Swallowed Star - SS 103: Ejderha Kanı

---

 

"Bay Yang!"

 

Zhu Ge Tao ve diğer üç şef saygıyla bağırdı.

 

Bu orta yaşlı adam Yang Hui 30 yaşlarında gösteriyordu ancak gerçekte 50 yaşın üzerinde orta seviye bir savaş tanrısıydı. Genellikle Sınırların Dojo’su dünya karargahında yaşıyordu. İster güç ister kimlik olsun Yang Hui ‘Çelik El’ lakaplı Zhou Zheng Yong ile karşılaştırılabilirdi.

 

“Birbirimizi sekiz yıldır görmüyoruz. Hadi önce bir çay içmeye gidelim. Sonra öğle yemeği yeriz. Ah evet, Zhu Ge abin şehirde mi ? Onu da çağır.” dedi Yang Hui.

 

“Peki, abimi hemen çağırıyorum.” dedi Zhu Ge Tong.

 

Yang Hui bir savaş tanrısıydı, başkan Zhuo Zheng Yong bir savaş tanrısıydı ve Zhu Ge Tao’nun abisi ‘Zhu Ge Shan’ da bir savaş tanrısıydı. İnsanlar arkadaş edinirken diğerlerinin niteliklerine bakıyordu, hiçbir arka planı olmayan biri kesinlikle ortamlarına giremezdi.

 

“Çelik El, araştırmacı hala şehirde mi?” Yang Hui sordu.

 

“Araştırmacı mızrak tekniklerini sürü liderleri üzerinde eğitmek için birkaç gün önce vahşi doğadaki #003 şehrine gitti.” dedi çelik el Zhou Zheng Yong, “Araştırmacı döndükten sonra, onu size getireceğim. Altı ay önce reis Jiang-Nan şehrine araştırmacıyı bulmak için geldiğinde o yine vahşi doğadaydı.”

 

Reis!

 

Bu kelime Zhou Zheng Yong’un ağzından çıktığı gibi yanındaki üç şef ve Yang Hui’nin ifadesi aniden ciddileşti.

 

Jiang-Nan şehri Sınırların Dojo’su başkanı sadece tek kişiyi reis diye çağırabilirdi: Tartışmasız dünyanın en güçlü dövüşçüsü: Sınırların Dojo’su kurucusu, ‘Hong’!

 

Sınırsız güçte bir dövüşçü! İnsanoğlunun en güçlü savaşçısı!

 

“Araştırmacı savaş tanrısını aşan bir varlık olabilmek konusunda eğitim yapıyor.” Yang Hui iç geçirdi, “Reis de bu araştırmacı Liu’nun eğitiminden yüksek beklentileri olduğunu belirtti.”

 

Bir araştırmacı neredeyse Sınırların Dojo’sunun en tepesindekilerden biriydi! Zhou Zheng Yong ve Yang Hui gibi insanların dünyanın en güçlü dövüşçüsü Hong ile bağlantı kurmasına izin verilirdi. Sınırların Dojosunun bazı önemli insanları olarak da düşünülebilirlerdi.

 

“Hadi, biraz çay içelim. Bu küçük Luo Feng'in şeylerini daha sonra araştıracağız.” savaş tanrısı Yang Hui gülümsedi.

 

Karargah temsilcisi Yang Hui Jiang-Nan şehri Büyük Dörtlüsü ile uçağı terk etti.

���

 

28 Şubat, şafak vakti.

 

Luo Feng, eğitim salonunda yarım saat süren basit bir ısınmayı tamamladıktan sonra medya odasına girdi.Pencerelerin perdeleri sıkıca kapalıydı ve odanın içinde çoğunlukla karanlıktı.Tek ışık kaynağı, kapıdan içeri giren şerit halinde bir ışıktı.

 

“Açıl” Luo Feng komut verdi.

 

Luo Feng çayını hazırlamayı bitirince rahatladı ve kanepeye oturdu. Bu sırada kablosuz klavyeyi dizine koydu ve hızlıca Sınırların Evi’nin ‘komutan tartışma panosuna’ girerek bazı paylaşımlara cevap verdi.

 

Bu paylaşımlarda bazen Güney Amerika, AB, Afrika,v.b yerlerden gelen savaş tanrıları da oluyordu.

 

Ve bu mesajlar aracılığıyla, bazı dövüşçülerle bire bir video sohbeti yapabiliyordunuz.

 

Tonla fonksiyon bulunuyordu.

 

“Hayat İksiri gerçekten nadirmiş” Luo Feng kasten hayat iksiri hakkında aktif olmayan bazı başlıklarda paylaşım yapıyordu. Böylece bu üç başlığın tekrar sayfanın en üstünde olmasını sağlamıştı. Tartışma panosundaki terimleri kullanarak ölü paylaşım yapıyordu.

 

Doğal olarak tüm dünya genelinde bunu gören bir sürü kumandan dövüşçü başlık altında tartışmaya başlıyordu.

 

Tartışmalardan faydalanarak Luo Feng hayat iksiri hakkında daha çok şey öğreniyordu. Bazı zamanlar başlıktaki dövüşçüleri cevaplıyor ve onlarla sohbet ediyordu.

 

“Dünya genelinde Sınırların Dojo’su adı altında şaşırtıcı derecede bir dövüşçü kitlesi var. Ve yine de hiçbiri hayat iksirini nerede bulacağını bilmiyor” Luo Feng somurttu, “Gerçekten söylenebilir mi? Her nadir hayat iksiri bir açık artırmada mı bitiyor?”

 

Gerçekten elde edilebilir bir hayat iksiri varsa bile Luo Feng bunu almaya cüret edemezdi.

 

Yeterince güçlü değildi, bu yüzden Akbaba Akrep çifti bir kez bulduğunda kabusları başlayacaktı.

 

“Ne olursa olsun benim için şu anda en önemli şey gücümü arttırmak!”

 

“En güçlü olduğum taraf ruhsal gücüm! Şu anda vücut form seviyen hala acemi kumandan seviyesinde. Ruhsal gücüm gerçek seviyemi iki derece yükselttiğinden aslında ileri düzey kumandan sayılırım. Diğer bir deyişle açıkça ve kolay bir şekilde ileri düzey kumandanları hezimete uğratabilirim.” Luo Feng son derece mutluydu.

 

Son seferde Liu adındaki yaşlı emektar ve beyaz yabaniyi arkalarından tuzağa düşürerek onları hazırlıksız yakalamıştı!

 

Eğer önlerinden saldırsaydı Luo Feng’in %100 zafer şansı olmayacaktı. Ancak şu anki Luo Feng ikisini tuzağa ihtiyaç duymadan yok edebilirdi! Ruh okuyucular aynı seviyedeki dövüşçüleri yok edebilir ve seviyeleri üzerindeki dövüşçüler ile mücadele edebilirdi! Bu durumun ciddiyeti dövüşçü dairesi tarafından biliniyordu.

 

“Şu anda acemi düzey savaş tanrısına karşı dövüşebilirim!”

 

“Eğer kirli oynar ve ruhsal gücüme güvenirsem, acemi düzey savaş tanrısı o kadar da zor olmayacaktır.”

 

Luo Feng gerçekten inanılmaz hızlı gelişiyordu. Uyandığından bu yana 8 ay bile geçmemiş olmasına rağmen gücü çoktan acemi düzey bir savaş tanrısıyla rekabet edebiliyordu!

 

Luo Feng’in aşırı nadir bir ruh okuyucu olduğu düşünüldüğünde bu o kadar garip değildi. Ruh okuyucuların değeri tartışmasızdı. Doğduklarında başlangıçta zayıf ruhsal güçleri doğal olarak bir araya gelirdi ve zihinlerinde gizlenirdi.

 

Ruhsal gücü daha az olanlarınki sıvı bir duruma dönüşürdü.

 

Ve daha fazla sahip olanların görüntüleri sıvı ile katı arasındaydı. Daha katı oluyorsa daha çok ruhsal gücü olduğu anlamına geliyordu.

 

Ve olağanüstü derece ruhsal gücü olanlar için ise, tamamen kaskatı bir hal alıyordu!

 

Luo Feng bu hayret verici derece ruhsal gücü olan kişilerden biriydi. Gelişme düzeyi zaten şaşırtıcı derecede olabilirdi fakat bir kez nihai bir eğitim kılavuzu Dokuz Aşama Yıldırım Bıçağı’nı eklediğinizde, ve üzerine de Luo Feng’in kendi acı dolu eğitimi… Luo Feng’in gelişim düzeyi korkutucu derecelere ulaşıyordu.

 

Kısacık 8 ay içerisinde o çoktan çılgınca ‘acemi düzey savaş tanrısıyla’ karşılaştırılabilir haldeydi!

 

Diğer yandan ‘Hong’  ve ‘Yıldırım Tanrısı’ ile karşılaştırıldığında hala fark vardı. Hong ve Yıldırım Tanrısı Büyük Nirvana periyodu sırasında savaş tanrısı seviyesini aşan varlıklardı; onların gelişim düzeyleri daha da şaşırtıcıydı!

 

“Zihnimdeki karanlık altın küre devasa miktarda ruhsal güç barındırıyor. Sadece vücudum bunu kaldırabilecek kadar güçlü değil, bu yüzden ruhsal gücüm sadece karanlık altın küre içerisinde var olabiliyor.” Luo Feng çay fincanını tuttu ve hafifçe bir yudum aldı. Çayın aroması ağzına yayılıyordu, “Öyleyse vücudum güçlendikçe ruhsal gücüm daha kudretli hale gelecek.”

 

“Şimdi mümkün olduğunda vücut formumu yükseltmeliyim!”

 

Luo Feng panonun arama kısmına “Vücut geliştirme taktikleri” yazdı ve hızlıca çok miktarda başlığa ulaştı. Açıkça konular çok fazla kişi tarafından tartışılmıştı.

 

Luo Feng en fazla yanıt almış başlıklardan bazılarına tıkladı.

 

“Taktikler, ne taktikleri?”

 

“Genetik ilaç? Fiyatı pahalı ve kaptanın arkadaşından 200 milyona alabilirim. Diğer yandan genetik ilaç vücuda bir miktar hasar veriyor. Onu kullandıktan sonra yeteneklerin güçlenecektir fakat daha ileri götürebilmek zor olacaktır.” Luo Feng hafifçe başını salladı. Genetik ilaç genellikle tüm gelecek umutlarını kesiyordu.

 

Bu yüzden sadece Wei Tie , Wei Qing ve Chen Guo gibi uzun zaman periyodunda bile çok az miktarda yeteneklerini artırabilen  ve gelecekte hiçbir şey yapabileceğine güvenmeyen kişiler genetik ilaç kullanmayı istiyordu.

 

Ya Luo Feng gibi olanlar?

 

Neredeyse sınırsız potansiyele sahip birinin genetik ilaç kullanması bir aptalın yapacağı bir şeydir.

 

“İkinci yol oldukça güzel. Yaptığın sürece gücün birçok kez artabiliyor ! Hiçbir yan etkisinin olmaması dışında ayrıca eğitimi de hızlandırıyor.” Luo Feng ikinci yönde baktı ve sadece başını kibirle salladı,“Ne yazık ki bu metodun maliyeti çok fazla.” İkinci yol ise, ejder kanını vücudunuzun her yanına yayarak vücudunuzda emilmesini sağlayarak onu daha güçlü hale getirmekti!

//ejderha kanı neymiş, tellak Kürşat ağaya gideceksin o seni iyice bir keseleyecek gör o zaman sen gücü hahaha

 

Ancak ejderha kanının gereksinimleri aşırı yüksekti. Birincisi imparator seviye ejderha olmalıydı!

 

İkinci olarak kan ejderhanın kalbinden olmalıydı. İmparator seviye ejderhayı öldürdükten sonra sadece bir porsiyon ‘ejderha kanı’ yapılabiliyordu.

 

Dünya üzerinde kaç imparator seviye canavar vardı?

 

Ve kaç tane canavar ejderhaydı?

 

Ejderha kanının ne kadar pahalı olduğu hala edilebilirdi!

 

“Bir porsiyon ‘ejderha kanı ‘ Sınırların Dojo’su yarı fiyatı ile 80 milyar! Ve yarı fiyat gereksinimi dört yıldız katkı derecesi” Luo Feng sadece bakabiliyordu. Bu efsanevi nihai bir ilaç gibiydi: kullandıktan sonra hiçbir yan etki olmadan güç fışkıracaktı ve eğitim hızı artacaktı! Ne kadar muazzam bir ilaç!

 

Acı olan ise kaç kişi bunu karşılayabilirdi ki?

 

“Üçüncü yol? Acıyla eğitim yap!” Luo Feng başını salladı. Yapabileceği tek şey kendini acıyla eğitmekti ve bu zamanda çoğu dövüşçünün yaptığı da buydu.

 

“Eğitim hızımla”

 

“Vücut form seviyem yarım yılda orta düzey kumandan seviyesine ulaşabiliyor olmalı!”

 

“Orta düzey kumandan seviyesine ulaştıktan sonra vücut form seviyem bir yıl içerisinde ileri düzey savaş tanrısı seviyesine ulaşmalı.”

 

Luo Feng onayladı: “Diğer bir deyişle ruhsal gücümle orta düzey savaş tanrısı seviyesine ulaşabilecek ve aynı derecedeki diğerlerini öldürebilecek düzeye gelmem gerekiyor. Ayrıca ileri düzey savaş tanrılarına da meydan okuyabilirim! Üç yıl içerisinde ruhsal gücümle ileri düzey savaş tanrısı seviyesine ulaşabileceğim ve bu da beni diğer tüm ileri düzey savaş tanrıları karşısında yenilmez yapacak! Bu zaman geldiğinde hala Akbaba ve Akrep’ten korkuyor mu olacağım? İki fırlatma bıçağı onları düzlemek için yeterli olacak.”

 

Tabii ki aşırı pozitif düşünüyordu. Tüm bunlar için muazzam derecede koşullar gerekiyordu!

 

Karanlık altın kürenin ileri düzey savaş tanrısı seviyesine ulaşabilmesi için yeterli ruhsal gücü sağlayabilmesi gerekiyordu. Eğer eğitilirken karanlık altın küre kaybolursa…

 

O zaman hızlı gelişim aşaması biterdi!

 

Her ruh okuyucunun onlarla doğan ruhsal gücü absorbe etmeye dayalı ‘hızlı gelişim aşaması’ bulunuyordu. Bir kez onu absorbe etmeyi bitirdiklerinde hızlı gelişim aşamaları bitecekti!

 

“Karanlık altın kürenin varlığı aşırı hızlı eğitilmemi sağlıyor! Umuyorum ki hızlı gelişim aşamam ‘ileri düzey savaş tanrısı seviyesi’ ne ulaşana kadar ruhsal gücümle birlikte devam eder.” Luo Feng beklentiyle kendi kendine düşündü. İleri düzey savaş tanrısı bir ruh okuyucu… Savaş tanrısı seviyesinin altındaki varlıklar için onlar en korkutucu varoluşlardı.

 

Ve onun karanlık altın küresi…

 

Ne kadar süre boyunca kullanılabilecekti?