Bölüm 194: #####

avatar
4683 12

The Dark King - Bölüm 194: #####


Bölüm

 

Suç

 

************************************************************

 

Vick çocuğa baktı, "Saçmalmayı kes! Şuna bak bir de beni gördüğünü söylüyor!" dedi ama sesi panik doluydu.



Adalet şövalyesi, bir anda Vick'e saldırmasın diye çocuğu kolundan tuttu.



"Katil sensin! Seni öldüreceğim! Annemi ve babamı sen öldürdün!" Küçük çocuk şövalyeden kurtulup saldırmak istedi ama beceremedi. Kıpkırmızı gözleriyle Vick'e baktı.



Vick'in yüzü çirkinleşti, "Bu çocuğu nereden buldunuz? Bu tam bir saçmalık! Eğer bir soyluya iftira atmaya devam ederseniz başınıza neler geleceğini biliyor musunuz?"



Yüzünde kılıç yarası olan şövalye alay eder gibi gülümsedi, "Adliyenin gözünde kendini ne sanıyorsun ha? Bu çocuk Diyakoz Huey'in oğlu! Dün öğlen senin Diyakoz Huey'in karısını öldürüşüne şahit oldu!"



Vick ve Abel, önlerindeki çocuğun Huey'in oğlu olmasını beklemediklerin şaşırmışlardı.



"Annenin öldürülüşünü gördüysen sen neden öldürülmedin? Onun anneni öldürdüğüne şahit oldun mu? Yüzünü gördüğüne emin misin? Katil gerçekten de bir erkek miydi?" Abel çocuğu hemen soru bombardımanına tuttu.



Küçük çocuk sorduğu soruları duyunca ağlamaya başladı ve küçük ellerini kaldırıp göz yaşlarını sildi, "Yüzünü görmesem de üstündekiler dün giydiği kıyafetlerdi! Lakin dün yüzünde maske vardı!"



Vick şaşırmış bir şekilde başını eğip kıyafetlerine baktı. Dün uyandığında ceketinin ortada olmadığını hatırlayınca göz bebekleri küçüldü. Bunun sadece bir hırsızlık olduğunu düşünmüştü. Dolabında aynı ceketten birkaç tane daha olduğundan bugün de aynısını giymişti.



Abel çocuğun itirafını duyunca rahatlamıştı.  Adalet şövalyelerine döndü, "Görünüşe göre bu sadece küçük bir yanlış anlaşılmaymış. Oğlum gibi tarzı olan birçok kişi var. Yani sırf aynı kıyafetleri giydi diye katil oğlum olamaz."



Şövalyenin yüzü çirkinleşti, "Suçluları yakalamak için sadece bir çocuğun ifadesine mi güvendiğimizi sandın? Lafı uzatmaya gerek yok. Bizimle gelmesine izin verecek misiniz vermeyecek misiniz?"



Şövalyenin bu kadar inatçı olacağını düşünmediğinden Abel'in yüzü çirkinleşti. Karşı koymak istiyordu ama konu Diyakoz Huey'in davasına geldi mi, Milan ailesinin adliyenin öfkesine karşı koyamayacağını biliyordu. Küçük şeyleri parayla halledebilirlerdi ama bir diyakozun davası tamamen başka bir boyuttaydı. Eğer Vick'in katil olduğu kararı verilirse yapacak bir şeyleri kalmazdı.



"Hmph!" Alex şövalyelere baktı, "Son yıllarda adliyenin götü kalktı. Gidip neler olayı bizzat takip edeceğim." Ardından yanındaki kahyaya döndü, "Arabayı hazırla!"



Kahya arkasını döndü ve aceleyle arabayı almak için koşmaya başladı.



Vick ve Abel'in yüz ifadeleri değişti. Olay çığırından çıkmıştı. Sonuç ne olursa olsun ailelerinden biri adliyeye götürüldüğü için itibarları zedelenecekti. Üstelik, olay ciddi olmasa adliyenin bir soyluyu tutuklamayacağını biliyorlardı.



"Sen önden git. Biz olayı halletmeye çalışacağız." Abel iç çekip Vick'e baktı.



Vick sinirden yumruklarını sıktı ama yapacağı hiçbir şey yoktu.



Adalet şövalyesinin arkasında duran bir şövalye elinde kelepçelerle öne çıktı.



Vick'in yüzü çirkinleşti ama ellerini kaldırdı.



Abel yüzünde kasvetli bir ifadeyle oğlunun götürülmesini izledi.

 

...

 

...

 

"Bugünkü kahvaltı bayağı iyiydi."



Dudian kollarını gerdi. Haberler onu tatmin etmişti. Çayından bir yudum aldı ve İhtiyar Fulin'e baktı, "Ben yarım kalan işleri halletmeye gideyim."



İhtiyar Fulin büyük bir ilgiyle ona baktı, "Yarım kalan mı?"



"Benim şu davaya, itiraz etme vaktim geldi." Dudian gülümsedi, "Özgürlüğümü tamamen kazanmam lazım." Şu anki kimliği kefaletle çıkmış biriydi. Hapishanenin dışında yaşayabilse de yapamayacağı bir sürü şey vardı. Ne de olsa, sürekli gidip adliyeye rapor vermek zorundaydı. Üstelik, davayla ilgili yeni bir şey çıkarsa adliye her an onu tekrar bir suçlu ilan edebilirdi.



İhtiyar Fulin'in yüzü soldu, "Mellon Konsorsiyumuna tamamen karşı çıkmak mı istiyor musun?"



"Yok. O kadar da aptal değilim." Dudian ayağa kalktı ve sandalyeye astığı ceketini giydi, "Pastayı yavaş yavaş yiyeceğim. Ne de olsa, hepsini birden yutmaya çalışırsam sığmaz!"

 

...

 

...

 

Adliye binası. Artemis Sokağı.



Alex bastonundan destek alarak arabadan indi ve torunu Vick'le beraber binaya girdi.



"Oda şüphelilerin sorgulanması için, yabancıların giriş yapması yasaktır. Lütfen salonda bekleyin." Adalet şövalyesi Alex'e baktı.



"Anlıyorum." dedi Alex ve Vick'e döndü, "Evlat, merak etme. Eninde sonunda bir yanlışlık olduğu ortaya çıkar."



Dedesinin dediklerini duyunca Vick biraz rahatlamıştı. Ardından şövalyeleri takip etti.

 

...

 

...

 

Karanlık sorgu odasında.



Gümüş zırh giyen ipince bir kadın Vick'i baştan aşağı süzdü. Zırhının dar olması vücut hatlarını öne çıkarıyordu, "Bu resmi bir sorgudur. Lütfen hiçbir şey saklamayın!"



Önünde güzel bir yüz görünce Vick'in gerginliği tamamen gitmişti, "Bana iftira attılar! Kesinlikle iş birliği yapacağım."



"Güzel." Kadın başını salladı, "Dün gece, Diyakoz Huey'in karısı Mary evinde öldürüldü. Oğulları, Ken, seni görmüş. Yüzünde maske olsa da kıyafetlerinden tanınmışsın. Üstelik, yoldan geçenler ve komşular senin Diyakoz Huey'in evinden çıkıp hızlıca bir abaya bindiğini görmüş. Olaya şahit olan herkesten ifade alındı."



Vick şaşırmıştı, "Bir yanlışlık olmalı. Ben neden Diyakoz Huey'i veya karısını öldüreyim ki? Öyle bir şey yapacak kadar çılgın değilim. Bu kesinlikle başkasının oynadığı bir oyun. Birisi benle aynı kıyafetleri giyip bana komplo kurmuş. Ah! Dün birisi bana vurdu ve beni bayılttı. Uyandığımda üstümdeki ceket gitmişti. Asıl katiller bana saldıranlar olmalı. Bu kesinlikle bir komplo!"



Genç kadın ona baktı ve başını salladı, "Dün, Lido Caddesindeki Mouling Rouge kabaresine gittin mi?"



"Evet. Dün öğleden sonra Moulin Rouge'daydım. İşte bu, eğer Moulin Rouge'daysam Diyakoz Huey'in karısını nasıl öldürdüm ha?






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr