Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

Ejderha, mayına tam basmak üzereyken ayağı havada kaldı. Etrafı kokladı ve önünde ileri geri uçan Zheng'i görmezden geldi. Son zaman ayarlı bomba patladı. Ancak ejderha adım atmadı ve çılgın bir şekilde kanyonun dışına doğru gitti.

Zheng, ejderhanın kaçtığını görünce şaşırdı. Füzelerle saldırarak ejderhayı takip etti. Füzelerin önceki gibi hiçbir etkisi olmadı. Ejderha kükreyerek ve arkasında toz bırakarak kanyonun dışına koştu. Kanatlarını yavaş yavaş çırpıyordu, fizik yasalarına aykırı bir biçimde otuz metrelik vücudunu havaya kaldırdı. Bir noktaya doğru, saatte en az 300 kilometre hızla havada uçuyordu.

Zheng, aniden kötü bir hisse kapıldı ve hemen Sky Stick ile ejderhayı takip etti. Sonunda ejderhanın hedefinde neyin olduğunu gördü. Ejderha tepede duran Xuan ve diğer iki kişiye doğru gidiyordu. Gruptakiler tepeden aşağıya doğru koşuyorlardı ancak ejderha gelmeden oradan inecek süratleri yoktu. Ejderha başını kaldırdı ve nefesini içine çekmeye başladı; bu üç kişiyi buharlaştıracak bir saldırı yapacaktı.

''Ah!'' Bu durum Zheng'i çıldırttı. O üç kişi, Zheng'in zor şartlar altında yeniden canlandırdığı en önemli dostlarıydı ve Çin takımının gelecekleriydi. Hiçbirinin yeri değiştirilemezdi. Ayrıca ölüm kalım meselelerinde, birlikte hayatta kaldıktan sonra hepsi ölene kadar dost haline gelmişti. Onların ölmesine nasıl izin verebilirdi ki?

Zheng, bir saniye bile düşünmeden Osiris'in Mızrağı'nı kaldırdı. Ejderha neredeyse nefesini bırakacaktı.  Zheng'in mızrağa gücünü aktarması için vakti yoktu. Mızrağı fırlatmadan önce Qi'sinin ve kan enerjisinin yalnızca yüzde 20'sini mızrağa aktarabilmişti. Bu kadarı mızrağın parıldaması için yeterliydi. Ejderhanın ağzında alev oluşmuştu ama son anda Zheng mızrağı fırlattı ve mızrak ejderhanın boynundan ağzına kadar saplanıp bir delik açtı.

Bu güç, ejderhaya nüfuz etti ve alevin ağzından çıkmasını engelledi. Alevlerin bir bölümü ejderhanın ağzından, bir bölümü ise arka kısmından çıktı. Ejderha acı içerisinde bağırdı ve sonra yere düştü. Büyük bedeni yerin titremesine sebep oldu. Zheng'in ejderhanın yaşayıp yaşamadığını kontrol edecek vakti yoktu. Tüm hızıyla arkadaşlarının yanına doğru gitti ve ipleri Sky Stick'e bağlamaya başladı.

Diğer üç kişi de yüzlerine bakılırsa oldukça korkmuşlardı. Muhtemelen tepedeyken ejderhanın alevinin gücünü görmüşlerdi. Bu yüzden ejderha saldırmaya hazırlandığında onlar da fatiha okuyordu. (Ç.N: Lütfen bana olayın ciddiyetini kavra demeyin :d) Zheng'in onları son anda kurtaracağını hiçbiri beklemiyordu. Bir anda öbür dünyaya gidip gelme hissi düşüncelerini durdurmuştu adeta. Ama sıkıntılı bir durumda oldukları için hızla kendilerine geldiler ve iplerin üzerine çıktılar.

Tüm bu olaylar bir dakika içerisinde olmuştu. Bu zaman zarfında, kimse tek bir kelime bile etmedi. Herkes dikkatini iyice toparladı. Sky Stick tekrar havalandıktan sonra ejderha yerde yuvarlanıyordu. Mızrak atışı çok güçlüydü ancak onları korkutan şey ejderhanın gözle görülür bir hızla yarasını iyileştirmeye başlamasıydı. Açılan yaradan gözüken et parçaları kıpırdıyordu. Siyah renkli kan yere damlıyordu ve değdiği her ağacı yakıyordu.

Ejderha ağzını açtı ve kükredi, sonra tekrardan nefesini çekmeye başladı. Zheng hemen Sky Stick'i uzağa doğru yönlendirdi. Arkalarına dönüp baktıklarında ejderhadan çıkan alevlerin az önce durdukları yeri kavurduğunu gördüler. Ejderha kanatlarını çırptı ve yerden fırladı.

Zheng bağırdı. ''Ne yapmalıyız? Mızrağın nereye gittiğini bilmiyorum. Aramak için zamanımız yok. Ejderha çok hızlı. Onu başımızdan atamayız!''

Ejderhanın mevcut hızını hesapladılar. Saatte 600 kilometre hızla uçuyordu. Dört kişiyi taşıyan Sky Stick, ejderhadan çok az daha hızlıydı ve bu durum onların sadece alevlerden kaçması için yeterliydi.

Xuan parmağını ısırdı, neredeyse kanatacaktı. ''Nakliye filosunu yakala. Sadece bir karmaşıklık durumunda kaçabiliriz. Osiris'in Mızrağı'nı bulmamız gerek. Zheng, iyice odaklanıp hedef alma fırsatı bulursan ejderhayı tek vuruşta öldürebilir misin?''

Zheng acı bir şekilde gülümsedi. ''Eğer tüm gücümle fırlatırsam daha sonra savaşmak için enerjim olmaz. Ayrıca ejderhayı öldürmek için yeterli olup olmayacağını bilmiyorum. Tanrı'da vücudunun yarısı yerinde durduğu sürece, beynin ve kalbin hasar alsa bile iyileşmeni sağlayacak troll kan bağı var. Eğer ejderhada da aynı özellik varsa tek vuruşla ölmesinin garantisi yok.''

WangXia aniden konuştu: ''Dışarıdan bir bomba patladığında, bir nesne yaklaşık yüzde 10 hasar alır. Bomba asıl hasarı, şarapnel ve şok dalgalarıyla verir. Ancak eğer bomba yakında patlarsa, nesne ne kadar sert olursa olsun tüm hasarı yer."

Zheng başını salladı: ''Yüksek patlayıcı el bombalarının yeterince güçlü olduğundan emin değilim. Yer çekimi mayınını denemeye değer. Önce filoyu yakalayalım.''

Ejderhanın peşlerinden geldiğini gördüklerinde dördünün de kalbine bir yük bindi. Her iki tarakta maksimum hızıyla uçuyordu. Daha sonra nakliye filosunu gördüler ve on tane jet, bulundukları yere doğru geliyordu. Bu jetlerle birlikte on tane hava füzesi de vardı.

Zheng bağırdı: ''Herkes sıkı tutunsun!''

Hemen Sky Stick'in yönünü değiştirdi ve denize doğru daldı. Ejderha da hemen arkalarından yönünü değiştirmişti ancak ilk füze ona çarptı. Sonra birbiri ardına tüm füzeler ejderhanın vücuduna isabet etti. Gökyüzünde ateşten bir top ortaya çıktı.

Ancak ejderha hiçbir hasar almamıştı ve alevle birlikte suya doğru daldı. Başka insanlar tarafından saldırıya uğramasına rağmen Zheng ve arkadaşlarını öldürmeye kararlı gibi görünüyordu.

Zheng, Sky Stick'in üzerinde eğildi. Sky Stick yüksek hızda hareket ederken suyun oluşturduğu direnç, dördünün ayakta durmasını çok zorlaştırıyordu. Zheng, suyun üzerine çıkmak ve filoya doğru uçmaya devam etmek zorundaydı. Ejderha da suyun üzerine çıktı ve büyük bir su sıçramasına sebep oldu. Yükseldiği esnada denizi buharlaştıran ve Sky Stick'in 50 metre arkasına kadar ulaşan bir alev üfledi. Sıcaklık onlara kadar ulaştı ve Zheng şok oldu. Sky Stick'i tekrardan hızlandırdı.

Aşağıdan Xuan'ın endişeli sesi geldi: ''Acele et! Deniz uçağı taşıyıcısına ilerle. Ejderhanın bizden daha yüksek ivmesi var. Gemiye çakılır!''

Zheng bağırarak cevap verdi: ''Anladım! WangXia, zaman ayarlı bombayı beş saniyeye kur ve bana ver. Yıkım moduna giriyorum!''