Bölüm 237: Elde Edilmiş Öz Kan

avatar
1669 3

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 237: Elde Edilmiş Öz Kan


Çevirmen: heisennibal

 

Giden Kadim Ejderha Maymununa bakarken birliğin birçok üyesi yorgunluktan dağılmaya başlamıştı. Zorla nefes alsalar da yaşadıkları için minnettar gibiydiler.

 

Antik Kılıç Birliği liderinin yüzü devasa taş kılıcı eski yerine yerleştirirken ciddiydi. Şu an bir tamamen bir karmaşa olan dağ zirvesine bakarken gözleri seğirmeye başladı.

 

Bu sefer açıkça anlamıştı ki, eğer bütün birliğin birleştirilmiş gücü olmasaydı Kadim Ejderha Maymununun elinde paramparça olacaklardı. Qi Yaratıcı kademe ve Dışavurum kademe arasında sadece bir seviye olsa da aralarındaki fark yer ve gök arasındaki fark kadardı. Dahası, Kadim Ejderha Maymunu’nun savaş yeteneği insanı telaşlandırıyordu.

 

Antik Kılıç Birliği liderinin bakışlarını görünce gri saçlı kıdemli tek bir kelime etmeye bile cesaret edememişti. Sonuçta sebep olduğu şey Antik Kılıç Birliği’ni neredeyse yok edecekti.

 

“Bunların hepsi o küçük piç yüzünden!”

 

Kafasını utançla eğerken dişlerini gıcırdattı. Ama şimdiye kadar bunun Lin Dong tarafından kurulan bir tuzak olduğunu fark etmemişti. Sonuçta daha yirmili yaşlarının başında olan birinin bu hileyi kurabilmesi ve bütün bir Antik Kılıç Birliği’ni bedava işçi olarak kullanabilmesi uzak bir şeymiş gibi görünüyordu.

 

“Dağı toparlayın ve yaralılarla ilgilenin. Bu süreçte uslu dursanız iyi olur. Eğer başka bir sorun daha çıkartan olursa beni kalpsiz olmakla suçlayamazsınız!” Antik Kılıç Birliği liderinin sözleri sertti. Gerçekten çok fazla kızgındı. Eğer bir Qi Yaratıcı kademeli geliştirici Antik Kılıç Birliği için son derece önemli olmasaydı, gri saçlı kıdemliyi tek bir yumrukta öldürürdü.

 

“Emredersiniz!”

 

Bu sözleri duyunca gri saçlı kıdemli aceleyle başını salladı ve etrafında döndü ve çevresindeki karışıklığı toplamaya başladı.

 

“Komutanım, birliğin etrafında gözcülük yapan birileri hala var.” Dedi gri saçlı kıdemli.

 

“Endişelenme. Hepsi birer korkak. Birliğe karşı harekete geçecek cesaretleri yok!” dedi lider buz gibi bir sesle.

 

“Ayrıca, Kadim Ejderha Maymunu’nu izlemesi için daha fazla adam yolla. Ters bir şeyler hissediyorum.”

 

“Komutanım, birinin birliğimize karşı bir şeyler kurduğunu mu söylemeye çalışıyorsunuz?” diye sordu kızıl saçlı kıdemli. İfadesi değişmişti.

 

“Birliğimiz çok uzun zamandır ayakta ve bir sürü düşmanımız var. Bu yüzden bizi Kadim Ejderha Maymunu’nun karşısına çıkarıp iki taraftan da yararlanmaları ihtimalini göz ardı edemeyiz.” Diye açıkladı lider. Sesi hala buz gibiydi. “Bu süreçte etrafımızdaki birlikleri de gözetlemeliyiz. Eğer herhangi biri tuhaf davranırsa düşmanımız sayılacaktır!”

 

Liderin ürkütücü ifadesini görünce kızıl saçlı kıdemli aceleyle cevapladı: “Emredersiniz!”

Antik Kılıç Birliği lideri kötü sonucu toparlamaya çalışırken Lin Dong da Kadim Ejderha Maymununun devasa vücudunu uzaktan izliyordu. Bu büyük yaratık vahşi bir aura yayıyordu. Bu yüzden nereden geçerse geçsin insan ya da Şeytani Yaratık fark etmeksizin herkes hemen kaçışıyordu. Kimse onu Lin Dong’un yaptığı gibi sakince takip etmeye cesaret etmezdi.

 

Elbette Lin Dong’un da buna cesaret etmesinin tek sebebi Küçük sansarın onun varlığını gizleyebilmesiydi. Yoksa kızgın bir Dışavurum kademeli şeytani yaratığı takip edecek yüreği yoktu.

 

“Bu Antik Kılıç Birliği çok yetenekli. Dışavurum kademeli Kadim Ejderha Maymununu gerçekten bu duruma düşürebildiler…” diye içinden geçirdi Lin Dong takibe devam ederken. Bu bütün birliğin gücüydü. Dışavurum kademeli bir uzmanları olmasa bile, beraber hareket ettiklerinde Kadim Ejderha Maymunu gibi bir yaratığın bile geri çekilmekten başka çaresi kalmıyordu.

 

“Hmm, bu Antik Kılıç Birliği epey maharetli. Elbette bunu büyük ölçüde muhteşem büyük oluşumlarına borçlular. Yoksa sadece üç tane Qi Yaratıcı kademeli geliştiriciyle Kadim Ejderha Maymunu’nun tek bir tokadından bile sağ kurtulamazlardı.” Dedi aniden Lin Dong’un omzunda beliren Küçük Sansar.

 

“Şimdi bu yaratık enerjisinin çoğunu savaşmak için harcadı ve hatta yaralı. Başarabileceğimizi düşünüyor musun?” diye sordu Lin Dong temkinle. Kadim Ejderha Maymunu’nun vahşi aurası biraz zayıflamış gibi görünse de onları öldürmesi hala bir tokat atması kadar kolaydı.

 

“Yaralı olduğu sürece şansımız var demektir.” Dedi küçük sansar kafasını sallayarak. Uzaktaki devasa figüre bakıyordu. Sonra gülümsedi ve devam etti: “Antik Kılıç Birliği’nin sebep olduğu yaralar beklentilerimin üstünde. Görünüşe göre şansımız beklediğimden daha yüksek.”

 

“Başarma olasılığımız nedir?” diye sordu Lin Dong.

 

“Yarı yarıya.”

 

Küçük sansar dudaklarını yaladı. Lin Dong’un gülümsediğini görünce çok sinirlendi. “Çocuk, bu konuyu çok basite indirgiyorsun. Eğer en iyi zamanlarımda olsaydık değil biraz öz kanı, bütün vücudundaki öz kanı son damlasına kadar almak istesem bile bu benim için çocuk oyuncağıydı. Ama şimdi başarma şansımız yüzde elli ki bu çok iyi bir haber. Yoksa gidip başka Dışavurum kademeli bir uzman bulup bu yaratığın öz kanını alabilecek yeteneğe sahip olup olmadığını araştırmak zorunda kalacaktık.”

 

Küçük Sansarın kuyruğuna basılan bir kedi gibi davrandığını görünce Lin Dong çaresizce elini uzattı ve güldü. “Tamam, tamam. Zaten çok iyi, sen yenilmezsin…”

 

Lin Dong özür dilediğinde küçük sansar homurdanarak Lin Dong’un omzundaki yerini aldı.

 

Küçük sansarın sonunda sakinleştiğini görünce Lin Dong da derin bir nefes aldı. Çoktan Antik Topraklara giren Kadim Ejderha Maymununa bakarken hızını artırdı ve aceleyle takibe devam etti.

 

Lin Dong derinlerdeki vadiye tekrar dönmeden önce yaklaşık bir saat daha maymunu takip etti. Küçük Sansarın yardımlarıyla komşu şeytani yaratıklar tarafından fark edilme korkusu yaşamıyordu. Yoksa buraya kadar gelmek bu kadar kolay olmazdı.

 

Lin Dong kocaman bir kayanın arkasına saklandı ve Ejderha Maymununa bakarken sessizce sordu: “Ne zaman harekete geçmeliyiz?”

 

“Şimdi bekleyelim. Zaten yaralı. İllaki kendini iyileştirmeye çalışacaktır. O zaman dikkati en aza inecek ve biz de ona ulaşabileceğiz.” Dedi küçük sansar yavaşça Ejderha Maymununu gözlemlerken.

 

Söylediklerini duyunca Lin Dong sessizce kafasını salladı. Sonra oturdu ve sabırla beklemeye başladı.

 

Bekleyiş biraz uzun sürmüştü. Gece bütün vadiyi örterken Lin Dong sonunda o vahşi auranın yavaşça sakinleşmeye başladığını hissetmişti.

 

Ama o vahşi aura zayıflayınca başka vahşi ve baskı yapan bir aura Kadim Ejderha Maymunu’nun bedeninden yayılmaya başlamıştı. Bu kendini savunma mekanizmasıydı. Bu aura ne zaman yayılırsa yayılsın, insan ya da şeytani yaratık fark etmez, hiç kimse ona yaklaşmaya cesaret edemezdi. Sonuçta anlamışlardı ki eğer onu rahatsız ederlerse sonuçları ölümcül olacaktı.

 

Ama Lin Dong bu baskıcı aurayı hissetse de rahat bir nefes aldı. Küçük sansarla beraberken maymun tarafından fark edilmekten korkmuyordu. Hemen Küçük sansara döndü.

 

“Hadi başlayalım.”

 

Bunu duyunca Lin Dong’un yüzü biraz ciddileşti. Bu an için uzun bir süredir hazır bir şekilde bekliyordu. Bu yüzden şimdi korkak tavukluk edemezdi. Bir bıçak aurası ayaklarının altında belirdi ve aşırı yavaş bir hızla vadinin içine doğru uçtu.

 

Lin Dong’un iniş yaptığı yer maymuna çok yakındı. İndikten sonra, maymunun vücudundan gelen kanlı yoğun kokuyu hemen hissetmişti.

 

“Badump! Badump!”

 

Gece sessizliğinin ortasında Lin Dong kendi kalp atışlarını bile duyabiliyordu. Eğer bu maymun aniden uyanırsa alacağı sonuç vadideki cesetlerin sahibiyle aynı olurdu.

 

“Küçük sansar, senin sıran.”

 

Lin Dong Kadim Ejderha Maymunu’ndan onlarca metre uzaktayken aniden durdu. Küçük sansara baktı ve yavan bir şekilde gülümsedi.

 

Küçük sansar, Lin Dong'un hareketlerinden tiksinti duyuyordu. Ama maymuna doğru uçarken sadece çaresizce iç geçirebildi. Maymunun bedeniyle kendini karşılaştırdığında, onun yanında bir karınca gibi kalıyordu.

 

“Dikkatli ol.” Dedi Lin Dong Küçük Sansarın ileri doğru gittiğini görünce.

 

Küçük sansar pençelerini ona doğru salladı. Sonra ciddi bir ifadeyle Kadim Ejderha Maymununa baktı. Kendini gizleyecek olan koyu mor bir sis tükürdü. Sis dağılmaya başlayınca Lin Dong Kadim Ejderha Maymunu’nun gerilmiş ve yaralı bedeninin yumuşamaya başladığını hissetmişti.

 

Maymunu biraz hipnotize ettikten sonra küçük sansar, omzunun yakınındaki büyük yaraya bakmaya başladı. Pençelerini hareket ettirdi ve koyu mor bir parlama, insan büyüklüğünde bir huzmeye dönüştü. Girdap yapıp yaranın etrafında dönmeye başladı ve bir çekiş gücü ortaya çıktı.

 

Bu çekiş gücüne bağlı olarak yaranın etrafındaki etler kıvrılmaya başladı. Vahşi bir aurayla dolu olun kan izleri, sinsice parlayan huzmenin içine çekilmeden önce dışarı sızdı.

 

Lin Dong bu manzarayı görünce, kalp atışları artarken yumruğunu sıktı.

 

“Thump!”

 

Küçük sansarın çekiş tekniği belli ki fiziksel acıya sebep oluyordu ki Kadim maymunun vücudu aniden yuvarlanmış ve altındaki dev bir kayayı toza çevirmişti. Bu kargaşa sırasında Lin Dong biraz korkmuştu ve ayaklarının altında bir bıçak gölgesi belirmişti. O anda eğer başka bir kaza olursa, şühesiz ki Küçük Sansar’dan hemen kaçmasını isterdi.  

 

Neyse ki, Lin Dong'un yaptığı tüm o zor işlerden dolayı, en kötü senaryo gerçekleşmedi. Son kan izi de parlayan huzmeye girince Küçük Sansar ağzını açtı ve huzmeyi yeniden yuttu. Sonra bedeni göz açıp kapayıncaya kadar Lin Dong’un yanına geldi.

 

“Hemen gidelim. Yaptığım hipnoz yakında bozulacak. Kalan acı bu yaratığın uyanmasına sebep olacak.”

 

Küçük Sansar’ın sözlerini duyunca Lin Dong’un kafası patlayacak gibi olmuştu. Ayaklarının altındaki bıçak gölgesi aniden parladı ve vadiden hemen çıktılar.

 

Onlar vadiden çıktıktan hemen sonra, yeri yerinden oynatan bir kükreme sessiz gecenin ortasında çınladı…

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44421 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr