Çevirmen: heisennibal

#

Üç güçlü aura alandan çok hızlı bir şekilde geçmişti. Kuvvetli Yuan Gücü dalgalanmaları gelgit gibiydi. Dalga ileri giderken yakındaki izleyicilerin nefes alması zorlaşana kadar onları tahakküm altına almıştı.

Mükemmel Yuan Dan kademesi.

Bütün bir şehirde, bu seviye gücün zirve noktasıydı. Ancak şimdi bu seviyedeki üç kişinin bir ittifakı vardı. Bu görüntü birkaç kişinin kalbinin hızlanmasına sebep olmuştu. Birçoğu üç tane mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiricinin güçlerinin birleşmesinin nasıl bir şey olacağını çok merak ediyorlardı.

“Üçe karşı bir tek kendisi... görünüşe bakılırsa ortaya çıktığı her anda Lin Dong’un gücü giderek artmış.” Uzaktaki bir binada orta yaşlı beyaz yüzlü bir adam şaşkınlıkla durumu izliyordu.

“Yue Shan’ın bu üçlüsü merhametsiz karakterler ve bolca savaş tecrübeleri var. Üçüyle tek başına savaşmak korkarım ki Lin Dong için zor olacak,” dedi efendi Yan kaşlarını çatarak.

“Hehe, böyle olmayabilir de. Düşün, Form Yaratıcı kademeye ulaşmadı ama ben bile ondaki tehlikeyi hissediyorum.” Dedi orta yaşlı adam.

“Oh?” bunu duyunca efendi Yan'ın ifadesi değişti. Ondan önceki adamın Form Yaratıcı kademeye başarılı bir şekilde iki yıl önce geçtiğini biliyordu. Bu kalibredeki bir geliştiricinin bunu söylemesini beklemiyordu. Görünüşe bakılırsa Lin Dong'un son aylardaki gelişimi inanılmaz büyüktü.

İkisinin gerisinde, Ziyue'in güzel gözleri alışılmışın dışındaki bu sahneye baktı. Orada, elinde teberini tutan bir genç karşısında üç tane mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici varken korkusuzdu ve eğleniyor gibi görünüyordu. Bu tür bir soğukkanlılık gerçekten hayran olunasıydı.

…

“Gerçekten Lin Dong'a yardım etmemize gerek yok mu?” diye endişe içinde sordu Xuansu Bin Altın birliğini karargâhında. Dışarı bakıyordu ve kaşlarını çatmıştı.

“Lin Dong pervasız biri değil. Endişelenme, eğer bir şey olursa kesinlikle işe karışacağım,” diye cevapladı onu Xia Wanjin alçak bir ses tonuyla. Lin Dong'u her zaman çok yüksekte görmüştü zaten ama bu sefer düşmanları üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiriciydi.

…

Sayısız bakışlar altında üç güçlü aura Lin Dong'u aşağıya bastırıyordu. Ama ifadesi hala sakindi. Vücudundaki Yuan Gücü dalgaları hala nazikti ve üçlünün gücüne karşı hala endişeden işlevsiz hale gelmemişti.

Üç mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici. Önceden olsa Lin Dong'un başı ağrırdı ama şimdi eski lahitte şehirdeki en ünlü mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiriciler olan Lin Langtian, Wang Yan ve diğerleriyle karşılaştığı için şu durum onda bir korku unsuru oluşturmuyordu. Tabii ki, bu kör küçümseme değildi, aksine gerçekten böyle bir tutuma sahip olma yeteneğine sahipti.

Lin Dong'un şimdiki gücüne bakılırsa, özellikle Form Yaratıcı kademeli Wang Yan'ı belalı bulmuşken, mükemmel Yuan Dan kademeli geliştiricinin arasında kimsenin onun dengi olmadığını söylemeye cesaret edebilmişti.

“Saldır!”

Gözlerinde öldürme isteği belirirken üçlünün aurası devamlı kabarıyordu. Aniden üçünün de ifadesi karanlıklaştı. İleri adım attıkça üç bulanık gölgeye dönüşüyorlardı. İleri atılıp Lin Dong'un hayati bölgelerini hedef alıyorlardı.

Üçlünün kuvvetli ataklarına karşı Lin Dong sadece gülüyordu. Teberini havada salladı ve üç teber görüntüsü ses patlamasıyla üçlünün boğazlarına dayandı.

“Clang clang clang!”

Üçlünün ellerindeki silahlar aşırı zengin, saf bir Yuagang enerjisiyle sarılmıştı. Gelen teber gölgeleriyle çarpışınca kıvılcımlarla birlikte keskin bir ses duyuldu.

“Bang!”

Otuz metre çapındaki herkes aceleyle geri kaçarken düzenli patlamalarla aşırı şiddetli Yuan Gücü şok dalgalarının yayılmasına bağlı olarak geriye doğru uçtular. Dahası, kuvvetli bir rüzgâr nefes alamamalarına sebep oluyordu.

“Humph!”

Lin Dong'un güçlü saldırısıyla karşılaşınca Yue Shan üçlüsünün ifadeleri değişmişti. Lin Dong'un antik teberi sanki bir dağ gibiydi; her saldırısının ardındaki kuvvet inanılmaz şaşırtıcıydı. Eğer öncesinde hazırlanırken silahlarını Yuagang enerjisiyle sarmasalardı çoktan parçalanmış olurdu.

“Dağ Yumruğu!”

Ciddi bir ifadeyle Yue Shan silahını alıp yumruklarıyla değiştirdi. Saf Yuagang enerjisi yayan bir yumruktu ve bir volkan gibi akıyordu. Bu Yuagang enerjisi bir dağ şeklini aldı ve Lin Dong'un kafasına hedef alarak acımasız bir saldırı yaptı.

“Zemini Parçalayarak Öldürme!”

Yue Shan saldırdığında Han ikilisindeki Yuan Gücü de şiddetli bir şekilde ileri fışkırdı. Kuvvetli Yuan Gücü zemini parçalara ayırdı. İki Yuan Gücü fırtınası ile beraber büyük bir toprak parçasıyla hızlıca Lin Dong'a doğru giderken zemini parçaladı.

Üçlünün saldırıları bir anda çok kuvvetli olmaya başladı. Biri alttan saldırıyordu biri üstten. Öldürme niyeti son derece yüksek olan iki öldürme hamlesi. Elbette Lin Dong'un işini oldukça hızlı bitirmeye çalışıyorlardı.

Üçlü sadece mükemmel Yuan Dan kademeli geliştirici olsalar da, uzun bir süre önce bu kademeye geçtikleri için bazı Form Yaratma yeteneklerine sahiplerdi. Şimdi tam güçlerini kullandıkları için koordineli saldırıları çok iyiydi ve kalabalıktaki birçok kişiyi büyülemişlerdi.

Lin Dong saldırıya bakarken gözbebekleri genişledi. Ama yüzü tamamen sakindi. Antik teberi yavaşça yere vurdu, bir an sonra öne doğru eğildi. Elinin bir hareketiyle teberden bir vızıltı ve hafif kırmızı bir ışık yayılmaya başladı.

“Antik İlahi Pullu Teber, balık pullu teber!”

Sakin gözlerinde kuvvetli bir bakış vardı. Üçlünün atağıyla yüzleşti ve geri çekilmedi. Kalabalık şaşırmıştı. İleri bir adım attı ve kırmızı parıltılı bir ışık elindeki teberden çıkmaya başladı. Sonra, bu ışık büyüyüp daha da parlaklaştı ve devasa, acımasız görünen kırmızı bir balığa dönüştü!

“Bu... bu Form Yaratıcı kademe mi?” uğursuz balığa bakarken herkes şok olmuştu. Lin Dong'un Yuan Gücü Yue Shan üçlüsünden kat be kat daha güçlüydü.

“Bu nasıl mümkün olabilir?!” Yue Shan da şok olmuştu.

“Ruh Hazinesinin yapabildiği bir şey bu! Gücüne bakılırsa böyle bir saldırıyı Form Yaratıcı kademeli geliştiricinin karşısında yapamaz.” Han Zong’un ifadesi karanlıktı.

“Boom!”

Şaşkın bakışlar altında, bu devasa balık Yue Shan üçlüsünün saldırısına karşılık vermişti. Yüksek bir ses yankılandı ve kuvvetli bir rüzgar hissedildi. Birkaç kişi hazırlıksız yakalandı, vücutları aniden ters döndü; bu son derece garip bir pozisyondu.

“Bang bang!”

Yue Shan üçlüsünün kombine saldırıları devasa balığı durdurmaya yetmemişti. Sonra, devasa balık Yue Shan üçlüsünün vücutlarına karşı acımasız saldırılar yaparken hala katı bir parıltıya sahipti.

“Plop!”

Sonunda kişisel olarak saldırıya maruz kalınca ne kadar korkunç olduğunu anlamışlardı. Vücutlarındaki savunma anında Qi olarak parçalandı ve kanları çalkalandı.

“Sss!”

Yue Shan üçlüsünün Lin Dong'un tek hareketliyle beklenmedik bir şekilde düştüğünü görünce soluklar duyulmaya başlamıştı ve Kan Kurdu çetesinin birliklerinin morali de çökmüştü.

“Swish!”

Han Zong'un acınası figürü yere düştü, ağzının köşesindeki kanı sildi ve vahşi bir parıltı gözlerinin arasından süzüldü.

“Tch!”

Lin Dong'un ellerindeki antik teber yere dokundu. Yerde duran acınası figürlere bakıyordu. Aniden kaşları çatıldı. Güçlü Zihinsel enerjisi aşırı küçük ama tehlikeli bir saldırının yaklaştığını hissetmişti.

“Bang!”

Bakışları titredi, Lin Dong'un elindeki antik teber aniden ve şiddetle ondan önce yere çarptı. Çıplak gözle görülebilen hafif altın rengi Yuan Gücü şok dalgası ileri doğru yayıldı ve Lin Dong'un birkaç metre önünde patladı. Hafif sarı bir parıltı, yerden zorla itilip bir ışına dönüştü, çünkü havadan son derece korkutucu bir hızda ilerledi ve hatta Lin Dong'u bile biraz korkutan ve ona doğru ateş eden bir aura yaydı.

“Dong!”

Antik teberin ucu hızla dönüp gücünü nötralize ederken sarı parıltı etrafında sarılmış bir girdaba dönüştü ve saplandı. Girdap gücü ortadan kaldırdıkça, sonunda bir başparmak büyüklüğünde ve tamamen koyu sarı olan küçük bir hançer benzeri nesneye dönüşmeden önce sarı parıltı hızla soluklaştı.

Lin Dong bu küçük objeden inanılmaz keskin bir aura hissediyordu. Bu şey, eğer vurulmuş olsaydı kendi gibi birinde bile kanlı bir delik açabilirdi. En önemlisi bu obje neredeyse fark edilemezdi. Sinsi bir saldırı için harika bir eşyaydı.

 “Düşük seviye Ruh Hazinesi...”

Lin Dong bir parmağını uzatıp bu baş parmak büyüklüğündeki testere dişi bıçağına bastırdı. Bu nesneden elini titreten buz gibi bir his almıştı. Şaşkınlık gözlerine yayılmıştı. Ama güldü ve ölümcül derecede soluklaşan Han Zong'a baktı ve “Böyle bir hazineye sahip olduğunu gerçekten düşünmüyordum. Öyle olduğu için kendime yardım etmem benim için uygunsuz olur.”

Sözlerini söyledikten sonra elini kaldırdı ve testere dişi bıçağını Qiankun çantasına koydu. Han Zong bunu görünce gözleri bir anlığına karardı. Bu Moyun bıçağı Siyah Piton Dağı'nın en kıymetli hazinesiydi!