Bölüm 72: Rahibin Kutsaması

avatar
5246 13

The Dark King - Bölüm 72: Rahibin Kutsaması


 

Çeviri: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

 

"İki yüz on üç, iki yüz on dört..."



bölge de ıssız bir ofiste Dudian topladığı koyu mavi topları sayıyordu. Son birkaç günde toplam 227 ölümsüz öldürmüştü.



Avcının kullandığı yolla avlanmayı denemişti. Kısacası yüksek bir yere çıkıp avına pusu kurmuştu. Ölümsüzleri çekebilse de okçuluk becerileri vasattı. Attığı 10 oktan hiçbiri hedefini tutmamıştı. Anca arada bir bir tanesi şansına ölümsüzün kafasına denk geliyordu.



Bu sayede Dudian atış yeteneklerini birkaç gün boyunca geliştirebilmişti.



Üç günlük alıştırmanın ardından her iki atıştan birini vurabiliyordu. Ancak, çoğunlukla duran hedefler üzerinde çalışmıştı, üstelik hepsi kocaman şeylerdi. Başlarda kendini bayağı hızlı bir şekilde geliştirebilmişti. Ama devam etmesi için daha çok çalışması gerekiyordu. Eğer okçuluktaki hünerlerini en üst seviyeye taşımak isterse ne kadar zaman alacağını bilmiyordu.



Ne de olsa, ölümsüzler hareket eden hedeflerdi. Oldukları yerde durup, Dudian tarafından vurulmayı beklemeyeceklerdi.



Ayrıca iş ölümsüzü vurmakla bitmiyordu. Özellikle kafasına isabet ettirmesi gerekiyordu.



Fiziği sıradan insanlara göre daha güçlü olsa da birkaç günlük alıştırmadan sonra anca yavaşça gezinen ölümsüzlerin icabına bakabilmişti. Böyleyken bile ortalama üç oktan biri ölümsüze saplanıyordu. Kafalarına vurmak için yapabileceği tek şey şansına güvenmekti.



Bu onun canın sıkmıştı. Eğer okçuluk becerilerinde ustalaşmış olsaydı, o zaman şu ankinin en az üç katı kadar ölümsüz öldürmüş olurdu!



Dudian elindeki koyu mavi toplara baktı. Yaptıklarını düşününce kendini iyi hissetti ama aynı zamanda da üstüne bir yük çökmüştü. Ne de olsa, bunların hepsini konsorsiyuma getirirse sorun çıkabilirdi.



"Sadece yedi tanesini getirirsem pek bir sorun çıkmaz. Hem konsorsiyumun verdiği tepkiden ne kadar değerli olduğunu öğrenebilirim." Dudian geri kalan koyu mavi topları, yay ve oklarla beraber harabelerin arasına sakladı.



İlerde başkaları tarafından bulunmasın diye daha önce temizlenmiş olan 9. bölgeye saklamıştı. Çünkü muhtemelen 8. bölge konsorsiyumun yeni hedefiydi. Eğer 8. bölgede saklasaydı muhtemelen hepsi ortaya çıkardı.



Üstünde değerli bir sürü şeyle Dudian haritaya bakarak 9. bölgenin kenarından yürümeye başladı.



Dudian yaklaştıkça büyük Silva duvarı da giderek büyüyordu. Büyük duvarın ihtişamını oradan hissedebiliyordu. Öldürdüğü yaratık bile bu duvarın önüne gelse küçücük bir sinek gibi hissederdi. Duvara saldırsa bile hiçbir zarar veremezdi, tıpkı bir sivrisineğin file saldırması gibi.

 

...

 

...

 

Scott güneşin batışına baktı. Tünelin yakında açılacağını biliyordu. Kendini tutamadı ve Mason, Zach, Sham'a bakıp dedi ki, "Dean'in hala ayık olduğunu söylemiştiniz. O zaman neden hala burada değil? Kapı on dakika içerisinde açılacak. Eğer yetişemezse bir sonraki sefere kadar beklemesi gerekecek."



Mason sabırsızca ufuğa doğru baktı ve dedi ki, "Ne zaman açılacağını biliyor. O yüzden geç kalmaz."



Mason, Sham'a baktı, "Onu dört gün önce gördüğünü söyledin, değil mi?"



"Evet kesinlikle gördüm!" diye cevap verdi Sham. Dudian'e ne olduğunu Zach'den duymuştu ama Dudian'in bir ölümsüze dönüşeceğine inanmıyordu.



Mason ona baktı ve dedi ki, "Umarım yalan söylemiyorsundur. Eğer söylüyorsan bu senin için hiç iyi olmaz!"



Omm! Demir kapı sanki çelikten bir ağız gibi açılmaya başladı. Tünelden bir kişi çıktı. O Peter'dı.



"Nasılsınız bakalım?" dedi Peter. Scott ve diğerlerine dedi ki, "Siz... başka kimse yok mu?"



Scott, Peter'ı görünce rahatlamıştı, "Diğer bölgelerden 8. bölgeye ölümsüzler akın etmiş." Bu kadar çok ölümsüzün avcıların gözünden kaçmayacağını biliyordu. Bilerek kaçırsalar bile sayısı bu kadar büyük olunca görmezden gelemezlerdi.



Peter bir anlığına duraksadı sonra aniden aklına bir şey geldi ve dedi ki, "Bizim patron bölgelerden birinde canavarların ayaklandığını söylemişti. Ama bunu 8. bölgenin yakınında olacağını düşünmemiştim. Gerçekten de hiç şansınız yokmuş..." Gözleriyle hepsini birer birer süzdü, aniden yüzü değişti, "Dean nerede?"



"Onu.... bir ölümsüz enfekte etmiş olabilir." Scott tereddüt etti ama yine de aklından geçenleri söyledi. Zach ve diğerleri Dudian'i gördüklerini söylese de onlara inanmamıştı.



Peter derin bir iç çekti, "Ondan umutlarım vardı, ama böyle olacağını...Bale, siz önden gidin. Muhafızlar içeride sizi bekliyor."



Scott hafifçe başını salladı. Mia'yla beraber tünelin içine girdiler.



Diğer üç toplayıcı ve yeni mezun olan toplayıcı da onları takip etti.



Mason ve diğer ikisi oldukları yerde durdular. Endişeyle ufuğa doğru bakıyorlardı.



Peter dördünün aynı odada yaşayıp aynı zamanda mezun olduğunu biliyordu. Sessizce önündeki ıssız ve çorak topraklara baktı.



Bir yaşam öylece gitmişti.



Biraz üzgün gözüküyordu, derin bir iç çekti.



Kulaklarında çok mutlu bir ses yankılandı, "Bu o! Dean!"



Peter gözlerini kıstı ve uzakta onlara doğru yaklaşan siyah şeye baktı. Bir süre sonra o şeyin Dudian olduğunu fark etti.



Peter bir anlığına duraksadı ama yüzündeki gülümsemeye engel olamadı.



Dudian, girişin önünde Mason, Peter, Zach ve Sham'ın onu beklediğini görünce hızlandı.



"Biliyordum! Lanet olsun! Bunun üstesinden gelebileceğini biliyordum!" Mason sırt çantasını yere attı ve Dudian'e doğru koştu.



Dudian gülümsedi, "Mason, sana hiç koştuğunda bir kız gibi gözüktüğünü söyledim mi?"



"Ben? Seni küçük kalleş! Eğitim kampına geldiğinde tenin o kadar beyazdı ki, kızlar bile seni kıskanıyordu!" dedi Mason, ve yüksek sesle güldü.



Dudian yüz ifadesi Peter'a yaklaşınca değişti.



Peter gülümsedi, "Görünüşe göre ilk hasatın bayağı büyük. Hadi içeri girelim, kapı altı dakika içerisinde kapanacak."



Dudian hafifçe başını salladı ve içeri girdi. Mason, Zach ve Sham çantalarını alıp onu takip etti.



Çok geçmeden Scott ve diğerlerinin tünelin ortasında durduğunu gördüler. Üstelik önlerinde bir düzine kadar Kutsal Kilisenin rozetini takan insan vardı.



"Dean?" Scott ve diğerleri Dudian'i görünce şaşırmışlardı.



Dudian muhafızlara baktı ve dedi ki, "O kim?"



Scott kendine geldi ve bir anlığına Mason'ın dediklerini düşündü. Dudian'in enfekte olmadığını anlamıştı. Çünkü derisine kan sürülse bile 6 gün geçtiği halde bir ölümsüze dönüşmemişti.



"Onlar Kutsal Kiliseden muhafızlar. Bu sadece rutin bir kontrol. Her dönüşümüzde topladıklarımızı ve üstümüzdekileri 'ışık'tan geçiriyorlar. Her şey Kutsal Kilisenin rahiplerinin kutsamasından geçiyor. Bu virüsten ve vebadan arınmak için yapılıyor." diye açıkladı Scott.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44739 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr