2. Bölüm- Sakın ölme!

avatar
588 2

The Nightmare World - 2. Bölüm- Sakın ölme!


Her yer karanlıktı. Ve sessizlik her yeri kaplamıştı. Şaşkın şaşkın etrafına baktı. Buraya nasıl gelmişti?

O anda aklına olanlar geldi. Güvenlik görevlisi, amcaları, o tuhaf mesaj ve düşüşü. Hepsi bir hayal gibiydi ama gerçek olduklarını biliyordu. Açıklanamaz bir durumdu.

Neler olduğunun üstünden birkez daha geçerken bir anda karanlıkta bir ışık patlaması oldu. Merakla ışığa baktı. 

Işık parlamaya devam etti. Ve sanki Chen Fan'a yaklaşıyor gibiydi. Her yer karanlık olduğu için tam belli olmuyordu ama ya ışık büyüyordu yada ona yaklaşıyordu.

Işık yaklaştıkça yaklaştı ve en sonunda o kadar parlak oldu ki Chen Fan kolunu gözlerine siper etmek zorunda kaldı. Bir anda etrafına ona itaat etmesi gerektiğini hissettiren bir ses yankılandı.

"Senden büyük bir beklentim var Chen Fan. Beni hayal kırıklığına uğratma."

Chen Fan sesi duyduktan sonra afalladı. Bu kimdi? Onu nereden tanıyordu? Ondan ne bekliyordu? 

Ama bu soruların cevabını bulamadan ışık her tarafı kapladı. Ve en sonunda Chen Fan'a ulaştı.

Hızlıca başını yatırdığı yerden kaldırdı. Rüya mıydı? Ama ses çok gerçekçiydi. Şaşırdı. Ama tam rüyayı birazcık daha düşünecek iken bulunduğu durumu fark etti. 

Burası her yeri paslı eski bir odaydı. Duvarlar çatlaklar ile kaplıydı. Kafasının üstünde her an bozulabilir im diyen eski bir lamba sallanıyordu. Köşelerde örümcek ağları etrafı süslüyor du. 

Chen Fan şaşkınlıkla ayağı kalktı. Burası da nereydi? Kaçırılmış olabilir miydi? Sonuçta mal varlığına sahip olmasa da hala zengin ailesinin bir parçası idi. Onu fidye istemek için kaçırmış olabilirlerdi. Ama kaçırılmış olsa elleri bağlı olurdu. O zaman ne olmuş olabilirdi? Hiç bir fikri yoktu.

O anda birkaç konuşma sesi bulunduğu odanın dışından geldi. Chen Fan hızlıca başını eski püskü metal kapıya yaslayarak dışarıyı dinlemeye başladı.

"Burası da neresi?" Ses bir kıza aitti. İnce ve dinleyeni ona hayran bırakan bir sesti. Ama şuan şaşkınlık ve korkunun hâkim olduğu bir tona sahipti.

"Bilmiyorum. Bende daha yeni uyandım." Bu seferki ses bir adama aitti. Sesi otuzlu yaşlardaki bir erkeğin sesine benziyordu. O anda Chen Fan konuşmalarından onların da ne olduğunu bilmediğini anlayınca yavaşça kapının kulpunu bastırarak kapıyı açtı.

Yeni bir kapının açıldığını duyan dışarıdaki ikili meraklı ve temkinli bir şekilde o tarafa baktılar. Ama çıkan kişinin yirmili yaşlardaki Chen Fan olduğunu görünce yavaşça sakinleşerek rahatladı lar.

Chen Fan ile aynı yaşlarda görünen ve Üstüne birkaç yeni moda kıyafet giymiş olan kız merakla konuştu.

"Sende mi yeni uyandın?"

Chen Fan bunu duyunca başını evet dercesine salladı. Ardından etrafına baktı. Bir koridorda idiler. Etrafta birden ona kadar numaralar bulunan kapılar vardı. Ve koridorun en sonunda ise üstüne asma bir kilit takılmış metalden bir kapı göze çarpıyordu. 

Ardından arkasına dönerek kendi kapısına baktı. Onun kapısında 7 yazıyordu. Buda ne demek oluyordu? Bir deneyde falanlar mıydı?

Kız Chen Fan'ın dalgın hâlini görünce elini uzatarak konuştu.

"Ben Zhao Lian. Senin ismin ne?"

Chen Fan kızın samimi halini görünce şaşırdı. Uzun zamandan beri ilk kez biri onla samimi bir şekilde konuşuyordu. 

Zhao Lian Chen Fan'ın dalgın hâlini görünce cevap beklercesine "Eee..." Dedi. Yüzünde elinin havada kalması yüzünden mutsuz bir ifade vardı. 

Chen Fan o anda Zhao Lian'ın elinin hala havada olduğunu hatırlayarak mahçup bir şekilde sırıttı. Ardından Zhao Lian'ın elini sıkarak konuştu.

"Kusuruma bakma. Bir anı geldi de aklıma, o yüzden dalmışım. Adım Chen Fan."

Zhao Lian Chen Fan'ın özürünü duyunca mutlu bir şekilde "Tanıştığımıza memnun oldum!" Dedi. Chen Fan da ona aynı şekilde cevap verdi. Ardından etrafını işaret ederek sordu.

"Burası neresi biliyor musunuz?"

Zhao Lian cevap vermek için ağzını açmak üzereydi ki yanındaki adam onu böldü.

"Hayır kimse bilmiyor. Üstelik biz ilk uyananlarız. Diğer bütün odaları kontrol ettim ve hepsi uyuyordu."

Chen Fan bunu duyunca düşüncelere daldı. Ardından birşey hatırlamış gibi başını kaldırarak koridorun sonundaki kapıyı işaret etti. 

"Peki ya şu kapıyı denediniz mi? Sanırsam kilit içerden kapalı. Onu açmak zor olmasa gerek."

Adam bunu duyunca sanki çok korkunç birşeyi hatırlamış gibi titredi. Ardından korkmuş bir sesle cevapladı.

"Aslında ilk başta kilidi kırmaya çalıştım... Ama... Ama sonra..."

Chen Fan adamın cevap vermediğini görünce meraklı bir tonda "Sonra..." Dedi. Adam korkmuş bir tonda cevapladı. 

"Sonra kapının dışından korkunç bir çığlık duydum. Ama... Ama insan çığlığı gibi değildi. Sanki daha çok bir böceğin üstüne basınca çıkan bir çığlık gibiydi."

Bu garipti. Ama Chen Fan bunu kafasına takmadı. Belki başka bir çıkış vardır diye etrafına bakmak için başını çevirmeye başlamıştı ki o anda adamın kolu gözüne takıldı.

"Ko... Kolunda ki ne öyle!"

Adamın kolunda bir ekran gömülüydü. Resmen bir telefonu koluna gömmüşler gibiydi ama daha çok sanki kolunda bir boşluk varmışta telefonu oraya koymuş gibileri. Hiç bir farklılık gözükmüyordu. Sanki telefon o kol için yapılmış gibiydi.

Adam koluna bakıp çaresizce güldü. Ardından bıkkın bir tonla konuştu.

"Aslında sadece bende değil herkeste var..." O anda Zhao Lian da kolunu kaldırıp ona gösterdi. Onda da aynı ekrandan vardı. Adam Chen Fan'ın kolunu işaret edip konuşmasına devam etti.

"Uyandığımız anda bunlar vardı. İlk başta bende şok oldum ama şuan alıştım. Bana hiç bir zararı yok. Ayrıca farklı hissettirmiyor da."

Chen Fan hızlıca kendi koluna da baktı. Gerçekten de sol kolunda bir ekran gömülüydü. Önceki olaylar yüzünden dikkat etmemiş olmalıydı. Tam onların ne olduğuyla ilgili başka şeyler soracaktı ki başka kapılarda açılmaya başladı.

Sırayla bütün kapılar açıldıktan sonra koridorda toplam on kişi toplanmıştı. Zhao Lian dahil dört kız vardı. Geri kalan erkekti. O anda Chen Fan onla konuşan adamın adının Luo Zhu olduğunu öğrendi. 

Luo Zhu ortadaki her yeni uyanana durumu sakince açıkladı. Şuan bilmedikleri bir yerde olduklarını ve herkesin aynı durumda olduğunu açıkladı. 

Herkes olayı az çok kavradıktan sonra bir anda kollarındaki saatler ötmeye başladı. Herkes ne olduğunu anlamak için kollarına baktı. Saatlerde şunlar yazıyordu.

"Tebrikler! Kâbus Dünyasına giriş yapmış bulunmaktasınız. Elinizden geldiğince kurallara uymaya ve hayatta kalmaya özen gösterin! 

Kalan Süre =

718 : 45 : 14 ( otuz güne yakın bir süre)

Herkes aynı mesajı almış olacak ki birbirlerine ne olduğunu anlamamış bir şekilde baktılar. İçlerinden bir dayanamamış olacak ki sesli bir şekilde sordu.

"Bu da ne böyle?"

Adamın sorusu herkesin aklından geçenle aynı şeydi. Ama tam o anda Zhao Lian yüksek sesle mırıldandı.

"Kâbus Dünyası mı? Bu sanki benim telefonuma gelen mesajla aynı!"

Chen Fan telefonuna gelen mesaj kelimesini duyunca şaşırdı. Hızlıca sordu.

"Telefonuna gelen mesaj mı?"

Zhao Lian başını evet dercesine salladı. 

"Evet. Bana Bir şans daha istermisiniz diye bir mesaj geldi. Bende evet tuşuna basmıştım. Sonra telefonuma kâbus Dünyasına hoşgeldiniz diye bir mesaj geldi ve sonrasında burada uyandım."

Bunu duyan diğer herkeste aynı şekilde başını salladı. Her biri aynı şekilde buraya gelmişti. Tam Chen Fan daha fazla şey soracaktı ki bir mesaj daha geldi.

"Kural-1 

Kolunuzda ki saati sakın çıkarmayın, kaybetmeyin veya kırılmasına izin vermeyin!

Kural-2 

Süre bitmeden ana hedefe ulaşın!

Kurala-3 

Bana karşı bilgi bulmaya çalışmayın!

Kural ihlalleri durumunda cezalandırıcılar gelecektir!"


Herkes kuralları aklına kazıyor ken Chen Fan şaşırmış bir şekilde koluna bakıyordu. Meraklı bir tonda gözünü Zhao Lian'a cevirdi ve sordu.

"Zhao Lian bir saatine bakabilir miyim acaba?"

Zhao Lian bunu duyunca şaşırsa da olur diyerek kolunu ona uzattı. Chen Fan hızlıca gözlerini Zhao Lian'ın saatinde gezdirdi. Ama onun saatini gördükten sonra şaşkınlığı daha da arttı. 

Yavaşça gözlerini kendi saatine çevirerek diğerlerinin aksine kendisinin ki de fazlalık olan kurala baktı.

" Kural-4 

Sakın ölmeyin Chen Fan!"




_____________________________________________


Yazar Notu =>


Merhabalar sevgili okuyucularım. İlk birkaç saatten bölümümün bu kadar okunması beni çok mutlu etti. Bu yüzden hemen bir bölüm daha yazdım. 

Dediğim gibi ne kadar çok moral o kadar çok bölüm... İyi okumalar !!!


Yorum atınnnn!!!


























Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44746 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr