Cilt 11: Bölüm 3-2

avatar
2457 9

Terror Infinite - Cilt 11: Bölüm 3-2


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

''Bana bir sürü altın verdin ama bu kaykayın bizi taşıyabileceğinden emin misin? Birde Ölüler Şehri'ne kadar uzun bir yol gideceğiz. Benimle alay etme bak. Malzeme taşıyan grupla birlikte gidelim. Senin biraz erken oraya varman gerekiyor gibi.'' Jonathan, Sky Stick'in altında asılı olan sepete baktından sonra Zheng'e garip bir bakış attı.

Zheng, güldü: ''Sakin ol, bu hoverboard 800 kiloyu taşıyabilir. İçimizden birinin 200 kilodan fazla olduğunu sanmıyorum. Ha ha, ayrıca bu şeye sepetin ağırlığı da dahil. Hala endişeniz varsa biraz daha düşük yükseklikten uçarız.''

Sonunda OConnell ve diğerleri meraklarını daha fazla tutamadı ve sepetin içine girdi. Sky Stick yavaş yavaşa havaya yükselirken üçü de sakinleşti. Jonathan, bağırdı: ''Zheng, bu şey çok rahat. Bunun tasarım kâğıdı falan var mı sende? Bunun üretiminde çalışan birkaç arkadaşım var. Belki de bunların seri üretimini yapıp satabiliriz. Hız bakımından bir uçaktan daha iyi olmalı. Karı, yarı yarıya bölüşmeye ne dersin? Uh, neyse. %60 ya da%70'ini alırsın? Hey, %80'den fazla olamaz.''

Zheng, aşağıdan gelen sesi dinlerken kendini huzurlu hissetti. Sanki dostlarıyla beraber gibiydi. Ölümcül Deney filminin sonrasında, sonunda bu duyguyu yaşamayı başardı. Sonuçta bu insanlar bir zamanlar onunla beraber savaşmıştı.

Sky Stick'in hızı, aşağıdaki sepet ve içindeki insanlar yüzünden biraz azalmıştı, ayrıca Enerjisi'de iki kat daha hızlı tükeniyordu. Bu oranda ilerlerse otuz saatlik bir ömrü kalırdı, sonrasında katı enerji küplerini değiştirmediği sürece Tanrı'nın boyutunda yeniden şarj edilmesi gerekiyordu.

( Enerji küplerinin her biri 300 puan değerinde, en pahalı enerjilerden biri. Ancak Sky Stick, bir BB ya da A kademe uçan kılıç bulana kadar uygundur. Bu yüzden ekstra puanım olduğunda birkaç enerji küpü taşımalıyım. )


Zheng, uçarken düşündü. Yaklaşık iki saat sonra Ölüler Şehri gözükmeye başladı. Tüm bölge işçilerle doluydu. Birkaç bin insanın çalıştığını görmek oldukça şaşırtıcı görünüyordu. Ölüler Şehri ilk katmanının kazısı neredeyse bitmişti. Her altın bir nesne ortaya çıktığında Medjailer, bağırıyordu. Jonathan, birden ağır ağır nefes almaya başladı.

İndikten sonra Ardeth ve birkaç ihtiyar geldi: ''Onları alıp buraya getirmen çok uzun sürmedi. Bu aletten bir tane daha var mı? Pek çok kişiyi de taşıyabiliyor.''

Zheng, özür dilercesine gülümsedi: ''Sadece bir tane var. Bu pahalı bir alet, hele sizin dünyanızda altından bile daha pahalı. Ama fırsatım olursa size tasarım kâğıtlarını getirebilirim.''

Ardeth, hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu ancak gülümseyerek söyledi: ''O zaman bir dahaki sefere bunu bırak. İhtiyarlar şu sonuca vardı, eğer Osiris'in Mızrağı’nı ele geçirip en güçlü on savaşçımızı silah kullanmadan yenersen sana bilezik hakkında bilgi verecekler. On savaşçının hepsi silah kullanacak ama.''

Zheng, oldukça hoşnut hissetti ve yanındaki Ardeth kısık bir sesle şöyle dedi: ''Öğlen en az on beş ton ağırlığında olan Ra'nın altın heykelini kazıp çıkardılar. İhtiyarlar neredeyse aklını kaybetti, bu yüzden çok daha kolay bir şekilde kabul ettiler.''

Zheng, güldü ve yüzüğünden kısa bir asa çıkardı: ''Ha, şansım yaver gidiyor. Mızrağın çalındığı bilgisini hatırlıyor musun? Onu çalan kişi Jonathan'mış.''

Ardeth şaşırdı ve güldü: ''Demek Jonathan he. Bu kesinlikle onun için kolay bir iş.''

Jonathan, araya girdi: ''Oh lütfen, sadece ödünç almıştım. Benim şanıma itiraf atmayın.''

Herkes onu duymazlıktan geldi. O'Connell, konuştu: ''Bu on savaşçıyla silah kullanmadan savaşma olayında ne tür kurallar var? Kabile lideri olarak gücünü kullanamaz mısın?''

Ardeth, omzunu silkti: "Benim yapabileceğim bir şey yok. İhtiyarlar, Rahip’ten sonra en yüksek kademeye sahip ikinci kişiler. Benim liderlik pozisyonumu bile kolayca elimden alabilirler. Aslında onlar her zaman Akrep Kral'ın Hazinesi’nin kendilerine ait olduğunu düşünür. Onlar ele geçiremiyorsa başkalarının ele geçirmesini istemezler. Bu yüzden senin için daha zor bir test hazırladılar. Muhtemelen senin hazineyi ele geçirmeni görmek istemiyorlar.''

Zheng, aniden ihtiyarlara bakıp gülümsedi ve bu durum ihtiyarların kafasının karışmasına sebep oldu. Asayı büküp mızrağı çıkardı ve boş bir alana doğrulttu. Herkes sessizce ona baktı, onu fırlatmasını bekliyorlardı.


( Bu hem Qi hem de Kan enerjisi harcayabilir. Bu iki enerjiyi birleştirmeye ne dersin? )

Zheng, iki enerjiyi de koluna aktardı ve sonrasında mızrağı sıkıca tuttu. Mızrak, Zheng'in enerjisini sürekli emdi. Mızrak altın bir ışık yaymaya başlar başlamaz Zheng, bağırdı ve mızrağı fırlattı.

Mızrak 1500 metre uçtu ve sonra yeri delip geçti. Altın bir ışık yayıldı. Hiçbir patlama sesi duyulmamıştı ancak düştüğü yerde sekiz metre genişliğinde ve üç metre derinliğinde bir delik oluştu.

Mızrağın yıkıcı gücü Zheng'i bile şaşırttı. Her iki enerjiyi baltaya aktardığında baltanın sadece aşındırıcı özelliği ve dayanıklılığı artıyordu. Ancak mızrak farklıydı. Bir görev eşyası olduğu için olabilir miydi acaba? Bu türde başka eşyalar da var mıydı?

İhtiyarlar da şaşırmıştı. Bağırmaya başladılar ve birkaç adam mızrağa doğru koşmaya başladı. Ancak hareket tekniği sayesinde Zheng, onlardan daha hızlıydı. İhtiyarları geçti ve Mızrağı tuttu. Diğer adamlar düşmanca Zheng'e baktı.

İhtiyarlar, Ardeth ile konuşurken endişeli görünüyordu. Ardeth'de bu durum yüzünden öfkelenmiş gibiydi.

Zheng, onların ne hakkında konuştuğunu tahmin edebiliyordu. İhtiyarlar böyle bir hazinenin ellerinden kayıp gitmesine izin veremezdi. Bu mızrağın, filmde O'Connell kullandığı zaman böyle bir yıkıcı gücü yoktu. Bu yüzden Ölüm Kitabı ve Amun-Ra'nın kitabının etkisi de kullanan kişiye göre değişebilirdi. Güldü ve konuştu: ''Sorun yok. Bu gücü denemek ister misiniz? Kimse bunun gücünü ortaya çıkaramaz. Hadi bir deneyin.'' Zheng, mızrağı onlara doğru uzattı.

İhtiyarlardan biri Ardeth bir şey diyemeden mızrağı aldı ve kalıplı adama verdi. Kalıplı adam mızrağı bir tepeye doğrulttu ve derin bir nefes aldı. Birkaç adım attı ve mızrağı fırlattı.

Ancak, herhangi bir parıltı falan oluşmamıştı. Mızrak yaklaşık yüz metre uçmuştu ve tepeye çarpmıştı. Tepe ise olduğu yerde sapasağlam duruyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44253 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr