SS 173: Şafak

avatar
8414 28

Swallowed Star - SS 173: Şafak


 

 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

Hayat iksirine her zaman arz vardı fakat bunu karşılayabilecek çok fazla sakat dövüşçü olmadığından çok fazla talep bulunmuyordu. Bu yüzden Amerikan hükümeti her yıl belirli miktarda hayat iksiri satıyordu ve yavaşça para kazanıyordu.

“11 milyar!” aksiyon evinin köşesinden bir ses duyuldu.

Vıııınnnn!

Bir savaş tanrısının görüntüsü merkezi platformda belirdi ayrıca savaş tanrısının yüzünde bir gülümseme bile vardı. Aşağıda tutmak için birçok kasıtlı olarak birçok tartışma başladı.

“11.5 milyar.” başka bir savaş tanrısının sesi duyulduğunda orijinalde platformun merkezindeki kayboldu ve yerine siyah bir savaş tanrısının görüntüsü yerine geldi.

“12 milyar!”

Ses kesildikten sonra platfrom merkezinde başka bir görüntü belirdi, Çinli bir gençti. Oldukça genç görünüyordu….bu elbette ki Luo Feng idi! Aniden sakin sesler aniden yükselmeye başladı. Çoğu insan bu yeni savaş tanrısı hakkında meraklıydı, bu yeni yenilmez savaş tanrısı olan Luo Feng idi.

“12 milyar gidiyor, biir!” Çinli adam bağırdı. Yanındaki beyaz adam da bağırdı.

“12 milyar gidiyor. ikiii! Bir porsiyon hayat iksiri,şu anki teklif 1.2 milyar, daha yüksek?”Çinli adam bağırdı. Geçmişte iksirler genellikle 20 milyar Çin dolarına gidiyordu.

Platformun aşağısında…..

Luo Feng şok oldu ve sordu: “Öğretmen Jiang nasıl olur da kimse arttırmaz?”

Jiang Fang gülümsedi, bu onu inanılmaz güzel gösteriyordu, sessizce söyledi: “Luo Feng dünya üzerinde sadece bir düzine kadar yenilmez savaş tanrısı bulunuyor. Ve bu senin açık arttırmada fiyat arttırdığın ilk seferin….bu yüzden ilk seferliğine herkes sana biraz saygı gösteriyor. Gerçekten istemedikleri sürece sana karşı fiyatı arttırmayacaklardır.”

Savaş Tanrıları Sarayı arkadaş yapmak içindi.Özellikle yenilmez savaş tanrıları ve Hayalet Şeytan Catalan gibi son derece güçlü savaş tanrılarıydı bunlar. Diğer savaş tanrıları onları kıracaksa iki kere düşünmeliydi.

Eğer Luo Feng’in ilk teklifine teklif vermeye devam ediyorsanız cidden doğru bir şekilde düşünmüyorsunuz demekti.

“12 milyar üçüncü kez! Tebrikler savaş tanrısı Luo Feng.” Çinli adam gülümsedi.

.....

Açık arttırma evinin köşesinde Akbaba Akrep çifti soğuk bir şekilde izledi.

“Neden beni çekiyorsun.” Venina memnuniyetsiz bir şekilde kocasına baktı. Venina az önce teklif vermek üzereydi.

“Hıh.”

// intikam alırlarken bile çok tatlı değiller mi sizce de hahaha

Akbaba Li Yao dalga geçerek sessizce söyledi, “Bu sadece bir porsiyon hayat iksiri. Teklif vermenin neresi mantıklı? Eğer çok pahalı olursa onu almayacak. Açık arttırmadan sonra Amerikan hükümetiyle bağlantıya geçebilir ve onu direkt olarak alabilir. En fazla birkaç milyar daha fazla ödemek zorunda kalır! Luo Feng’in birkaç milyar yüzünden bizi fark etmesine gerek yok.”

“Şuan bu Luo Feng tamamen kendisi, bu yüzden uzaklaşmasına izin ver. Bir kez cepheyi yarıp geçtiğimde…..” Li Yao’nun sesi kesildi.

Venina elinde olmadan onayladı.

Evet şuan Akbaba Akrep çifti Luo Feng ile uğraşamazdı. Jiang Nan şehrindeki evlerine bile dönememişler ve sadece Avrupa’da kalmışlardı.Yavaşça hazırlanıyorlardı….Luo Feng .....

………

“Sonunda hayat iksirini aldım.” Luo Feng heyecan doluydu. Belki fiyat bakımından yüce mekik hayat iksirinden binlerce defa daha pahalıydı fakat Luo Feng yüce mekiği aldığında kalbi heyecandan çok merak ve umut ile dolmuştu! 12 milyar Luo Feng için şuan hiçbir şeydi.

Diğer yandan bir hayat iksiri…..

Kardeşinin tekrar ayağa kalkması anlamına geliyordu! Ve tekrar normal biri gibi yürümesi demekti.

“Sonunda başardım.” Luo Feng son derece hevesliydi.

“Göreceğiz bakalım eğer ikinci bir porsiyon alma şansım olursa onu da kardeş Zhang’a vereceğim.” diye düşündü Luo Feng kendi kendine. Önceden Zhang Ze Hu ile arasında olan kin Zhang Ze Hu’nun takımının saldırmasına ve Zhang Ke’nin kolunun kopmasına sebep olmuştu. Her ne zaman kardeş Zhang ile yüzleşse her zaman kalbinde bir suçluluk hissediyordu.

Şimdi yeteneği vardı bir porsiyon hayat iksiri almak o kadar büyük bir mevzu değildi.

Dahası hayat iksiri için 30 milyar harcamayı planlıyordu. Şimdi sadece 12 milyar harcamıştı, diğer bir porsiyon ile belki 30 milyara ulaşabilirdi.

.....

Eşya ardına eşya açık arttırmaya sürüldü. Oldukça çabuk satılmış olmalarına rağmen yine de toplamda 71 eşya vardı. Bu yüzden bir eşyanın açık arttırması 2-3 dakika sürse bile toplamda 3 saat civarı sürüyordu.

“Şimdi 58. eşya, örümcek türü imparator seviye Siyah Dul Örümcek Kral canavarın arkasında bıraktığı örümcek ağı-- Altın Örümcek Ağı. 8.3 metre uzunluğunda ve 6.1 metre genişliğinde. Açılış teklifi 5 milyar Çin doları.” Çinli adam konuşmasını bitirdiğinde, büyük bir parça altın örümcek ağı merkezi platformun üzerinde belirdi.

“6 milyar Çin doları!”

“7 milyar!”

Görünen o ki bu sefer epeyce teklif vardı.

Tekrar teklif sunmak istemeyen Luo Feng bağırmaktan kendini alıkoyamadı: “8 milyar!” Kendisi ve Li Yao arasında bir mücadele olduğundan Luo Feng SS derece bir materyalden ağ yapmak istiyordu. Tahminince 20-30 milyar civarında harcayacaktı fakat Luo Feng Altın Örümcek Ağı’nı keşfettikten sonra memnun olmuştu.

Altın örümcek ağı imparator seviye canavar olan Siyah Dul Örümcek Kralın arkasında bıraktığı ağ idi. Diğer yandan siyah dul örümcek krallar zehirleriyle meşhurdu, örümcek ağları ile değildi. Altın örümcek ağı genellikle imparator seviye bir canavarı yakalayamazdı bu yüzden SS derece bir materyalden yapılmış bir ağdan daha kötüydü. Diğer yandan 9. seri materyalden yapılmış bir ağdan daha iyiydi.

Toplamda iki tür imparator seviye örümcek türü canavar bulunuyordu.

Biri Calüt Örümcek Kral idi ve ağları ile bilinirdi. Bir defa ağına yakalandığında imparator seviye canavar bile hayatta kalmakta sıkıntı yaşardı.

Diğeriyse zehriyle bilinen Siyah Dul Örümcek Kral idi.Bir defa zehirlediğinde savaş tanrısı seviyesini aşan bir varlık bile can verirdi! Burası yüz damla çimeninin oyuna katıldığı yerdi. Tabii ki siyah dul örümcek kral da altın örümcek ağı adındaki ağlarını fırlatabilirdi. Diğer yandan Calüt Örümceğin fırlattığı ağ ile karşılaştırıldığında daha zayıftı.

“Altın örümcek ağı imparator seviye canavarı tutamasa bile imparator seviye canavarın içinden çıkması için epeyce uğraşması gerekir. Bunu savaş tanrıları ve sürü lideri canavarlarda kullanmak fazlasıyla yeterli olacaktır.” Luo Feng son derece memnundu.

SS derecenin bileşenleri kadar sert değildi.

Fakat kullanımı daha rahattı.

“9 milyar.”

“9.5 milyar.” açıkça bu sefer kimse Luo Feng’i umursamakla uğraşmadı. Saygılarını bir defa göstermeleri yeterliydi.

“9.6 milyar.”

“9.8 milyar.” savaş tanrılarının verdiği teklifler artık o kadar seri olmuyordu.

“10 milyar.” Luo Feng bağırdı. Merkezdeki görüntünün yerine Luo Feng’in figürü yerleşti.

Jiang Fang sessizce Luo Feng’e söyledi: “Luo Feng SS derece materyalden yapılmış bir ağ 20-30 milyar civarında bu yüzden bu ağın değeri en fazla 12 milyar. Daha fazlası buna değmez.”

“10 milyar gidiyor,bir.”

“10 milyar gidiyor,iki…...10 milyar gidiyor üüüç! Tebrikler savan tanrısı Luo Feng.” Çinli adam final sonuçlarını rapor etti.

......

Açık arttırma saatlerce devam etti. Luo Feng bir porsiyon hayat iksiri ve biraz Altın Örümcek Ağı’nı toplamda 22 milyar Çin dolarına almıştı. Açık arttırma bittikten sonra Luo Feng lobideki Sınırların Dojosu savaş tanrılarının olduğu yere sürüklenmişti. Burada Sınırların Dojosundan açık arttırmaya katılmış son derece ünlü savaş tanrıları bulunuyordu.

“Merhaba Bay Luo Feng.” Luo Feng tam koltuğundan ayrılıp odasına yönelecekken büyük bıyıklı beyaz bir adam gülümseyerek yürüdü.

“Merhaba.” Luo Feng şaşırmıştı.

“Benim adım Aurora, Amerika 11. Büro yöneticisiyim. Bay Luo Feng önceden aldığını hayat iksirinin sağlayıcısı bendim.” iri bıyıklı beyaz adam gülümsedi, “Bir şeyler içmeye ne dersiniz?”

Luo Feng’in kalbi elinde olmadan titredi.

O hayat iksirlerinin sağlayıcısı mıydı?

“Ah? Evet.” Luo Feng gülümsedi. İri bıyıklı Aurora elinde olmadan neşeyle gülümsedi. Orada Luo Feng gibi aşırı güçlü savaş tanrısı dövüşçülerle arkadaş olmak isteyen birçok kişi vardı bu yüzden Luo Feng genellikle onların çoğunu görmezden geliyordu. Sadece hayat iksiri dolayısıyla Aurora ile yakınlaşıyordu.

İkisi de oturdu ve terbiyeli bir şekilde sohbet ettiler.

“Bay Aurora, sizden bir porsiyon daha hayat iksiri almak istiyorum. Tamam mıdır?” Luo Feng

“Ah,hayat iksiri hükümetin bu yüzden bir talep oluşturmam gerekiyor.” Aurora tereddüt etti.

“Bunu senin için zorlaştırmayacağım. 20 milyar ödemeye hazırım.” Luo Feng konuştu.

“Ah…”

Aurora gülümsedi, “Bay Luo Feng 11. Büronun bir arkadaşı. Biraz sıkıntı olsa da endişelenmeyin ve bize bırakın. Size başka bir porsiyon daha hayat iksirini ilk porsiyonu alırken verdiğiniz fiyat olan 12 milyar Çind dolarından sağlayacağım.” nasıl olurdu da Luo Feng’e 20 milyar dolar ödetebilirdi, resmi bir açık arttırma olsaydı….

...fiyat 20 milyar civarına ulaşabilirdi. Bu yüzden sadece arkadaşlık kurabilmek adına fiyatı düşük tutuyordu.

“Bu harika olur teşekkürler.” Luo Feng gülümsedi.

Sadece bir cümle 8 milyar tasarruf etmişti sadece ahmak olmayan birisi bunu yapmazdı.

�������

Yang Zhou şehri Ming Yue sektörü.

Şafak. Ağustos yazının şafağı hala soğuk ve tazeleyici idi. Sektörün her yerinde ısınmakta olan dövüşçüleri görebilirdiniz. Luo Feng bile sektörde temiz hava almak için yürüyüşe çıkmıştı ve kendine düzen veriyordu.

“Günaydın, Wang amca.”

Luo Feng yürürken tanıdıklarını selamlıyordu.

“Bay Luo Feng.” bir ses duyuldu.

“Hm?” Luo Feng başını çevirdi ve gelen iki genci gördü. Biri sırt çantası taşırken Luo Feng’e doğru koşuyordu.Hafif kıvırcık saçlı olan genç konuştu: “Bay Luo Feng, Savaş Tanrıları Sarayından satın aldığınız iki eşya var. Parmak iziniz alaşımlı kutuyu açacaktır.”

Bunu dediği gibi tamamen siyah alaşımlı bir kutu çıkardı.

“Sağolasın.” alaşımlı kutuyu alırken Luo Feng’in gözleri parladı. Baş parmağını çekti, bir *krak* sesiyle alaşımlı kutu açıldı.

Kutunun içerisinde iki dengelenmiş deney tüpü bulunuyordu. Yanında bir kılavuz bile bulunuyordu. Test tüplerinin içinde hafifçe yeşil bir sıvı vardı.

“İşte bu.” Luo Feng derin bir nefes alarak eve doğru yöneldi.

Villanın çimenliklerinde.

Kardeş Luo Hua şuan tekerlekli sandalyesinde oturuyordu ve çimenlerin arasındaki çiçekleri inceliyordu.Pantolonu içerisinde hiçbir şey yoktu ve böyle bir manzaraya bakmak iç burkuyordu.

“Feng bu kadar erken mi döndün?” anne Gong Xin Lan evden çıkarken gülümsedi.

“Evet.” Luo Feng onayladı.

“Feng burada, Hong Guo, hadi kahvaltı edelim.” Gong Xin Lan bağırdı. Baba Luo Hong Guo başını evin dışarısına doğru çıkarttı ve şok içinde Luo Feng’in elindeki alaşımlı kutuya bakmaktan kendini alamadı: “Feng nasıl olur da sabah yürüyüşünde elinde bir kutu belirdi.”

Gong Xin Lan baktı: “Yaşlı adam nasıl oldu da her şeyi sorar oldun.”

“Luo Hua!”

Fakat Luo Feng kardeşi Luo Hua’ya baktı.

“Hm?” kardeş Luo Hua tekerlekli sandalyesinden şok içinde Luo Feng’e baktı, “Kardo, bir şey mi lazım?”

“İçeri geç.” Luo Feng bir gülümseme bıraktı, “Tekerlekli sandalyeni fırlatmaya hazırlan.”

Luo Hua’nın ifadesi dondu: “Kardo--”

Luo Feng alaşımlı kutuyu tuttu ve yüzeyine bastırdı.

“Bu,bu o….” Luo Hua’nın gözleri kocaman açıldı ve tüm vücudu hafifçe titriyordu. Neredeyse bir anda gözleri doldu. Aslında tekerlekli sandalyesini tutan elleri çalkalanmaya başladı.

Luo Feng onayladı.

Kardeşinin onayını gördükten sonra Luo Hua’nın yaşları döküldü.

Bu gün….

Luo Hua genç olduğundan beri sadece bu günün hayalini kurmuştu. Ve sonunda o gün gelmişti.

Bu gün….

Luo Feng uzun zamandır beklediği bir an gerçekleşiyordu. Ve sonunda o an gelmişti.

“Ağlama, gül.” ancak Luo Feng de gözlerinin dolmasına engel olamadı.



madShy notu: Ne yapıyorsunuz ya beni de ağlatacaksınız… Şaka yahu ne ağlayacam hahahah



 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr