Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa

Okların kalbine hedef aldığını gören Zheng'in beti benzi attı. Normal oklardan korkmuyordu ama Patlayıcı Atış bir istisnaydı. Heng'le uzun süreli bir beraberlik ona bu tekniğin gücünü öğretmişti. Işın kılıcı bariyeri vücudunu hala sarıyordu fakat onun bu atışı engelleyeceğine dair hiç inancı yoktu. Kaplan Ruhu'nu önünde tuttu.

Uruk Lideri okları fırlattı. İlk ok bir darbeden sonra çıplak gözle görülemeyecek bir hıza ulaştı. Dong! Kaplan Ruhu'ndan ona müthiş bir güç geçti. Başparmağı ve işaret parmağı arasındaki doku yırtılıyormuş gibi hissetti. Güç Kabus'a aktarıldı ve ara belleğe almak için onu bir adım geri itti.

Zheng hemen kılıcına doğru aşağıya baktı. Ok ışın kılıcını geçti ve bariyerinde durdu. Oku durdurmak iki katman gerektirmişti ve biri parçalanmıştı. Bu teknik beklediğinden daha güçlüydü.

''Sadece iki ok atışıysa iyi. Eğer üç oksa...'' Zheng'in bildiği kadarıyla üç ok atışını kullanabilen tek kişi Heng'di ve Legolas'tı, eğer film karakterlerini de dahil edecek olsaydı. Yani Zheng çok endişe etmiyordu. Boromir ölümcül yaraları yüzünden daha çok endişeleniyordu ve orada dövüş gücü olmayan iki kişi vardı.

Vuruşu engelledikten sonra Uruklar etrafını sardı. Bu Uruklar öldürdüklerinin aynısıydı, kaslılardı ve düşük seviyede savaş Qi'leri vardı. Bu Uruklarla dövüşmek biraz zorlayıcı olmuştu. Diğer canavarlara karşı olduğu gibi düzinelercesini kesemezdi. Yüzlerce Uruk onu çevreleyen çemberin dışında ona ulaşamadı. Onun yerine Merry ve diğer iki kişinin olduğu yere doğru gittiler.

''Siktir. Bu savaş Qi'si her ne ise ışın kılıcına karşı korunabiliyor.'' Zheng öfkeyle bağırdı. Bu dünya bitince Kaplan Ruhu'nu yükseltmeye karar vermişti. Işın kılıcı artık tek başına film dünyalarında tutunamazdı.

Boromir'in göğsünde çay tabağı büyüklüğünde bir delik vardı. Uruklar üç kişiye saldırırken titreyerek ayağa kalkacak kadar yiğitti. Bir bıçak kafasını sıyırdı. Savaş Qi'siyle her zamankinden daha parlak ışıyordu. Bıçak ona çarpmadan önce ağır kılıcı Uruk'un üst vücudunu kesti.

''Kaç! Hobbiti götür!'' Boromir bağırdı ve ardından kan kustu.

Aya, Boromir Uruk sürüsünün içine girmeden önce sadece muskayı bağlayabilmişti. Aya'nın bacağı öylesine parçalanmıştı ki Merry'e sadece şunu söyleyebildi, ''Koş! Seni yakalamalarına izin verme!'' Bir arı sürüsü daha çağırmıştı fakat ne kadar etkisiz olduklarını biliyordu.

Boromir'in enerji patlaması uzun sürmedi. Uruk Lideri okunu, bir dakikadan az bir zamanda 100 Uruk öldürdüğünden dolayı Zheng için hazırladı. Ancak, geri kalan Uruklarla Merry arasındaki tek kişinin Boromir olduğunu görünce, bir an duraksadı ve ardından okları ona yöneltti.

Boromir trajik bir karaktere benziyordu. Vurulduğu için ağzından kan geliyordu. Gerçi muskanın şifası kanamayı durdurdu. Bu arada birçok Uruk'u öldürmeyi başardı. Tam o sırada, feci bir baskı sağ göğsüne saplandı ve onu on metre havaya uçurdu. Ok onu bir ağaca çiviledi.

''Boromir!'' Merry o zamana kadar biraz mesafe kat etmişti. Boromir'in korkunç görüntüsünü görünce kendini tutamadı ve ağladı. Merry cesaretini topladı. Bir kısa kılıç aldı ve bir Uruk'a saldırdı. Gerçi, Uruklara nasıl rakip olabilirdi? Uruk karşılaşmada onu omzuna koydu. Sonra bir grup Uruk, geride 300 Uruk bırakarak Zheng'i durdurmak üzere bu Uruk'u takip etti. Zemin ceset parçalarıyla kaplıydı.

Zheng etrafındaki Urukları öldürmeye odaklanmıştı. Birden, bir çatırtı sesi geldi. Işın kılıcı bariyerinin bir kısmı parçalandı. Bir ok omzunun arkasını deldi. Neyse ki, Qi ile savaşıyordu ve okun gücü bariyerden geçtikten sonra hafiflemişti. Ok kasını delip orada durmuştu.

''Kahretsin! Ben bir kaplanım, evcil bir kedi değil!'' Ağacın üzerindeki Boromir'e bir baktı. Öte yandan Aya, bir Uruk'un omzundaydı. Merry onun görüş alanından çıkmıştı. Zheng'in içinde bir öfke oluştu. Onu vuran Uruk Lideri öfkesinin ateşini körükledi.

Zheng Kabus'u bir ağaca sürdü ve üstüne sıçradı. Atın sırtında ayağa kalktı ve aşağı atladı. Orada onu birçok kılıç bekliyordu. Uruklar normal insanlardan daha kuvvetli bir güce sahipti fakat hızları onların biraz altındaydı. Kilitsiz modun ikinci aşamasındaki Zheng'in hızının yanında onlarınki hiçbir şeydi. Kılıçların ağzına doğru bir tekme attı ve bir Urukun kafasına geçirdi. Güç onu tekrar havaya itti.

Uruk Lideri ikinci Patlayıcı Atış'ı ateşledi. Zheng iki oku fark edince, hemen Anlık Yıkım'a girdi. Ok, temasa geçtikleri zaman mermilerin ötesinde bir kuvvete ve hıza ulaşırdı. O noktada kaçamazdı. Zheng hala havadayken yönünü değiştirmek için Geppo'yu kullandı.

Oklar küçük bir patlamaya neden oldu sonra inanılmaz hızlı bir ok onu birkaç metreyle ıskaladı. Ağacın gövdesinde bir delik açtı.

Hiç vakit kaybetmeden, Zheng yere iner inmez Anlık Yıkım'da Soru'yu kullandı. Uruk Liderine ışık tuttu. Uzun yayını indiriyor ve bir kılıca uzanıyordu. Zheng Lider'in kolunu ve bacağını yakaladı. Bir kükredi ve sonra Uruk Liderini ikiye parçaladı. Üstüne kan, et ve organlar sıçradı. Yine de Uruk lideri hala hayattaydı ve acı acı bağırıyordu. Zheng üstüne bastı ve işini bitirdi.

Urukların geri kalanı ona saldırmak üzereydi fakat bunun yerine Zheng sürünün içine koştu. Bütün enerjisini Patlama'ya odakladı ve ışın kılıcı bariyerini kullanmadı. Et ve kan bütün savaş alanına saçıldı.

Kardeşlik'in diğer üyeleri geldiklerinde, geride kalan tek şey parçalanmış bedenler ve etlerle dolu bir zemindi ve Zheng bir şeytan gibi ortada dikiliyordu. Kan bütün vücudunu kaplamıştı. Kimse ona yaklaşmaya cesaret edemedi.

Zheng'i bu kılıkta görmek film karakterlerinin gözlerini kamaştırmıştı. Güçlü olduğunu biliyorlardı fakat daha çok yumuşak bir his veriyordu, şu an verdiği şeytansı hisle alakası yoktu. Zheng yaydığı katliam aurasını geri kazandı. Diğerleri nihayet şoklarından kurtulduktan sonra savaş alanını inceledi. Film karakterleri Boromir'i bir ağaca çivilenmiş görünce haykırdılar.

Zheng, Richard'a ''Uruk Aya'yı kaçırdı ve şu yöne gitti. Onların arkasından git. Ben ChengXiao, Boromir'i kurtarabilir mi bir bakacağım. Takas yaptığımız malzemeler onun tıbbi uzmanlığıyla birleştiğinde bunu başarabilir.'' dedi.

Richard bir an durdu, sonra baltasıyla Urukların peşine koştu. Çok endişeli görünüyordu. Sonra Zheng Lan'a Ruh Bağı üzerinden ''Orası nasıl? Çok Uruk var mı?'' diye sordu.

Lan cevap verdi, ''Biz iyiyiz. Heng ve Xuan güçlü savaşçılar. Ah bir de Neos, Aya'nın peşinden gitti. İyi olacak mı? O zeki bir tip, lider.''

Zheng bir süre düşündü. ''Boşver onu. Peşinden gitmeye karar vermişse bir bildiği vardır. Xuan, senaryoda bu bir dönüm noktası. Film karakterleri üç yola ayrılacaklar. Çabuk olup planlarını yapman gerek. Ben ChengXiao'yla konuşmaya gidiyorum.''