Bölüm 384: Önemsiz Bir Tanıdığın, İki Yakın Arkadaşın Arasını Bozmaması Gerekir!

avatar
9484 23

True Martial World - Bölüm 384: Önemsiz Bir Tanıdığın, İki Yakın Arkadaşın Arasını Bozmaması Gerekir!


 

Çeviri: bebebiskuvisi Düzenleme: Fullbringer

 

Yi Yun’un yorumu çok aniydi. Ve avludaki herkes bir anda Yi Yun’a baktı.


Yi Yun, Su Jie’nin sandalyesinin arkasında duruyordu. Genç bir ayakçıdan başka hiçir şeye benzemiyordu. Yi Yun’un sesini yükselttiği andan önce, Lin Xintong’un büyük halası dışında kimse onu fark etmemişti. O da, Yi Yun Lin Xintong’u tanıdığı için onunla konuşmuştu.


Lin Xintong, Yi Yun’u selamlamamış olsaydı, o da Yi Yun’a orada yokmuş gibi davranırdı.


“Kimsin sen? Terbiye nedir biliyor musun? Burada konuşmaya hakkın olduğunu mu düşünüyorsun?”


Bu, Lin Ailesi’nin aile meselesiydi. Bir yabancı olduğu için, Su Jie’nin bile konuşmaya hakkı yoktu. En baştan beri de konuşmamıştı zaten.


Kaldı ki, Su Jie’nin statüsüyle, bir yorum yapmak isterse Lin Ailesi onu dinlerdi. Ama Su Jie’nin ayakçısıymış gibi görünen bir genç, nasıl olur da Lin Ailesi’nin üst kademelerinin konuşmasına müdahil olabilirdi?


Lin Ailesi’ni geç, büyük bir ölümlü ailesinde bile, ustası konuşurken bir hizmetkâr lafa girerse onun ağzına sıçarlardı!


Su Jie yüzünden, büyük hala, Yi Yun'a bir şey yapamazdı. Sonuçta, bugün Lin Xintong'u ikna etmek için itibarını düşürüyordu ve bu yüzden öfke hissediyordu. Yi Yun Lin Ailesi’nin bir üyesi olsaydı, onu ailenin kurallarına göre cezalandırırdı.


Su Jie konuşmadan önce Yi Yun doğrudan dedi ki: "Ben, Kıdemli Su'nun sözde öğrencisi Yun Yantian'ım!"


Yi Yun kendine rastgele bir isim verdi. Soyadı Yun’u ismi olarak kullandı. 'Yan' sesteş bir sözcüktü ve aslında gizlenme anlamına geliyordu. Yun Yantian ismi bir arada ise, gökyüzünü (Tian) gizleyen (Yan) bulutlar (Yun) anlamına geliyordu. Ayrıca Yi Yun'un dövüş sanatları amacını da ifade ediyordu.


Aynı zamanda, Shen Tu Nantian'ın adında da bir ‘Tian’ vardı, bu nedenle gökyüzünü (Tian) gizleyen (Yan) bulutlar (Yun), Yi Yun'un Shen Tu Nantian'ı gizlediğine de bir atıftı. Yi Yun kendine bu ismi, bu cinası dikkate alarak vermişti.


"Sözde öğrencisi?" Saray elbisesi içindeki kadın bunu duyduğunda, yüzü karardı. Sözde bir öğrencinin statüsü düşüktü, ancak o burada onunla konuşmaya cesaret ediyordu?


Lin Xintong ayağa kalkıp, "Büyük hala, o benim arkadaşım." dediğinde neredeyse öfkeden kudurmak üzereydi.


Kadın bir şeyler söylemek istiyordu, ancak sözleri bir anda boğazına takılıp kalmıştı. "Arkadaş?"


Bu kelime onu rahatsız etti. Lin Ailesi nasıl bir statüye sahipti? Lin Xintong, genç kuşağın en önde gelen figürüydü. Gelecekte eşsiz bir Büyük İmparatoriçe olabilirdi, ama böyle biriyle arkadaştı, öyle mi?


Kendi torunu olsaydı onu azarlardı. Ama Lin Xintong’u azarlamaya cesaret edemezdi. İfadesini yumuşatarak ve sabırsızca konuştu: “Xintong, kimi arkadaş olarak seçeceğin sana kalmış, ama onların nasıl insanlar olduğunu görmelisin. Asil bir geçmişin var ve gelecekte de sayısız başarı elde edeceksin. Arkadaş edinmek istersen, arkadaşların Shen Tu Nantian gibi büyük aşiretlerden olan insanlar olmalı. Onlar, gelecekte büyük işler başaracak gençler. Kedilerle, köpeklerle ya da ayak takımıyla arkadaşlık etmemen en iyisi olur, yoksa haysiyetini kaybeder ve alay konusu olursun. Öyle değil mi, Xintong?”


Kadın nazik bir sesle konuşmaya çalıştı ama öyle olsa bile, sözleri kibirle doluydu. Yi Yun’a ayak takımı diyordu ve bu da Lin Xintong’u kızdırdı.


Lin Xintong kaşlarını çatıp soğukkanlı bir şekilde konuştu. “Büyük hala, o benim arkadaşım. Sense, sadece bir büyüğümsün. Uzun zamandır yaşıyorsunuz, sayısız insan ve birçok mesele gördünüz. Önemsiz bir tanıdığın iki yakın arkadaşın arasını bozmaması gerektiğini biliyor olmalısınız.”


Lin Xintong’un sözleri küfür içermese de küfür etkisi yapmıştı. Kadının yüzü bembeyaz kesilmişti!


Önemsiz bir tanıdığın, iki yakın arkadaşın arasını bozmaması gerekir!


Saray elbiseleri içindeki kadın, Lin Xintong’un büyük halasıydı ama Yi Yun, Lin Xintong için nasıl biriydi?


O sadece bir arkadaştı, ne kadar yakın olduğu bilinmeyen bir arkadaş!


Üstelik Lin Xintong, “Önemsiz bir tanıdığın, iki yakın arkadaşın arasını bozmaması gerekir!” demişti.


Yani Lin Xintong’a göre, büyük halası, sadece önemsiz bir tanıdıktı. Olmasa da olabilirdi. Bu ayak takımı ise, Lin Xintong’un gönlünde, büyük halasından bile daha fazla yer tutuyordu!


Lin Xintong ayrıca “Sadece bir büyüğümsün.” demişti kadına.


Bu da, Lin Xintong’un onu aynı aileden yaşlı-küçük olmaları dışında büyük halası olarak görmediği anlamına geliyordu.


Yani Lin Xintong’a göre, daha düşük statüsüyle, ona daha yakın birine saldırarak küstahlık yapmış oluyordu.


“Sen…” Kadının sesi titredi. Lin Xintong’un bu sert sözleri, Aile Lideri’nin ve Aile Lideri’nin getirdiği bir sürü gencin önünde sarf etmesi yüzünü kaybettirmişti!


Bununla birlikte, bu sözleri reddedemezdi. Lin Xintong gençken ve ailesi tarafından zorbalığa maruz bırakılırken, büyük halası olarak hiç onun yanında olmamıştı. Aksine, ona yapılan saldırıları hoş görmüştü.


Lin Xintong’un eşsiz bir Büyük İmparatoriçe olabileceği, Shen Tu ve Lin Aileleri’nin üstün bir figürü olabileceği ortaya çıktığından beri Lin Xintong ile olan bağlarını derinleştirmeye çalışıyordu. Ama sonuç ne olmuştu?


Lin Xintong’un büyük halasına olan kibarlığı, büyüklerine kibar davranmayı kendine borç bildiğindendi. Ustası veya arkadaşları mevzu bahisken durum tamamen farklı olurdu.


“Xintong, nasıl bu kadar yüzsüzce sözler söyleyebiliyorsun?” Aile Lideri gerginliği azaltmak için saray kıyafetleri içindeki kadına yardım ederek Lin Xintong’u azarladı.


Büyük hala yüzünü kaybetmişti ve öfkeyle Yi Yun’a bakıyordu. “Aile Lideri, bu çocuk genç ve statüsü düşük. Hiçbir şey bilmiyor ama yine de yalnızca kıdemlilerin karar verebileceği Shen Tu Aşireti ile Lin Ailesi arasındaki mevzuya atlıyor. Yerini bilmiyor!”


Shen Tu Aşireti ile Lin Ailesi arasındaki konu, aile büyükleri tarafından kararlaştırılmıştı, bu yüzden bir küçüğün bu tartışmaya katılması, onun kuralları bilmediği, hâlâ bir çocuk olduğu ve gülünç olduğu anlamına gelirdi.


Yi Yun sakine konuştu. “Ben sadece bir ihtimalden bahsediyorum. Shen Tu Aşireti, Lin Hanım’ı tedavi edemeyebilir.”


“Ne şaka ama. Büyük aşiretler arasındaki bir konunun çocuk oyunu olduğunu mu düşünüyorsun? Lin Ailemiz’in kıdemlileri bunu akıl edemez mi? Onlardan daha mı akıllısın?”


“Ayrıca, Lin Ailemiz bunu doğrulamadan teklifi onaylamayacaktır.”


“‘Metruk GökTekniği’ni biliyor musun? Antik tarifi biliyor musun? Sen sadece Su Jie’nin sözde öğrencisisin!”


“Çıraklar gerçekten de cahil ve sözleri de aptalca!”


Kadın alaycı bir tonda bombardıman yaptı. Yi Yun sessiz kaldı, kadının sözleri yüzünden şaşırmış gibi görünüyordu.


Sonunda rahatlayabilmişti. Bununla birlikte, Yi Yun'un statüsü düşüktü. Böyle biriyle ağız dalaşına girmek, statüsünü düşürmüş gibi hissettiriyordu ve buna değmezdi.


Ona göre bu his, bir böcek tarafından ısırılmak gibiydi. Peki böcek ezmiş olsaydı? Sonuçta hala ısırılmıştı.


"Aile Lideri." Kadın, Aile Lideri’nin bu konuda tereddüde düşmesinden korkuyordu, bu yüzden Aile Lideri’ne döndü ve konuştu. "Shen Tu Aşireti’nin ‘Metruk Gök Tekniği’nde, şüpheye mahal olmayan olağanüstü bir mirası var. Gerçekten de Lin Ailemiz’den daha yüksek bir seviyedeler. Lin Ailesi, Shen Tu Aşireti’yle müttefik olursa Lin Xintong iki ailede de etkin bir rol üstlendikten sonra Lin Ailemiz’in ‘Metruk Gök Tekniği’ mirası da muhtemelen bir seviyeyi yükseltecektir."


"Shen Tu Aşireti tarafından organize edilen çay partisi iki ay içinde olacak. O zaman, Shen Tu Aşireti, Xintong'un kopmuş meridyenlerini tedavi etme yeteneklerini ispatlayabilir!"


Saray kıyafetleri içindeki kadın bunları dedikten sonra, Su Jie'ye alaycı bir bakış fırlattı. "Kıdemli Su, çay partisine hazırlanmanız gerekli, değil mi?"


Kadın, Su Jie’nin çay partisinde hezimete uğrayacağından emindi. Onun ‘Metruk Gök Tekniği’ standardı çok yüksek olsa da, Shen Tu Aşireti’nin dahilerine karşı kazanamazdı.


Kadın Su Jie’den hoşlanmıyordu, bu yüzden onun acı çekeceği düşüncesi onu keyiflendiriyordu. Ayrıca Shen Tu Aşireti’nin gücü ispatlanırsa, onun pozisyonu da sağlamlaşırdı. Nasıl görünürse görünsün, bu evlilik Lin Ailesi’ne fayda sağlayacaktı.


“Hazırlıklarım hakkında endişelenmene gerek yok. Yoksa Lin Ailesi’nin ayağa düşmesini görmeyi mi bekliyorsun?”


Su Jie de kadını sevmediğinden ve kadın doğrudan onu hedef aldığından, Su Jie de altta kalmayı kendine yediremezdi. Hemen sözleriyle ona saldırdı.


“Kıdemli Su, gizlice başkalarını desteklediğimi ima etmenize gerek yok. Tabii ki Lin Ailesi’nin başarılı olmasını isterim, ama boş hayallere kapılmam. Söyledikleriniz kazanacağınız anlamına mı geliyor, zira kazanmanızı isterim!”


Kadının Su Jie ile kavga etmek üzere olduğunu görünce, Aile Lideri’nin yüzü çarpıldı ve hemen kadını azarladı. “Sessiz ol. Biraz terbiyeni takın!”


Su Jie, Lin Ailesi’nde bir konuktu ve bu yüzden saygıyla muamele görmek zorundaydı, yoksa aileyi terk edebilirdi. Aile Lideri’nin, Su Jie ile tartıştığı takdirde kadını kınamasından daha doğal hiçbir şey yoktu.


Kadın sessiz kaldı. O sözleri bir hevesle söylemişti.


Aile Lideri ejderha başı şeklindeki bastonuna tutunarak ayağa kalktı. “Kıdemli Su, çay partisinin asıl amacı, Shen Tu Aşireti’nin ‘Metruk Gök Tekniği’ndeki standardını sergilemesidir. Ancak, onlar önceden hazırlandı ve biz ‘Metruk Gök Tekniği’nde nispeten daha kötüyüz, bu yüzden de baskı altındayız.”


“Lin Ailemiz’in çok ezilmemesi gerekir. Bu konuda Kıdemli Su’ya güvenebileceğimi umuyorum! Lin Ailesi’nin itibarını korumalısın!”


Aile Lideri’nin samimi sözleri karşısında, Su Jie başını salladı. “Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Aile Lideri’nin içi rahat edebilir!”


“Pekala.” Aile Lideri başını salladı ve Lin Xintong’a döndü. “Xintong, seni zorlamayacağım. Kendi yolunda yürümelisin. Önünde hâlâ zaman var.”


“Çok uzun yaşadım, çok fazla insan, çok fazla mesele gördüm. Çok şey deneyimledim. Sana sadece hâlâ genç olduğunu söylemek istiyorum. Şu an düşündüklerin, binlerce yıl sonra gözüne çocukça ve saçma gelebilir.”


“Kalbinde sakladığını düşündüğün şey, istediğin şey olmayabilir…Şimdi ölümden korkmuyor olabilirsin ama nihayetinde tüm bu aşağılamaya rağmen bunu kabul edebilirsin. Belki de bir gün, verdiğin karardan ötürü övünç duyabilirsin…”


Aile Lideri konuşmasını bitirdiğinde bastonunu kullanarak ve diğer kızları da yanına alarak avludan ayrıldı.

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr