1. Bölüm- Hoşgeldiniz!

avatar
517 1

The Nightmare World - 1. Bölüm- Hoşgeldiniz!


Yavaşça etrafına baktı. Şehir gecenin son saatlerine yaklaşmasına rağmen hala canlıydı. İnsanlar etrafta koşuşturuyorlardı. Gülümsedi. Belki birgün onlar gibi olabilirdi... 

Ama o anda şiddetle başını salladı. Onun kaderi asla düzelmeye cekti. Umut ederek işi sadece daha da kötüleştiriyordu. Kendine acır bir şekilde kahkaha attı. 

Ardından başını kaldırarak önündeki göklere uzanacak mış gibi görünen yapıya baktı. Anılar bir anda gözünün önüne geldi.

Upuzun bir gökdelenin girişinde bir adam gülümseyerek sevinç çığlıkları atan bir çocuğu havaya fırlatıyordu.Çocuk bunu çok sevmiş olacak ki "Bir daha baba! Bir daha!" Diye bağırıyordu. Adam da çocuğunun bu sevinçli çığlıklarını duyunca daha da hızlı fırlatarak çocuğun kahkahalarının artmasına neden oluyordu. 

Etraftaki insanlar bu seslerden rahatsız olsada kimse sesini bile çıkarmıyordu. Önlerindeki adam şehrin en zengin insanlarından biriydi. 

O anda üstünde parlak bir kıyafet giyen bir kişi saygıyla yaklaşarak çocuğuyla oynayan adamın yanına yaklaştı. Halinden bişey söylemek istediği anlaşılıyordu.

Adam bunu görünce yüzünü buruşturarak çocuğu yere indirdi. Ona "Ben birazdan döneceğim Chen Fan. Hadi sen buralarda birazcık daha oyna." Diyerek arkasındaki adamın yanına gitti. 

Onlar hararetli konuşmasına devam ederken çocuk mutsuz bir yüzle etrafına baktı. Eğlenecek başka şeyler arıyordu anlaşılan. O anda yolun ortasında yaralı bir şekilde karşı kısma geçmeye çalışan bir kedi gördü. Bacağı yaralanmış olacak ki topallı yordu. 

Hızlıca kedinin yanına giderek onu kucağına aldı. Yavaşça arkasına döndü. Ama o anda şaşırdı. Çünkü babası ona doğru koşuyordu. Telaşlı bir yüzle bağırıyordu.

Tam Chen Fan ne olduğunu soracaktı ki babası onun yanına gelerek onu itti. Chen Fan'ın sonrasında hatırladığı tek bir şey vardı. Çok yüksek sesli bir korna ve sert bir şekilde yere çarpan bir bedenin sesi.

O günden sonra annesi de babasının ölümüne dayanamayıp vefat etmişti. Ve Chen Fan'ı bu acımasız Dünyada tek başına bırakmıştı. 

Akrabaları babasının mal varlığını daha aralarında ilk günde bölüştürdüler. Chen Fan'ın varlığını ise umursamadılar bile. 

O günden sonra Chen Fan bir yetimhaneye gönderildi. Büyüyüp te hakkını talep eder diye asla ona büyüme fırsatı tanımadılar. Okula gönderilmemiş ti. Veya yüksek bir eğitimde almamıştı. Sadece yetimhane müdürü ona acıyıp ta ona öğretmenlik yaptığı için şuan hayattaydı. 

Bugün on dokuz yaşındaydı. Ama artık tek başınaydı. Hiç kimsesi kalmamıştı. Onu tanıyanlar ise anında ilişkilerini kesmişlerdi.

Mal varlığı yoktu. İşi yoktu. Akrabaları onun hiç birşey yapmasına izin vermemişti. En sonunda pes etmişti. Kendini öldürecekti. Dün polise akrabalarının onu tehdit ettiğini yazan bir kağıdı gizlice bırakmıştı. Şimdi öldüğünde en azından onlara bir zarar verebilecekti. 

Sert bir yüzle herşeyin başladığı ve biteceği yere baktı. Ardından hızlıca kapıdan geçti. 

İçeride bir güvenlik görevlisi vardı. Bacaklarını üst üste koymuştu. İşini hiç umursamadığı ilk bakışta anlaşılıyordu. 

O anda güvenlik görevlisi Chen Fan'ı gördü. Yüzünde şeytanice bir sırıtma belirdi. Hızlıca ayağa kalkarak Chen Fan'a doğru ilerlemeye başladı.

"Ops... Özür dilerim Bay Chen. Sizi görmedim." Güvenlik görevlisi sert bir şekilde Chen Fan'a çarparken konuştu. 

Çarpma o kadar şiddetliydi ki Chen Fan resmen bir metre savrulmuş tu. Dişlerini sıkarak yanıtladı. "Sorun değil!"

İstese bile bu adama karşı duramaz dı. Arkasında şirket ve doğal olarak akrabaları vardı. Adamda bunu biliyor olacak ki sinsice gülümseyerek konuştu.

"Buraya ne için geldiğinizi öğrenebilirim miyim Bay Chen?"

Chen Fan bunu duyunca bir şeylerin yaklaştığını fark ederek tereddüt etti. Ama yapabileceği birşey yoktu.

"Amcam lar beni çağırdı."

Güvenlik görevlisi sanki yardım etmek istiyormuş gibi bir hale bürünerek konuştu.

"Size yardım etmeyi çok isterdim Bay Chen ama şirketimiz her önüne gelenin buraya girmemesi için bir giriş ücreti belirledi. Onu ödemeden buradan geçemez siniz!"

Chen Fan bunu duyunca ne olduğunu anladı. Bu adam ondan para almak için buradaydı. Cebinde yirmi dolar vardı. Belki ona verebilirdi. Dişlerini gıcırdatarak konuştu.

"Al bu yirmi doları!"

Güvenlik görevlisi yirmi dolara sanki bir avuç çöpmüş gibi baktı. Ardından gerçek halini ortaya çıkararak konuştu.

"Sadece yirmi dolar mı! Sen benle dalga mı geçiyorsun!"

Chen Fan vakit kaybettiğini fark ederek etrafına baktı. Ardından hemen yalvardı.

"Lütfen! Sadece bugünlük geçmeme izin ver. Yarın sana iki yüz dolar getiririm. Lütfen izin ver!"

Güvenlik görevlisi Chen Fan'ın konuşmasını duyunca birşeylerin yolunda olamadığını anladı. Bu yüzden temkinli bir şekilde Chen Fan'a baktı. Ardından öfkeli bir tonda konuştu.

"Üzgünüm para yoksa geçişte yok! Hemen buradan defol!"

Chen Fan artık başka şansı kalmadığını anlayınca arkasında sakladığı demir sopayı daha sert kavrayarak güvenlik görevlisinin yüzüne salladı.

Böyle birşeyi beklemeyen güvenlik görevlisi alnına çarpan demir sopa yüzünden yeri öptü.

Chen Fan fırsatı değerlendirerek hızlıca asansöre girdi. Ardından son katın düğmesine basarak yukarı çıkmaya başladı. 

O yukarı çıkarken aşağıdaki resepsiyon bütün şirketi ayağı kaldırmıştı bile. Herkes Chen Fan'ı aramaya başlamıştı.

Onlar Chen Fan'ı ararken Chen Fan çatının kapısını açtı ve kapkaranlık gökyüzüne çıktı. Rüzgar resmen aç bir canavarmış gibi kükrüyordu. 

Az sonra yapacağı şeye rağmen gülümseyerek ilerledi. En köşeye vardı. Ardından yavaşça önünde uzanan şehre baktı.

Gece olmasına rağmen ışıklar yüzünden her taraf gündüz gibiydi. İnsanların ve arabaların sesi ta buraya kadar geliyordu.

Az sonra burası bir kargaşaya dönüşecekti. Belki de hiç umursanmayacaktı. Ama kimin umrundaydı. Yaşarsa sadece daha fazla acı çekecekti.

Tam kendini yerçekimine bırakacaktı ki telefonu sesli bir şekilde titredi. Bir mesaj gelmişti. Ama nasıl titredi. Telefonu kapattığına emindi.

Merakından dolayı yavaşça elini cebine soktu. Ardından eski ve neredeyse kendi türleri piyasadan kaldırılacak olan telefonu çıkardı.

Ekranda kimliği belli olmayan bir kullanıcıdan mesaj geldiği yazıyordu. Yavaşça üstüne tıkladı. 

"Çok kötü bir hayat mı yaşadınız?

Çok mu acı çektiniz? 

İntihar mı ediyorsunuz?

Ölmek mi istiyorsunuz?

Buna gerek yok! Artık şirketimiz siz şansızlara yeni bir fırsat sunuyor! Neye mal olursa olsun nasıl olursa olsun yeni bir hayat ister misiniz? 

Yeni bir fırsat ister misiniz? O zaman evet butonuna tıklayın lütfen. Ve yepyeni bir dünyanın kapıları sizlere açılsın. 

Evet/Hayır " ( En sonda gülen bir kurukafa resmi var.)

Chen Fan şaşırdı. Buda neydi böyle? Tam intihar edecekken böyle bir mesajın gelme olasılığı kaçtı?

Tam mesajın ne olduğunu iyice araştıracak tıki çatıya açılan kapı sertçe açıldı. Ve arkasından birkaç güvenlik görevlisi belirdi. 

Chen Fan bunu görünce hızlıca mesajı kapatmaya çalıştı. Ama yanlışlıkla eli evet tuşuna bastı ve telefonu kapandı. Bunu kafasına takmayarak hızlıca gökdelenin köşesine geçti. 

Ardından arkasına baktı. Amcaları ve diğer akrabaları oradaydı. Hepsi sert bir yüzle ona bakıyordu. Yanlarında da silahlarını ona doğrultmuş birkaç görevli vardı.

Amcalarından biri konuştu. 

"Sen ne yaptığını sanıyorsun Chen Fan! Hemen buraya gel!"

Ama Chen Fan onun neden bunu istediğini biliyordu. Muhtemelen onun ölümünün kendi eline kalmasından korkuyordu. Sert bir sesle reddetti.

"Olmaz! Siz aşağılıklar hayatımı mahvettiniz. Bende sizinkini mahvedeceğim. Polise beni tehdit ettiğinizde dair bir mektup verdim bile. Şimdi de buradan atlayacağım. Zaten hiç güzel bir hayatım olmadı sizin sayenizde! Ama şimdi sizinde olamayacak!"

Bunu duyan Chen Fan'ın amcaları telaşlandı lar. Yalvarır bir tonda konuştular.

"Buraya gel Chen Fan! Ne istiyorsun para mı? Hemen veririz. Lütfen yeter ki gel."

Aslında hiç para vermeyi düşünmüyorlardı. Eğer Chen Fan yanlarına gelirse anında onu saf dışı bırakacaklardı.

Ama tam Chen Fan onlara birşey daha söyleyecekti ki bir anda telefonu şiddetle titremeye başladı. Chen Fan şaşkınlıkla telefonuna baktı. Bu sefer ki titreme daha şiddetliydi.

Telefonda tekrar bir mesaj belirmişti. Mesajda tek bir cümle yazıyordu. Cümlenin altındaysa şeytanice gülen bir kurukafa vardı.

"Kaldırıma Dikkat et!"

Chen Fan bu cümlenin ne manaya geldiğini anlayamadan bir anda çok şiddetli bir rüzgar patlak verdi. Rüzgarın şiddetli olması ve Chen Fan'ın çatının köşede durması nedeniyle dengesini kaybederek 700 metreden aşağıya düşüşe geçti. Ne olduğunu anladığında zaten yere neredeyse varmıştı. Acıyı hafifletmek için kollarını önüne koydu ama bu nafileydi. 

Düşüş yüzünden bedeni kaldırıma çarparak anında patladı ve kaldırımda kırmızı bir çiçek açtı.

Bunu gören insanlar çığlık atarak oradan uzaklaşırken Chen Fan'ın elindeki kırıklar yüzünden zar zor ekranı görünen telefonu tekrar titredi.

Ekranda tek bir kelime yazıyordu.

"Kâbus Dünyasına hoşgeldiniz!"




_____________________________________________


Yazar notu = > 


Selam! Bu yeni serim de hepinize iyi okumalar diliyorum. Çok fazla konuşmayacağım ve elimden geldiğince yazacağım. O yüzden okuyarak ve yorum yazarak desteklemenizi bekliyorum! 

Ne kadar çok moral o kadar çok bölüm!










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44722 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr