Bölüm 113: #####

avatar
4864 12

The Dark King - Bölüm 113: #####


 

Bölüm

 

Pusu

 

********************************************

 

7. bölge. Harabeye dönmüş bir sokak.



Yerde yirmiden fazla ölümsüz cesedi vardı. Başları ikiye ayrılmıştı ve vücutları çok keskin bir koku yayıyordu. Cesetlerin kokusu kana susamış sinekleri çekmişti. Üstünde uçuşuyor ve arada bir ısırıyorlardı.



Birkaç sokak ötede bir taş yığınının yanında beş kişi oturuyordu. Ellerinde yiyecekleri yemeğin tadını çıkarıyorlardı. Etraftaki hiçbir koku keyiflerini bozamazdı.



"Eğer pençeli kertenkeleyi avlayabilirsek görevi tamamlarız..." Linda yemeğini yerken haritaya bakıyordu. Canavarın genelde dolaştığı yerleri arıyordu.



Gale ona bakıp güldü, "3. bölgeden topladıklarımızı da sayarsak görevi tamamlayınca... Kaptan sonunda bir damla 'Melek kanı' alabileceksin, böylece büyü damgaların bir kez daha evrimleşecek. Konsorsiyumumuzun üçüncü kıdemli avcısı olacaksın."



"Her şey şansımıza bağlı." Linda hiç de heyecanlı değildi, yüzünde umursamaz bir ifade vardı.



"Başarılı olacağına inanıyorum." dedi koyu tenli kız.



Diğerleri de Linda'yı cesaretlendirmek için bir şeyler söyledi.



"Zamanı geldi, Gale önceki plana göre hazırlan. Yaralı gibi davranacaksın, bizde 'siyah köşke' gidip nadir bir yaratıkla karşılaştığımızı söyleyip birkaç kişi çağıracağız. İyi bir iz sürme yeteneği olan birini göndermek zorunda kalacaklar..." Linda haritayı kapadı yüzünde soğuk bir fade vardı.



Gale gülümsedi, "Numara yapmaya gerek yok... Onun yerine gerçekten de yaralanacağım."



"Konsorsiyum veleti göndermeyi kabul eder mi ki?" diye sordu koyu tenli kız.



Lina gülümsedi, "Tabii ki! Konsorsiyumun nasıl çalıştığını bilmiyorsun. Elimizde büyük bir fırsat var. İz sürme kabiliyeti olan tüm avcılar ya duvarın dışında ya da yaralı. Çocuk daha yeni yetme, ancak nadir bir büyü damgası var. Ama 'hafif vücudu' yok. Ne kadar potansiyeli olursa olsun ölecek. Bu yüzden konsorsiyum ona fazla yatırım yapmaz. Sen neden onu avcı okuluna göndermediklerini düşündün ki?"



Koyu tenli kız başını salladı, "Bu sayede konsorsiyum küçük şeytanı bizim takıma gönderecek. Ona yavaşça işkence edip sonra cesedini bir yere atabiliriz. Yapmamız gereken tek şey izleri yok etmek olacak. Nadir bir canavarın büyü damgasını duvara götürüp veledin avlanırken öldüğünü söyleriz. Konsorsiyum bizden şüphelense bile söyleyecek bir şeyi olmaz..."



Diğerleri bunu duyunca gülümsedi.



Linda sanki haya kuruyormuş gibi gözlerini kıstı. Dudian'in meselesi uzun zamandır başını ağrıtıyordu ve onu ele geçirmek için can atıyordu.



"Arkada iz bırakmasak da konsorsiyumun böyle şeylerle nasıl ilgilendiğini biliyorsunuz. Bizi yavaşça izole ederler. Üstelik, en zor görevleri bize verirler." Gale'ın sakin bir kişiliği vardı bu yüzden her şeyi en küçük detayına kadar düşünmüştü.



"Doğru." dedi Linda.



Hem yiyip hem sohbet ediyorlardı.Çok geçmeden yemeklerini bitirmişlerdi, Linda ayağa kalktı ve üstünü çırptı, "Kırmızı Göl bölgesinin etrafına bakmalıyız... Belki yaratığın izini bulabiliriz..."



"Tamam." Hepsi aynı anda başını salladı.



Linda harita sayesinde onları Kırmızı Göl'e doğru götürdü.

 

...

 

...

 

Dudian hiçbir rahatsızlık hissetmiyordu, aksine görüşü ve duyuşu bayağı bir gelişmişti. Özellikle koku alma duyusu. Önceden Linda'nın yerine aşağı yukarı tahmin edebiliyordu. Ancak şu anda tam olarak bir kilometre uzakta olduğunu biliyordu.



Onları takip ederken başkalarının onu bulmaması için üstüne ölümsüz tozu sürdü.



Dudian durdu ve yüz kadar kristal özümsedi. Vücut ısısı fazla yükseldiğini görünce hemen durdu ve daha fazla buz kristali özümsemedi. Bağımlı olup bütün gün buz kristali istemekten korkuyordu. Üstelik, her bir kristal parçası bir tenis topu büyüklüğündeydi. Eritilseler bile birkaç şişe ederlerdi.



Fazla su içmek bile insanları rahatsız ediyordu...



Dudian vücut ısısının normale döndüğünü hissetti. Rahatlamıştı. Üstelik arta kalan buz kristallerini saklayacak bir yer bulmuştu. Sırtında yayını ve oklarını aldı ve Linda'nın ardından gitmeye başladı.



İkisinin arasındaki mesafe giderek azalıyordu. Görünüşe göre Linda yoldayken avlanıyordu.



"Diyelim onları pusuya düşürdüm ve Linda'yı vurdum... Ama bu sefer de diğer avcılar beni öldürür." Dudian onlara yetişmeye çalışırken bir plan yapmak için beyin fırtınası yapıyordu, "Sadece yay ve oka güvenemem. Tuzak da kurabilirim.  Ellerinde gerekli aletler olduğundan sadece izciler yapıyor ama ben de kaba saba bir tuzak kurabilirim. İzci olan tuzağa düşmeyebilir ama diğerleri..."



Aklından birçok fikir geçiyordu.

 

...

 

...

 

Göz açıp kapayıncaya kadar iki gün geçmişti.



Yağmurlu mevsim gelmişti. Bulutlar gökyüzünü kaplamış ve ışığın önünü kesiyordu. Şehrin harabeleri hayattan yoksundu.



Daha yeni sağanak yağmur yağdığından havada çürük ceset kokusu vardı.



Kırmızı Göl civarı.



Gölün kenarları upuzun otlarla doluydu. Geziler için kullanılan kayıklar çoktan çürümüştü. Gemiler bile yok olmuştu, arkalarında sadece boş metal iskeletleri bırakmışlardı. Dalgalar hafifçe kıyıya çarpıyordu...



Linda otların yanına çömeldi. Etrafta bir şey olup olmadığına bakıyordu. İki gündür buradalardı. Kamp yapmak için uzun bir süre değildi ama kısa da değildi.



"Ayak izleri bırakılalı bayağı olmuş. Muhtemelen çoktan gitti..." dedi koyu tenli kız sabırsızca.



Linda dedi ki, "Burdan geçtiğine göre tekrar buraya geri dönecek."



Aniden Gale bir koku aldı ve fısıldayarak dedi ki, "İzleniyoruz."



"İzleniyor muyuz?" Linda'nın gözleri öldürme niyetiyle doldu,"Yaratık mı? Yoksa başka bir takım mı?"



"Hayır, sadece tek bir kişi." Gale kaşlarını çattı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44353 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr