SS 193: Luo Feng, Ölüm Cezası!

avatar
8366 30

Swallowed Star - SS 193: Luo Feng, Ölüm Cezası!


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

Plazanın beton kaldırım parçaları her tarafa saçılıyordu.

 

“Altın örümcek ağı!”

 

Altın örümcek ağı ona doğrulduğunda Li Yao çoktan köpek gibi geri çekiliyordu, trajik bir şekilde ifadesi değişerek vahşice gürledi: “AÇIL!” Görüntüde Li Yao’nun siyah kolu yırtıcı bir şekilde açıldı, üç veya dört metre kadar uzunluğa ulaştı.Altın örümcek ağının iki tarafından tutmaya ve onu ayırmaya çalıştılar.

 

“CHİ!” Bir anda altın örümcek ağı Li Yao’yu yakaladı. Ellerini baştan başa bağlamış ve altın örümcek ağının sekiz boşluğu tamamen mühürlenmişti.

 

Li Yao aniden 1 milyon kglik bir güç ile saldırdı!

 

CHİCHİ~~

 

Altın örümcek ağı ince bile olsa Li Yao yine de onu parçalayamıyordu. Çoktan tamamen bağlandığından nasıl kaçabilirdi ki? Bu imparator seviye canavar kara dul örümcek kralın imparator seviye canavarları yakalamak için kullandığı bir ağ idi. İmparator seviye canavarın bile kırarken çok uğraşması gerekiyordu. Li Yao bunu nasıl kırabilirdi ki?

 

“İyi değil!” Kaçamayan Li Yao gözünün ucuyla Yüce Mekiği üzerindeki Luo Feng’in gözlerinin kan hırsıyla nasıl kaplanmış olduğunu gördü. Ayrıca 16 akan ışık da gördü!

 

Vıınnnn! Vııııın! Vıııııınn!

 

16 akan ışık, 16 kükreyen ejderha misali direkt olarak Li Yao’ya doğru uçtu!

 

“ÖLEMEM!!” Li Yao kalbinde gürledi.

 

“Chi!” “ Chi!” Sıkışan Li Yao bir anda bu kritik zamanda bir şey yapmaya karar verdi. Siyah bacakları uzamaya ve incelmeye başladı. Gerçek uzunluklarının yarısına ulaştılar. Zayıf siyah bacakları altın örümcek ağının deliklerinden geçerek plazanın zeminine ulaştı.

 

Şuan Li Yao’nun iki metre uzunluğunda iki adet zayıf uzun bacağı bulunuyordu!

 

BOOM!

 

16 akan ışık yine de tekrar Li Yao’ya isabet etti, “AAAHHH!!!” Li Yao dişlerini sıktı ve gözleri kan kırmızısına büründü, “ÖLEMEM, ÖLEMEM!!!!” 8 milyonluk inanılmaz etki kuvveti üzerine bindiğinde kara tanrı seti bir kısmını engelliyor olmasına rağmen Li Yao elinde olmadan çılgınlar gibi kan kustu. Organları parçalara ayrılıyormuş gibi hissediyordu. Diğer yandan güçlü azmi ayakta kalmasına yardım etti.

 

Vıııııınn!!

 

16 bıçak parçasının güçlü tepki kuvvetini kullanarak Li Yao’nun zayıf siyah ayakları koşmaya başladı! Zaten hızlı olmasıyla birlikte 16 bıçak parçasının tepki kuvveti eklendiğinde kayan siyah bir yıldız gibi uçtu. Plazadaki heykellere çarparak parçalara ayırdı. Siyah zayıf ayaklar aniden yön değiştirdi ve caddedeki kalabalığa doğru ilerledi.

 

“Henüz ölmedi mi?” Yüce Mekiğin üzerinde duran Luo Feng’in bakışları soğuklaştı.

 

“Çılgın, Luo Feng çılgın… HR ittifakı plazası gibi halka açık bir yerde beni avlamayı denediğine inanamıyorum! Çılgın, artık yaşamak istemiyor. Olduğu sürece!!! Kalkanım olacak sıradan birini bulduğum sürece hala yaşamak için bir şansım var.” Li Yao delicesine iki uzun siyah bacağıyla caddedeki kalabalığa doğru koşmaya devam etti.

 

Caddede tonla kişi bulunuyordu ve çoğu kişi trafikte sıkışıp kalmış ve araçlarından çıkmışlardı. On milyonun üzerindeki kişi birbirlerine bakarken epeyce heyecanlıydı!

 

Luo Feng’in Li Yao’yu kovaladığı süreç şimşek kadar hızlıydı.

 

İnsanların çoğu tepki bile veremeden Li Yao çoktan onlara doğru koşuyordu!

 

“AH!”

 

“BU ŞEY DE NE ÖYLE?”

 

Tamamen siyaha bürünmüş Li Yao iki metre uzunluğundaki iki zayıf bacağıyla gerçekten de korkutucu şekilde tuhaf görünüyordu. Kalabalığa doğru şimşek gibi ilerlemesi paniğe neden oldu. Ve bu sefer….. yüce mekiği üzerindeki Luo Feng anında 1300 m/s hıza ulaştı! Korkunç bir sonik patlamaya sebep olarak Li Yao’nun önüne kondo.

 

“Kaçamazsın.” Luo Feng Li Yao’nun önünde durdu, 16 bıçak parçası yanında süzülürken soğukça Li Yao’ya baktı.

 

“LUO FENG, BENİ ÖLDÜREMEZSİN!” Li Yao ağzından sürekli kan kusarken gürledi. Luo Feng’in iki saldırısı Li Yao’yu muazzam ölçüde yaralamıştı. Kaçmak için koşabilmesinin tek nedeni yaşama arzusuydu.

 

Luo Feng buz soğukluğunda bir gülümseme sergiledi.

 

Aniden Luo Feng’in ifadesi hafifçe değişti. İnsanlarla ve arabalarla tıka basa dolu caddede sarışın bir hatun elindeki küçük kontrolörleri Luo Feng’e doğru kaldırdı. Tuhaf bir gülümsemesi vardı: “Luo Feng, kocamdan uzak dur!”

 

“Venina ?” Luo Feng’in ifadesi hafifçe değişti.

 

Bir düşüncesiyle altın örümcek ağı yükselerek Li Yao’yu havada kesilmeyi bekleyen bir domuz haline getirdi, kaçamazdı! Li Yao havadayken yeri kullanarak koşamazdı da !

 

“VENİNA!” Altın örümcek ağının içerisinden Li Yao bağırdı.

 

“Neden kocandan uzak duracakmışım?” Luo Feng buz gibi Venina’ya baktı. İçgüdüsü Luo Feng’e direkt olarak Li Yao’yu direk öldürüp cehennemin dibine göndermesini söylüyordu.

 

Luo Feng önündeki Venina’yı her zaman görmezden gelmişti.

 

Çünkü Luo Feng’in kalbinde sahnenin arkasında bunları yapan hep Li Yao idi. Fakat Luo Feng bilmiyordu ki-- astronomik ödülü gönderen Venina’nın ta kendisi idi! Avustralya Kıtasında  Luo Feng üzerinde kullanılan lazer topu da Venina’nın elde ettiği bir şeydi! Luo Feng’in ailesini yok etme fikri de Venina’dan çıkmıştı!

 

Li Yao’nun takma ismi akbabaydı. Çünkü bu takma ismi kullandığını bilen çoğu insan, bu ismin onun şiddetini gösterdiğini biliyordu.

 

Venina’nın takma adı ise akrep idi. Çünkü zehirli bir şekilde zalimdi!

 

Havlayan köpek ısırmazdı. Luo Feng bilmiyordu…. önündeki çiftten entrikacı zalim olan her zaman bu kadındı.

 

Venina kalabalığın arasında dururken Luo Feng’e baktı.

 

“Luo Feng.” Venina küçük kontrolörü tuttu, “HR ittifakı villa sektörü ve caddesi etrafına T111 bombaları döşedim! Eğer bu butona basarsam….” etraftaki kalabalık bir anda kargaşaya gömüldü. Çoğu insan çığlık atarak her yöne doğru koşuyordu.

 

“o zaman boooom…. Sektördeki on binlerce kişi hayatını kaybedecek.” Venina’nın sesi etraftaki her bir kişinin kulağına cehennemden gelen bir şeytanmış gibi yankılandı.

 

Korku!

 

Panik!

 

Ve Luo Feng gözlerini önündeki kadına odaklamıştı.

 

“Yeterince zalim.” Luo Feng hafifçe söyledi.

 

“Eğer kocamı öldürmek istiyorsan o zaman hadi beraber ölelim.” Venina’nın sesi yumuşaktı. Diğer yandan Venina’nın başka seçimi yoktu. O ve kocası önceden çok fazla insanı kızdırmıştı. Şükürler olsun ki Li Yao hayatını riske atarak arkeolojik harabe #9’dan kara tanrı seti almayı başarmıştı. Bundan sonra çift huzurlu bir yaşam sürebilirdi.

 

Eğer kalkanları Li Yao ölseydi Venina’nın hayatı harap olurdu!

 

“Herkes dursun!”

 

“Durun!”

 

“Silahlarınızı bırakın.”

 

HR ittfakı binasının yanına konuşlanmış ordu hızlıca oraya intikal etti. Ülke özel kuvvetlerinden birkaç ajan da hızlıca geldi. Onlara geleneksel çin cübbesi giyen orta yaşlı bir adam onlara liderlik ediyordu. Orta yaşlı adam kalbinden küfretti: “Sikeyim, üç ileri düzey savaş tanrısı birbiriyle dövüşüyor. Eğer dövüşmek istiyorlarsa dövüşsünler fakat sıradan insanlar işin içerisine çekildi. Şuan her an on binlerce kişi herhangi bir anda ölebilir!”

 

T111 bombalarının gücü son derece inanılmazdı.

 

“Siz hepiniz.”

 

“Savaş tanrısı Luo Feng, Madam Venina, barışçıl bir şekilde konuşalım.” orta yaşlı adam zoraki bir gülümseme bıraktı, iki grubu da kızdırmaktan korkuyordu.

 

Daha fazla yetkisi vardı fakat önündeki kişiler ileri düzey savaş tanrılarıydı!

 

“Siz çocuklara T111 bombalarını aramamanızı tavsiye ederim.” Venina orta yaşlı adama baktı, “Onları bulunması son derece zor yerlere yerleştirdim. Onları bulsanız bile, bombayı imha etmenin ne kadar zor olduğunu biliyor olmalısınız! Bir defa onu imha etmeye başladığınızda, anında haberim olacak ve butona basacağım!”

 

Geleneksel çin kıyafetin içerisindeki orta yaşlı adamdan bir damla soğuk ter döküldü!

 

Hem güç hem yetkiye sahip figürlerle uğraşmaktan nefret ediyordu. Çin HR ittifakı yöneticisi ileri düzey savaş tanrısıydı, böyle bir figürle uğraşmanın sonu mezarda biterdi.

 

“Luo Feng.” Venina Luo Feng’e baktı.

 

“Kocam, ben ve on binlerce masum Çinli vatandaş beraber ölecek.” Venina’nın sözleri Luo Feng’in kulağının etrafında yankılandı, “Ya da kocamın gitmesine izin vereceksin ve hiç kimseye bir şey olmayacak! Seçim senin elinde!”

 

Luo Feng kayıtsızdı ayrıca bakışları git gide daha da soğuklaştı.

 

“Savaş Tanrısı Luo Feng!”

 

“Madam Venina!” geleneksel Çin kıyafeti içerisindeki orta yaşlı adam biraz panikledi, fakat kendi kendine düşündü, “Bay Lan neden hala burada değil?”

 

Vıııııınnnn!

 

Harap olmuş HR ittifakında sıcaklık düşmeye başladı. Zaten kıştı ve şuan sıcaklık 0’ın altına düşmüştü. Çeşmeler aniden dondu ve hava buz kesilmeye başladı.Hafif yeşil saçlarıyla orta yaşlı bir adam gökyüzünden aşağı uçtu.

 

“Temsilci Lan.” Venina, Li Yao ve Luo Feng gelen kişiyi tanıdı.

 

“Hmph, siz çocukların kini bile olsa sıradan insanları bunun içine sürüklemeyin.” bin yıldır donmuş gibi, Temsilci Lan’ın bakışları birinin titremesine sebep olabilirdi.

 

“Temsilci Lan” Venina başını salladı, “Hiç seçeneğim yoktu. Luo Feng kocamı merkezi şehrin ortasında öldürmek istedi, bu yüzden başka seçeneğim yoktu! Onun rakibi değilim bu yüzden bu seçeceğim tek yoldu. Eğer kocam ölecek olursa o zaman on binlerce masum insan da onunla ölür. Ayrıca seçim Luo Feng’in ellerinde. Eğer kocamın gitmesine izin verirse herkes mutlu olur.”

 

Dünyada 52 Temsilci bulunuyordu.

 

Çin kökenli 10’un üzerinde savaş tanrısı seviyesini aşan varlık bulunuyordu. Sadece üç ya da dört tanesi ülkeye sadakat besliyor olsa da epeyce kısmı ülkenin gözlerden uzak kısımlarında yaşıyordu. Bazen ordu ve ülkeye yardım ediyorlardı. Veya HR ittifakına….her ne şekilde olursa olsun kime isterlerse ona yardım edebilirlerdi ve yine de huzurla gözden uzakta yaşayabilirlerdi.

 

Buz Bıçağı Lan Ran Jiang Nan merkezi şehrinde gözlerden uzakta yaşayan Temsilcilerden birisiydi.

 

Sadece büyük bir olay olduğunda Lan Ran kendini gösterirdi.

 

Ve bu sefer Lan Ran araya girmek zorundaydı.

 

"Luo Feng"

 

Temsilci Lan Luo Feng’in yanına süzüldü, “Luo Feng ülkenin ve Savaş Tanrıları Sarayı’nın kurallarını biliyor olmalısın!”

 

“Savaş Tanrısı Sarayındaki epeyce kural kesindir. Kimsenin onları ihmal etmeye izni yoktur.”

 

“Bir dojonun aile üyelerinden birini öldürmek bir kural!”

 

“Merkezi şehirde bir dövüşçüyü alenen öldürmek de bir kural!”

 

“Savaş tanrılarının merkezi şehirlerde birbiriyle çarpışmasına izin yoktur bu da bir kural!”

 

Temsilci Lan hafifçe söyledi: “Güçlü savaş tanrıları insanlığın zenginliğidir! Her biri çok önemlidir.”

 

“Cüret ettiğin hareket HR ittifakı plazasının içindeki dövüşçüleri on milyon kişinin gözleri önünde avlamaya çalışmak, bunun anlamı ölüm cezasını hak ediyorsun! Ayrıca öldürmek istediğin savaş tanrıları Savaş Tanrıları Sarayı’nın üyesi! Bu yüzden suçun daha bile beter! Onu öldürsen bile yine de ölüm cezası! Yasalar beş başkan tarafından konuldu. Li Yao’nunkine karşılık kendi hayatından vaz geçecek misin? Bazı gençler büyüyor ve bazıları saf bebekler. Buna değer mi?” Temsilci Lan Luo Feng’e baktı.



 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr