Cilt 9: Bölüm 9-1

avatar
2936 9

Terror Infinite - Cilt 9: Bölüm 9-1


 

Çevirmen: RmLover  Editör: Thomas Shelby

 

İlk beş gün yeni geliştirmeleri ve yetenekleri test etmekle geçti. Kalan günlerde herkes huzurlu bir şekilde dinlendi. Bir önceki film, muhtemelen çok stresliydi. O filmde sadece bir saat geçmişti ama herkes hayatı için koşuşturuyordu.  Zaman kısaydı, ama yaşadıkları stres daha önce girdikleri filmlerdekine kıyasla daha fazlaydı.

Diğer sebep ise bir sonraki filmde olacak takım savaşıydı. Hazırlık yapmış olmalarına rağmen yaşayacaklarının kesin olduğunu kim söyleyebilirdi ki? Birkaç günlük eğitim çok fazla farklılık yaratmazdı, bu yüzden bir süreliğine hayattan zevk almaya karar verdiler. Bunlar herkesin istediği günlerdi.


50 puan bu bodrumu, gün batımı, rüzgâr ve yağmur olan gerçekçi bir dünyaya dönüştürebilirdi. Garip olan tek şey hiçbir yerde merdiven olmamasıydı.

Altıncı günde, grup Zheng'in odasında hep birlikte gidecekleri bir eğitim gezisi planladı. O ve Lori, bodrum katında aynı manzarayı oluşturmak için Alpler'in belgeselini inceledi. Bu bölge 100 kilometrelik bir alana yayılmıştı. Karlı dağları dışında küçük bir nehir ve yeşil bir çayır vardı. Doğal ve kirlenmemiş bir dinlenme yeri gibi görünüyordu. Gerçek dünyada turistler tarafından tahrip edilmiş olacaktı.

Bir sonraki gün herkes Zheng'in odasında toplandı. Yiyecek, içecek, kömür ve tabak taşıyan dört erkek beş kadın bodrum katına girdi. Barbekü için gereken en önemli şey, o ufak nehirden çıkaracakları balıktı. Zheng, o nehrin içine özellikle çok sayıda taze balık koymuştu. Balık tutmak da keyifli vakit geçirmelerinin bir parçası oldu.

Herkes manzaranın içerisine girer girmez bağırdı. Giriş kısmı küçük bir tepenin üzerindeydi. Önlerine baktıklarında, rüzgârdan hafifçe savrulan çimenlerle dolu yemyeşil bir alan vardı. Birbiri ardına uzanan dağlar, masmavi gökyüzü ve güneş ışığı. Bu mekân sanki bir cennet gibiydi.

Tepeden aşağıya inip bir ormana doğru yürüdüler.

''Mükemmel!'' Lan, buraya iltifat eden ilk kişiydi, sonra Ran ve ardından ChengXiao'nun hoşlandığı kız onu takip etti. Güldüler ve nehre doğru ilerlerken Lori ve Yinkong'ın ellerini tuttular. Kızların her birinin manzarayla uyumlu olan eşsiz bir güzelliği vardı. 

Kızlar nehirde oynadılar ve çok mutlu görünüyorlardı. Yinkong, bile gülüyordu. Zheng ve diğer erkekler ızgara setini kurup, etrafı temizlemeye başladılar.

''Tamam bayanlar. Gidip biraz mantar toplayın. Haha.'' ChengXiao, sapıkça güldü. Cevabını da her kızdan yumruk yiyerek aldı. Yinkong, en zoruydu ve onun tüm hayallerini bir kerede yıkmıştı.

ChengXiao, çok esnekti. Hemen kendine geldi ve güldü: ''Ne güzel kızlar. Vururken bile çok tatlılar.''


''Hiç sanmıyorum.'' Diğer üç adam alnındaki teri sildi.

Etrafı düzenledikten sonra her biri balık tutmak için bir olta aldı. Zheng, ufak bir kutu çıkardı ve konuştu: ''Haha, güzel yemler, kutu için 5 puan. Açıklamasında her tür balığın bu yemleri seveceği yazıyor.''

Kutu açılır açılmaz egzotik bir koku aldılar. Bu yem, yüksek yoğunluklu bir macundu. Ufak olmasına rağmen fazlasıyla işe yarardı.

Honglu, kancaya ufak bir macun koydu ve nehre fırlattı: ''Burada fazla balık var mı? Çeşitleri ne bu balıkların?''

Zheng'de oltasını fırlatıp nehrin kenarına oturdu: ''Bu ufak nehri hafife alma. Altı metre genişliğinde ama derinliği çok fazla. Yüzmeyi bilmiyorsan biraz daha geride oturman gerek. Bu nehirde ayu, golyan, yılan, zurna, iskorpit ve benzeri balıklar var. Herhangi bir puan gerektirmediği için hepsi özel türler. Akıntıyı takip edince bir göl göreceksiniz. O gölde bir timsah var. Timsah etinin tadının güzel olduğunu duydum. Zaman bulunca gidip bir deneriz.''

Honglu, içini çekti: ''Dürüst olmak gerekirse ben balık yemeyi sevmiyorum. Kılçıkları boğaza batabilir. Tam tersi böceklerin tadı daha iyi bence. Onları bir deneyelim. Bal arısı, kızarmış kırkayak ya da örümcek ızgara gibi şeyler. Bu böcekler çok lezzetli.''

Zheng ve Heng midelerini ovuşturdu. ChengXiao gülerek, Honglu'nun yanına gitti: 'Böcek ziyafeti mi? Çocukluğumdan beri onları yiyorum. Annem bana bu böcekleri yedirmeyi severdi ve ne kadar zehirli olursa o kadar lezzetli olur derdi. Haha.''

Honglu, başını salladı sonra oltasında bir hareketlenme hissetti. İp de ondan uzaklaşmıştı. Heng hemen oltayı tuttu ve çekti.

Zheng de yardıma geldi: ''Bu ipler cam liften yapıldı, bir balina bile onu çekemez. İşte geliyor!''

Balık gibi bir yılan balığı sudan çıktı. Zheng, bir gün önce bu balıkları incelemişti ve konuştu: ''Bu alaca yılan balığı. Lezzetli olduğu ve kılçıklarının olmadığı söyleniyor.''

Tam o sırada Heng, oltasını çekti ve sudan büyük bir balık çıktı.

Bu yemler tıpkı adı gibiydi. Kocaları on dakika içerisinde balıkla dolmuştu. Suyun taşmasını önlemek için birkaç balığı suya geri bırakmak zorundalardı. Kızlar hala dönmemişti, bu yüzden erkekler çime uzandı ve sigaralarını yakıp muhabbete daldı.

''Demek devlet insanları ordudan değil, özel kuvvetlerden ve özel yetenekli olanlardan seçiyor he?''  Zheng sordu.

ChengXiao, konuştu: ''Evet. Bu Albay Xuan'ın emri. Dürüst olmak gerekirse, girdiğimde şok olmuştum, çünkü o ölmüştü. Onun ne kadar harika birisi olduğunu biliyor musun? Teknikleri kilitlemesi dışında savaşta da güçlüydü, ona karşı hiçbir alanda kazanamamıştım. Bilgeliği hayal bile edilemezdi. Örnek aldığım insandı.''

Zheng, bir an için sessiz kaldı ve sonra mırıldandı: ''Sen de aynı askeri üsten misin? Xuan'ı nasıl biliyorsun?''


''Amcam askeriyede bir araştırmacı. Çocukken onunla beraber gidip üssün içine girmiştim ve Albay Xuan ile tanıştım. Klasik bir ''yaklaşma bana'' tavırlarındaydı. Kötü bir şey söylemese bile soğuk tavırları kimseyi yanına yaklaştırmıyordu.''

Zheng, içini çekti ve hiçbir şey söylemedi.

Uzaktan cıvıldayan kuşların sesi geliyordu, bu uzun zamandır yaşamadığı güzel bir vakitti.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr