Çeviri: ArgoGamer  Editör: TertemizDeli

Chen Feng zamanı kontrol etti. "Fazla zaman kalmadı." Burada yarım ay kadar kalabilirse, istediği her şeyi halledebileceğinden emindi. Ancak, o kadar zamana sahip değildi. Bu "Othershore Dağı" olayında, sadece yoldan geçen birisiydi.

Eğer bu A-sınıfı savaşçıların arasında B-sınıfı gücüyle kalsaydı, bir anlık dikkatsizlikle hayatını kaybedebilirdi. Bu nedenle, Hill-Sea canavarlarını avlamaya cesaret edemedi. Burada yapabileceği tek şey, bir izleyici kimliğiyle ticaret yapmaktı. Ancak... Sonunda en çok istediği şeyi elde edememişti.

Chen Feng kalan 400 şans değerine baktı. "Şans değerini kullanmalı mıyım?" Biraz tereddüt ettikten sonra, başını salladı. Çok fazla şans değeri kalmamıştı ve Yıldız Şehri savaşı da yakında başlayacaktı. Bu nedenle, yeteri kadar şans değerini korumak zorundaydı.

Chen Feng derin bir nefes aldı. "Eh, o zaman mutasyondan vazgeçmem gerekiyor gibi görünüyor. Ruh, normal gen üretimi için hazırlanalım." dedi Chen Feng

"Pekâlâ."

Ruh hazırlıkları bitirdi. Sonra, Chen Feng kan özünü çıkardı ve tam üretime başlamak üzereyken, aniden, uzakta tanıdık bir figür belirdi. O kişi bir Hill-Sea canavarı taşıyor ve kendisine doğru geliyordu.

"Bunu bir gen reaktifi ile takas etmek istiyorum."

***

Aynı zamanda, Othershore Dağı'nın belirli bir yerinde, Yaşlı Mei durmaksızın güç topluyordu.

İlginç bir şekilde, eğer tüm bu olaylar oyun olarak kabul edilirse, diğer herkes puan kazanmak için zahmetli bir şekilde canavarları öldürüyordu, Yaşlı Mei de hile benzeri yöntem kullanarak puan biriktiriyor ve ve Hill-Sea gen reaktifleriyle takas etmek için çok sayıda puan kullandığı söylenebilirdi. O sadece bir oyundaki hataya benziyordu. Bir günde, çok sayıda kırmızı küre toplamıştı.

Yaşlı Mei biraz duygusallaşmıştı. "Şimdi hamlemi yapabilirim." Bu sefer, kimsenin onu durduramayacağına inanıyordu. Ardından, Yaşlı Mei artan güveniyle yola çıktı.

Bang! Bang! Bang!

Görünüşte nazik olan bu yaşlı adam bir bomba iblisine dönüştü. Durmaksızın Ölümcül Faktörler, kırmızı küreler ve Hill-Sea canavarının spamlarıyla, kendisi için yeni bir dünya yarattı.

Hu—

Soğuk esinti savaş alanından geçerken, yaralı düşmanların hepsi dağılmadan önce parçacıklara dönüştü.

Yaşlı Mei füzyon derecesini sessizce hesapladı. %62'si tamamlanmıştı! Bu Othershore Dağı oldukça büyük bir yerdi. Bu nedenle, Yaşlı Mei'nin buradaki eylemleri diğerleri tarafından fark edilmiyordu. Sessizce, bir sonraki hedefe doğru ilerlemeden önce biraz dinlendi. Nispeten zayıf olanlar, uzun zaman önce onun tarafından saf dışı bırakılmıştı. Şimdi, kalanların hepsi en azından orta düzey A-sınıfıydı, kişi başına en az bir tane kırmızı küreye sahipti. Bu nedenle, Yaşlı Mei bir hamle yapmaya karar verirse son derece temkinli davranıyordu. Yaptıklarına bir örnek:

Bang! Bang!

Aynı anda iki kırmızı küre fırlattı, o kişi şok olmuş bir şekilde aceleyle geri çekildi. Kırmızı kürelerden kaçınmak pek de zor değildi. Ancak, patlamanın yarıçapı çok büyük olduğundan, ve iki kırmızı küre birlikte kullanıldığında, ölmekten kaçınmış olsa bile, yine de ciddi bir şekilde yaralanmış olacaktı. Doğal olarak, taş kalkanının parçalandığını da fark edemedi...

Kırmızı küresini çıkartıp dikkatli bir şekilde etrafı taradı. "Kim?"

Howl—

Kükremeyle beraber bir Hill-Sea canavarı ortaya çıktı. O kişinin dikkati dağıldı anda, farklı bir yönden soğuk bir rüzgâr esti. Farkında bile olmadan nazik ve rahat bir şekilde, sayısız parçacığa dönüştü.

"Bu da ne—"

Sözlerini bitiremeden çoktan ölmüştü.

Yaşlı Mei çok sevinmişti. "Güzel." Aslında, bu kırmızı küreler şaşırtıcı derecede korkutucuydu.

Özellikle Hill-Sea canavarları ve Ölümcül Faktörler ile birlikte kullanıldığında, bu her şeye gücü yeten bir kombinasyondu. Bunu düşündüğünde, kalbi o mükemmel üreticiye karşı minnettarlıkla doluydu. İlerlerken, bu Othershore Dağı onun evi gibiydi.

Yaşlı Mei güvenini geri kazanmıştı. "Gidelim."

Bang! Bang!

Önüne çıkan her şeyi bombalayarak, zorla yolunu açtı. Yeteneğinin nihai füzyonuna gelince, durmaksızın arttı. %63'ten %74'e... %80'e... ve böyle devam etti. İlerleme hızı o kadar fazlaydı ki, oldukça sevinmişti. İlginç bir şekilde, birisinin genç bir Hill-Sea canavarını gerçekten başarılı bir şekilde yakaladığını fark etti.

Yaşlı Mei şok oldu. "Birisi gerçekten de başarılı bir şekilde yakaladı mı?" Onları uzaktan gözlemleyince, bunun dört tane A-sınıfı genetik savaşçı ve iki tane B-sınıfı genetik savaşçıdan oluşan tam bir takım olduğunu fark etti. Baygın bir genç Hill-Sea canavarı onlar tarafından taşınıyorduu.

"Hahaha, kesinlikle bunu yapan ilk grup biziz."

"Bu kırmızı küreler gerçekten de oldukça yararlı."

"Dikkatsiz olmayın. Birileri karanlıkta saklanıp bizi pusuya düşürmeyi bekliyor olabilir."

"Neden korkuyoruz? Hehehe. Takımımızın gücüyle, kim gelirse ölüme kur yapıyordur."

Yürürken konuştular.

Hehehe.

Yaşlı Mei soğukkanlılıkla izledi. Bu, onun tarafından verilen bir görevdi. Cömert ödüllere rağmen, ne de olsa o özellikler zorlukla topladığı şeylerdi. Bu nedenle, onları kasten vermeyi asla düşünmemişti. Sadece bu insanların burada görünmesine izin vermişti, böylece top yemi olabileceklerdi.

Görevimi tamamlamayı mı düşünüyorsun? Ne kadar naifsin.

Yaşlı Mei rakiplerinin sayısına bakmadan önce elindeki kırmızı küreye bakarak, "Öyleyse, siz çocuklar."

Bang! Bang! Bang!

Tanıdık patlama sesleri yankılandı.

"Düşman saldırısı!"

Bağırması bile bitmeden önce, tek bir Hill-Sea canavarının kükremesi ve soğuk esintiyle beraber sayısız parçacığın etrafta sürüklenmesi, alanı eski huzuruna kavuşturmuş gibiydi. Yaşlı Mei'yi şaşırtan şey, aslında soğuk esintinin ortasında birisi hayatta kalmıştı.

Acımasız bir kükreme yankılandı. "S*ktir git!" Ardından -aynı zamanda takımın lideri olan- uzun boylu ve sağlam bir adam olan ileri düzey A-sınıfı savaşçı, Hill-Sea canavarını tek bir yumrukla patlattı. Buz gibi bakışları, Yaşlı Mei'ye inmeden önce sayısız engeli atlattı.

Keskin bakışlarıyla konuştu, "Numara yapan sendin."

Yaşlı Mei'nin kalbi titredi. "Aslında keşfedildim." Bu genetik takım, gerçekten de çok korkutucuydu.

Shua!

Etrafta ışık parladı ve bir anda, iri yarı adam Yaşlı Mei'ye doğru ilerledi.

Yaşlı Mei derin bir nefes aldı. Artık kendimi tutamam. Bu kişiyle kafa kafaya çarpışırsa, bu adamın eşleşmesi olmayacağını biliyordu. Bu nedenle, yapabileceği tek bir şey vardı.

Yaşlı Mei dişlerini sıktı. "Beni buna sen zorladın."

Xiu!

Havada sayısız kırmızı küre ortaya çıktı. Yaşlı Mei'ye doğru koşan iri yarı adamın göz bebekleri daraldı. Havada, yüzünde endişeli bir ifade belirdi "Nasıl bu kadar çok alabildin..."

Bang! Bang! Bang!

Bir dizi şiddetli patlamadan sonra, dünya eski huzuruna kavuştu.

Yaşlı Mei'nin bakışları, havadan düşen cesede bakarken pişmanlık doluydu. "Ne kadar iyi bir füzyon malzemesi olurdu. Patlama yüzünden ölmüş olması çok yazık..."

Kısa bir süre sonra, bakışları baygın olan genç Hill-Sea canavarına indi. Bu canavar şimdi bile baygın kaldığından, muhtemelen bazı güçlü uyku içları enjekte edilmişti.

Yaşlı Mei'nin gözleri parladı. "Canlı bir genç Hill-Sea canavarı..." bu şey onun için gerçekten de işe yaramazdı. Genetik Birliğe verdiği ödüller bile, başka hiç kimse bu görevi tamamlayamazsa kendisine geri iade edilecekti. Eğer öyleyse, bu canavara sahip olmanın ne anlamı vardı?

Ama o zaman, bu canavar diğerleri tarafından, özellikle de o gen üreticisi tarafından çok talep ediliyordu.

Yaşlı Mei güldü. "5 yıldızlı gizli sanatları almayı düşünüyor gibi?" Kırmızı kürelerin gücüne kendi gözleriyle şahit olmuştu. Bazı kırmızı küreler için bedavaya aldığı bu Hill-Sea canavarını takas edebilseydi, bu kabul edilebilirdi. Ödüllere gelince... 5 yıldızlı gizli bir sanat onun için fazla bir şey değildi. Dahası, üreticinin buradan canlı bir şekilde ayrılabileceği kesin değildi Ne de olsa... Yaşlı Mei'nin füzyon derecesi %82'ye ulaşmıştı. Yaşlı Mei'nin ağzında bir gülümseme belirdi.