52-Mücadeleler~(2)

avatar
358 2

Varoluşun Ötesinde - 52-Mücadeleler~(2)


Teno'yu karşılayan Ovour, "Kazanacağını biliyordum." Teno'nun sırtına vurarak giderlerinin yanına geçtiler.

"İyi bir zaferdi." Andrev tek cümlelik bir iltifattan sonra sırada ki maçları izlemek için sahaya döndü.

Ashley ise kibirli halinden ödün vermeyerek devam etti, "HIhh! Acınası bir zafer."

Ama hiçbiri şuan umurunda değildi! O kazanmıştı, çeyrek finale çıkmayı başardı.

İzleyenlerin tezahüratları veya da çevresindeki kişilerin nasıl baktığı umurunda değildi çünkü o kazanmanın ne demek olduğunu ustası yerine koyduğu adamdan yani Lunel'den öğrenmişti.

Teno kendi, içinde sevincini yaşarken turnuva devam ediyordu.

Ovour'un ise heyecanı gittikçe yükseliyor ve farkında olmadan kendi üzerine baskı uyguluyordu, zaman aktı, kış rüzgarları tekrardan kendini belli ederken azgın kara bulutlar batmakta olan güneşi perdeledi.

Ve şimdi sıra Ovour daydı.

Hakem sahada ki son maçın da kazananını ilan ettikten sonra yaralılar sedyeyle sahadan taşınırken kazananlar gömme koridora geri geliyorlardı, henüz sahaya çıkmamış Ovour ve bir küçük gurup ise bir an önce sahaya çıkmak istiyordu.

Tam o anda!!

Gürleyen gök gürültüsünün ve karla karışık yağan yağmurun ardından hakemin sesi duyuldu.

"Sırada ki ilk savaş Riden Royng ve Samon Royng arasında gerçekleşecektir!"

"İkinci savaş ise Ovour Royng ve İzel Royng arasında gerçekleşecektir!"

Hakemin duyurusundan sonra sahaya çıkan 4 kişi ikişerli olmak üzere sahanın sağ ve sol tarafında yerini almış, hakemin işaretini bekliyorlardı.

Saniyelere sığmayan bekleyişin ardından o işaret gelmişti.

"BAŞLA!!!"

Sahada ki gençler aynı anda silahlarına davranarak rakiplerine hücuma geçtiler, yağan kara ve yağmura aldırış etmeyen kalabalık ise tekrar bağırıp, çığırmaya başlamıştı.

Bu sırada Lunel ve Carol oğlunu sahada çarpışırken seyrederken Lunel, hala ona eğitimim deymiş gibi taktikler verirken Carol ise yumruklarını sıkmış kısa kılıcıyla saldırıyla geçen oğlunu izliyordu.

Bir yandan da Ashley, Andrev ve Teno Ovour'a destek olmak için çabalarken o şuan rakibi olan avcı kıza saldırıyordu.

Rakibi olan İzel ise oldukça çevik, hızlı ve çift hançerleriyle oldukça agresif saldırılar gerçekleştirerek Ovour'u zor duruma düşürüyordu.

'Bu şekilde olmaz, yeterince hızlı değilken olmaz!' O bu düşüncelerle zihnini doldururken İzel etrafında hızla dönerek onu sersemletmek ve bir açık bulmak için uğraşıyordu.

Daha 3 dakika bile olmamışken mücadele sonlara yaklaşmış görünüyordu, en azından ilk savaşa tutuşan ikili içindi.

Riden elinde klan son hançeri de rakibi olan Samon'un kalkanına isabet ettirmişti artık silahsız kalan Riden için bu mücadele kaybetmiş sayılırdı ama o yenilgiyi kabullenmeyerek Samon'a çıplak yumrukları ile saldırdı.

Arlarında ki mesafe iyice azalmışken Samon sol elindeki kalkanını yumruk gibi kutlanıp Riden'in tam göbeğine setçe geçirdi ve bu darbenin ardından elenen Riden baygın bir şekilde revire taşınırken Samon ise ağır adımlarla sahayı terek etti.

Ve tüm gözler sahada ki tek mücadeleye;

Ovour ve İzel arasında geçen savaşa baktılar!

O anada ana hakemin aldığı bir karar ile yardımcı hakeme uşağıyla bir mesaj gönderdi, yardımcı hakemin karşısında hafifçe eğilen uşak ise, "Sayı değer liderimiz hava şartlarından dolayı maçları öne çekmenizi ve kısa süre içinde turnuvayı sonlandırmanızı emretti ." Sözünü bitirdikten sonra tekrar efendisinin sağ araka tarafına geçerek hazırda bekledi.

Bu haberi alan Rink ise hızlıca bir sonraki mücadeleyi duyurarak gençleri sahaya çağırdı, bu olay seyircileri meraklandırsa da nedenini pek çoğu tahmin edebiliyordu.

Birden gelen fırtına!!!

Mücadeleler devam ederken artık Ovour ve İzel'in savaşı da yavaşça sonlarına doğru yaklaşıyordu.

Yaklaşık olarak 10 dakikadır çarpışıyorlardı, birbirlerini bir çok kez denedikten sonra nihai saldırı için bekliyorlardı ve o an onlar için bir işaret görevi gören gök gürültüsüyle son halelerini başlattılar.

Ovour kılıcın ucunu aşağı doğrultarak alttan bir hamle peşindeydi ama bunu fark eden İzel ise parmak ucunda zıplayarak saldırdı, alttan dikey bir yay çizerek ilerleyen kılıç ile süratlen aşağı doğru inen hançerin buluşması ikisinin de yüzlerinde küçük bir kesik oluşmasını sağladı.

Fakat hamlelerine devam ederken keskin bir dönüşle tekrar saldırıya geçitler, hızda kazanan İzel'in güç konusunda Ovour'a denk olması imkansızdı hele birde Ovour kılıç tutan eliyle sarsılmaz yumruğu kullanınca son çarpışmanın sonucu Ovour için belli olmuş gibiydi.

Ama onun bilmediği şey ise İzel'in de bir teknik kullanarak saldırısını destekliyor oluşuydu.

Fakat son saldırının eşitliğini bozan tek şey Ovour'un fark etmeden saldığı auraydı, saldırılar hedeflerine ulaşınca ise İzel hissettiği auradan etkilenerek dikkati birkaç saniyeliğine dağıldı ve bunun getirisi olan tek şeyi yani yenilgiyi kabullenmek zorunda kaldı.

Bilinmeli ki bu tür savaşlarda tek bir hata bile canınıza mal olabileceğidir!

İzel bu gün bunu öğrenmiş ve Ovour'un aurasının derinliklerinde yatan öldürme isteğini tatmıştı.

Fakat bunu fark eden tek kişi kendisi değildi, dış kılanın kıdemlileri, liderleri Sevron ve İmparatorluk ordusu adına gelen gözlemciler dahi fark etmişti.

Tekrar Ovour'a dönersek artık o da çeyrek finale adını yazdırmıştı ve bunun getirisi olan zafer ile yorgunlukla arkadaşlarının yanına dönmüş, kısa bir tebrikleşmenin ardından ise şifacının yolunu tutmuştu.

Dış klan lideri Sevron sağ kolu olan Lavrey'e bakarak, "Bu Ovour denen çocuk oldukça dikkat çekici, onun adını da listeye yaz." Sakalını sıvazlayarak tekrar düşüncelere daldı.

"Efendim auralarını uyandırmış olan, hatta ondan daha yetenekli gençler vardı neden onların ismini de listeye almadınız." Bu konu Pohpe'nin de ilgisini çekmişti.

Sevron mücadeleyi işaret ederek, "Şu 2 kıza bak ve ne gördüğünü söyle."

Pohpe bu duruma bir anlam veremese de göz ucuyla Lavrey'e baktıktan sonra sahada savaşan 2 kıza baktı ve ardından, "Efendim kısa saçlı olan kazanacak, rakibinden daha hızlı ve güçlü." Diye görüşlerini belirti.

"Haklısın yüzeysel olarak bakıldığında o kazanacak fakat görünüş aldatıcıdır." usulca açıkladıktan hemen sonra kısa saçlı kız kaybetti.

bu duruma şaşırarak bakan Pohpe ise büyük babasının görüpte onun göremediği şeyi merek etti ve ardından büyük babasının cevabı geldi. "Basitçe açıklarsak kısa saçlı kız gerçekten yetenekli, şuan ki yaş gurubunda ulaşabileceği en üst seviyede."

"Ama o zaman neden kaybetti, rakibi ondan daha zayıftı."

"Henüz bunu ayıracak olgunluğa ulaşmadığın için anlayamaya bilirsin fakat ne kadar yetenekli olursa olsun yeteneğin bir sınırı hatta köreldiği zamanlar vardır, rakibi ise ondan zayıftı ama potansiyeli onu yaş guruplarının bile üstüne taşıyabilecek bir yeteneği ortaya çıkartıyor." Sevron sahadan ayrılan uzun saçlı kıza bakarak.

"O kız demin içinde ki o yeteneği buldu ve gizli potansiyelini ortaya çıkardı, aynı şekilde Ovour denen çocuğunda yetenekleri ortalama sayılır ama o potansiyelini açığa çıkartmış biri. Fakat beni bunlardan daha çok etkileyin şey ise bulunduğu çevre, aldığı eğitim ile en fazla basit bir auraya sahip olabilirdi ama o auranın derinliklerinde öldürme arzusu vardı, işte beni etkileyin şey bu oldu."

Pohpe büyük babasının açıklamasını dinledi, ona hak verdiği bir çok nokta vardı ama Ovour öldürme arzusu yatmışsa ne olmuş ki, o çok daha yetenekli çocukları görmüştü hatta Ovour dan küçük olmasına rağmen bu turnuvadaki herkesi yenebilecek çocukları tanımıştı.

"Yinede bu onu etkileyici yapmaz, ana klanda ki tek bir genç nesil burada ki herkese tozunu yutturur."

"Sevgili torunum demek istediğimi hala anlamadın, benim düşünceme göre Lavrey'in elinde tutuğu listede adı yazılan çocuklarda ana kılanın gençleri gibi kaynak sıkıntısı çekmeden düzenli bir eğitim görseydi şimdi onlarla aynı seviyede hatta daha güçlü olma imkanları vardı."

Pohpe açıkcası buna pek ihtimal veremiyordu. "Peki o listeye yazdırdığın isimler ne olacak?"

"Sahaya çıkan gençlerden çoğunun bir sorumluluğu ve görevi var, buna rağmen yeterli gördüğüm kişilere tıpkı çocukken sana tanıdığım imkan ve hakları tanıyacağım."

Pohpe bir süre sesiz kalıp 8 yaşında edindiği görevi hatırladı, sorumlulukları yüzünden eğitiminde aksattığı günler aklına geldi. Eğer büyük babası onu görevinden azat edip gelişimi için imkan ve kaynak sağlamasaydı şu an bulunduğu konumda olamazdı.

Şimdi düşününce bu gençlere de imkan ve kaynak sağlanırsa gelecekleri nasıl değişir kim bilir?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44709 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr