Cilt 16: Bölüm 11-3

avatar
1069 10

Terror Infinite - Cilt 16: Bölüm 11-3


Çevirmen: RmLover

Editör: Mariposa 

 

"Orklar!” Legolas tekrarladı. Okunu yaya yerleştirip yayını gerdi. Aragorn ve Boromir de silahlarını hazırladı. Boromir özellikle kapıya doğru koştu. Ancak, kapıya ulaştığında bir ok burnunun derisini yüzerek geçti. Eğer biraz daha ilerlemiş olsaydı öteki tarafı boylamış olurdu.

 

Aragorn ve Boromir hızla kapıyı kapatmaya çalıştı. Ancak Zheng'in aklına bir fikir geldi ve bağırdı. "Dur. Dışarı çıkmama müsade edin!” Kabusa atladı ve ipi çekti. İki arka ayağının üstünde dururken kişneyen at öne doğru atıldı.

 

Göz ve toynaklarında kızıl alevler vardı. Zheng Qi'sini Kaplan Ruhuna kanalize etti. Işık kılıcı şekil değiştirerek onun ve Kabusun tüm vücudunu kapladı. Kapıdan çıkar çıkmaz birden fazla ok ışık kılıcına ulaştıktan sonra paramparça oldu. Zheng, her yönden gelen insansı canavarları fark etmesine rağmen duraksamadı. Onlara doğru hücum etti.

 

Nah! Nah! Nah! Hücum ettiği ilk ork ve onun karşısına çıkan tüm orklar parçalarına ayrıldı. Işık kılıcı şekil değiştirse de eski gücü hala yerindeydi. Bir grup zayıf yaratığa Kabusla birlikte saldırı etmenin sonucu yıkıcıydı. Ona dokunan herhangi bir şey yaralanmış ve ezdiği her şey ölmüştü. O ve Kabus kendilerine et ve kandan oluşan bir yol açmışlardı.

 

Orkların gücü alışılmadık derecede fazlaydı. Büyük karakterler bu dünyada güçleri artan tek kişiler değillerdi. Orklar da güçlerini yükseltmişlerdi. Zheng, orkların normal insanlardan üç ila beş kat daha güçlü olduklarını sezmişti. Hız olarak normal bir insandan yavaş olsalar da güçleri bu eksiklerini kapatmaya yetiyordu. Kabus birkaç düzine orku ezdikten sonra yavaşlamak zorunda kalmıştı.

 

“Güzel!” Zheng bağırdı: Kabus sıçradı. Zheng odaya saldıran çok sayıda ork ve dört beş metre yüksekliğinde insansı yaratıklar görebiliyordu. Daha fazla düşünecek zamanı yoktu. Kabus bir sütuna sıçradı ve onun üstünde koşmaya başladı. Zheng vücudu arkasındaki orklara çevirdi.

 

"Git! Öldür!” Qi'si Kaplan Ruhuna girdi. Işık kılıcı yirmi metre kadar uzadı. Kabus sütundan aşağı hücum etti. Zheng, Kaplan Ruhunu yatay bir şekilde yerleştirdi ve ışık kılıcını atın yanına doğru uzattı. Yüzlerce ork ve yoldaki sütunlar Kabus yanlarından geçtikten sonra dilimlenmişti. At 180 derecelik bir dönüş yaptı ve geri koştu. Daha sonra diğer taraftaki orklar da ikiye bölünmüştü. Etrafındaki kırk metrelik bir alan cesetlerle doluydu ve tüm orklar ölmüştü. Orklar şok içinde geri çekildiler. Hiçbiri ona yaklaşmaya cesaret edemedi.

 

Zheng, derin bir nefes aldı. Bu şekilde bir katliam yapabilse de bu taktik sondaki Ringwraith gibi güçlü yaratıklara karşı işe yaramazdı. Öyle canavarlara böyle kafa tutmaya çalışmak gel beni öldür demekle aynı şeydi. Bu taktiğin bir diğer problemi de Qi'yi son derece hızlı bir şekilde tüketmesiydi. O koşuda Qi'sinin %50'sini kullanmıştı. Bunu büyük savaşlarda yeterli enerji depolama halkasına sahip olmasa yapamazdı. Sadece küçük ölçekli savaşlarda kullanabilirdi.

 

Zheng nefesini tutarken, odadan gelen çarpışma seslerini duydu. Gauss tabancalarının sesiydi. Bilim kurgu silahları bu dünyaya özgü yaratıklara karşı etkisiz hale getirilmişti. Bu kendisi uzaktayken takım Afrika yada takım Kuzey Buz Topraklarının takımına saldırdığı anlamına mı geliyordu?

 

Savaşmaya devam etmedi ve durumu kontrol etmek için Kabusu odaya doğru sürdü. Zamanında yolundan çekilmeyen orkları da bu arada temizlemişti. Bu nedenle odaya gerii dönmek için pek efor sarf etmesine gerek kalmamıştı Onu bekleyen şey, oyuncuları ve film karakterlerini elinde bir sopa ile kovalayan bir troldü. Troller dört metre uzunluğundaydı. Zekaları düşüktü ama güçleri mükemmeldi. Sopasını salladığında çıkan sese bakılacak olursa gücü Zheng'in Patlama'yı kullandığı zamankine eşit yani normal bir insandan yirmi kat daha fazlaydı.

 

Zheng paniklemişti. Kabusa daha fazla kan enerjisi verdi. Hızı biraz daha arttı ve sopa Zheng'in kafasına inmeden trolün karnına doğru koştu. Trol bu müdahale ile parçalara ayrıldı. Zheng çarpışmanın etkisinden ötürü neredeyse attan düşecekti.

 

Zheng sersemliğini atlatmak için başını salladı. Xuan'ın Gauss tabancalarıyla her yöne ateş ettiğini gördü. Atışlarının her biri ona doğru sıçrayan bir orku vuruyordu. Ayakları altında bir yığın ceset vardı. Bütün orklar öldükten sonra ellerini çırptı. İki boş dergi düştü, sonra tabancaları kollarına geri koydu. Hareket, sanki defalarca uygulanmış gibi çok pürüzsüzdü.

 

“Ha? Bunlar Gauss tabancaları değil mi?” Zheng şaşkına dönmüştü. Odaya daha fazla orkun girmediğini ve odadaki tüm orkların öldüğünü fark etmemişti.

 

“Doğru. Onlar Gauss tabancaları.” Xuan ilgisizce başını salladı. Ork cesetlerini incelemek için yere çömeldi. Bir süre sonra da trol cesedini kontrol etmeye gitti.

 

''İmkansız! Bilim kurgu silahlarının burada bir etkisi yoktu hani?” Zheng bağırdı. Diğerleri ona baktı. Her iki takımın da bilim kurgu silah kullanıcıları vardı. Silahlar bu dünyada kullanılabilseydi, güç ve diğer yönlerden önemli bir avantaja sahip olurlardı. Ulaşım araçları ile karakterleri engellerin üstünden geçirebilirlerdi.

 

Xuan başını salladı. “Doğru. Bilim kurgu silahları hala etkisiz. Bu yüzden bilim kurgu silahlarını sihirle birleştirmeyi denedim. Elrond, Rivendell'deki kurşunlara runik kelimeleri oymuştu. Böylelikle mermiler yaşam güçleri içerip silahları kullanmamı sağlıyor.”

 

“Şimdi neden bahsettiğini hatırladım.” Zheng, Xuan'ın Haotian ile konuştuğunu hatırladı. O zamanlar bunu mu  tartışıyorlardı? Ayrıca, Xuan Gauss tabancalarını bu şekilde kullanabiliyorsa, Gauss keskin nişancı tüfeği bu dünyanın karakterlerine karşı ellerindeki bir koz olabilirdi.

 

Gandalf aniden konuştu. "Şimdi konuşma zamanı değil. Hemen Khazad-dum köprüsüne gitmeliyiz. Herkes beni takip etsin!”

 

Zheng de bunun farkındaydı. Başını salladı ve ilerledi. Birkaç ok ışık kılıcı bariyerine çarptı. Bariyer, oklar patladıkça titriyordu. Oklar güçlü değildi ama bariyerin zaman tükeniyordu.

 

Zheng hızla odaya girdi ve ışık bıçağı bariyeri dağıldı. Tekrar dışarı çıkmadan önce yeni bir tane yarattı. Kaplanın Ruhu daha tepki veremeden önlerindeki on orku biçti. Daha sonra grubun geri kalanı Zheng'in arkasından onu izledi.

 

Sayısız ork her yandan çıkıp üstlerine doğru geliyordu. Sayıları epey fazlaydı. Salonda bile binlercesi vardı. Oyuncular sızlandılar. Koşmaktan başka yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Zheng grubun önünde kalmaya devam etti. Kabusun hareketliliği, yaklaşmaya çalışan orkları öldürmesini sağlıyordu. Sadece yüz metrelik bir yolda bile çok sayıda orkları öldürmüştü. Ve şimdi Xuan da savaş gücünü yenilemişti. Gun-kata'nın savunması olmasa da bu kalabalık savaşlarda gücü onlara epey fayda sağlıyordu. Birçok orklar kurşunlarca delik deşik edilmişti.

 

Filme göre, Balrog'un kükremesi, Kardeşliğin orklarla çevrili olduğu zaman duyulurdu. Daha sonra orklar dağıldı. Ancak Balrog'un uyanışını gösteren kükreme orklar tarafından kuşatılmadan evvel gelmişti.

 

Orklar, sanki dünyanın en korkunç şeyiyle karşılaşmış gibi gruba saldırmayı kestiler. Tüm orklar geriye baktı. Az önce geldikleri yol kırmızı bir ışıkla aydınlandı. Orklar dağılmadan önce bir dizi ateş patladı. Yangın onlarca metrelik bir alanı yakıp kül etti. Ateşin içinden insansı bir yaratık ortaya çıktı. Ağzını açtı ve bir ateş huzmesi püskürttü. Binlerce orklar bir ses bile çıkaramadan küle döndü. Grup, her ne kadar uzaklarında olsalar da korkunç sıcaklığı hissedebiliyorlardı.

 

"Antik çağlardan gelen şeytan, tanrılara rakip olan yaratık Balrog! Koşun!” Gandalf bağırdı. Grubu salonun diğer tarafına doğru yönlendirdi.

 

Balrog, insanları görmemiş gibi orkları katlediyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44255 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr