et, Lin Dong her an burada olabilir…” dedi Lin Shan, etrafına dikkatlice bakıyor, Lin Dong’un gelmesini sabırsızlıkla bekliyordu.

“Al!”

Qing Tan’ın gözleri doldu ama ağlamamak için direniyordu. Kızıl Güneş Otunu son bir kez sıkıca kavradı ve Lin Shan’a fırlatırken öfke içinde dişlerini sıktı.

“Heh heh, akıllı kız”

Lin Shan neşeyle Kızıl Güneş Otunu yakalamak için ileri adım attı. Kızıl Güneş Otunu havada yakalamak üzereyken, kalabalığı yarıp geçen bir figür vücudunu ezdi. Muazzam güç yerde yuvarlanmasına sebep oldu, bocalıyordu.

Bu ani olay herkesi şoke etmişti. Kimin geldiğini görmek için hemen bakışlarını figüre çevirdiler.

“Piç kurusu!”

Lin Shan yerdeki çamura aldırış etmeden yerde süründü, az önce kendisinin durduğu yerde dikilen figüre baktı. Gözlerinde şeytanca bir bakışla: ''Lin Dong? Güzel, ayrı geçirdiğimiz zamanda biraz yüreklenmişsin. Geçen defa gitmene hemen izin verdim, öğrenecek daha çok dersin var''

“Lin Shan, Kızıl Güneş Otunu sana verdim ya daha ne istiyorsun?” dedi Qing Tan, Lin Shan’ın şeytani ifadesini görünce minik yüzü değişmişti. Yere düşen Kızıl Güneş otunu alıp Lin Shan’a fırlattı.

“Hem iksiri alacağım hem de onu döveceğim!” Lin Shan sırıtarak Kızıl Güneş Otunu yakaladı.

“Sen!” sözlerini duyunca Qing Tan öfkeden kaynadı. Küçük ellerini yumruk yaptı, Lin Shan’ın bu kadar hain olabileceğini hiç düşünmemişti.

Lin Dong da Lin Shan’ın bu mantıksız ve kaba davranışına oldukça sinirlenmişti. Qing Tan’ı kenara çekti ve Lin Shan’ın sözlerini tekrarladı: “Bu iksiri alıp sana tekmeyi basacağım!”

“Hahah!”

Lin Dong’un sözlerine şaşıran Lin Shan kahkahalara boğuldu. Alaycı bir bakışla onu süzdü ve devam etti: “Kafana geçen defa çok sert vurdum herhalde?”

Kalabalık da hayrete düşmüştü, Lin Dong’a baktılar. Güçlü bir iradeye sahip olmak güzeldi ama sınırları aşan biri resmen bela arıyor sayılırdı. İkili çok kez kavga etmişti ve her seferinde ölümüne dövülen Lin Dong olurdu.

“Lin Dong, onunla kavga etme, Kızıl Güneş Otuna ihtiyacımız yok.” Qing Tan’ın sesi endişeliydi, Lin Dong’un savaşmaya istekli olduğunu görünce onu geri çekti.

“Evet Lin Dong, gerçek bir adam olaylar ona karşı olduğunda savaşmasından daha çok şey bilir. Bu piç kurusuna bir ders vermeden önce gidip biraz daha çalış.” diye tavsiye verdi Lin Changqiang.

“Gitmek mi istiyorsun? O kadar da kolay değil!”

Lin Shan alayla gülümsedi ve kendini ileri attı. Birkaç adımda Lin Dong’un yanına gelmişti, parmakları yumruk şeklini aldı ve karşısındakinin göğsüne indirdi, yumruğu rüzgarın sesini emdi.

“Pa!”

Lin Dong, Lin Shan’ın güçlü yumruğuna baktı ve dudaklarının kenarları neşeyle kıvrıldı. Yerinden biraz olsun oynamamıştı, Lin Shan’ın yumruğuna uzandı ve kalabalığı şaşkınlık içinde bırakarak yumruğunu ezdi.

Elini yumruğa götürünce iki kayanın çarpışması gibi bir ses duyuldu. Kalabalığı asıl şaşırtan şey Lin Dong’un Lin Shan’ın yumruğu karşısında yıkılmamış olmasıydı!

“Eğitilmiş Bedenin 4. Seviyesi mi?!”

Lin Shan bir şeylerin yanlış gittiğini anladı, rakibinin derisi en az kendininki kadar sertti!

Bu kadar sert bir deri ancak Eğitimli Bedenin 4. Seviyesine geçenlerde olurdu!

“Bu nasıl olur? Bu velet 2 hafta önce 2. Seviyedeydi, nasıl 4. Seviyeye yükseldi?!” Lin Shan buna inanamadı, ağzı açık kalmıştı. Eğitimli Bedenin 4. Seviyesine ulaşmış olsan bile benimle dövüşmeyi aklından bile geçirme!

“Yuvarlanan Kaya Yumruğu!”

Lin Shan yumruğunu kendine çekti ve haykırdı. Kolunun her yerindeki damarları belirginleşmeye başladı. Kaya gibi yumruklarını durmadan Lin Dong’un kafasına indiriyordu. Bu güç bir patlamada savrulan kayalar gibiydi.

“Dövüş sanatlarının 1. Kategorisinden, Yuvarlanan Kaya Yumruğu mu? Lin Shan dövüş sanatlarını öğrenmeye başladığı için Lin Dong çok şanssız.” Lin Dong’un içinde bulunduğu durumu görünce kalabalıktan şamatalar yükseldi.

Lin Dong gelmekte olan yumruklara bakış attı. Lin Shan’ın Yuvarlanan Kaya Yumruğu güçsüz değildi ama Lin Dong’a çok hatalı ve pürüzlü gelmişti. Lin Dong tereddüt etmeden Delip Geçen Yumruğu sergiledi.

“Pa! Pa! Pa!”

Giysisinin kolları koluna çarptı ve sert yankılar oluşturdu. Lin Dong’un yumruğu aynı anda Lin Shan’ın yumruklarıyla çarpıştı.

“Güm!”

Yumrukları çarpışınca Lin Shan’ın tüm vücudu titredi, yumruklarının karşılaştığı güç çok fazlaydı. Şaşkınlığı acıya dönüştü, kaya yumrukları acı içindeydi.

“Delip Geçen Yumruk, 3 yankı mı? Bu nasıl mümkün olabilir?!”

Lin Shan’ın gözleri şaşkınlıktan yuvalarından fırladı. Tabii ki Delip Geçen Yumruğu duymuştu, Dövüş Sanatlarının birinci seviyesinde oldukça iyi bilinirdi. Bu tekniği öğrenmeye çalışmıştı ama 10 günlük eğitim sonunda tek bir yankı oluşturmayı bile başaramamıştı. Vazgeçmekten başka çaresi kalmamıştı. Lin Dong’u kendisine rakip olarak bile görmezken nasıl böyle bir başarıya imza atmıştı?!

“3 değil, 4 yankı!”

Lin Dong’un gülüşü buz gibi soğuktu, sert bir yankı daha duyulurken kolu titredi. Muazzam güçte bir yumruğu Lin Shan’a geçirdi.

“Güm!”

Delip Geçen Yumruğun 4 yankısıyla karşılaşınca Lin Shan’ın Yuvarlanan Kaya Yumruğu duruşu parçalandı. Yalpalandı, yere yapışmak üzereydi, kalabalıktaki seyirciler dehşete düşmüştü.

Lin Shan düşmek üzereyken, arkasında beliren figür onu yakaladı. Nazik bir itişle Lin Shan yeniden ayağa kalktı.

“Ge!”

Lin Shan arkasında kim olduğunu görmek için hızlıca kafasını çevirdi, birden çok mutlu oldu. Onları çevreleyen kalabalığın gözleri korkuyla dolarken ifadeleri değişti.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44808 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr