Bölüm 82: Terfi

avatar
5170 13

The Dark King - Bölüm 82: Terfi


 

 

"Dur!"

 

Kızıl zırhlı kadınla Dudian'in arasında aniden iri yarı biri ortaya çıktı. Hemen elini kadının kalçasını koyup tekme atmasını engelledi. Eliyle saldırıyı engelleyince iri yarı adamın yüzü, saldırının gücü yüzünden değişti. Ayakta durabilmek için iki adım geri attı.



Adam yüzünden kadın da yere düşmüştü. Buz gibi bakışlarıyla önünde duran iri yarı adama baktı, "Bud! Hemen önümden çekil!"



Bud hafiften kaşları çattı ve dedi ki, "Linda, bu kadarı yeter. Dean konsorsiyumumuzun yeni avcısı. Avcı Karargahını temsilen buraya, onu tayin etmek ve rozetini vermek için geldim."



Bud'un dediklerini duyunca kadının gözleri fal taşı gibi açıldı.



Peter ve yanındaki yaşlı adam da haberleri duyunca şaşakalmıştı.



Dudian iri yarı adama baktı. O olmasaydı, çılgın kadının saldırısından kaçmak için sokağa çıkacaktı.



"Yeni avcı?" Kadının aklına bir şey geldi ve yüzü karardı. Koyu kahverengi gözleri tamamen kırmızıya dönmüştü. Damar gibi gözüken kırmızı şeyler kolunda kabarmaya başladı. Öfkeli bir şekilde dedi ki, "Demek o şeyi alan bu piçti!"



"Kardeşinin ölümü yüzünden çok üzüldüğünü biliyorum. Ama umarım bizimle aynı konsorsiyumdan olan bir avcıya saldırmak gibi bir hata yapmazsın. Eğer ki böyle bir şey olursa neler olacağını benden iyi biliyor olmalısın!"



Kadın Bud'un dediklerini aldırış etmedi ve Dudian'e baktı, "Yaratık kardeşimi yediğinden orda mıydın? Neden seni yemedi? Neden?! Sen bir toplayıcısın! Sen kimsin de büyü damgaları kullanıyorsun?"



Dudian ona umursamaz bir şekilde baktı ama konuşmadı.



Kadın bir süre Dudian'e baktı ve sonra yüzündeki öldürme niyeti bir anda yok oldu. Kollarındaki damarlar tekrar eski haline döndü. Dudaklarını yaladı ve dedi ki, "Küçük şey. Bana 100 katı karşılık vereceğini söylemiştin? Değil mi?"



Linda'nın sakinleştiğini görünce Bud rahatlamıştı. Her şeyi bir kenara atıp Dudian'e saldırsaydı onu durduramazdı. Dudian'e döndü ve dedi ki, "Adın Dean değil mi? Hadi Linda'dan özür dile de, her şey burada bitirelim. Üstelik ilerde beraber göreve çıkabilirsiniz. Neden birbirimizle arkadaş olup nazik davranmayalım ki?"



Dudian kaşlarını çattı. İçgüdüleri ona kadının hiç de durmayacağını söylüyordu. Sadece avcı olduğunu öğrendikten sonra, suç işlememek için geçici olarak rol yapıyordu. Özür dilese bile hiçbir şey değişmeyecekti. Üstelik neden özür dileyecekti ki?



Sırf kardeşin öldüğü için sinirini başkalarından çıkarabileceğini mi düşündün?



İntikam istiyorsun. Ama ilk saldıran senin kardeşindi. Ne yani, biz geri saldırmayacak mıyız?



"Özür dileyip dilememen fark etmez. Ancak istediğin zaman gelip öcünü alabilirsin!" Az önceki canavardan eser yoktu, resmen kadınsı bir şekilde konuşuyordu.



Dudian yüzünde soğuk bir ifadeyle dedi ki, "Yaratığın yediği kişinin, senin kardeşin olduğunu bilmiyordum. Sinirlenmene şaşmamalı. Seni anlıyorum. Ne de olsa, çirkin bir şekilde ölmesi bir yana, ölümü hem de çok acınasıydı!"



Linda'nın gözleri buz kesti. Yumruklarını sıktı, etrafta kütürtü sesleri yankılanıyordu. Ellerini gevşetti ve hemen arkasını dönüp salondan çıktı. Çabucak kalabalığın arasında kayboldu.



Bud'un yüzünde çarpık bir gülümseme vardı, "Küçük kardeş, gerçekten de konuşmayı biliyorsun."



"O benden daha güçlü. O elleriyle konuşmak istiyor, ben de anca ağzımla karşılık verebilirim." diye cevap verdi Dudian.



Bud derin bir iç çekti, "Onu suçlamamalısın. Ailesi onlar gençken öldü, bu yüzden sadece ikisi kaldı. Kardeşinin öldüğünü öğrendikten sonra böyle olması normal."



Dudian garip bir şekilde ona baktı ve dedi ki, "Ailelerini kaybeden birçok yetim var. Her önüne gelen gidip böyle sinirini mi çıkaracak? Kardeşini yaratık yedi ama o sinirin yaratıktan çıkarmak yerine gelip zayıf toplayıcılara saldırıyor. Toplayıcıların hayatı hayat değil mi? Toplayıcıların statüsü onunki kadar yüksek değil diye gidip önüne geleni aşağılayabilir mi? Üstelik aşağılandıktan sonra, kaybı yüzünden ona sempati mi duymalıyız?"



Bud ne diyeceğini bilemiyordu.



Bud hafifçe başını salladı, bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle dedi ki, "Bu arada sen artık toplayıcı değilsin. Karargah sana anlaşmanı ve rozetini vermem için beni gönderdi."



Dudian hafifçe başını salladı. O da bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyordu çünkü kadını aklının bir kenarına yazmıştı. Bu burada bitmeyecekti. Konsorsiyumun kuralları onu engellediğinden direkt olarak saldıramazdı. Ama gizlice saldırabilirdi. Belki de saldırması için başkasını tutabilirdi. Başkalarının ona saldırmasını beklemeyecekti bu yüzden ilk fırsatta o karşılık verecekti.



"Bu avcılık anlaşması. Bunu imzalandıktan sonra yasal olarak konsorsiyumun bir avcısı olacaksın." Bud çantasından bir belge çıkardı ve Dudian'e uzattı.



Dudian karşılık verme planını şimdilik aklının bir kenarına koymuştu. Dikkatlice anlaşmayı okudu, neredeyse toplayıcı anlaşmasıyla aynıydı. Farklı olan tek şey oturma izniyle verilecek görevlerdi.



Avcılar ticari bölgede istedikleri gibi oturabilirdi. Üstelik bedavaya oturma lisansı ve ev sağlanacaktı.



Ancak, anlaşmaya göre ev miras kalmıyordu. Eğer avcı görevdeyken ölürse ev konsorsiyuma geri veriliyordu.



Bunların yanı sıra, her ay on tane 'kutsama' alacaktı! Önceden eğitim kampının çekirdeği olsa da ayda sadece bir tane 'kutsama' alabiliyordu. Ama şimdi bu eskisinin on katı kadardı. Bu beklenmedik bir şekilde yüksekti.



Avcılar konsorsiyumun altındaki tüm yerlerden %30 indirim alıyordu. Bu da VIP sınıfı müşterilerle eş değerdi.



Mellon Vakfının işletmeleri kömür madenleri, emlakçılar, oteller, köleler, taşımacılık, market zincirleri gibi birçok yere uzanıyordu. Bu yüzden bunlardan indirim almak küçük bir şey değildi.



Dudian tüm belgeyi okudu. Planlarını engelleyecek fazla bir şey olmadığına karar verdi. Üstelik imzalamazsa hiçbir şey yasal olmazdı.



"Bu da avcı rozetin." Bud Dudian'e, üstünde şahin işlemesi olan bronz bir rozet uzattı.



Dudian rozete baktı ve dedi ki, "Kadının ki gümüştendi. Benimkiyle ne farkı var?"



Bud gülümsedi ve dedi ki, "Görünüşe göre baya dikkatlisin. O bir süre önce orta seviye bir avcı oldu ve kanlı kılıç ustası seviyesine ulaştı. Biz onlara 'gümüş avcılar' diyoruz. Göreve çıkarken de takımda en az bir tane gümüş seviye avcı olmak zorunda."



Dudian hafiften kaşlarını çattı. Eğer bir sonraki görevde bu kadınla aynı grupta olursa, bu onun için çok tehlikeli olurdu.



"Bu da avcı rehberi, bir ara baksan iyi olur. İçinde avcılarla ilgili her şey yazıyor ama dikkat et, avcı olmayan hiç kimseye gösterme. Ayrıca, rozetini kaybedersen karargaha gidip rapor etmeyi unutma." dedi Bud ve çantasından küçük bir kitapçık çıkarıp uzattı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr