SS 113 : B Derece Sınav

avatar
9080 25

Swallowed Star - SS 113 : B Derece Sınav


 

Çeviri ve Düzenleme: madShy

 

“Sıralama?” Luo Feng devasa kara ejderhanın pullarındaki isim listesine baktı ve elinde olmadan sordu, “Neyin sıralaması?

 

Yang Hui Luo Feng’e bakarak gülümsedi: “Seçkin eğitim kampına bir kez girdiğinde rahatlayabileceğini ve sadece savaş tanrısı seviyesine çıkacağını mı düşündün? Ne şaka ama ! Seçkin eğitim kampındaki ortam diğerlerine göre çok daha rekabetçidir. Sıralama ne kadar şey aldığını dayanıyor! Örneğin arkeolojik harabelerden getirilen benzersiz hazineleri kullanacak olan kim? Sıralaman yükseldikçe alacağın imkanlar da artıyor ! Ve sıralamanın en alt üç basamağında olanlar üç kez art arda orada kalırsa diskalifiye oluyor

 

Luo Feng şaşırmıştı, seçkin eğitim kampından diskalifiye olunabileceğini bilmiyordu.

 

Peki, soru sormayı bırak. B derece sınavı geçtiğin sürece tüm kuralları öğreneceksin. Eğer B derece sınavı geçmezsen, o zaman sorularının cevaplarını bilmenin bir manası olmaz” Yang Hui devasa ejder heykeline baktı, “Siz çocuklar bu ejderha heykelinin neden özel olduğunun farkına varmadınız mı ?”

 

Aura” dedi Ya Xia.

 

Ruh” dedi Luo Feng.

 

İkisi de izledikleri ejderha heykeli tarafından sersemlemişlerdi. Heykelin gözlerine baktıklarında yüksek seviye sürü lideri olan çelik zırhlı ejderha tarafından izlenmekten çok daha korkutucu bir hisse kapılıyorlardı; kalplerinin derinliklerinde bir korku filizlenmişti! Luo Feng çelik zırhlı ejderhayı gördüğünde bile bu kadar korkmamıştı.

 

Bu gerçek bir SS imparator seviye canavar olan volkanın içerisinde doğmuş bir kara ejderha! Reis onu öldürdükten sonra iki gözünü ejderha heykelinin içerisinde bıraktı

 

Bu ejderha heykelnin yapımında kullanılan materyaller epeyce pahalı. Tabii ki heykelin en pahalı kısmı gözleri, ne de olsa onlar gerçek bir kara ejderhanın gözleri !

 

Ejderha’nın gözleri kapının girişine bakacak şekilde dizayn edildi bu yüzden kapıdan biri girdiğinde ejderha heykelinin gözlerine baktıktan sonra sersemliyor.” Yang Hui gururla güldü, “Sadece bir çift ejderha gözünün değeri 10 milyarın üzerinde!

 

Luo Feng ve Ya Xia bakıştılar. Aman tanrım, onlar gerçekten kara ejderhanın gözlerini dekoratif bir heykelde kullanıyordu ! Kahretsin!

 

Benimle gelin, unutmayın, etrafta koşmak yok” diye komut verdi Yang Hui.

 

Evet” Luo Feng ve Ya Xia sırt çantalarını taşırken Yang Hui’yi takip ettiler.

 

Eğitim kampı olmasına rağmen son derece güzel ve rüya gibiydi; içerideki birine antik bir saraydaymış hissi veriyordu. İçeride değerli çiçekler ve ağaçlar her yerdeydi, akan dereler ve nehirler bile vardı. Birkaç ana saraydan sonra köşk üstüne köşkler her yerde görünüyordu. Bazen dojo üniforması giyen genç insanlar köşklerden dışarı yürüyordu. Beyaz, siyah,sarı erkek ve bayanlar bu grupların içerisindeydiler.

 

Bakın, uzaktaki şu genç insanlar seçkin eğitim kampının resmi üyeleri” Yang Hui eğitim kampının tam ortasında bulunan dokuz katlı devasa kuleyi işaret etti, “Sadece 9 katı olmasına rağmen kule tipi yapılar sıradan 20 katlı binaların yüksekliğiyle karşılaştırılabilir. Tüm öğrenciler burada kalıyor. Bu kule şeklindeki yapının ismi ‘Dokuz Ulu Zemin’

 

Yang Hui gülümsedi: “ Dokuz Ulu Zemin tüm öğrencilerin öğrendiği ve eğitildiği yerdir. Özel eğitim odaları da orada ! Eğitim kampında öğrenciler uyku dışında sürekli oradadırlar.

 

Luo Feng ve Ya Xia eğitim kampı içerisinde yürürken burada öğrenci olmadıklarından dolayı son derece efendiydiler. Seçkin eğitim kampının her bir öğrencisi Luo Feng’in yargısına göre dışarıdaki sıradan dövüşçülere göre tamamen farklı bir auraya sahipti. Burası dünyadaki şeytani dahilerin toplandığı yerdi.

 

//Yemişim efendisini de ,şeytani dahisini de, iki günde anasını bellersin buranın da ...Yerinde duramıyorsun ki iki bölüm arkadaş…

 

Bu 182 öğrencinin çoğu her yıl mezun olur! Bu yüzden her yıl, insanları kabul ederiz” Yang Hui yürürken gülümsedi, “Diğer yandan bu kişilerin 2/3ü bizim Sınırların Dojosu temel eğitim kampından gelir. Sadece 1/3ü dünyanın diğer kısımlarından gelir.

 

Luo Feng dondu.

 

Şaşırmamak gerekti.

 

Her yıl kabul edilen 30 civarı kişinin 2/3ü temel eğitim kampındandı. Bunun anlamı sadece 10 kadar kontenjan kalıyordu.

 

Bu yüzden Ya Xia temel eğitim kampına girdikten sonra hala seçkin eğitim kampına girme umudun var. Diğer yandan temel eğitim kampındaki öğrencilerin sayısı seçkin eğitim kampındakilerin bir hayli üstünde. Bu nedenle kontenjanlar için rekabet kıyasıya. Gelecekte çok çalışsan iyi edersin” dedi Yang Hui Ya Xia’ya bakarken.

 

Anlaşıldı” Ya Xia’nın gözleri parlıyordu.

 

Temel eğitim kampının sınırı üç yılken seçkin eğitim kampın süresi beş yıldı !

 

Ya Xia önce burada bekle. Etrafta gezinme. Luo Feng’in konaklamasını halledip döneceğim” dedi Yang Hui.

 

İki katlı bir bina. Mobilyaları bile antikaydı.

 

Reis Çinli olduğundan antik Çin stiline bayılıyor. Bu nedenle Hong Ning merkezi şehrini bu tarza uygun şekilde inşa etti. Bu eğitim kampı mobilyaları da özellikle bu şekildedir. Bu yüzden burada olduğun sürece kanepe ya da televizyonun olmayacak” Yang Hui gülümsedi, “Şükürler olsun ki reis merhametli ve herkesin dizüstü getirmesine izin veriyor

 

Luo Feng’in dili tutulmuştu. Televizyon, çamaşır makinesi v.b yoktu. Şükürler olsun ki elektrik prizleri vardı.

 

Burada iyice dinlen. Bir şeyler yemek istersen yiyecek getirmesi için birini ara.” dedi Yang Hui, “Bugün dışarıda dolanmasan iyi olur. Yarın öğlen vakti, seni Dokuz Ulu Zemine B derece sınav için götüreceğim. Eğer geçersen, seçkin eğitim kampının resmi bir üyesi olacaksın. Başarısız olursan basit eğitim kampına gideceksin.

 

Luo Feng başıyla onayladı: “Anlaşıldı”

 

Yang Hui bundan kısa süre sonra ayrıldı.

 

Luo Feng sessiz odada tek başına kalmıştı. İkinci kattaki çalışma odasına gitti ve sırt çantasını bıraktı. Daha sonra balkona giderek tüm kampı izledi.

 

Burası dünyanın en iyi eğitim kampı ? Oldukça sessiz...” Luo Feng kampın görüntüsünü takdir ederken ellerini balkonun ahşap korkuluklarına yasladı.

 

Çok uzakta olmayan akan bir nehir vardı. Standart Çinceyle konuşan bir ses duyuldu, “Hey, Çinden misin?

 

Luo Feng başını çevirdi ve aşağı baktı. Genç , beyaz dojo üniforması giyen sarı benizli bir adam gördü. Kaşları kalın ve gözleri büyüktü. Gülümserken elinde çelik bir mızrak tutuyordu.

 

Evet” Luo Feng cevapladı.

 

Ben Tian Qiong” sarı benizli genç adam selamlayarak gülümsedi, “Kuzeydoğu merkezi şehrindenim

 

Luo Feng, Jiang Nan merkezi şehrinden” Luo Feng gülümsedi.

 

Tian Qiong adındaki kişi gülümsedi: “Burada kaldığından, giriş sınavına gireceğini varsayıyorum? Sıkı çalış ! Burada epeyce Çinli var….bir kez kampa girdiğinde hepimiz buluşabiliriz” bunu söyledikten sonra Tian Qiong elindeki mızrağıyla Dokuz Ulu Zemin’e doğru ilerledi. Yürürken mızrağını sürekli etrafında savuruyordu.

 

PU! Mızraktan yayılan agresif kulak parçalayan ses balkondaki Luo Feng’in ifadesini değiştirmişti : “Bu kişinin mızrak tekniği Zhang Ke’den bayağı daha iyi !

 

Luo Feng’in yargılama kabiliyeti şuanda son derece muhteşemdi. Tian Qiong mızrağını sürüklediğinde etraftaki hava mızrağın ucunda toplanıyormuş gibi hissediliyordu.

 

Bıçak tekniğimin ismini ‘Yıldırım’ koymuş olsam da başlangıcına zar zor ulaşabildim. Onunla karşılaştırıldığımda, yolun başındayım” Luo Feng’in gururu kalmamıştı.

 

Sadece tesadüfi bir öğrencinin mızrak tekniği bıçak tekniğinden daha belirgindi!

 

Luo Feng farkına vardı.

 

Bu eğitim kampına sadece dahilerin dahileri girebiliyordu! Temel eğitim kampından üç yıllık eğitimini ve mezuniyetini tamamladıktan sonra kontenjanlar için yarışmış olsunlar ya da dünyanın her yerinden kabul edilmiş olsunlar, hiç biri boş saksı değildi !

 

Bu seçkin eğitim kampında kendi yerimi yapmam gerekiyor , ya da iki savaş tanrısı Akrep ve Akbaba karşısında durmaya bile hakkım yok !

 

Tabii ki, ilk önce B derece sınavı geçmek zorundayım.

 

Gecenin geç saatlerine kadar genetik enerji eğitimin yaptıktan sonra Luo Feng güzelce dinlenmenin keyfini çıkardı. Resmi olarak henüz eğitim kampına girmemiş olsa bile ejderha heykelindeki sıralama ve ‘Tian Qiong’un rastgele yaptığı savuruşlar Luo Feng’in farkına varmasını sağlamıştı: seçkin eğitim kampındaki geleceği son derece rekabetçi olacaktı.

 

���

 

Sabah 11:00. Luo Feng lüks bir öğlen yemeği yedi. Ancak 11.30 sularında savaş tanrısı Yang Hui göründü.

 

Bugün hava iyi değil. Neredeyse öğlen oldu yine de hava hala karanlık. Görünen o ki yakında fırtına patlak verecek” Yang Hui içeri yürüdü ve masaya bakarak güldü, “Fena değil, iştahın epeyce yerinde. Hazırsan Dokuz Ulu Zemin’e doğru beni takip et.

 

Bir şey getirmem gerekiyor mu? Silahlar? Savaş üniforması?” Luo Feng sordu.

 

Hayır, eline hiçbir şey almadan sadece benimle gel.” dedi Yang Hui.

 

Luo Feng Dokuz Ulu Zemin’e doğru Yang Hui ile ilerledi !

 

Dokuz Ulu Zemin’in her katı altı metre yüksekliğindeydi. Dokuz Ulu Zemin’in genişliği 130 metre olduğundan kesinlikle devasa bir kuleydi. Yapı dışarıdan oldukça antik görünmesine rağmen içeriden epeyce teknolojikti. Katlar dayanıklı alaşımlardan yapılmıştı. Sonik patlamalar ve bağırışlar kolayca duyulabiliyordu.

 

Dokuzuncu kata git.” Yang Hui ve Luo Feng asansöre girdi.

 

Bu asansör aşırı derecede hızlıydı. “DİNG!

 

Asansörün kapılar aralandı ve Dokuz Ulu Zemin’in en üst katı ortaya çıktı. Dokuzuncu kat genişçe bir lobiydi. Lobide birkaç minderde genç adam ve kadın İngilizce,Fransızca hatta Çince sohbet ediyorlardı. Luo Feng buraya geldiğinde epeyce insan başlarını çevirerek ona baktı.

 

Kardo Çin?”

 

Çin” Luo Feng onayladı.

 

İyi şanslar! Bir kez kampa girdiğinde, başka bir Çinli üyemiz olacak.” kel genç adam güldü.

 

Anca hayal kurarsın.” aksanlı Çince sözcük siyah bir kızın ağzından çıktı. Siyah kızın yüzünde kelebek dövmesi vardı ve Luo Feng’e bakarak alay etti.

 

Luo Feng savaş tanrısı Yang Hui’nin liderliğini takip etti ve lobinin iç kısmına girdi. Her iki tarafında büyük odalar bulunan bir geçit vardı. Kısa süre sonra Luo Feng en iç odaya getirilmişti.Oda o kadar büyük değildi ve biraz loş ışıktaydı.

 

PA!” Işıklar kapandı. Odada sadece iki kanepe vardı ve her kanepenin üzerinde soluk mavi kask vardı.

 

İnsan bilim adamları bu iki kaskı yapabilmek için epeyce çok çalıştılar.Bu iki kask sanal bir uzay makinesine bağlı beyin sinyallerini bilgisayar arayüzüne aktarıyor.” dedi Yang Hui kaskları işaret ederek, “ Sadece bu basit beyin bilgisayarı arayüzlerini yapabildik. Asıl makine gerçekle birebir sanal bir boşluk oluşturabiliyor, ancak o antik makine yer altında kim bilir ne kadar yıldır uyuyordu.

 

Luo Feng kaskete bakarken donup kaldı: “Sanal Boşluk?

 

Fazla çılgın.

 

Bu tür şeyler sadece bilim kurgularda oluyordu. Yang Hui’nin söylediğine göre şimdinin insanları ‘beyin bilgisayarı arayüzü’ oluşturabiliyordu. Asıl makine gerçek bir boşluk oluşturabiliyorken insanlar bunu tamamen icat edememişlerdi.

 

Biz hala yer altındaki aynı eski makineyi kullanıyoruz. İnsan bilim adamları bu makineyi tamamiyle anlayamadı, bu yüzden onu yapmanın lafı bile olmaz.” dedi Yang Hui başını sallayarak.

 

Tamam, bunu giydiğinde, son derece gerçekçi bir fiili boşluğa gireceksin. Bunun gerçek hayatla aynı olduğunu söyleyebilirsin” ded Yang Hui, “Fiili boşluğa girdikten sonra senin ‘Deneme Kulesin’e B derece sınav için girmeni sağlayacağız !

//beyler ch4 kule gelen var mı ? lusiferdan azoya kayarız ha ne dersiniz ? hahahah neyse arkadaşlar keyifli okumalar...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr