Bölüm-20-/-Douluo dalu

avatar
1193 2

Tembel Hükümdar - Bölüm-20-/-Douluo dalu





















İçinden bu son olacak diye bağırırken bir kez daha mühürlerden bir tanesini açtı ve enerjisininin bir kısmını serbest bıraktı. Elbette, bir kısmı dediğimize bakmayın, bu 'bir kısım' dünyayı yok etmeye rahat bir şekilde yeterli...


Kızlar, Shun'un ne düşündüğünü bilmiyordu çünkü yüksekten uçmanın verdiği heyecana kapılmışlardı ve mutlu ve heyecanlı bir şekilde etraflarına bakıyordu.


Yüksek hızlı uçuş nedeniyle yaklaşık 10 saniye içinde uzaktan bir yerleşim yeri görünmeye başladı, Kutsal Ruh Köyü!


Elbette, fazla dikkat çekmemek için köye gelmeden biraz geride, kimsenin olmadığı bir yere yavaşça inmek için enerjiyi kontrol etti ve kızları nazikçe yere bıraktı.


Kızlar yere inince bir dengesizlik yaşadılar ve başları döndü, sonuçta tek bir adımla öyle yüksek bir hızda fırlamışlardı ki havadayken fark etmemişlerdi fakat yere inince başları dönmeye başlamıştı.


Shun bunu fark edince 2 kızında başlarını hafifçe okşadı ve tüm mide bulantısıyla baş ağrısı ve baş dönmesi gibi durumlar ortadan kayboldu, sanki daha önce hiç rahatsız değillermiş gibi!


2 kız başta buna şaşırabilirlerdi fakat kısa sürede gerçekleştirilen şeyleri görünce, bunun pekte bir şey olmadığını kabul ettiler...


Sily kendine gelince uzakta görünen köye baktı ve sordu,''Bu... Köy mü? Neden buraya geldik?.''


Diğer kızda merak ederek Shun'a baktı. 


Shun 2 kızın gözlerindeki merakı görerek açıkladı,''Buraya gelmeden önce bize çarpan kamyonu hatırlıyor musunuz? Kamyon dediğim o demir yığını.''


Kızlar anlamış gibi kafalarını sallayınca devam etti,''O kamyon bize çarpınca bizi farklı bir boyuta, daha doğrusu farklı bir evrene gönderdi.''


Kızlar şaşırmışken devam etti,''Bu tür evrenlere paralel evren veya masallar ve hikayeler diyarı olarak düşünebilirsiniz. Yani, şu anda bulunduğumuz dünya da aslında başka birinin yazdığı ve çizdiği bir romanın bulunduğu dünya!''


Kızlar bu sefer gerçekten şok olmuştu! Shun devam etti,''İnsanın bilinçaltı çok geniş ve çok güçlüdür, öyle ki eğer insanlar bilinçaltı güçlerini kontrol edebilirlerse gerçekten tanrısal varlıklar olabilirler. Demek istediğim, insanlar hayal güçleriyle bir roman, manga veya anime yaptı diyelim ve bunu bir sürü insan izledi ve bilinçaltında böyle bir dünyanın gerçekte var olduğunu kabul etti, bir çok insanın bilinçaltı ve inanç gücüyle bu düşünceler gerçekliğe tezahür ederek bir çok paralel evren ve bu tür küçük boyutlu dünyaları bilmeden yaratmış oldular.''


Kızlar şaşkın şaşkın dinlerken devam etti,''Elbette bunlar aslında gerçek değil, ama aslında gerçek. Biraz kafa karıştırıcı olsa da, demek istediğim bu tür dünyalar yaratıldı, fakat aslında gerçeklikle temasları yoktur, başka bir küçük evrende bulunurlar ve evrenin zirvesindeki tanrı denilebilecek varlıklar dışında bu küçük boyutlara kimsenin erişimi olamaz.''


''Buraya gelmemizin nedeni o kamyon bana çarptıktan sonra bizi bu küçük uzay dünyasına gönderdiler ve bana ana karakter olarak bir sistem verdiler, ha, gerçek dünyadaki sistem gibi ama aslında bu bir yardımcı sistem. Yani bana görevler vererek bir çok ödül veriyor, mesela bu dünyadaki dövüş sistemindeki dövüş ruhu gibi veya fiziksel güç gibi, anladınız mı?''


Kızlar kafalarını sallayınca devam etti,''Yani bu köye gelmemizin sebebi, sistemin bana bir görevi.''


Kızlar bunu duyunca anladı ve sily sordu,''Öyleyse, bu sistem sana gerçekten işe yarar bir şey veriyor olmalı?''


Diğer kız da bunu duyunca cevabını bekledi, fakat cevabı duyunca nedense hiç şaşırmadı...

''Yoo, sadece daha önce okuduğum romanlardaki gibi bir ana karakter olmak hoşuma gitti, biraz eğlenmek istiyorum.'' Tembel, ama içlerinde biraz heyecan bulunan gözlerle cevap verdi Shun.


Kızlar bunu duyunca sessiz kalmadan edemedi. Olamaz, kim bu adamı bu kadar güçlü yaptı ki? 


Diğer kız bir süre düşündü ve sordu,''Ama dediğine göre bu tür küçük evrenlere sadece tanrı gibi bir varlığın erişimi olabilir, bizi bu dünyaya neden göndersin ki?''


Shun hafifçe gülümsedi,''Tanrı dediğin varlık sadece eğlenmek istiyor, bende onu eğlendirdim. Umarım cehennemde yanarak eğlenmeye devam edebilir.''Son sözleri söylerken ağzındaki eğri biraz daha derinleşti ve hafif korkutucu görünüyordu!


Bu sözleri duyunca kızlar tekrar sessiz kaldılar, bir şey söylemeye cesaret edemediler ve sanki dikkat etmiyorlarmış gibi ilerideki köye bakmaya başladılar.


Shun bunu görünce hafifçe gülümsedi ve çok ama çok uzakta, evrenin merkezinde bulunan farklı bir boyuta baktı. Orada kazığa geçirilmiş beyaz tenli ve sarkan kulakları olan bir adam vardı, önceden muhteşem olan sarayı çoktan yıkılmıştı ve altında yanan garip alevler onu sarmalarken çığlıklar atmaya devam ediyoru,''HAYIIIIIIIIIR!!! LÜTFEEN, LÜTFEN BIRAK!!!!!! YALVARIMIM, YETER BU KADAR, ACIIIIIIIIIIII!!!!!! AAAAAAAAAAAAAAAAAAHHĞĞĞĞĞ!!!''


Shun dikkatini geri çekti ve bu piçi kafasından tamamen attı, önde yavaşça yürüyerek köye doğru gitmeye başladı, kızlarda onu takip etti...

..............




3 kişi yavaş yavaş köye doğru yürüdüler ve kısa sürede köyün girişine geldiler. Köye girdikten sonra etrafa bakmaya başladılar. Sonuçta okuduğu bir romanın(sadece başı olsada) dünyasında olmak biraz heyecanlandırıcı, bu yüzden gerçekte nasıl göründüğünü merak ediyor. Kızların ise ilk defa farklı bir evren gibi bir yerde yapıların ve insanların nasıl göründüklerini merak etmeleri normal, özellikle Sily. Sonuçta kendisi düne kadar bırak dünyayı görmeyi, kendi karanlık sokağının dışını bile pek bilmiyordu, bu tür şeyler ona çok büyüleyici geliyordu.


3 kişinin gelişi elbette bazı köylülerin dikkatini çekti. Sonuçta 3 üde çok genç, yakışıklı ve tatlı 3 küçük yüz, ve kıyafetlerinin dokularına bakılırsa hiçte normal insanlara benzemiyorlar.


Kısa bir süre sonra üçünün önüne bastonlu bir yaşlı adam çıktı, etraftan gelen 'köy şefi geldi','köy şefinin bu çocuklarla ne yapacağını bilmiyorum' tarzı sözlerden bu küçük köyün köy şefi olduğu ortaya çıktı.


Köy şefi bir süre üçüne baktı ve yüzünde gülümsemeyle sordu,''Hey, siz 3 küçük misafirin ne aradığınızı sorabilir miyim?''


Shun ve kızlar yaşlı adama baktılar, dürüst olmak gerekirse sadece sevimli bir yaşlı adama benziyordu, o yüzden gülümseyerek cevap verdi,''Yarın ruh uyandırma günü olduğu için bu köye geldik.''


Kızlar ruh uyandırmanın ne olduğunu bilmedikleri halde kafalarını onaylama anlamında salladılar.


Köy şefi bunu duyunca şaşırdı, sonuçta üç küçük adamın kıyafetlerine, yüzlerine ve mizaçlarına bakılırsa düşük sınıf bir aileden geliyor olamazlar. O halde neden böyle krallığın küçük bir köşesine ruh uyandırma için geldiler? 


Kafasında bazı sorular olsa da pek belli etmedi,''Pekala, ruh uyandırma vaftizi gerçekten yarın yapılacak. Ama siz 3 küçük çocuğun buraya kadar gelebilmesi gerçekten garip, yanınızda kimse yok mu?''


Shun, bunun kötü niyetle söylemediğini anlayınca cevap verdi,''Hayır, biz sadece evden kaçtık, sürekli o sıkıcı yerde kalmaya dayanamadık! Ve, beni küçük görme, ben gerçekten güçlüyüm!''dedi ve kaslarını gösterdi.


Dürüst olmak gerekirse çocuk gibi davranmak biraz garip, fakat madem 6 yaşımızdaki halimize döndük, biraz çocuk gibi davranmakta sorun yok, sonuçta hepsi eğlence hehehe.


Kızlar bunu görünce şaşırmaktan edemediler ve hafif bir kahkaha attılar.


Köy şefi Shun'un söyledilerini duyunca doğru olması gerektiğini tahmin etti, elbette 6 yaşındaki bir çocuğun gerçekten güçlü olmasını beklemiyordu, fakat gerçekten evden kaçıp gelen asil bir ailenin çocukları olabilirler.


Bu çocuklarla ne yapacağını düşünürken Shun konuşmaya devam etti,''Dede, yarınki ruh uyandırma vakti gelene kadar sizin evinizde kalabilirmiyiz? Söz veriyorum, güçlü bir ruh ustası olduktan sonra istediğin her hangi bir şeyi ypaacağım!''Gerçi, şimdide yapabilirim, ama neyse.


Köy şefi bunu duyunca gülümsedi ve Shun'un kafasını ovuşturdu,''Seni küçük velet, umarım gerçekten güçlü bir ruh ustası olursun, bana iyilik yapmana ihtiyacım yok.''


Shun, bu yaşlı adamın gerçekten bunu kast ettiğini biliyordu, bir süre garip hissettikten sonra o da gülümsedi. Sonuçta dünyada her türlü insan vardır, bu yaşlı adam gibi saf iyi bir insanın olmaması neden mümkün olmasın?


Köy şefiyle bir süre konuştuktan sonra onları evine götürdü. Çok büyük olmayan, orta boyda üstü kiremitli bir evdi. Yalnız yaşadığı için çoğu oda boştu, fakat 3 kişi aynı odada kalmak istedi. Sonuçta 2 kız bu bilinmeyen dünyaya yeni gelmişlerdi ve dayanak olarak yalnızca Shun'a güvenebilirlerdi.


Köy şefide bir şey demedi ve onlara bir kaç tane çarşaf, yastık vb. verdi. Çocuklara uygun ev kıyafetleri yoktu, gerçi yarın gidecekleri için yeni bir tane almadı.


Köy şefine teşekkür ettikten sonra köy şefi gülümsedi ve rahatınıza bakın dedikten sonra odadan çıktı. Odadan çıktıktan sonra Shun ve diğerleri birbirlerine baktılar, şu anda yarın ruh uyanışını beklemekten başka yapacakları bir şey yoktu, bu yüzden ne yapacaklarını bilemediler.


Shun düşündü ve sonra konuşmaya başladı,''Madem douluo dalu dünyasındayız size bu dünyanın güç sistemini ve bazı güçlü grupları anlatayım.''


Shun'un sözlerini duyunca kızlar yatakta otururken pür dikkat dinlemeye başladılar. Sonuçta bu bilinmedik dünyada, yarından itibaren yeni güçlerini geliştirmeye başlayacaklardı, bilgi şu anda her şeyden daha önemlidir!


''Öncelikle size ruh ustalarının seviyesinden bahsedeyim. Ruh ustaları 1. seviyeden 99. seviyeye kadar gider. 1.seviyeden 10.seviyeye kadar ruh öğrencisi, 11.seviyeden 20. seviyeye kadar ruh ustası, 21. seviyeden 30. seviyeye kadar ruh büyük ustası, 31. seviyeden 40 seviyeye kadar ruh uzmanı, 41. seviyeden 50 seviyeye kadar ruh lideri, 51. seviyeden 60 seviyeye kadar ruh lordu, 61. seviyeden 70. seviyeye kadar ruh kralı,71. seviyeden 80. seviyeye kadar ruh bilgesi, 81. seviyeden 90 seviyeye kadar ruh douluosu, 91.seviyeden 99. seviyeye kadar ünvanlı douluodur. Dinlediğiniz gibi her 10 seviyede bir yeni ünvanlar kazanırsın, bunun nedeni her 10 seviyede bir darboğazla karşılaşırsınız ve bu darboğazı atlatmak için ruh canavarının ruh yüzüğünü özümsemelisiniz.''


Bir süre sessiz kaldıktan sonra devam etti,''Ruh canavarlarıda rütbelere göre ayrılmazlar, yaşa göre ayrılırlar. Ruh canavarlarının yaşları 100 le 1000 arası ruh öğrencisi ve ruh ustası seviyesidir, 1000 le 10000 arası ruh büyük ustası ve ruh uzmanı seviyesidir, 10000 ve 30000 arası ruh lideri ve ruh bilgesi seviyesine denk gelir, 30000 ile 60000 arası ruh kralıyla ruh bilgesi seviyesine denk gelir, 60000 ve 90000 ruh douluo, 100000 yıl ise ünvanlı douluo seviyesine denk gelir. Elbette bunlar sadece ortalama rakamlardır, bir çok özel varlık ve ruh cavanarları vardır, öyle ki 100 yaşlarındayken 10000 yaşlarındaki bir ruh canavarını yenebilecek güce sahipler. Elbette bunlar azınlıktadır, aynı şekilde insanlardada bu kadar abartılı olmasada aralarında özel olanlar ve kendi seviyesinin üstündeki varlıklarla kapışabilecek olanlar vardır.''


''Bunun nedeni insanlarda dövüş ruhu, ruh canavarlarında ise kan soyudur. Bir dövüş ruhu bir insanın kaderinde ne kadar ilerleyebileceğini temsil edebilir aslında, zayıf bir dövüş ruhu aynı seviyedeki ortalama bir dövüş ruhuna sahip biriyle kapışırken dezavantajlı duruma düşer, üstelik havadaki ruh enerjisini emme kapasiteside sınırlıdır, yani ne kadar isterlerse istesinler daha üst bir seviyeye geçemezler, bu zayıf dövüş ruhlarının kaderidir.''


''Öyleyse devam ediyim, bu dünyada 2 büyük imparatorluk, 3 mezhep ve bir ruh salonu vardır. 2 büyük imparatorluktan biri şu anda bulunduğumuz köyün bağlı oldu imparatorluk olan cennetsel dou imparatorluğudur. Askeri ve siyasi gücü kıtanın en büyük 6 gücünden biridir, diğer imparatorluk ise yıldız dou imparatorluğu, aynı şekilde cennetsel dou imparatorluğuyla eşit olan bir imparatorluktur. 3 büyük mezhep, her birinde birden çok ünvanlı douluoya sahiptir, bu nedenle zirve savaş güçleri imparatorluktan üstündür, 1i renkli gök çekici mezhebi, bu mezhepte doğan insanların ruhları renkli gök çekicidir, dünyadaki en büyük güce sahip ruh olduğu söylenir, son zamanlarda mezhepte bir çok olay yaşanmış ve gücü düşmüş olsa da sonuçta hala 3 büyük mezhep arasında liderdir. 2.cisi yedi hazine sırlı çini klanı, bu klanın ana soyundan gelenlerin ruhları 7 katlı pagodadır, dünyanın en iyi destek ruhudur ve bu nedenle en az düşmana sahip ve en zengin mezheptir. 3. mezhep mavi yıldırım tiran ejderha klanıdır, 3 ü arasında en zayıf olan klandır, fakat bu onu küçümsemeniz gerektiği anlamına gelmez, sonuçta onların ruhuda dünyadaki en güçlü canavar ruhu olarak bilinir, mavi yıldırımlı ejderha.''


''Sonuncusu ruh salonudur, 6 büyük güç arasında açık ara dünyanın en iyi gücüdür. 10ndan fazla ünvanlı douluo ve dünyanın her yerinde ruh bilgesiyle ruh douluoya sahiptirler, siviller arasında en yüksek prestije sahip olanlardır çünkü onların ruhlarını uyandırıp seviyelerine göre aylık altın ödemesi yaparlar, ruh salonunun zirvesinde duran en güçlü 2 varlık vardır, 1i yaşlılar salonunun lideri qian daoliu, 99. seviye douluo, gücü yarı tanrı aleminde ve bu dünyanın zirvesinde duran bir avuç insandan biri. Aynı şekilde şu anki papa bibi dong, gücü 98. seviyede olsa da ikiz dövüş ruhları sayesinde 99. seviyedeki biriyle çok rahat bir şekilde eşleşebilir, dünyanın en büyük gücünden 2 si ve zirve savaş güçlerinden çoğu bu ruh salonunda toplanmıştır.''


Kızlar sessizce dinlediler ve dinledikçe iç çekmeye devam ettiler. Dünya gerçekten büyük, ne zaman onların seviyesine ulaşabileceğimi bilmiyorum.


Shun anlatmayı bitirince 2 kızı izledi ve içinden konuştu,'elbette tanrılar ve ilahi alem gibi daha anlatmadığım bir kaç şey var, ama bir süre güçlendikten sonra anlatırım, acelemiz yok, fazla baskı zarar getirebilir.'


Kızlar bu konuyla ilgili bir kaç soru daha sordu ve Shun cevapladı, kısa süre sonra kızlar uykulu hissetmeye başlamıştı, sonuçta 1 gün içinde bir çok şey olmuştu. Bilhassa diğer kız, bir süre önce bir organizasyon tarafından takip ediliyordu ve bir kaç olaydan sonra farklı bir dünyaya geldi ve sonunda buraya gelene kadar epey yoruldu, fiziksel ve mental olarak güçlü olsada hala insandı.


Shun bunu fark etti ve 2 kızı yatağına yatırdı,başlarını hafifçe okşadı ve gülümseyerek,''Merak etmeyin, ben burada olduğum sürece size hiç kimse bir şey yapamaz.'' Sesi sakin geliyordu ama çok büyük bir özgüven barındırıyordu. 


Bu sesi duyunca diğer kız hafif gerilimini bırakmadan edemedi, sonuçta bu çocuğu sadece kısa bir süreliğine tanıyordu. Gerçekten başlarından bir çok olay geçsede bu ona her konuda her türlü güvenebileceğini göstermez, özellikle bu garip dünyaya geldiğinden beri sadece önceki dünyasından gelen bu adamın yanında kendini güvende hissedebiliyordu, kafası oldukça karışmıştı. Fakat az önceki sözcüklerden ve ruhuna işleyen garip güven duygusundan dolayı gerilimini rahatlatmış ve gözleri yorgunluktan dolayı yavaşça kapanmıştı ve uyumuştu.


Silynin ise zaten bir süredir hayatının anlamı olan Shun'a olan güveninden bahsetmeye gerek yok, başını okşadığı ve söylediği sözlerden sonra nereden bulduğunu bilmediği bir cesaretle doğruldu ve Shun'un yanağını hızlı bir şekilde öperek yatağa yattı ve yorganı yüzüne çekti. 


Shun başta şaşırdı fakat sonra yumuşak bir gülümsemeyle,''iyi uykular''dedi ve sonra odadan çıktı...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44385 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr