Bölüm 198: #####

avatar
4613 14

The Dark King - Bölüm 198: #####


Bölüm

 

Duyuru

 

************************************************************************************

 

"Longshang Yakutu ismi 'Dean' olan acemi bir avcının evinde mi bulunmuş?" Michelle belgeyi okuduktan sonra yanındaki yüzü yaralı adalet şövalyesine baktı, "Şimdi hatırladım. Bu davayı daha önceden araştırmıştık. Şüpheli kişi de 'Dean'di. Yanlış hatırlamıyorsam Mellon Konsorsiyumuna yeni katılan bir avcıydı. Büyü damgalarını dışarıdan alan ilk toplayıcıydı ve avcı rütbesine terfi ettirilmişti."



"Doğru, o zamanlar sadece acemi bir avcıydı."



"Acemi bir avcının gidip Milan ailesinin hazinelerinden birini çalabilme ihtimali var mı?"



Şövalye omzunu silkti, "Milan ailesi şövalye yerine sıradan insanları çalıştırmıyorsa imkansız."



Michelle'in yüzü iç karartıcıydı, "Eğer ölmeseydi Diyakoz Huey'den daha kaç tane böyle davaya baktığını öğrenebilirdik."



Diğer adalet şövalyesi ona baktı, "Paraya karşı zaafı olmayan hiç kimse yoktur. Huey bir diyakozdu ama ayrıca bir insandı. Ailesi, çocuğu ve karısı vardı. Üstelik, kumarı seviyordu. O kadar harcıyordu ki, kazandıkları yetmiyordu."



"Her neyse, yanlış yanlıştır! Diğer her şey bir bahane. Bu çocuğun iftiraya maruz kaldığı gün gibi açık. Böyle saçma bir kararı nasıl verebilmiş?!" dedi Michelle.



Adalet şövalyesi gülümsedi, "Dışarıda bundan bahsetmesek iyi olur, yoksa adliyenin itibarı zedelenebilir. En iyisi sadece iç duvardakilerin bilmesi."



"İç duvar buradan daha karmaşık." Michelle kaşlarını çattı ve diğer iki davanın dosyalarını okumaya devam etti.

 

...

 

...

 

Büyük bir oda. Milan ailesinin kalesi.



Çatırt! Alex masadaki bardağı yere fırlattı. Bardağın değeri en az 10 gümüş sikkeyi. Bardaktaki çay yerdeki kırmızı halıyı ıslattı. Alex kızgın bir şekilde Abel'e baktı, "Yolu yok mu? O senin oğlun! Lanet olsun!"



Abel'in yüz ifadesi çirkinleşti, "Mel ve Burong ailesiyle de konuştum. Üstelik, konsorsiyumun tüm bağlantılarını kullandık. Yüksek makamlardakilerle ve diyakozlarla iletişime geçmeye çalıştık ama dava bir diyakozun cinayeti hakkında olduğu için hiçbiri cevap vermedi.  Diğer konsorsiyumlar da gazeteleri kullanarak adliyeye baskı uygulamaya çalışıyor. Özellikle Scott Konsorsiyumu bayağı çaba harcıyor."



Abel yumruklarını sıktı, "Diğer konsorsiyumlar baskı uyguladığı halde hala Vick'in katil olduğuna dair ısrar ediyorlar. Adliyedeki kanıtlar herkese açık bu yüzden herkes kanıtları analiz ediyor. Eğer somut bir kanıt bulamazsak onu bırakmayacaklardır."



Alex dedi ki, "Yeter, daha fazla konuşma! Ben torunumu istiyorum! Anladın mı? Onu dışarıda istiyorum!"



Abel'in dudağı hafiften seğirdi, "Ben gidip adliyeyle bir daha konuşayım." Ardından onu selamlamadan arkasını dönüp çıktı.



Salonda orta yaşlı birkaç kadın ve erkek vardı. Orta yaşlı erkeklerden biri öne çıktı, "Baba, bu kadar endişelenmene gerek yok. Bak stres yüzünden hastalanacaksın. Vick'i çocukluğundan beri tanırım. O dürüst bir şövalye ve asla böyle bir şey yapmaz."



Alex ona baktı, "Senin sorunun ne? Yapsa bile umurumda değil. Bir diyakoz ölmüşse n’olmuş? Ben torunumu görmek istiyorum! Evet, hemen bir günah keçisi bulmalıyız!"



Orta yaşlı adamın vücudu kaskatı kesildi, gülümsedi ama hiçbir şey demedi.

 

...

 

...

 

İki gün sonra.



Sabah 7:35.



Gri radyasyon bulutları tüm şehri kaplamıştı. Araba adliyenin önüne gelince yavaşça durdu. Arabadan iki kişi indi. Onlar Dudian ve İhtiyar Fulin'di.



İhtiyar Fulin, Dudian'in itirazına rağmen onun kefaletini ödeyen kişi olarak gelmekte ısrar etmişti. Eski bir soylu olarak orada bulunması Dudian'in davasının başarılı olmasını olumlu yönde etkileyebilirdi.



Arabadan ilk inen Dudian'di. Hemen arkasını döndü ve İhtiyar Fulin'in yaşlı vücudunu destekleyerek onu da indirdi. Adliyenin merdivenlerini çıkana kadar ona eşlik etti.



"Bugün görülecek iki duruşma var. İlki bittikten sonra sıra size gelecek!" dedi Dudian'i karşılamak için gelen memur.



Mahkeme salonu büyüktü. Tıpkı eski çağın kiliselerine benziyordu. İçerisi tıka basa doluydu. Çoğu konsorsiyumların haber ajanslarından geliyordu.



"Onlar Scott Konsorsiyumundan. Şunlarsa Yeşil Konsorsiyumundan." İhtiyar Fulin sıralarda oturan kişileri tek tek Dudian'e tanıttı.



Dudian içten içe Fulin'in bilgisine hayranlık duyuyordu. Hayatını Ryan Kalesinde geçirmek isteyen ihtiyar bir tilkiye benziyordu. Onun neredeyse mahkeme salonundaki herkesi tanımasını beklememişti.



Bir süre sonra adliye girişinden sesler gelmeye başladı.



Dudian ve İhtiyar Fulin dönüp baktılar. Ne olduğunu görünce yüz ifadeleri değişti. Yaşlı bir adamın önderliğinde 7 kişilik bir grubun içeri girdiğini gördüler. Peşlerindeyse siyah takım elbise giyen orta yaşlı bir adam vardı. Diğerleri sessizce orta yaşlı adamı takip ediyordu.



"O Alex. Milan ailesinin ihtiyar reisi." diye fısıldadı İhtiyar Fulin.



Dudian gülümsedi, "Anladım."



"Arkasındaki ise oğlu, Abel. Babası gerçek bir tilki ama oğlu pek ona çekmemiş."



"Akıllı bir baban olması her zaman iyi bir şey değildir." dedi Dudian.



"Doğru, çocukluğundan beri babasının en çok sevdiği oğlu oldu, bu yüzden de herkes kendini ona sevdirtmeye çalıştı. Lakin eninde sonunda bir yerde bu ateşi sönecek."



Alex ve Abel en öne gidip oturdu.



"Şunlar ise Mel ve Burong ailesinin en yüksek yetkiye sahip kahyaları. Diğerleriyse diğer aileleri temsilen gelmiş olmalı." dedi İhtiyar Fulin kısık bir sesle.



Dudian başını salladı. Olayı büyütmemek için Mel ve Burong ailesinin reisleri kendileri gelmemişti bu yüzden de onları temsilen kahyalarını göndermişlerdi.



Zaman geçtikçe mahkeme salonu daha da dolmaya başladı. Memur mahkemenin saat 9'da başlayacağını söyledi.



Altın işlemeli beyaz cübbe giyen üç kişi hakimin yerine oturdu ve duruşma o anda resmen başlamıştı.



Davanın gerekçeleri okunduktan sonra şövalyeler içeri birini getirdi. O kişi Vick'di.



Vick'in iki gün önceki kibirli havası tamamen yok olmuştu ve vücudu biraz kirli gözüküyordu. Saçı darmadağınıktı ve eskisi gibi parlak gözükmüyordu. Hatta yüzü biraz çökmüş gibi gözüküyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr