Cilt 8: Bölüm 1-2

avatar
3195 8

Terror Infinite - Cilt 8: Bölüm 1-2


 

Çeviren: RmLover

 

K.N: 9 bölüm daha gelecek.

Xiaohao, bir otakuydu yani günlük yaşamı hep evde geçen ve televizyon izleyen biriydi. Çok gerekli olmadığı sürece evinden ayrılmazdı. Bu nedenle hiç kız arkadaşı olmamıştı. Ayrıca bir NEET olması onun ileride bir kız arkadaş edinme şansını azaltıyordu.

(Ç.N: Neet kelimesini çevirecektim ama belki bilmeyen vardır diye çevirmeyip açıklamasını yapmayı tercih ettim. Bu kelime başıboş, işsiz güçsüz gezen; asyalı, 18-35 yaş grubuna verilen isimdir. Genellikle çevrimiçi oyunlara bağımlı olup çevredeki hiçbir şeyi umursamazlar. Ben böyle araştırdım yanlışsa belirtebilirsiniz)

 

Bir gün boyunca boş boş oyalanıp yorulmasına rağmen bu durum seks yorgunluğundan daha cazipti. Küvetin musluğunu açtı, sonrasında ağzından salyalar akarak duvarın diğer tarafındaki inlemeleri duymak için duvara doğru yaslandı. Yorgunluğu yüzünden uykuya dalana kadar yaklaşık on beş dakika oraya yaslandı.

 

Uyumuştu ancak küvet hala doluyordu. On dakika sonra su odaya doğru taştı. Ne yazık ki, atık su borusu tıkanmış gözüküyordu ve bu yüzden su, mobilyaya, masaya, yatağa ve elektrikli ürünlere doğru akmıştı.

 

Sizzzz. Klima kısa devre yaptı ve duman çıkarmaya başladı. Sonrasında su yavaş yavaş elektrikli bir şekilde Xiaohao'ya doğru aktı.

 

Aniden yan odadan gelen yüksek gürültülü ses onu uyandırdı. Seks uzun süre önce bitmişti ama kadın ve erkek ödeme konusunda tartışıyor gibi gözüküyordu. Gürültü gittikçe şiddetlendi. Xiaohao, kulaklarını duvara yaslamadan bile onları duyabiliyordu.

 

Birden tüm merakı kayboldu ve banyo yapmaya hazırlandı. Ancak döndüğü zaman odasını duman altında görünce şok oldu. Bir su birikintisi ona doğru akıyordu. Zemin halıyla kaplı olduğu için su, halının üzerinde birkaç kıvılcıma sebep olmuştu. Xiaohao şaşkındı.

 

Otaku olduğu için çok sayıda korku filmi izleme fırsatı olmuştu. Doğal olarak tüm Son Durak filmlerini de izlemişti. Ölümün onu hedef aldığını fark etti. Bu suyun elektrik içerdiğinden emindi. Tek şansı kaçmaktı.

 

Hemen kapıya doğru koştu ve kapının kolunu çekti. Ancak böylesine kritik bir anda aptal kilit sıkışıp kalmıştı. Ne kadar zorlasa da kilit açılmamıştı. Ayrıca yan odadaki tartışma o kadar şiddetli ve gürültülü bir hal almıştı ki attığı çığlıklar Zheng ve diğerlerinin kaldığı odalara ulaşamıyordu. Onlardan uzak bir oda seçen tek kişi oydu.

 

İyice gerilmişti. Tüm gücüyle kapıya vurdu ama hiçbir işe yaramadı. Su gittikçe yaklaşıyordu. Pencereden kaçmaktan başka seçeneği yoktu. Ama ne şanstır ki, pencere de kapı gibi kilitlenmiş ve açılmıyordu.

 

''S*keyim!''

 

İyice sinirlendi ve sonrasında bir sandalye alıp pencereye vurdu. Birkaç kere vurduktan sonra sonunda camı kırabilmişti. Su ona ulaşmadan önce cama doğru atladı.

 

Pencerenin dışında bir cadde vardı ve yoldan genellikle kamyon geçiyordu. Gergindi ve zor bir şekilde yutkundu. Bulunduğu oda ikinci kattaydı. Birkaç metre yükseklikten atlasa ölmezdi ama odada bulunan su da pencerenin yüksekliğine ulaşamazdı. Bu yüzden tereddüt etti. Düşündüğü sırada klimadan çıkan duman daha da yoğun bir hal aldı. Klimadan kıvılcımlar çıkıyordu ve sanki patlayacakmış gibiydi.

 

Xiaohao, dişlerini sıktı ve sonunda atlamaya karar verdi. Ama bu kararı verdiği anda klima patladı. Patlamanın etkisiyle pencereden yola doğru düştü. Ama sonuçta, bu az yükseklikten de ölmedi. Sonunda rahat bir nefes aldı.

 

''Lanet olsun bu..."

 

Sözünü bitiremeden önce bir kamyon ona doğru çarptı. Pah! Kamyonun lastikleri arasında kayboldu.

 

''Bu, çok kötü. Pestili çıkmış resmen. Onu bu şekilde tanıyabilmek mümkün değil. Peki, nasıl oldu da yerden on metre ileriye zıpladı?''

 

Kafkas polis, iş arkadaşına söyledi.

 

Diğer polis de çok merak ediyordu. ''Otel sahibinin dediğine göre bu adam yasadışı bir göçmen gibi görünüyormuş. Klimanın patladığı odada kalıyormuş. Ama ikinci kattan nasıl bu kadar uzağa atlayabildi? Altın madalya alan olimpiyat sporcuları bile bunu yapamaz. Tabii hızlanmak için yeterli mesafeye sahip değillerse."

 

Kafkas polis, ayağa kalktı. ''Başka bir şey var mı? Herhangi bir kadını aramış mı?''

 

''Hayır. Otel sahibi sadece oda temin ettiğini söyledi. Ama yan odadaki kadın ve erkek birkaç ipucu verdi. Tartıştıkları sırada kırılmış bir cam sesi duyduklarını söylediler. Ama bunu fazla dikkate almamışlar. Sonrasında bir patlama sesi duymuşlar, muhtemelen klimadan gelen patlama sesi.''

 

Kafkaf polis, iç çekti: ''Şehir dışındaki mafyaların silah satıcısı aradığı bilgisini aldım. Bu mafyaların görünüşe göre Asyalılarla bir ilişkisi var. Umarım bu herif onlardan biri değildir. Mafyalar, silahlı kavga yüzünden olan ölümleri böyle örtbas ediyor ise baya yaratıcı. Herkesin şu an için dikkatli olmasını söyle. Olası tüm ipuçlarını topla. İtirafçılardan, bize mafyalar hakkında bilgi vermelerini söyle. Onlarla konuşmak istiyorum.''

 

Aynı zamanda Zheng'in grubu çok uzakta olmayan bir Fransız restoranında öğle yemeği yiyordu. Saat sabah 11 olmasına rağmen otelden ayrılmak zorunda kalmışlardı.

 

Hiçbiri gece rahat bir uyku çekememişti. Xiaohao'nun ölümünden hemen sonra otelden ayrıldılar ve dinlenmek için dışarıda bir açık alan buldular. Xiaohao'nun son halini gördükten sonra herkesin adeta midesi bulanmıştı. Ayrıca ölüm hissi daha açık bir hal almıştı. Sanki kalplerinde ağır bir yük vardı. Bu durum altında hala uyuyabilen olursa cidden takdir etmek gerekirdi.

 

Grup önce karnını doyurdu. Neyse ki Zheng, bar sahibinden birkaç bin dolar nakit elde etmişti. Bu yüzden paradan yana sıkıntıları yoktu. İki nedenden dolayı bu restorana gelmeye karar verdiler. Birinci sebebi fast food sevmemeleri. Diğer sebebi ise restoranın içinden caddedeki polisleri gözlemleyebilecek olmalarıydı.

 

''Bu şekilde öldü. Ölüm bunu nasıl yaptı?'' Laoshi, korkmuş bir şekilde mırıldandı.

 

Yemeklerin gelmesini beklemelerine rağmen, Laoshi konuşana kadar kimse tek bir söz edecek ruh haline sahip değildi.

 

Zheng, içini çekti: ''Muhtemelen tesadüf, bir tesadüfler dizisi. Daha kodumun ikinci günündeyiz ve şimdiden üç kayıp verdik. Bana olan saldırılar normal bir insanı da öldürecektir. Ölüm bizi normal insanlardan ayırabilir mi? Neden bize böyle ahtapot gibi yapışıyor?''

 

WangXia, mırıldandı: ''Ayrılmadan önce odasına bir göz attım. Bir insan tarafından öldürüldüğüne dair hiçbir işaret yok. Yerde çok su vardı ama banyoda hiçbir sıkıntı yoktu. Borularda herhangi bir tıkanıklık göremedim. Bu su nereden geldi ki?''

 

Lilin, başını salladı ve konuştu: ''Bu dizinin korkunç tarafı da bu işte. Ufak ayrıntılar ölüme sebep olabilir. Ve sonrasında nasıl öldüğünü bile fark edemezsin. Benim de onun gibi pestilim çıksın istemiyorum. O hale gelmektense intihar etmeyi tercih ederim!''

 

Zheng, konuştu: ''Belki de kendi yaşamına son vermek gibi bir hakkın bile yoktur. Ölüm kendini öldürmene izin vermez. Senaryo değiştirilmeseydi, ölmesi gereken bir kişiyi öldürmek zorunda kalırdık. Ölümün beni öldürmekten vazgeçirebileceğine inanmam! Ama şimdi senaryo sıralı ölümlerden rastgele ölüme doğru değişti. Sıradaki hangimiz olacak bilmiyorum.''

 

Tam o sırada, bir düzine motosikletin geldiğini gördüler. Bunlar Zheng'in dün gece gördüğü çete liderleriydi. Polisi görmezden gelerek bara doğru yürüdüler. Polis onları garip gördü ve onların yanına doğru gitti. Zheng de ayağa kalktı ve çıkışa doğru yürüdü.

 

''Onlara bakmaya gidiyorum. İstediğim şeyi getirmiş olmalılar. Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazlar. Lanet Amerikan Polisleri. Umarım bizi hedef almazlar.''

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr