Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Zheng zıpladı. Diğerleri kendi silahlarını kullanamıyordu ve tanker böcek karşısında güçsüz haldelerdi. Tanker böcek de aniden ortaya çıkmıştı. Lan bunca zaman boyunca yeraltını kontrol ediyordu. Ancak o da bu tanker böceği fark etmemişti. Zheng de bunca zaman ruh bağında olmasına rağmen hiçbir şey hissetmemişti. Yani bu, böceğin başka bir ruh gücü kullanıcısı tarafından gizlendiği anlamına geliyordu. Bu diğer takımın bir saldırısıydı!

Zheng, aceleyle koşarken konuştu: "Lan, tarama menzilin düşse bile tüm grubu gizle. Kahretsin, çok dikkatsiz davrandık. Silahlarımızı saklamamızı bekliyorlarmış!"

"Gerçekten dikkatsizdik... Elimizde silahlarımız vardı. Bu yüzden yerimizi bildiklerinde böcekleri gizlemelerine gerek yoktu. Yüzlerce sıçrayan böcek gelmediği sürece bu böcekler bizim için bir tehdit değildi. Bu yüzden bizim grupla birleşmemizi beklediler ve bize saldırması için böcekleri gizlediler. Güzel strateji..." Xuan mırıldandı.

Takım uzaktan tanker böceğe baktı. Kaçınmaktan başka çareleri yoktu. Federasyonun silahları tanker böceği için yetersizdi. Ayrıca grubun ortasında oldukları için nükleer silahlarını kullanamadılar. Herkes etrafa dağılıyordu. Tanker böceğinin her alev püskürtmesiyle düzinelerce asker küle dönüşüyordu. Ayrıca tanker böceğin çıktığı yerden çok sayıda böcek fırlıyordu.

Xuan kısık sesle dedi ki: "Bekleyip görelim. Gerekirse bölgeyi yok edeceğiz. Buradaki tüm böcekleri ve insanları öldürüp Platoon 6 ile buluşmanın bir yolunu bulacağız. Senaryoda biraz değişiklik yapıp, Roughnecks'in burada ölmesine sebep olabiliriz. Roughnecks'in ölmesiyle diğer takımın puan ve ödül kazanıp kazanmayacağını merak ediyorum."

"Şimdi bunları düşünmenin sırası değil. Önce kaçış yolu bulalım!"

Tanker böceği alev püskürtürken Zheng, Xuan'ın sakince analiz yaptığını duydu. Xuan, bir savaşın ortasında değil bir sınıfta tartışıyor gibiydi. Zheng onların yanına geldiğinde Xuan birden sordu: "Filmde ana karakterin ilk tanker böceğini nasıl öldürdüğünü hatırlıyor musun?"

Zheng takımla birlikte koşacaktı ancak bu soru onun durmasına sebep oldu. Zheng başını salladı: "Kaplan'ın Ruhu'yla savaşmamı istemiyorsun değil mi? Bu silah tanker böceğini kolayca öldürecek olmasına rağmen bunun normal insan yeteneklerinin dışında olacak bir şey oduğunu düşünmüyor musun? On metrelik bir böceği bir kılıçla ikiye bölmek?"

Xuan elini salladı ve alaycı bir şekilde konuştu: "Bunu yapmanı söylemiyorum. Yapman gereken normal bir silah kullanıp böceğin sırtına çıkıp vurman. Arkasındaki deliğe sık ve içine normal bir el bombası fırlat. Paat. Bu sayede bir çavuş hatta çavuştan da öte bir rütbeye erişirsin. Bu kimlik sonraki hareketlerimizde bize yardımcı olur."

"Doğru söylüyorsun ama..." Zheng tanker böceği işaret etti ve konuştu: "Normal bir insanın gücünü göstererek bu böceği öldürmemi mi istiyorsun? Ve suratındaki bu alaycı ifade resmen yüzde elli ölme şansımın olduğunu söylüyor bana?"

Xuan'ın yüz ifadesi değişmedi: ''Evet! Böceklerin yerin altından çıkma hızına bakılırsa Patlama tekniğini ya da Kaplan'ın Ruhu'nu kullanmadan tanker böceğine saldırırsan ölme ihtimalin yüzde yetmiş. İki dakika içerisinde tanker böceğine yaklaşamazsın bile. Seçimini yap. Bir de teğmenin dikkatini çekmek için teğmenin belindeki el bombasını görüyor musun? Git onu al ve tanker böceği öldürmek için kullan. Her zamanki kurallar. Elinden geleni yap. İşler tehlikeli bir hal aldığında buradaki herkesi Kaplan'ın Ruhu'yla öldür."

Zheng acı bir şekilde gülümsedi. Ne kadar uzun süre geçerse geçsin Xuan'ın planları hala çılgıncaydı ama bu faydalı bir plandı. Derin bir nefes aldı ve teğmenin yanına doğru koştu.

(Normal bir insan bu kadar yükseğe zıplayamazdı. Qi'nin kullanım limitini yüzde otuza ayarla. Yardımcı olması için hareket tekniğini kullan. Sonra... Canın pahasına savaş!)

Zheng'in fiziksel değerleri normal bir insandan çok yüksekti. Özellikle gücü ve hızı çok fazlaydı. Hareket tekniği ile birlikte sadece birkaç saniye içerisinde teğmenin yanına doğru koştu. Teğmenin belinden el bombalarını aldı ve teğmenin şaşkın bakışları arasında oradan uzaklaştı.

Teğmen anında tepki gösterdi. Bir anlık şaşkınlığın ardından avazı çıktığı kadar bağırdı: ''Kahretsin! Herkes bu adamın önünü açsın! Zemindeki tüm böcekleri öldürün!" Tüfeğini kaldırdı ve bir böceği gözlerinden vurdu.

Bu askerler açıkça tecrübeli askerlerdi. Bunlar, Roughnecks'in kalan askerleri olmalıydı. Hemen böcekleri yoğun ateşe tutmaya başladılar. İnanılmaz bir atış yüzdeleri vardı. Böcekleri her atışta gözlerinden ve ağızlarından vuruyorlardı. Çoğu böcek bu kurşun yağmurunda ölüyordu.

Zheng, koştuğu esnada kilidi açılmış modun üçüncü aşamasına girdi. YinKong'un hareketlerini hatırladı ve mucizevi adımlarla koştu. Ama tam hızıyla koşamadığı için biraz rahatsız olmuştu. Koşarken kendisini kontrol etmesi gerekiyordu. Sağa ve sola doğru koşması için bu yüz metrelik kısa mesafeyi bitirmesi yirmi saniyesini almıştı. Bir böceğin cesedinin üzerine çıktı ve daha yukarıya zıplamak için ondan yardım aldı. Üç metre yüksekliğe sıçraması Tanker böceğin ayaklarına yaklaşmasına sebep oldu.

Askerlerin hepsi Zheng'e bakarken nefeslerini tuttu. Savaşta insanların silahlar ve kurşunlar dışında bir umuda da ihtiyacı vardı. Roughnecks bu umutlardan biriydi. Ve şimdi Zheng'de başka bir umut haline gelmişti. Herkes bir mucize bekliyordu. Kimse Zheng'in tanker böceğini öldürebileceğine inanmıyordu ancak herkes çığlık içerisindeydi.

Öldür onu!

Zheng, acı içinde yutkunmak zorunda kaldı. Mesele tanker böceğinin üzerine çıkabilmesi değildi. Asıl mesele bunu normal bir insanın yeteneklerini göstererek yapabilmesiydi. Normal bir insanın gücüyle savaşmak tam güçle savaşmaktan daha zordu. Gücünü kullanamayacak olmanın verdiği his çok kötüydü.

Ordu bıçağını çıkardı ve onu böceğin dış kabuğuna sapladı. Kendini yukarıya kaldırdı ve bıçağı çıkarıp tekrar sapladı. Üç kere bu hareketi tekrar ettikten sonra böceğin sırtına tırmandı. Böcek, neler olduğunu anlamış gibi şiddetle hareket etmeye başladı. Şiddetle hareket etmesi normal insanlara karşı faydalı olabilirdi ancak kilidi açık modda olan birisi için işe yaramazdı. Bu bilgi hemen zihnine yerleşti ve hızla kendisini dengeli bir hale getirdi.

Zheng, tüfeği böceğin dış kabuğuna doğrulttu ve tetiği ayarladı. Tüfek ne kadar zayıf olursa olsun böylesine konsantre olunmuş bir saldırıyla yıkıcı etkisi artacaktı. Tüfek birkaç saniye sonra sonunda böceğin dış kabuğunu kırdı. Zheng, el bombasının pimini hiç düşünmeden çekti ve aşağıya fırlattı. Böcek yalpalarken tanker böceğinin üzerinden atladı. Yerde yuvarlandı ve bir savaşçı böceğin dişine çarptı. Bu dişler aniden Zheng'in sağ kolunu deldi. Tam o sırada arkada büyük bir patlama meydana geldi.