Cilt 15: Bölüm 2-1

avatar
1371 12

Terror Infinite - Cilt 15: Bölüm 2-1


 

Cilt 15: Bölüm 2-1

 

En aşina oldukları film Mumya filmiydi, en azından Zheng için. Bu filmde çok fazla şey yaşanmıştı. Ayrıca burası Çin takımı için bir dönüm noktası olmuştu. İlk takım savaşlarını, ilk canlandırmalarını burada yapmışlardı. Bu film muhtemelen Ölümcül Deney dışında en önemli başlangıç noktasının olduğu ikinci filmdi.

 

"Şeytan takımına karşı olan savaştan sonra kalbimde bir gariplik oldu. Dostlarımızı canlandırma umudu ve intikam kararı olmasaydı, savaşmaya devam etme cesaretimi kaybedebilirdim." Zheng, çöle bakarken kendi kendine mırıldandı.

 

Sky Stick, isabet eden ok yüzünden kırılmıştı. Ancak önemli parçaları sağlamdı. Xuan, ucuz parçaları takas etmişti ve bir önceki gibi iyi çalışan yeni bir Sky Stick oluşturmuştu.

 

Giriş noktası yine Kahire'deki handı. Ancak atmosfer biraz garipti. Kahire polisi tüm önemli yolları koruyordu. Neyse ki girdikleri yer Medjailere ait olan yerin oldukça uzağındaydı. Handa ortaya çıktıktan sonra müze müdürü hızla oraya geldi.

 

Yaşlı adamın modu yüksek görünüyordu. Takımı gördüğü an millete sarıldı ancak yakınlaşmak istemediği Xuan ve Zero gibi adamlar da vardı. Lan da formalite icabı onu reddetti.

 

Medjai'lerin ona verdiği bir bardak buzlu sütü aldı ve içti. "Dışarıdaki polislerle çatışmamanız iyi haber. Yoksa sizi ülke dışına atmak için birkaç prosedür uygulamaları gerekirdi."

 

Diğerleri merakla baktı. Zheng Medjailer'in sahip olduğu etkiyi biliyordu. Özellikle onlardan altın aldıktan sonra bunu iyice anlamıştı. İngiliz sömürgeciler, Medjai Şirketi'nin Mısır üzerindeki etkisinin farkına vardı. Şirket hakkında bilgi toplamak için birkaç eylemde bulundular.

 

“Yapacak bir şey yok. Almanya ve birkaç ülke arasında savaş çıktı. Daha buraya sıçramadı ancak eninde sonunda sıçrayıp sıçramayacağı, soru işareti." Müze müdürü sakin bir şekilde konuşuyordu ancak gözlerinin içinde bir heyecan vardı.

 

Zheng konuştu. "Oh, İkinci Dünya savaşı başladı. O zaman senin Mısır'ı Mısırlılara geri alma planın yakında başlayacaktır. Yani uzun zamandır buna hazırlanıyordun demektir."

 

Müze müdürü güldü. "Evet. Tam üstüne bastın. Yaşlılar, Avrupa'daki birçok ajan ile bilgi iletişimine geçti. Her gün üç rapor alıyoruz. Burada bir şey olursa biz de cevap verebileceğiz. Bunların hepsi senin ve takımın sayesinde. Senin yardımın olmasa bu kadar etkimiz olmazdı. Yalnızca birkaç zırhlı araç kaçırdık. Liderimiz silah satıcılarıyla temasa geçiyor."

 

Onlara dernek hakkında bilgi verdi. Ardeth, oradaki adamları ve silah satıcılarıyla temasa geçmek için Amerika'ya gitmişti. Zheng bu sefer eski arkadaşlarıyla karşılaşamayabilirdi.

 

"O'Connel ve Evelyn, Amerika'ya yerleşti. Oradaki yerlerinin oldukça iyi olduğunu duydum. Neyse en azından savaş buraya sıçramadı. Jonathan, Çin'e gitti. Shangai'de lazerlerle bir Buda'nın kafasına sıkıldığı olaylarına karıştığını duydum. İmhotep mektup yazmayı öğrendi. Hala Kutsal Kase'yi bulamadı. Ancak birkaç altın madeni buldu. Altın madenini onun için O'Connell yönetti ve bu yüzden şimdi zengin birisi. Haha!'' Ana karakterler ve İmhotep arasında çok fazla olay yaşanmıştı. Bir zamanlar düşman olanlar artık birbiriyle arkadaş haline geldi.

 

"Hoho." Zheng bir sıcaklık duygusu hissetti. "Özel bir şeyimiz yok. Dostlarımızı canlandırmak için buraya geldik. Liderine hala hatırladığımızı söyle. Bir dahaki sefere geldiğimizde savaşa sürüklenirseniz, bizi aramaktan çekinmeyin. Yardım etmeye geleceğiz!”

 

Müze müdürü elini salladı ve iki adamıyla birlikte dışarıya çıktı. Daha sonra yedi tane yerel kıyafet ve biraz para ile geri döndü. Çin takımı için her şeyi ayarlamıştı.

 

"Hadi bu gece güzel bir yemek yiyelim. Ölüler Şehri'ne yarın gideceksiniz değil mi? Burayı koruyan Medjailer sizi daha önce gördü. O yüzden endişeniz olmasın. Ha. Hadi bu gece birlikte içelim."

 

Müze müdürü, Medjailer'in başarılı olmasına yardımcı olan adamları gördüğünde çok heyecanlanmıştı. Sarhoş olan ilk kişi oydu çünkü içmek için yanlış partneri seçmişti. Kampa su gibi martini içti. Vodka olmadığı sürece alkolden tat alamazdı. Müze müdürü masanın altına düştüğünde Kampa hala içiyordu.

 

"Yarın sabah Ölüler Şehri'ne gidiyoruz. Canlandırma daha önemli. Yolda İngiliz ordusuyla herhangi bir çatışma yaşasak bile bununla ilgilenmek için zamanımız olur. Gidip erkenden dinlenelim."

 

Zheng yemekten sonra alkolün çarptığını hissetti. Birkaç söz söyledikten sonra odasına gitti. Koridordan geçerken dolunayı görmek için dışarıya baktı. Saf ışık yeri aydınlatıyordu, hafif bir gümüş rengine bürüyordu her tarafı.

 

"Beni bekle. Yakında sizi canlandıracağım. Daha sonra intikamımızı ve kaybettiğimiz şeyleri almak için Şeytan takımını bulacağız!"

 

Bir sonraki gün herkes erkenden zinde bir şekilde uyandı. Kıyafetlerini oraya uygun bir şekilde değiştirdikten sonra Sky Stick için sepetleri ayarlamaya başladılar. Daha sonra müze müdürü uyanmadan Ölüler Şehri için yola koyuldular.

 

Ölüler Şehri'ne geldikten sonra oranın büyük ölçüde değiştiğini gördüler. Antik harabenin sütunları ve taşları ortadan kaybolmuştu. Yakınlarda askeri üs olmasaydı, yanlış yere geldiklerini düşüneceklerdi. Bazı Medjailer yukarıdaki Sky Stick'i fark etti. Takım yere indiğinde siyah giyinen bir grup adam atlarına bindi. Zheng onlarla buluşmaya gitti.

 

Adamlar arada yüz metre mesafe olmasına rağmen atlarından indiler. En öndeki adam Zheng'i selamladı ve konuştu: "Firavunun soyundan gelenler, Ölüler Şehri'ne tekrar hoş geldiniz. Liderimiz sizi en üst seviyede saygı ile buradan almamızı emretti. Önce Ölüler Şehri'ne girmek mi yoksa dinlenmek mi istersiniz?"

 

Zheng takımına baktı. Diğerleri başlarını salladı. Sadece Sky Stick'de oturdukları için yorulmamışlardı.

 

Zheng cevap verdi: "Önce Ölüler Şehri'ne gideceğiz, ama burada ne oldu? Büyük değişiklikler mi oldu?"

 

Adam konuştu: "Liderimiz buranın yukarıdan bakınca çok göz alıcı olduğunu söyledi. Bu topraklar yakında savaş alanı olacak. Sunağın hasar görmesini önlemek için civardaki taşları ve sütunları yakıp, yerlerini kaya ve kum ile kaplamamızı söyledi. Artık asıl Ölüler Şehri'ni göremeyeceksiniz."

 

Zheng bu kadar iyi düşündüğü için Ardeth'i övdü. Zheng'in korktuğu tek şey sunağın bombalarla yok olmasıydı. Eğer bu olursa arkadaşlarını canlandırmak için Tanrı'nın boyutunda iki kat daha fazla puan ve ödül harcamak zorunda kalacaklardı. İkinci Dünya Savaşı yaklaşmasına rağmen bu çölün savaşa sürüklenmemesi için çok çaba sarf ediyorlardı. Burası güvenli bölge olmalıydı.

 

"Hadi Ölüler Şehri'ne girelim.”

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44330 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr