Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Zheng'in Qi'si ve Kan Enerjisi, Mızrağı bulduğu ilk anda olduğu gibi ikiye katlanmak üzereydi. Ayrıca Qi'sinin kalitesi de artmıştı. Bu fırlatış, enerjisinin yarısını harcamıştı ancak kesinlikle tüm gücüyle kullandığından daha etkiliydi. Mızraktan çıkan parıltı, ufak bir güneş gibi görünüyordu. Bu ışıkla temasa geçen uzaktaki vampirler kendilerini yaktı. Kahverengi saçlı adam yanmamıştı ancak mızrağa karşı hiçbir savunması yoktu. Mızrak onu deldi ve göğsünü paramparça etti. Ortaya çıkan güç, vücudunun geri kalanını da mızrakla birlikte yere doğru çekti.

Bu saldırı enerjisinin yarısını harcadığı için Zheng, ağır ağır nefes aldı. Onun vücudu bile bu şeye dayanamıyordu. Ama bunların hepsi canavarı öldürmeye değerdi.

Ancak Xuan ve diğerleriyle iletişime geçme şansı bulamadan önce kan havuzunda bulunan top büyüklüğünde bir et parçası hareket etmeye başladı. Yanan vampirlerin ufak parçaları ve etraftaki cesetler, bir top halini alıp bir araya geldi. O sırada Zheng kendine geldi. Top ise yavaş yavaş bir insan vücuduna büründü. Birkaç saniye sonra kan havuzunun ortasında kahverengi saçlı adam duruyordu.

Yerdeki deliğe baktı ve konuştu: "Etkileyici bir güç. Kasabada yeni yeni gelişen halim olsaydı ölmüş olurdum. Haha! Sürekli daha yüksek seviye organizmaya evrimleşiyorum. Bu delik de benim evrimime şahit. Beni öldüremezsin. Bu dünyada kimse beni öldüremez."

Zheng sordu: ''Neden? Mızraktan kaçtın mı? Olamaz. Patlama moduna giren ben bile bu mızraktan kaçamam. Bu imkansız!"

Kahverengi saçlı adam güldü. Duvara çivilenmiş olan canlı insanların yanına doğru yürüdü ve elini duvardaki adamın karnına batırdı. Adamın vücudu yavaş yavaş soldu ve daha sonra tekrardan büyüdü. Birkaç saniye içerisinde adam vampire dönüştü. Vampir kendini duvurdan çıkardı ve diğer yaşayanların kanını emme görevini üstlendi.

Kahverengi saçlı adam parmağındaki kanı yaladı: "Vücudum sergi merkezinde kritik bir hasar aldı. Diğer et parçalarıyla kendimi yenileyebilsem bile çok miktarda enerjiye ihtiyacım vardı. Bu insanların hepsi senin yüzünden öldü. Haha! Onların ölmesinin en büyük sorumlusu sensin!"

Zheng soğuk bir şekilde gülümsedi: "Saçmalamayı kes. Kendi b*kunu bize atma. Her şey senin suçun. Orada ölseydin, kimse ölmezdi. Seni iğrenç yaratık."

Adam koluna baktı: "İğrenç yaratık mı? Cidden mi? Senin gibi düşük seviye türler, yüksek seviye organizmaların hissini anlayamaz. İnsan kanı emip onların senin bir parçan haline gelmesinin verdiği hazzı, seks bile vermez. Neden ölmediğimi bilmek istiyor musun? Çünkü yenilmez birisi oldum artık."

Adam çılgınlar gibi güldü. Kanların içinden birkaç et parçası yükseldi ve onun şeklini aldı.

Zheng şok olmuştu ancak alaycı bir ifade takınıyordu. "Vampirlerinle beni kandırmaya çalışma. Git kendinle t*şşak geç. Mızrağı aldığımda bir anda yok olacaksın."

Kahverengi saçlı adam başını salladı: "Seni aptal düşük seviye. Bunların sahte olduğunu düşünüyorsan tam bir cahilsin. Oluşturduğum her vampirde kendi hücrelerim var. Vampirler hayatta kaldığı sürece ben de sonsuza dek yaşayacağım. Vampirlerin ısırdığı kişilere de benim hücrelerim bulaşacak. Beni neden öldüremediğini anladın mı? Bu şehirde on binlerce vücudum var ve bu sayı her saniye artıyor. Bilmediğin şey ise benim hücreme sahip birisi sana karşı savaştığında diğer herkesin gelişmesine sebep olacak. Sadece beni öldürebileceğini düşünme. Evrimim durdurulamaz."

Zheng, bu sözlerin ne kadar doğru olduğunu bilmiyordu ama eğer doğruysa takımı büyük bir tehlike altındaydı. Bu canavar neredeyse öldürülemezdi. Tek şansları ilk evrimleşmeye fırsat bulamadan onu öldürmekti. Bu görev için zaman sınırı olmamasına şaşmamak lazımdı.

Kahverengi saçlı adam, Zheng'in yüz ifadesini gördü ve güldü: "Kaçmaya çalışma. Kolunda tuttuğun bebekte de benim hücrelerim var. Bu hücreler şu an derin uykuda. On gün sonra etkinleşecek ve büyüyecekler. Bu bebek de benim vampirlerimden biri haline gelecek. Şartlarım çok basit. Bana maske parçasıyla elması ver, ben de seni bağışlayayım. Evrimimi besleyecek kadar insan bu şehirde olduğu için seni öldürmeme gerek yok. Seninle aramda bir çıkar çatışması da yok. Neden bir anlaşma yapmıyoruz?"

Zheng'in ihtiyacı olan şey Imhotep ya da gündoğumuydu. Bu yüzden cevap verdi: "Yalan söylemeyi kes. Evriminin duracağını söylemiştin, o zaman gel bana saldır da kanımı al. Senin sözlerine inanacağımı mı sandın? Ayrıca sen yeteri kadar acımasızsın. Evrimleştiğinde insan ırkını yok edeceksin."

Kahverengi saçlı adam içini çekti. Yüz ifadesi iğrenç bir hal aldı. "Ne geri kafalısın sen ya! Seni kişisel vampir korumam yapmayı planlamıştım. Arkadaşlarının da biraz daha yaşamasına izin vereceğim. Ama sanırım gitmene izin vermemin imkanı yok. Bu dünyanın, gelecekteki hükümdarının koruması olacağın için kendinle gurur duy!"

Adamın arkasında bir çift siyah perdeli kanat ortaya çıktı ve onun arkasında da dört tane ona benzer vampir belirdi. Hepsi birden havaya doğru uçtu. Bu durum Zheng'i şaşırttı.

Kahverengi saçlı adam manyak gibi güldü: "Bu şey senin hayat özün sayesinde. Vücudumu geliştirdi ve bana uçma yeteneği verdi. Eninde sonunda bu yeteneği kazanacaktım ancak bu kadar erken olması beni memnun etti. Arkadaşların konusunda endişelenme. Vampirlerim onların etrafını sardı. Yeterli sayıda vampir öldüğünde benim bir kopyam ortaya çıkacak. Bu ise onların ölümü olacak."

Çaresizlik yavaş yavaş Zheng'in kalbini sardı. Kahverengi saçlı adamın beş kopyasının ona doğru uçtuğunu izledi ve Sky Stick'e geri döndü. Zihninden Lan'a seslenmeye başladı ve onlara doğru uçtu. Onlara vampirleri öldürmemelerini ve kaçmalarını söyledi.

Birkaç kahverengi saçlı vampir Zheng'i kovalarken önde bir kum fırtınası gözüktü. Zheng Imhotep'in sesini duydu: "Berbat görünüyorsun. Sen beni yenmiş kişisin. Beş tane ufacık yarasa seni nasıl böyle korkutuyor?"

Kum fırtınası, beş tane kahverengi saçlı vampirin etrafını sardı. Zheng de şaşkın bir şekilde durdu. Ancak kum fırtınasının vampirlerin etrafını sardığını gördüğünde uzaktan birkaç kahverengi saçlı vampirin daha onlara doğru uçtuğunu fark etti.