Team 25 - Renga - Bölüm 2

---

İşte o an gerçek benliğini ortaya çıkarmıştı"Neden sen olmalıydın" diyerek öne atılmış Nico. "Ha ha ha!" delilercesine kahkaha gömüldü adam ve elindeki kunaiyi alıp genç kadının boğazına tuttu. "Bunca zaman kendimi sakladım bunca zaman günahlarımdan arınmak için uğraştım ama nafile" elindeki kunaisi ile kadının boğazına kesmişti."Hayır!"
"Önceki gün."
Sai, ekibinin yanına gelmişti. -"Bugün ilk görevinize çıkacaksınız" -"Oley be sonunda köye yararlı biri olacağım" dedi Renga, yüzünde büyük bir gülümseme ile.-"İlk görevimizin rankı ne olacak" Hiro merakla sormuştu.-"Genin olduğumuz için E rank bir göreve çıkacağız galiba" dedi Hako.
Sai elini kaldırarak kutuları gösterdi. "C rank bir erzak taşıma görevi." Bunu duyan çocukların ağzı bir karış açık kalmış ve ilk görevlerinin C rank bir görev olduğunu duyunca oldukça şaşırmışlardı. "N-ne yani ilk görevimiz C rank mı?" kekeleyerek sordu Renga. Sai başını onaylarmışçasına başını sağladı.

-"Bu erzakları nereye götüreceğiz Sai-sensei" dedi Hako.-"Konoha'nın dışındaki fakir bir köye götürmemiz lazım" -"Hala fakirlikle boğuşan insanlar var demek" Hako'nun yüzü düşmüş bir şekilde yere bakmıştı.-"O insanları yardımcı olmak bizim görevimiz di mi Sai-sensei" koşarak kutulardan birini kaldırdı Renga, "Hadi ne bekliyoruz ne kadar hızlı gidersek o kadar iyi"-"Bu çocuk hep böyle hiperaktif mi" Hoki yerdeki kutuyu kaldırırken zorlanmış gibiydi. 

Team 25 sessiz bir şekilde ormanda gidiyorlarken Sai durduk yere durmuştu. "Herkes saldırı pozisyonuna geçsi-" Sai sözünü diyemeden arkasından kunailer gelmiş ve kanlar içerisinde yere düşmüştü. 
-"Sai-sensei" hep bir ağızdan bağıran çocuklar panikle ellerindeki kutuları yere düşürmüştü. -"K-kaçın çocuklar" yerde kanlar içinde yatan Sai cümlesini bitirir bitirmez bayılmıştı. 
Şok ve panik içerisinde olan Renga ne yapacağına bilemeden tüm gücüyle ormana doğru koşmaya başlamıştı, "Nereye gidiyorsun Sai-sensei burada bırakmayız" dedi Hoki ama Renga onu dinlemeden ormana dalmıştı bile. "Hemen ilk yardım yapmalıyız Hoki" demesiyle birlikte Hako çantasındaki bandajlara çıkarmıştı ki Hako'nun üstüne doğru kunai ve shurikenler gelmeye başladı. 
"Hayır" kendisini koruma dürtüsü ile yüzünü kollarıyla kapatan Hako'nun önünde birden Hoki belirdi. "6.hokage asla arkadaşlarını yarı yolda bırakmazdı. Ben de onun gibi bir ninja olacağım" Hoki elindeki tando ile tüm kunai ve shurikenleri engellemeye başarmıştı, lakin o kadar çok korkmuştu ki ayakları titremeden duramıyordu. 

"Hoki..." bir kaç saniyeline olsa da Hako dona kalmıştı. "Teşekkür ederim" gözlerinden yaslar akan Hako hemen bandajları çıkarıp Sai'nin sırtındaki kunaileri çıkarmaya başladı. 
"Neden kaçıyorum? Daha ne kadar kaçacağım" aklına Sai'nin yere yığılış geliyordu. Aklına Hoki ve Hako'yu düşünmeden kaçması geliyordu "Çok korkağım." dişlerini sıkarak elindeki kunai çıkardı ve kendi eline soktu "Ben Renga, bu şekilde korkarak kaçamam bir daha kaçamam"

Üç haydut Hoki ve Hako'nun etrafını sarmış üzerlerine doğru yürüyorlardı. Hoki hala sakinleşememiş ve ayaklarının titremesi yüzünden bir adım daha atabilecek kuvveti kendisinde bulamıyordu. Hako ise Sai sensei ile ilgilenmekten kendisini koruyamayacak durumdaydı. 
-"Bir kaç ufak shinobi işimize yarayabilir" Haydutlardan biri katanasını yalayarak söylemişti. -"Öldürün gitsin" dedi üstündeki giysilerden lider olduğu belli bir haydut. Katanasına kaldırdığı gibi Hako'nun üzerine doğru koşmaya başlamıştı bir haydut. "Hayır!" bağırmaktan başka hiçbir şey yapamayan Hoki, arkadaşını korumak uğruna Hako'nun önüne atlamıştı ki birden Hako'nun önünde topraktan bir duvar belirmişti. 
-"Haydutların işini bitirelim... Ah bu o kadarda havalı olmadı. Hadi şunların gününü gösterelim bu da olmadı... Eğer arkadaşlarımı rahat bırakırsanız canınızı bağışlarım" yüzünde bir gülümseme ile el mühürleri yapmaya başladı Renga.