SS 192: Öfke Dalgaları, Yoğun Kini Yükseltiyor

avatar
8427 33

Swallowed Star - SS 192: Öfke Dalgaları, Yoğun Kini Yükseltiyor


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

 

İmparator seviye oto jet ve tarihsel seviye oto jet havada süzülüyordu.

 

Luo Feng kara tanrı setinin imparator seviye oto jetten çıkardı, yüce mekiğin üzerine atladı ve sonra tarihsel seviye oto jete geri uçtu.

 

“Reis, işte kara tanrı seti.” Luo Feng onu koltuğa koydu.

 

“Evet.” siyah kıyafetli adam Hong hafifçe başıyla onayladı.

 

Diğer yandan Hong ağlasa mı gülse mi onu düşünüyordu. Çünkü satılan oto jetlerin Al’ları sadece Hong’un komutlarını dinleyen basit Al’lar idi. Hong oto jete Luo Feng’i dinlemesi için komut vermişti bu yüzden dövüşçü jeti tabii ki itaat etmişti! Eğer Luo Feng ve Hong aynı anda komut verseydi o zaman oto jet aslında daha yüksek yetkili olarak Hong’u dinleyecekti.

 

Luo Feng’in ölüm haberi etrafa yayıldıktan sonra.

 

Hong oto jeti ve kara tanrı setini de geri almıştı! Luo Feng’in dışarı çıktığını öğrendiğinde Hong telaşla kara tanrı setini içine geri koymuştu!

 

Ah tanrım!

 

Hong daha önce hiç bu kadar utanmış mıydı? İyi olan ise bunu kimsenin bilmediğiydi.

 

“Luo Feng hadi burada ayrılalım.” dedi siyah kıyafetli adam Hong.

 

“Evet reis.”

 

Başka hiçbir şey hakkında umursamadan iki savaş tanrısı seviyesini aşan varlığı uğurladı ve yüce mekiğine adımını atarak oto jetine uçtu.

 

“#1 eve git.” Luo Feng komut verdi.

 

Vııııınnnn!!

 

Koyu mavi oto jet anında 10 mach hızına ulaşarak Çin’in Jiang Nan merkezi şehri Yang Zhou şehrine yöneldi.

 

Gökyüzü griydi, hiçbir gün ışığı yoktu. Dondurucu soğuk birkaç düşen yaprakla birlikte taşınıyordu.

 

Ming Yue sektöründe epeyce çocuk vardı. Gençler soğuğu görmezden gelerek bazı güç, çeviklik ve bıçak antrenmanlarını yapıyordu. Ming Yue sektöründen birçok kişi dövüşçü yolunu seçmişti. Gençlerin etrafında epeyce ebeveyn vardı ve dövüşçülerin bazıları bu gençlere rehberlik ediyordu.

 

“Bakın bir dövüşçü jeti.”

 

“Ah? Koyu mavi.Tıpkı savaş tanrısı  Luo Feng’in ki gibi.”

 

“Öyle görünüyor. Neredeyse tıpkısının aynısı.”

 

Sektördeki epeyce insan şaşkınlık içerisinde gökyüzüne baktı. Koyu mavi üçgen dövüşçü jeti şu anda alçalıyordu. Çimenlerin üzerine kondu.

 

HUA!

 

Kapağı açıldı. Sıradan siyah giyimli bir genç devasa bir sırt çantası taşıyarak villalardan birine doğru koştu. Sektördeki çeşitli yetişkinler ve çocuklar sersemlemiş bir şekilde uzaklara bakıyordu. Gençlerin yüzlerinde de sersemlemiş bir ifade vardı!

 

“Luo Feng?”

 

“Luo Feng mi? Hayalet mi, Sınırların Dojosu ölümünü duyurdu sanıyordum?”

 

“Merkezi şehirdeki dojomuz bile bir anma yapmıştı.”

 

Epeyce kişi afallamıştı.

 

“Luo, Luo, Luo….” Chen Guo şok içerisinde Luo Feng’i işaret ederek ona baktı. Dİğer yandan ağzından en ufak bir cümle çıkartamadı.

 

Anma töreninde orijinal ateş çekici takımı üyeleri son derece üzgünlerdi.

 

Ve kahrolası şimdi o, yaşıyor muydu?

 

.....

 

Ming Yue sektörü kesinlikle bugün kargaşa boğulacaktı. Jiang Nan merkezi şehri de bugün kesinlikle kargaşa içinde olacaktı.

 

Luo Feng’in evinin arka bahçesinde.

 

Kardeş Luo Hua ve anne Gong Xin Lan hepsi oradaydı. Onların yanında birkaç koruma ve hizmetçi bulunuyordu.

 

“Feng.” Gong Xin Lan bağırdı.

 

“Anne.” Luo Feng koştu. Annesi bir yıl öncesine kıyasla çok daha yaşlanmış görünüyordu.

 

Luo Feng elinde olmadan Luo Hua’ya bakarak kısık sesle söyledi: “Neler oluyor. Nasıl oldu da bin yıllık kara karga kökünü ilacın içerisine kaynatıp onu anne ve babama vermedin?” Luo Feng uzun zaman önce ebeveynlerine bin yıllık kara karga kökünden yapılan ilaçtan içirmesi için kardeşine tembihlemişti. Fakat Luo Hua ve ebeveynlerinin acelesi yoktu….yakınlarını bulabilecekler mi onu görmek ve sonra aralarında bölüştürmek istiyorlardı.

 

“Kardo.” Luo Hua başını salladı, “Sonra anlatırım.”

 

“Babam nerde?” Luo Feng şaşırmıştı.

 

Bir yıl ortadan kaybolduktan sonra babasının huyuna göre şuan çoktan dışarı gelmiş olmalıydı.

 

“Baban odada.” Gong Xin Lan oğlunun kolundan çekerek onu odaya götürdü.

 

Sessiz odanın içerisnde baba Luo Hong Guo yataktaydı. Luo Feng kapıyı açarak içeri girdiğinde Luo Hong Guo’nun gözleri daha önce hiç tecrübe etmediği bir heyecanla dolmuştu. Sonsuza kadar kaybettiğini düşündüğü oğlu tam önünde duruyordu! Luo Hong Guo yataktan kalkmaya davrandı.

 

“Bay Luo hareket edemezsiniz. Lütfen belinize dikkat edin.” iki hemşire şok olarak koştular.

 

“Baba, sana neler olmuş böyle?” Luo Feng’in ifadesi anında değişti.

 

Yatağın yanına oturdu ve babasının ellerini yakaladı. Derinden bir hoşnutsuzluk duyuyordu: “Baba bekle, yüzün çok solgun. Nasıl oluyor da ayağa bile kalkamıyorsun?”

 

“Sıkıntı yok, doktor bir buçuk yıl kadar dinlenmem gerektiğini söyledi.” Luo Hong Guo bir gülümseme bıraktı, bu gülümseme kalbinin derinliklerinden geliyordu, “Eğer seni görebiliyorsam o zaman ne kadar yaralandığımın bir önemi yok. Gerçekten ama gerçekten bugün çok mutluyum. Gerçekten mutluyum. Aşırı mutlu….” bunu dediği gibi neşeli bir göz yaşı gözlerinin kenarında belirdi.

 

Luo Feng onayladı fakat kalbi öfke ve şaşkınlıkla doluydu.

 

Doğru değildi!

 

“Luo Hua neler oluyor?” Luo Feng kardeşine doğru baktı.

 

“Siz ikiniz, dışarı!” Luo Hua iki hemşireye elini salladı. İki hemşire hızlıca ayrıldı, Luo ailesinin üyelerini odada bıraktı.

 

Luo Hua kardeşine doğru baktı: “Kardo, ben işe yaramazım…”

 

“Kardeşini suçlama.” Luo Hong Guo Luo Hua’yı durdurmak için yatağından kolunu uzattı, “Feng tüm zaman boyunca özellikle de Sınırların Dojosu senin ölümünü üçüncü ayda duyurduktan sonra, ailemiz huzur bulamadı. Bizimle kapışmak için tüm yollara başvurdular. Sektördeki bazı sivilleri bile işin içerisine kattılar…. annen uyuyabilmek için her Allah’ın gününde uyku hapları almak zorundaydı.”

 

Luo Hua’nın yüzünün rengi atarken yumruklarını sıktı, bakışları bir bıçak kadar keskindi!

 

“Luo Hua.” Luo Feng kardeşine bakarak düşük sesle söyledi, “Anlat bana.”

 

“Şu Li Yao iti...”

 

Luo Hua derin bir nefes aldı, “Üç ay kadar öncesinden başlayarak Li Yao HR ittifakı kanalını kullanarak bizimle dalaşmak için her türlü yolu kullanıyor. Sınırların Dojosu üye ailesi olduğundan direkt olarak aileyi öldürmeye cüret edemese bile…. öyle yöntemler var ki ölümden daha kötüler! Ancak gücümün yettiği her şeyi yapabilirim! Bin yıllık kara karga kökünü bile kullanarak abimin arkadaşlarını kullanarak büyük bir figür oldum. General Li Da Wei’den 120 milyar değerindeki ICBC hisselerini bana aktarmasını istedim. ICBC’nin en büyük hissedarlarından biri haline bile geldim. Bu da ailenin özel kuvvetlerin üyesi olmasını ve onları koruyabilmeme olanak sağlayan itibarı verdi.”

 

“Fakat Li Yao intikamından asla vaz geçmedi.”

 

“Tüm bu tür yöntemler zihne, bedene ve herhangi bir şeye olsun nasıl olduysa oldu içimize işledi…çünkü her şeyini ortaya koymuştu.” Luo Hua başını salladı,” Şimdi annem ve babam sadece evde kalabiliyorlar. Başka seçeneğim yok. Son seferde babam kaldırıma çarptı ve bu da trafik kazasıyla sonuçlandı.  Şans eseri onu koruyan korumaları vardı yoksa artık yaşamıyor olurdu.”

 

Luo Feng dinledikçe ifadesi daha da çirkinleşti.

 

CHICHI!

 

Yatağın çelik kenarlığını tutan eli onu tuzla buz etti.

 

“O gerçekten de…..” Luo Feng’in yüzünün rengi attı, “Lİ YAO’NUN BU KADAR UTANMAZ OLDUĞUNA İNANAMIYORUM!!!!”

 

Hepsi onun hatasıydı!

 

Li Yao Avrupa’da kaplumbağa gibi saklandığından ünlü olduktan sonra onunla kapışmakla uğraşamazdı. Diğer yandan ölümü doğrulandıktan sonra Li Yao doğrudan aile üyelerinden intikamını alma girişimi için kolları sıvamıştı. Şanslılardı ki aileleri Sınırların Dojosu dövüşçü ailesi kimliğine sahipti bu yüzden Li Yao kişisel olarak gelmemiş ve onlara kendi saldırmamıştı.

 

Eğer kardeşinin kapasitesi biraz daha az olsaydı o zaman….

 

“Piç.” Luo Feng’in bedeni biraz sarıldı.

 

Öfkenin kabarması yoğun nefreti yükseltirdi!

 

Öldürme arzusu kontrol edilemezdi!

 

Birkaç dakika sonra.

 

Ebeveynlerini rahatlattıktan sonra Luo Feng üst kattaki eğitim salonundaydı.

 

“Bir kez hata yaptım fakat aynı hatayı bir daha yapmayacağım!”

 

Luo Feng yüce mekiğin sıkıca kenetlenmiş buz soğukluğunda bıçak parçalarına dokundu. Bıçağımsı keskinlikteki bakışları birinin kalbini kaskatı edebilirdi,”Li Yao merkezi şehrin içerisinde saklandığından dolayı sana dokunmaktan korkuyorum sanıyordun değil mi?” Gerçekten de merkezi şehirlerde insanların birbirlerini öldürmesini yasaklayan kanunlar bulunuyordu. Ve bir savaş tanrısını merkezi şehirde öldürmek daha da ciddi bir mevzuydu.

 

Fakat…..

 

Luo Feng yasa denilen şeyin ülke asayişini korumak için olduğunu anlamıştı. Şuan gerçek gücü yıldız gezgini seviyesindeki biriyle karşılaştırılabilirdi. Bir defa ciddi bir şekilde Yükselen Gökyüzü eğitim kılavuzu eğitimini yaptığında ve yükselen mekiğin gerçek potansiyelini ortaya çıkardığında, çok daha güçlü olacaktı.

 

Ortalama bir temsilciden çok daha güçlü olacaktı.

 

Savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlığın bir savaş tanrısını öldürmesi gibiydi. Bu bazı insanları kızdırsa da akılda kalıcılığı o kadar uzun sürmezdi. Luo Feng onlarla yüzleşmeye hazırdı.

 

"Beep"

 

Luo Feng mini kuantum saatine baktı ve Savaş Tanrısı Sarayı Paylaşım sistemine baktı. Önceden Li Yao ve Venina Wang Tong ve diğerlerinin yerini belirlemek için de bu sistemi kullanmışlardı! Savaş Tanrısı Sarayı bu sistemin birbirlerine yardım etmeleri için kullanılmasını istiyordu bu yüzden her savaş tanrısı bu sistemi yüklemişti. Ve bu gün….. Luo Feng tarafından Li Yao itinin yerini bulması için kullanılacaktı!

 

“Ah, hala Jiang Nan merkezi şehrinde.” gökyüzü tentesi açıldı.

 

Vııııınnn!!

 

Siyah giyen Luo Feng yüce mekiğine atladı ve gökyüzüne yükseldi.

 

Bir eğri boyunca uçarak direkt olarak oto jetine ilerledi. HUALA, kapak otomatik bir şekilde açıldı.

 

“Altın örümcek ağı!” Luo Feng kabinin içindeydi ve biçimsiz devasa bir el gibi ruhsal gücü direkt olarak altın örümcek ağını yakaladı. Luo Feng güney doğuya doğru dik dik baktı, bakışları bıçak kadar keskindi, “Lİ YAO!”

 

Jiang Nan merkezi şehri HR ittifakı binası 32. Katında.

 

Li Yao ve Venina şuan HR ittifakının binasında yönetici ile konuşuyordu.

 

“Yolcu uçağının kalkmasına hala 3 saat daha var.” Venina başını eğdi ve saatine baktı.

 

“Panikleme.” dedi Li Yao hafifçe, “Neden korkuyorsun?”

 

“Luo Feng geri dönmüş olacak.” Venina somurttu, “Uzun zaman önce bir uçakla Avrupa’ya dönmemiz gerektiğini söylemiştim. Bu her şeyi çözmez miydi?”

 

“Bir uçak?” Li Yao başını salladı, “Şu değeri 10 milyar olan uçak mı? Eğer merkezi şehrin etrafında kısa mesafelerde uçsak sorun olmazdı. Fakat uzun mesafelerde birçok uçan türde canavar ve bilinmez bölge bulunuyor. Vahşi doğadaki kara ve denizler gibi! Bir defa kaza olduğunda…”

 

Sadece yolcu uçakları veya oto jetler uzun mesafeleri uçabilirdi.Ya da fiyatları 50 milyarı aşan son derece ileri seviye disk şeklindeki dövüşçü jetleri bunu yapabiliyordu.

 

“Dahası burası bir merkezi şehir, yine de Luo Feng’in etrafta olmasından korkuyor musun?” Li Yao küçümsedi.

 

“Hm?” Li Yao fransız pencereden dışarı bakarken donup kaldı.

 

“Dışarı bakın?” Bay Zhu şok olmuştu.

 

Görülen o ki yüce mekiğin üzerinde siyah bir görüntü kapkara bir şimşek gibi pencereye doğru hücum ediyordu!

 

“Bu Luo Feng!” Venina konuştu.

 

“LUO FENG!” Li Yao’nun tüm bedeni anında siyah zarımsı kara savaş üniforması ve kaskı ile kaplandı. Sadece iki gözü açıkta kalmıştı.

 

BOOOMMM!!!!

 

Cam parçalara ayrıldı!

 

“LUO FENG NASIL CESARET--” Li Yao gürleyerek kendi tarafındaki pencereye vurdu ve direkt olarak havaya atıldı.

 

Li Yao’nun bakışından dışarıda daha fazla açıdan çekim yapan kamera bulunuyordu böylece Luo Feng etrafta gezemezdi.

 

“Hmph.” Luo Feng hızlıca içinden geçti.

 

Vııııınnn! Vıııınnn! Vıııınnn!!

 

Akan ışıklar ardı arkası kesilmeden ateşlendi. Tamamiyle 16 akan ışık, 16 gürleyen ejderha gibi sonik patlamalarla zarif lobinin tüm zeminini parçaladı. Bay Zhu bile kenara uçmuştu. Luo Feng sadece Li Yao’ya baktı, gözleri alevler içerisinde yanıyormuş gibiydi.

 

“Hmph, fırlatma bıçakları?” Li Yao’nun gözlerinde bir miktar küçümseme belirdi.

 

“BOOOMMM!”

 

İnanılmaz yıkım gücü anında kara tanrı seti boyunca taşındı. %90 zayıflamış olmasına rağmen inanılmaz tepki gücü hala korkutucu düzeydeydi. Her bir fırlatma bıçağının 500,000’in üzerinde tepki gücü bulunuyordu böylelikle 16 fırlatma bıçağı toplandığında 8 milyon kilo ediyordu! %90 azaldıktan sonra bile geriye 800,000 kg’lik bir etki kuvveti kalıyordu!

 

Söylemek gerekirse Li Yao çıplak bedeniyle onu koruyan hiçbir şey olmadan 800,000 kg’lik etki kuvvetini kaldırmak zorundaydı!

 

Luo Feng önceden arkeolojik harabe #9’da iken gizemli siyah giyen adamın neredeyse 1 milyon etki kuvvetlik saldırısını dağıtmak için kalkanına güvenmişti. Öyle olsa bile kolu kırılmıştı! Sadece kalkan gücün yarısını dağıtmasına rağmen kırık kol da bir miktarını üzerine almıştı. Luo Feng’in maruz kaldığı asıl kuvvet 300-400 bin civarındaydı fakat yine de Luo Feng’in acıyla kan kusmasına sebep olmuştu.

 

Ve Li Yao 800 bin kg düzeyinde bir etkiyle karşılaşmak zorundaydı!

 

Genelde Li Yao’nun ölmesi gerekirdi!

 

Fakat şans eseri kara tanrı seti gücü bütün bedenindeki her noktaya yaymıştı. Ve ileri düzey savaş tanrısı seviyesinin zirvesinde olan vücut form seviyesiyle Luo Feng’in arkeolojik harabe #9’a girdiği zamanki vücut form seviyesinden epeyce daha güçlüydü.

 

“PU!”

 

"PU!"

 

"PU~~~"

 

Li Yao’nun yüzü kıpkırmızı kesildi ve çeşme gibi ağzından kan fışkırttı. Sadece bir defalık korkunç tepki kuvvetiydi! Li Yao’nun savaş gücünün çoğunu kaybetmesine sebep olmuştu.

 

“İmkansız, imkansız!” Li Yao kalbinde gürledi, “İleri düzey savaş tanrısı zirvesindeyim ve kara tanrı setim var! Savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklar bile bana bir vuruşta hasar verebiliyor. Neredeyse hiçbir temsilci beni tek vuruşta öldüremiyor. Fakat Luo Feng o….. olabilir mi...cepheyi yarıp geçmiş ve savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlık olmuş olabilir mi?”

 

Savaş tanrıları kara tanrı seti olan bir savaş tanrısının savaş tanrıları tarafından öldürülemeyeceğini bilirdi. Temsilciler bile onları tek vuruşta öldürürken sıkıntı yaşardı.

 

....

 

HR ittifakı plazasının içerisinde birçok yaya bulunuyordu. Epeyce turist plazada hatıra fotoğrafı çekiyordu.

 

“GÜMBÜÜÜÜRR~~~”

 

Plazaya bir top güllesi isabet edermişçesine plazanın beton kaldırımı anında havaya uçtu. Etrafta devriye gezen askerler şok olmuş ve panik içerisindeydi. Plazada fotoğraf çekinen turistler de şaşkınlıkla çığlık çığlığa kaçışıyordu. Bazı uçan taş parçaları insanlara çarptı. Yayalar da çığlıklar içinde feryat ederken bazı kayalar onlara denk geldi.

 

Caddedeki birçok araba anında durdu ve trafik sıkışıklığına neden oldu. Epeyce sürücü öfkeyle kornasına yüklendi.

 

“Tanrım!” birçok gelip geçen plazaya doğru baktı.

 

Gördükleri sıradan siyah giyimli bir gencin yüce mekiği üzerinde  çılgınlar gibi havada süzüldüğüydü. Plazanın girişinden uçarak siyahlara bürünmüş bir adam dışarı fırladı.

 

Yüce mekiğin üzerindeki genç buz gibi bakışlarıyla elini salladı!

 

Sol elindeki altın örümcek ağı Li Yao’yu şimşek gibi yakalamaya odaklanmıştı. Otomatik olarak açıldı ve onu kesilmeyi bekleyen bir domuz gibi tuzağa düşürdü.



 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr