Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Puakk

Sabahın ilk saatlerinde, gözleri kör edecek kalınlıkta bembeyaz bir sisle çevrili yapayalnız bir dağ dikiliyordu.

“Huff~huff~”

Dağın tepesinin ardında, balta girmemiş ormanın içinde beklenmedik, son derece hırıltılı bir nefes sesi duyuldu. Dikkatlice bakınca, ormandaki açıklıkta, küçücük bir siluetin iki elle sarıldığı dayanıklı ve kalın bir daldan sallandığı görülüyordu. Bu küçücük vücut durmadan yukarı aşağı hareket etmek için gücünü kollarından alıyordu. Bu hareketleri yaptığı sırada, vücudun tüm kaslarını çalıştırarak değişik biçimler oluşturuyor, hepsini aynı anda çalıştırıyordu.

Birde buna ek olarak, bileklerine ve kollarına asılı kapkara demir ağırlıklar vardı. Teri, kıyafetlerinden süzülüp metal ağırlıklara damlıyor, onları da aynı şekilde sırılsıklam ediyordu.

Elbette, bu küçücük siluet Lin Dong’du. Yaşıtlarının aksine, çocukluğundaki olaylar yüzünden zenginliğin getirdiği lüksten ve zenginlerden hoşlanmazdı, babası ona eğitimdeki en önemli şeylerin çalışkanlık ve irade olduğunu öğretmişti. Bu ikisi büyük bir zenginlikle kutsanmış yaşıtlarına karşı onun tek avantajıydı.

Teri gözlerine damladı ve Lin Dong’un çenesini kenetlemesine sebep olacak bir acıya sebep oldu. Kendini aşırı zorlamasından kaynaklanan acıyı hissedebiliyordu. Bu noktada, birçok insan kesinlikle mola verip dinlenmeyi seçerdi. Ama, o babasının ona dediği şeyi hatırladı; ancak bu durumda sınırlar genişletilebilirdi. Bu yüzden… Dayanmalıydı!

Kesinlikle bırakmamalıydı!

Yarım sene sonra yapılacak olan aile yarışması için, hayatı buna bağlıymışçasına çalışmalıydı!

Sınırlara yaklaştıkça, başınızı döndüren ve midenizi bulandıran bir hisle karşılaşırdınız. Yine de, Lin Dong dişini sıktı ve devam etti. Bir anda, bedeninden dolup taşan garip bir ısı hissetti ve bu his, ruhunu yükseltti ve onu tazeledi anında.

Bu Kızıl Jinseng’in gücüydü!

Birkaç gün önce, bir sap Kızıl Jinseng’in Lin Xiao’nın yaralarını iyileştirmek için kullanılması gerekiyordu. Fakat, Lin Xiao’nun ısrarı üzerine, sonunda Lin Dong’un bedenine devredilmişti.

Bu tür bir iksirin Lin Dong gibi Eğitilmiş Beden’de düşük seyide olan kullanıcılar için gerçekten çok büyük bir yükseltme sağladığı söyleniyordu. Sadece birkaç günlük eğitim sayesinde, Lin Dong vücudunun olduğundan iki kat daha fazla güçlendiğini açıkça hissediyordu.

Nasılsa, Lin Dong’un eğitiminde Kızıl Jinseng'in sağladığı büyük ilerleme, iksirin gücü sınırsız değildi. Sonuçta Kızıl Jinseng sadece birinci sınıf bir iksirdi. Bu yüzden, beş gün sonra, iksirin etkileri yavaşça dağılmaya başladı.

Ancak, iksirin etkileri dağılmaya başladığında, etkisi tamamen yok olmadı. Bunun sebebi Lin Dong’un bedeninin güçlenme sürecinin daha ilk evresinde olmasıydı, böylece iksirin bütün tıbbi etkilerini emmeyi başaramamıştı. Bu yüzden, bazı tıbbi etkiler vücudunun derinliklerinde saklı kalmıştı. Yalnızca, Lin Dong’un bedeni sınırları zorladığında, dışarı çıkarak aç vücudu tarafından bir çırpıda emilebilirdi.

Bu tıbbi etkiden gelen sıcaklık yavaşça vücuduna yayılırken, Lin Dong, yorgunluğunun ve acısının yerini canlandırıcı bir enerji alırken bedenindeki hücrelerin birlik olduğunu hissetti.

“Hei…”

Lin Dong ağacın gövdesine tutundu ve vahşice vücudunu savurdu, bir taklayla, havada döndü ve düzgünce yere indi. Gerildi ve bedenindeki tüm kemikler kütledi. Lin Dong’u memnun edecek şekilde, vücudu gerçekten çok daha güçlü olduğunu farketti.

“Eğitilmiş Bedenin 3. Seviyesi!”

Lin Dong kaslarından dalgalanan güçten zevk alırken küçük yumruklarını sıktı, küçük yüzünde şaşkınlık ve mutluluktan oluşan bir gülümseme belirdi. Aile koşullarından dolayı, eğitime başladığından beri, iksirleri kullanmak için çok az fırsatı olmuştu. Bu yüzden, tek bir kullanım ardından sonucun bu kadar iyi olacağını düşünmemişti.

“Hmph, fena değil…”

Lin Dong başarısını kutlamakla meşgulken, yanında bir ses yankılandı. Hızlıca kafasını çevirdi ve Lin Xiao’nun sade bir giyinişle, koca bir ağacın altında dikildiğini gördü. Dahası, Lin Xiao’nun genelde katı olan yüzünde hafif bir gülümseme belirdiğini gördü.

“Baba.”

Lin Xiao’nun ağacın yanında dikildiğini gören Lin Dong, heyecanlı bir şekilde haykırdı.

Lin Xiao, Lin Dong’a yaklaşırken kafasını salladı. Oğlunun bedenini süzerken, nadir bir gülümseme belirdi ve şöyle dedi: “Eğitimli Beden 3. Seviye, fena değil”

“Hepsi Kızıl Jinseng sayesindeydi.” Kıkırdadı Lin Dong başını eğip sallarken.

“Kızıl Jinseng sadece 1. Sınıf bir iksir, diğerleri onu tüketse bile, Eğitimli Bedenin 2. Seviyesinden 3. Seviyesine ulaşmak en az bir iki aylarını alır. Bu, senin sıkı çalışman ve sıkı eğitiminin sonucudur.” Lin Xiao, yanında duran Lin Dong’a bakarken iç çekti. Elbette, Lin Dong’un bu zamanda kendini ne kadar zorladığının farkındaydı. Birkaç kez, bir şey söylemese de karısının gözlerinin dolduğunu gördü, Ling Dong’un babası da bir kalp ağrısı hissetti.

Lin Dong’un bu kadar aralıksız çalışmasının nedeninin yarım sene sonra yapılacak olan Yıllık Aile Yarışında iyi bir sonuç almayı arzuladığı için olduğunu anladı. Bu, babasının Lin ailesindeki onurunu ve ününü biraz olsun onarırdı.

Lin Dong sıkı çalışmasının ve çabasının onca zaman sonra meyve verdiğini hissederken mutlulukla sırıttı. Lin ailesindeki en başarılı öğrencilere yetiştiğini düşündü.

“Demir ağırlıkları atabilirsin artık. Eğitimli Bedenin 3. Seviyesine ulaştığın için, artık dövüş sanatlarını öğrenmek için uygunsun. Bırak sana birkaç yumruklama tekniklerini göstereyim.” dedi Lin Xiao.

Haberleri duyunca, Lin Dong’un kapkara gözleri aydınlandı. Eğitimli Bedenin 3. Seviyesine ulaşmış olsa bile, hiçbir teknik bilmiyordu, ve diğerleriyle dövüştüğünde, anca canavarımsı gücüne güvenebilirdi. Bu nedenle, kalbinde, dövüşme potansiyelini arttırabilmek için bu dövüş sanatlarını öğrenmeye çok hevesliydi. Ancak, babasının vücudunun mizacından dolayı, Lin Xiao ona hiç dövüş sanatları öğretmemişti. Şimdi sonunda bu şansı elde ettiğinde, elbette ki kendinden geçmişti.

“Dünyadaki bütün dövüş sanatları 9 seviye ve 3 kategoriye ayrılır. Birinci, ikinci ve üçüncü seviye alt kategoriye aittir, yedinci, sekizinci ve dokuzuncu ise üst kategoriye, kalanlar da orta kategoridedir. Sana öğretecek olduğum şey alt kategoridendir, seviye 1’in yumruk tekniği, adı ‘Delip Geçen Yumruk’” diye açıkladı Lin Xiao.

Lin Dong kafasını salladı, sadece alt kategoriden seviye 1’in yumruk tekniğini öğreniyor olsa bile kendini üzgün hissetmedi. İşleri sırasıyla halletmesi gerektiğini anladı, ve birçok insan için bu hayal edilemezdi, yine de dövüş sanatları seviye 1’in yeteneklerini öğrenmek için iyi bir fırsattı. Lin ailesinin içinde şöyle denirdi, en yüksek dövüş sanatları sadece seviye 4 yetenekleriydi ve bu Saklı Yazıt Köşkündeki büyükbaba tarafından Lin klanının hala iç dairesindeyken şans eseri kazanılmıştı.

“Dövüş sanatlarının farklı seviyeleri olsa da, en önemli kısım kullanıcının kendisidir. Güçlü bir kullanıcının ellerinde, seviye 1 dövüş sanatları yetenekleri bile çok güçlü ve ölümcül olabilir. Bu yüzden, beden ne kadar güçlüyse, dövüş sanatları saldırıları da o kadar güçlü olur.” Lin Xiao avucunu uzattı ve Lin Dong’a işaret etti: “Gel, bütün gücünü ve en büyük hızını bana saldırmak için kullan.”

Bileğine bağlanmış demir ağırlıkları çıkarırken Lin Dong gözlerini kırpıştırdı, Lin Xiao’ya yumruk atmak için kendimi ileri savurmadan önce.

Lin Dong’un dopdolu gücünün rüzgarına tanık olurken, Lin Xiao sadece elinin üzerini gerdi ve avcunu ustalıkla Lin Dong’un kollarından içeri kaydırdı. Lin Dong acı içinde kıvranırken bir çıtırtı sesi duyuldu. Dişlerini sıkarak, kollarını sıvadı ve tüm kolunun kıpkırmızı olduğunu gördü.

“Delip Geçen Yumruk, kıyafetlerine yapışıp bir güç uygulaması gerektirir. Eğer Yuan gücünü kullanarak daha da fazla güç uygulasaydım, kemiklerin dahil bütün kolun paramparça olurdu.” Lin Xiao devam etti: “Delip Geçen Yumrukta ustalaşmak için, kıyafetlerinden eğitim almalısın. Dövüş sanatları kıyafetlere yapışıp da bir güç uygulamayı gerektirdiğinden, bu yetenek üzerinde çalışırken, vücuduna yapışan kıyafetlerinde birer ses çıkaracaklar. Bu yeteneğin toplamda 9 yankı olarak da bilinen 9 şekli vardır. Bunun nedeni, her şekli kullandığında, ser bir ses yankılanır. Ve her şekil başarıyla kullanıldığında bu 9 yankı sonunda ortaya çıkacak, bunun gücü dövüş sanatlarının 2. Seviyesiyle bile yarışabilir.”

“Dikkatlice izleyip tüm 9 şekli etraflıca ezberlesen iyi edersin!”

Hafif bir haykırışla, Lin Xiao uzuvlarını gerdi ve duruşunu aldı, bir kaplan kadar azılı gözüküyordu. Ve hamlelerini yaparken, bir maymun kadar hızlı gözüküyordu. Kıyafetlerinden, durmadan bir dizi sert patırtı sesi geliyordu.

Lin Dong, Lin Xiao’nun dans eden yumruklarını ilgiyle izledi, düşüncelerini yalnızca gördüğü manzaraya odaklamıştı. Diğer her şeyi görmezlikten geliyordu, gözlerine yansıyan tek şey bir dizi yumruklama teknikleriydi!

Lin Dong’a öğrettiği için, Lin Xiao bilerek yavaş ve her hamleyi birkaç kez tekrarladı. Sonunda nazikçe yavaşladı ve yüzünü Lin Dong’a çevirdi, şöyle sordu: “Ezberledin mi?”

Lin Dong biraz emin olmamakla birlikte kafasını sallamadan önce bir süre kendi kendine mırıldandı.

“Öyle mi? Neden bana göstermiyorsun?”

Lin Xiao’nun yüzünü bir afallama sardı, çok yavaşça göstermiş olmasına rağmen Delip Geçen Yumruğun 9 şekli kolay öğrenilecek şeyler değildi. Üstelik, bu Lin Dong’un dövüş sanatlarıyla ilk karılaşmasıydı, gerçekten bu kadar çabuk ezberlemiş olabilir miydi?

Lin Xiao’nun şaşırdığını hissedince, Lin Dong iki adım öne attı, kalitesiz ve oldukça yavaş bir dizi şekli sergilemeden önce iki yumruğunu dışa doğru gerdi.

Bir kenara oturmuş oğlunun Delip Geçen Yumruğun 9 şeklini de yaptığına tanık olurken, ince bir mutluluk Lin Xiao’nun yüzünü kapladı. Performansı çok amatörce ve fazla sağlam olmamasına rağmen, Delip Geçen Yumrukla ilk kez karşılaştığı da hesaba katılınca, başarısı yine de şaşırtıcıydı. Ayrıca, bu onun yetenekli ve kabiliyetli bir öğrenci olduğunun göstergesiydi. Bu gerçeğin keşfi üzerine, Lin Xiao oğlunun kendinin o yaşta sahip olduğu potansiyeli taşıdığını fark edince çok keyiflendi.

“Baba, Delip Geçen Yumruğu kullanırken, neden hiç ses çıkmıyor?” diye sordu Lin Dong bir dizi daha yavaş ve kalitesizce hamle yaparken.

“Seni küçük velet, eğer bir ses çıkarmak o kadar kolay olsaydı, bu hamleler adına yakışmazdı.” diye azarladı Lin Xiao sonra devam etti: “Eğitimin sırasında şunu hatırla, gücünün akışını dikkatlice hisset. Giysilerinin gücünü takip etmesini sağlayabildiğin ve aksine izin vermediğin sürece, bu hamleleri başarıyla öğrenmiş sayılırsın. Gel, bi kaç kez daha dene.”

Lin Dong dikilirken, teoriyi pratiğe aktarmaya çalışmadan önce bu kelimeleri tekrarladı birkaç kez. Bu sırada, Lin Xiao ara sıra birkaç hatasını yanıldığı yerleri gösterirken yanında durdu.

Ormanlıktaki açıklıkta, bir oğlan silueti durmadan dans etti. Ter tüm vücudunu kaplamış olsa da, küçücük yüzü ciddi bir ifadeyi sürdürüyordu, biraz olsun dikkatini dağıtmadı.

Lin Dong dinlemeden pratik yapmaya devam ederken öğleden sonra çabucak geçti, çabaları boşa değildi. Lin Dong hala ses çıkartamasa da Delip Geçen Yumruğun 9 şeklinde de gittikçe daha da ustalaştı, tavrı hiç sarsılmadı.

“Bugünün eğitimi burada bitsin, çalışmana yarın devam edebilirsin.” Dedi Lin Xiao birden gökyüzüne bir bakış atıp kafasını oldukça ter döken Lin Dong’a çevirmeden önce. Küçüğün eğitimde göstermiş olduğu kendini adayış ve devamlılık hamlelerine devam etmesini sağlıyordu. Biraz sonra, inlerken gizlice iç çekti, yıllar boyu devam eden moral bozukluğu bu çocuğun normalden daha çabuk olgunlaşmasına neden olmuştu.

“En, baba dinlenmeye önce sen git lütfen, eve dönmeden önce biraz daha kalmama izin ver.” Lin Dong cevapladı, gücün kaslarından dolup taştığını hissetmek için Lin Xiao’nun talimatlarını yerine getirmeye odaklanmışken, minik yumrukları durmak bilmedi.

Cevap olarak, Lin Xiao sadece çaresizce başını salladı. Lin Dong’un gelişimi çok belliydi, ama Delip Geçen Yumrukta ses çıkarmak hiç de kolay değildi, Lin Xiao önceden başarana kadar koca bir hafta çalışmıştı.

Lin Xiao, Lin Dong’a ayrıldığını söyleyip elleri arkasında arkasını döndü. Arkasına dönerken gülümseyen bir ifade yüzünde yerini aldı, Lin Dong’un bugün sergilemiş olduğu belirgin yetenek onun oldukça tatmin olmasını sağlamıştı.

“Bu çocuk, beni bile geçen acımasız ve belirgin bir iradeye sahip, bu onun için çok da zor olmamalı…”

“Baba!”

Bu düşünce Lin Xiao’nun aklından geçerken, arkasından oldukça sesli, keskin ve sert bir ‘baba’ sesi duyuldu. Bu şokla yüzü hemen katılaştı. İşte bu dakika da, parlak bir ışık kıvılcımı belirdi.

“Görünüşe göre, çok zor değil. Onun için başarması kolay bir meseleymiş…”