Cilt 14: Bölüm 26

avatar
1311 11

Terror Infinite - Cilt 14: Bölüm 26


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

Zheng bulduğunda, Zero darmaduman görünüyordu. Vücudu tamamen toprakla kaplıydı. Sırtında ince bir çizgi ve çok sayıda kesik vardı. Zamanında sıyrılmasaydı, bu oklardan birisi onu öldürecekti.

                       

İyi misin?” Zheng ona yardım etti ve sordu; son derece endişeliydi.

 

Zero başını salladı. Ancak ayaklarını yere basar basmaz tekrardan yere düştü.

 

Zero acı bir şekilde gülümsedi; "Yapamıyorum. Tüm vücudum ağrıyor ve çok yorgunum. Kilidi açmanın yan etkisi çok korkutucu. Öleceğim sandım."

 

Zheng bir anlığına duraksadı ve daha sonra şaşkın bir şekilde bağırdı; "Kilidi açmak mı? Genetik kısıtlamanın kilidini mi açtın? Harika! Merak etme, Tanrı'nın boyutuna geri dönmemize sadece birkaç saat kaldı. Genlerini orada onarabilirsin. Yalnızca bu süre zarfında tekrardan kilidi açık moda girme, bu durum senin genlerinin bozulmasına neden olabilir. Eğer bu olursa seni kurtarmanın herhangi bir yolu yok."

 

Zero sessizce başını salladı. Sanki savaşacak gücü tekrardan kazanmış gibi Gauss tüfeğinden destek alarak ayağa kalktı. Ancak Zheng, kilidi ilk defa açtıktan sonra savaşmanın uzun bir süre alacağını biliyordu. Qi ve kan enerjisi varken aynı şeyleri o da tecrübe etmişti. Zero'nun içinde hiç enerji yoktu. Yakaladıkları iki kişinin yanına yürürken Zero'ya yardım etti.

 

Tüm böcekler, gürültüleri duyup bulundukları yere geliyor olmalıydı. Böceklerin büyük bir çoğunluğu, Xuan'ın grubunun olduğu yere gitmişti. Bu yüzden Zheng, Roste ve Nick'in yanına geldiğinde ikisi de aynı pozisyonda yatıyordu. Yüz ifadeleri değişmişti. Roste korkunç bir şekilde Zheng'e baktı. Zheng'in bir yerini ısırmak istiyor gibi görünüyordu. Diğer taraftan Nick, Roste'yi kendisiyle aynı durumda gördüğünde korkmuştu.

 

"Uslu durmanı tavsiye ederim. Sizi yakalamak ödül falan vermiyor. Her iki silah da sınırlandırılmış ve savunma eşyaları yok olmuş. Şu an seni öldürebilirim ancak takım arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmeleri gerekebilir. Bu yüzden seni onlara teslim ediyorum. Seçin bakalım; hemen ölmek mi istersin yoksa binlerce kesikle işkence çekmek mi istersin?" Zheng soğukkanlı bir şekilde konuştu:

 

Roste cevap verdi: "Si*tir git. Neden hala bu kadar boş yapıyorsun? Gel vurabiliyorsan vur bana.."

 

Zheng, kılıcını yavaşça çıkartırken onu korkuyla izledi. Roste sonunda sustu.

 

Nick hemen başını salladı: "Lütfen bizi öldürme. Benim eşyalarım onun depolama kemerinde. Ruh gücü yeteneklerimle sana destek verebilirim. Şu an kendi takımını aramıyor musun? Büyük tehlike içindeler. Beyin böceğinin muhafızları onların etrafını sardı. Pek dayanabileceklerini sanmıyorum. Beyin böceğinin muhafızları ortaya çıktıysa bu durum beyin böceğinin arkadaşlarının beyinlerini yemek istediği anlamına gelir. Arkadaşlarının böyle kötü bir şekilde ölmesini görmek mi istersin? Beni bağışla. Seni böceklerin en derin yuvasına götüreceğim!"

 

Zheng ve Zero birbiriyle gözgöze geldi. Zheng başını salladı: "Tamam. Seni bağışlayacağım ancak takım arkadaşlarıma yerleştirdiğin gizlenmeyi kaldırman gerek. Önce takımımla iletişime geçmeliyim."

 

Nick başını salladı. "Bu adamla savaşırken gizlenme kaldırıldı. Ancak yerimizi gizledim. Bu yüzden seni bulamazlar. Zihnini sizin ruh gücü kullanıcısı ile bağlamamı ister misin?"

 

Zheng, Zero'ya baktı ve dikkatli olmasını işaret etti. Daha sonra Nick'e geri döndü. Nick hemen gözlerini kapattı. Hızla Zheng'in zihnini Lan'a bağladı.

 

Zheng sordu: "Lan! Orada durumlar nasıl? Bizim savaş başarılı geçti. Neredesiniz, bir de böcekler ne alemde?"

 

Lan'ın zihni bir an için sarsıldı ve daha sonra cevap verdi: "İyi misiniz? Of ne aptalım. Bana bağlandığına göre demek ki iyisin. Merak etme biz hala iyiyiz. Başka biriyle konuşmak istiyor musun?"

 

Zheng cevap verdi: "Evet. Beni Xuan'a bağla."

 

Bir saniye sonra birbirlerine bağlandılar. "Xuan, planın ben kısmı başarıyla sonuçlandı. Her iki yüksek dereceli kişi de yakalandı. Ancak eşyaları kullanılamaz ve depolama aygıtında. Şu an işe yarar bir şey alamıyorum. Buradaki durum nedir?" Zheng aceleyle sordu.

 

Xuan konuştu: ''Tehlikeli. Buraya gelmek için beş ya da on dakikanız var. Daha sonra geçen her dakika için birisi ölecek. Zamanı kendiniz hesaplayın. O iki kişiyi öldürmeme imkanınız varsa öldürmeyin. Öncelikli göreviniz buraya gelmek. Burada başa çıkması son derece zor olan siyah renkli, savaşçı böceklerle karşılaştık. Daha bir tanesini bile öldüremeden bizi tünelin ilerisine doğru püskürttü. Acele etmen gerek."

 

Zheng durumu onayladı ve daha sonra Nick'i kaldırdı; "Bölgenin yaramasını ve onların konumunu zihnime gönder. Zero, diğerini tutarak koşabilir misin?"

 

Zero başını salladı. Vücudu işe koyulmak için oldukça uygundu ve ejderha kanı ile yıkanmıştı. Roste'yi kaldırdı ve Zheng'i takip etti.

 

Zheng, sol elinde uzuvları olmayan kanlı adamı sağ elinde de kırmızı kristal kılıcı tutarken çok sert görünüyordu. Kan onun vücudunu da sarmıştı. Gerçek dünyada herkes bu görünüşte birinden kaçardı. Önüne çıkan her böceği tek vuruşta öldürdü.

 

Zheng ve diğer grup arasındaki mesafe oldukça uzaktı. Yolda kayalar veya böcekler gibi engeller olmazsa yanlarına gitmeleri yarım saat sürerdi. Ancak kayaları ikiye ayırıp, bir tekme atarak parçalara ayırabiliyordu. Işık bıçağı en sert kayaları bile kesebilirdi. Bu şekilde bir kestirme yol buldu ve Zero bile daha yavaş olmasına rağmen beş dakikada ilerleyebilmişti.

 

Zheng ve Zero bir girişten geçti. Bölge aydınlık bir hal aldı. Yer altında başka bir açık ova vardı. Bu ovanın her yerinde mantarlar büyümüştü. Burada bulunan ovanın bir önceki ovadan tek farkı, çok sayıda savaşçı böcek ve büyük kıskaçları olan böceklerdi. Bu böcekler ortaya çıktıkları anda Zheng ve Zero'ya saldırdı. Ancak böcekler yirmi metre yakına geldiklerinde tereddüt etti. Bu durum Zheng ve Zero'yı şaşırttı. Böcekler sanki bu iki insanı görmemiş gibi duruyordu.

 

Zheng ve Zero şaşkın bir biçimde birbirlerine baktı. İki kişiyi taşıyarak böcek sürüsünün arasından geçtiler. Tek bir böcek bile onlara saldırmadı.

 

Zheng soğuk bir şekilde gülümseyerek Nick'e dedi ki: "Bu kadar kullanışlı eşyalarının olduğunu bilmiyordum. Kendisini dışarıya çekmek yerine seni yanına gönderip beyin böceğini yakalayabiliridik."

 

Nick ağzını açtı fakat Roste bağırdı; "Nick, tek bir kelime daha söylemezsen ölecek misin?"

 

Nick durdu. Zheng ve Zero bu sahneyi gördü ve daha sonra Zero, Roste'nin gözlerini yerinden çıkardı. Gözleri Nick'e doğru fırlattı. Roste çığlık atarken Nick hemen bağırdı; "Söyleyeceğim. Böcekler bize saldırmaz ancak beyin böceğinin üç yüz metre yakınına yaklaşırsak ya da onun tehlike hissedeceği bir şey yaparsak bize saldıracaktır. Başlangıçta beş tane yeni başlayan vardı ancak bu kuralı bilmediğimiz için onlardan birkaçı öldü. Gerçekten bu puanları istemediğimizi mi düşünüyorsun?"

 

Zheng ve Zero başını salladı. Onun sözlerine inandılar. Tüm zaman boyunca hala bağlı olan Xuan konuştu: "Eğer durum buysa bir planım var. Zheng, yerimizi görüyor musun? Lan, burayı işaretle. İşaretleri görüyor musun?"

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr